En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
My Name Is Khan

Yeni izledim ve kendime kızıyorum şuanda , geç izlediğim için :)

Shahrukh Khan filmde döktürmüş resmen . Adam 'Asperger Sendromu' hastalığını çok iyi canlandırmış. Helal Olsun.

Kajol'de çok iyi bir oyuncu . Elinden geleni yapmış o da .

Gerek oyunculuklar , gerek seneryo , gerekse kalite her şey vardı filmin içinde . Son günlerde izlediğim en iyi filmlerden biriydi :) Çok şey öğretti gerçekten...


BENİM ADIM KHAN VE BEN TERÖRİST DEĞİLİM ! :)

Puanım : 9/10
 

Bilim-kurgu ve komedinin çok iyi bir şekilde harmanlanmış olduğu bir film. Konunun işlenişi daha önce izlediğim zamanda yolculuk temalı filmlerden çok farklıydı ama güzeldi.

Film çok akıcıydı, izlerken hiç sıkılmadım.

Zamanda yolculuk konusunu bu kadar bilimsel bir şekilde-Einstein'ın bir teorisine dayanıyor, zaten doktor da Einstein'a benziyordui köpeğin adı da Einstein'dı. :D- işleyen bir film görmemiştim. Okullarda ders olarak izletilebilir. :D

Anlaşılmakta zorluk çekilmeyen, akıcı, eğlenceli bir başyapıt bence.

10/10
 

Filmi izlemeden önce bu kadar iyi bir film olacağını tahmin etmiyordum. Bence konusu, işlenişi, akıcılığı herşeyiyle mükemmel bir filmdi. Bazı yerlerde heyecanlandırdı, bazı yerlerde de duygulandırdı, bazı yerlerde güldürdü ve muhteşem bi sonlada film bitti. Kristen Stewart'ın oyunculuğu biraz durgundu ama güzelliğiyle bu açığı kapattı, Pattinson reyizin oyunculuğu müthişti diğer filmlerinide izlemeyi düşünüyorum. Bu arada Robert Pattinson'da artık reyizlerimden biri oldu :D

9/10
 

Ben bu filmi 3 boyutlu düşünemiyorum. Gerçekten korkutucuydu bence. Geriye doğru çok hamle yaptım film boyunca. :D

Efektler dönemine göre harikaydı. Sesler de çok iyiydi. Ayrıca filmin müzikleri de güzeldi.

Konu olarak da güzeldi, özgündü, sürükleyiciydi. Ama konuya biraz geç girdiklerini düşünüyorum. Yani dinazorların saldırmadan önceki bölümler biraz daha kısa tutulabilirdi.

Ölümden hep son anda kurtulmaları çok klişeydi bence. Tamam yani 1 kere son anda kurtulursun, iki kere kurtulursun ama daha fazla verilmiş sadakan yoktur.

Her şeye rağmen kendime hakim olamadım ve hop oturdum hop kalktım diyebilirim. Maceranın üst seviyede olduğu özgün konulu bir film. Hala izlemediyseniz tavsiye ederim.

9/10
 

Serinin 2.filminide izledim. İlk filme göre biraz daha sıkıcıydı bence nedenide Edward'ın daha az görünmesi ve Bella'nın sıkıntılı ve depresif kişiliğini filme fazla yansıtmalarıydı. Ama yinede ortalama üstü bir filmdi, bazı olaylar biraz saçma olsada birbirine iyi bağladılar. Sonunda da şaşırttı, ben Edward Jacob kavgası bekliyordum ama olmadı ve Edward Bella'ya evlenme teklif etti. 3 ve 4. filmleri gelecek haftasonu izlemeyi düşünüyorum bakalım ne olaylar olacak.

8/10
 
Olay sırasını düzene koymak amacıyla Pulp Fiction'a göz gezdirdim tekrar. Hikayesi iyi gibi. Ama kronolojik sıradaki son hiç tatmin etmiyor. :D

İlk izlediğimde de aklımda kalan soru işaretiydi, hala öyle. :D
sr64p.png
 

İzlemeyi düşündüğüm fakat mecburiyetten gelecek seneye bıraktığım bir filmdi.Dün şans eseri izleme şansı buldum ve dayanamayıp izledim. :D

İzleme sebeplerimden birisi hem Charlie Chaplin hem de Marlon Brando.İki büyük ustayı bir arada izleme fırsatını kaçıramazdım diye düşünüyorum ve iyiki de izlemişim.İzlerken zevk aldığım bir film oldu.

Oyunculuklar çok iyiydi.Marlon Brando yine enfes oynamış.Oyuncu kadrosunda Geraldine Chaplin ve Sidney Chaplin'in olması da ayrıcalık.Bu filmde Chaplin karşımıza çok çıkmıyor.Fazla göremiyoruz,yönetmenliğinin daha ağır bastığı bir film yani.

Senaryo akıcıydı.Klasik Chaplin filmleri gibi,akıcı komik ve sıkmıyor.IMDb puanını görünce şaşırdım malesef.Çok düşük puan almış.Orada ki puana aldırış etmemenizi öneririm.İzleyince beni daha çok anlayacaksınız.

Genel olarak beğendiğim bir film oldu.Tavsiye ederim...

Puanım: 8.5/10
 
Son düzenleme:

Scorsese & De Niro & Joe Pesci üçlüsünün buluştuğu bir başka film...

