Hayvan Mezarlığı - Stephen King
Dün bitti, anlatımı çok gerilimliydi heyecanla okudum ama sonunu tahmin etmiştim biraz farklı bir son oldu, bölüm 2'ye geçerken zayıf bir geçiş oldu ama sonradan çocuğun anlatımı iyiydi. Teşekkürler @Tolstoyevski.
Bugün 1 sayfa okudum mektupla başladı, vaktim pek yok anca birkaç güne tam olarak başlarım.Malum kitaba dikey geçiş yapıyor musun sonunda?
Otomatik Portakal - Anthony Burgess
İlk kez böyle değişik bir yapıt okuyorum, özellikle anlatıcının anlatım tarzı çok güzeldi. Samimi dili ''ey kardeşlerim, kankalarım'' gibi söylemleri çok hoşuma gitti. Ara sıra 'Mütevazi Anlatıcınız' dediği yerler de hoşuma gidiyordu. Arkadaşları ile özetle zibidilik peşinde koşan Alex'in hapse girmesi ve devamında gelişen olayları konu alıyor. Sürükleyici bir eser, işimden dolayı 1 haftada falan bitirdim. Normalde 2 günde bitecek eser. Tavsiye için de teşekkürler @Tolstoyevski çok güzeldi kitap. Filmini de izleyeceğim kısa sürede.
Onu birkaç hafta önce senle konuşmuştuk galiba. 15-20 gün içerisinde satın alacağım fakat okumak için Aralık-Ocak bulabilir. Şu an listemde Suskunlar, Elia ile Yolculuk, Kuyucaklı Yusuf kitapları yer alıyor. Tatildeyken okuduğum Kürk Mantolu Madonna'yı da yıl sonunda bir kez daha okuma planım var.Türkiye'de, böyle bir dönemde yaşayıp da Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü okumamak olmaz, onu da mutlaka ilk fırsatta okumanı tavsiye ederim, unutulmaz bir başyapıt.
Bu mu ütopya? :/Thomas More - Utopia
Kitap ütopya türünün ilk örneği (?) ama ütopyadan çok liberal distopyası gibiydi. More abinin 500 yıl öncesine göre düşündüğü ilerici çok şey var ama hayal ettiği devlet ve toplum yapısını hiç sevmedim ben. Ne doğru düzgün bir kişi/aile mahremiyeti ne de özel mülk var. Kitapta anlatılana göre herkes çok mutlu ama sanki bir Ütopyalıyı alıp konuştursak iki dakikada bize dert yanmaya başlayacak gibi, öyle bir devlet ve toplum baskısı hissettim okurken. Sosyalizmi arşa değdirmiş bir toplum, demokrasi de tavanda, az yasa, az iş, çok kaliteli zaman var. Kimse zengin değil herkes eşit derecede fakir daha doğrusu herkes hak ettiği kadar zengin ama kimsenin daha fazla zengin olmak için çaba harcamasına izin verilmiyor, sıkıntı bu. Özel mülkiyet olmaması canımı en çok sıkan şeylerden biri oldu. Yaşadığın ev senin değil, eve çok alışma diye on yılda bir değiştirmek zorundasın ve yaşarken bile kamuya açık bir alan, kapısı bacası herkese açık. İnsanların ev değiştirmeye zorlanması devletin zorlamalarından biri. Sadece ev değiştirseler iyi, ada o kadar homojen, daha doğrusu tek tipçi ki bir şehrin nüfusu azaldığında insanlar çok olan yerden az olan yere göç ettiriliyor hatta çocukları olmayan ailelere, fazla çocuklar falan veriliyor. Adanın onlarca şehri birbirinin aynısı, aynı teşkilatlanma, aynı insanlar, aynı eğlence anlayışı, çok boğucu. İnsanların kıyafetleri bile tek tip. Ada insanları o kadar üstün bir ahlaka sahip ki savaşmaktan nefret ediyor hatta kasaplık bile yapmıyor, bunları kölelere yaptırıyor. Sevmediğim bir başka nokta da bu harika devlette kölelik kurumunun devam etmesi. Özetle kitabın anlattığı devlet ve toplum yapısı bana korkunç geldi ama kitabı okuduğum için çok mutluyum çünkü diğer yarısında kitabın incelemesi, öbür kitaplarla karşılaştırma ve More'un hayatı vardı. Anlattığı devleti sevmesem de Thomas More'u çok sevdim. Adamsın More.
Şu anda da Brave New World'ü okuyorum, onun da yorumu yakında, sevdim onu. 🙂
Bunu okurken kusmadın mı? Hayyyyret. Ve şaşırttın beni, ben de okumak istiyorum.Oscar Wilde - Dorian Gray'in Portresi
Kitabın ilk kısımları: 🙄
Ortalarına doğru:
Gelişme kısmı: 😎
Sonlara doğru:
Final: 😱
Liberal distopyası işte, bayağı taraflı anlattım.Bu mu ütopya? :/
Bunu okurken kusmadın mı? Hayyyyret. Ve şaşırttın beni, ben de okumak istiyorum.
Stefan Zweig - Satranç: Kısa bir öykü kitabıydı. Yazarın hayatından da izler taşıdığı çok belliydi. Kolay okunan, akılda kalıcı sayfaları olan iyi bir kitaptı ama birine tavsiye ederken beklentiyi arttırmamasını da söylerim.
Çok bilmiyorum da liberal dediğimiz şey tek tipleşmeye karşı değil midir?Liberal distopyası işte, bayağı taraflı anlattım.
Liberal distopyası = liberal için distopyaÇok bilmiyorum da liberal dediğimiz şey tek tipleşmeye karşı değil midir?
Hııı tamam. Evet okurken bile fenalık geldi.Liberal distopyası = liberal için distopya
Bu mu ütopya? :/
Bunu okurken kusmadın mı? Hayyyyret. Ve şaşırttın beni, ben de okumak istiyorum.
Stefan Zweig - Satranç: Kısa bir öykü kitabıydı. Yazarın hayatından da izler taşıdığı çok belliydi. Kolay okunan, akılda kalıcı sayfaları olan iyi bir kitaptı ama birine tavsiye ederken beklentiyi arttırmamasını da söylerim.
Yazardan kaynaklı kitapta eşcinsellik güzellemeleri yok değildi, erkek güzeli bilmem ne filan, hatta Dorian Gray'e aşkını itiraf eden ressam filan bu kısımlar bana göre sıkıcı ve rahatsız ediciydi ama konu gereği olmalarına bir şey diyemedim. Yani önemli olan kitabın tamamı ve kitabın tamamına bakınca o kısımlar sadece yazarın cinsel kimliğinin etkisinden kaynaklanıyor. Ayrıca kitabın son kısmı etkileyici olduğu için o kısımları unutturuyor okuyana.