Film 3 saat gibi aşırı uzun bir süreye sahip. Aslında uzun süredir izlemek istediğim bir filmdi fakat sürekli sorunlarla karşılaştım ve yeni izleyebildim.

Filmin ilk 1 saati konuya giriş mahiyetinde olmuş ve oldukça uzun bir giriş. Bu kısımda yer yer sıkıldığım oldu. Sonrasında git gide filme ısındım ve bittiğinde daha da olsa izlenirdi diye düşündürdü. (İkiye bölerek iki günde izledim.)

Robert De Niro yine çok başarılıydı. O olmasa filmi bu kadar sever miydim emin değilim. :)

Joe Pesci de yine iyi oynamış. De Niro ile gerçekten efsane ikililer arasındalar bence...

Sharon Stone'un oynadığı karakteri her ne kadar sevmesem de gerçekten iyi iş çıkarmış oyunculuk anlamında.

İyi bir mafya filmiydi bence. Ya da oyunculardan dolayı bana öyle geldi. Tanımadığım oyuncularla olan bir film olsaydı büyük ihtimal bu kadar sevmezdim. Ama usta oyuncuların da etkisiyle;

Puanım: 8.5/10
 
Bring İt On: İn İt To Win İt (2007)

Saçma sapan bi Amigo filmiydi, baştan sona sıkılarak izledim.
 

Sinema sevdalısı küçük bir çocuğun hayatını anlatan güzel bir filmdi. (Bu küçük çocuk büyüyünce büyük bir yönetmen olmuş.)

Film boyunca 1950'li yıllardaki sinemaya dair pek çok şey görmek güzeldi. Mesela o yıllarda öpüşme sahneleri bile p.grafi olarak sayılıyormuş. :):)

Filmin ilk yarısı daha çok sinemaya odaklı geçse de bir noktadan sonra romantik komediye dönüşmeye başladı.

Müzikler eğlenceliydi.

Genel olarak 8.4 imdb puanını abartılı bulsam da sıkıcı olmayan izlenilebilir hoş bir filmdi. :)

Puanım: 7.5/10
 

Film son 10'dksı hariç çok iyiydi. Görsel efektler, showlarin sunuşuluşu filan sanki gerçekten "got talent" yarişmlarindan birini izliyor gibiydim:X Showlar gerçekleşrken orda canlı canlı izlemek istiyor insan:X Ben filme gönül rahatlığıyla 8/10 veririm:) Jesse Eisenberg'ün gerçekten diksiyon dersi alması lazım ( yavaş konuşma) Tamam filmi alt yazılı izliyorum ama repliğinin yarısını okuyamadan diğer oyuncunun repliğini okumaya başlıyorum. Facebook filmini izlerkende böyle olmuştu. Ama karaktere bürünmüş yaptiği numaralari ilgiyle izledim:X

Bu arada film gerçekten ama gerçekten İlluminati kokuyor.(Kafayı yemiyorum millet :A Gerçekten söylüyorum:F

Göz'de göz göz'de göz:bağır: Yok göz'e katılmamız gerek yok göz'ün amacı falan filan.

Dialoglari dikkatli okursanız ne demek istediğimi anlayacaksiniz.

@cevaa Alacakaranlık'a baya cesaretli davranıp 8 vermişssin :X @berkann J.P ile çocukluğumu depreştirdin bi ara bende izleyeyim :A
 
Son düzenleme:

Kaliteli bir savaş filmi olmasına karşın bu tip sadece savaş üzerine yoğunlaşan filmleri pek sevmediğim için bunu da sevemedim.

"En büyük düşman içimizdeki düşmandır" tezini iyi bir şekilde yansıtmış film ama bana çoğu kısmı çok sıkıcı geldi.

Charlie Sheen'i ilk kez komedi dışı bir rolde izledim ve oldukça başarılı buldum.

Film savaş sahneleri açısından gayet kaliteliydi ve o yıl fazla üst düzey adayın olmadığını düşünürsek kazandığı 4 Oscarı haketmiş olabilir.

Savaş filmi hastaları kaçırmasınlar ama benlik bir film değildi. Verebileceğim maksimum puan:

6/10
 

Pek etkilenmedim filmden. David Fincher'ın en iyi yaptığı şey olan sonuyla şaşırtmayı beceremedi.

Konu fantastik geldi bana. Çok fazla, gerçek olamayacak cinsteydi.

Ancak şunu söyleyebilirim ki, bir ara "acaba böyle değil de böyle mi?" sorusunu sordurttu ama cevabım sonunda olduğu gibi çıktı.

Bu arada filmin sonunda da bir saçmalık var.

Gökdelenin neresinden atlayacağını nerden biliyorlardı? Ya başka taraftan atlasaydı?

Yönetmenin daha önceki izlediğim filmlerine oranla daha kötüydü. Etkilenmedim.

Puanım: 6.5/10
 

Film, beklediğimden çok daha iyi çıktı.

Bir dedenin torununa anlattığı tatlı bir masal. :)

Bir masalı anlattığı için doğal olarak pek çok olağanüstülükler vardı. Bu tarz filmleri seven biri olarak keyifle izledim tüm filmi. Güzel bir tat bıraktı arkada. :)

Bu arada Robin Wright ve Mandy Patinkin'in dizide oynadıklarını bilmesem asla tanımazdım herhalde. :D Şimdilerde orta yaşlardaki halini izlediğim Robin Wright o yıllarda çok genç ve güzelmiş. :) Mandy Patinkin'in de Homeland'deki haliyle arasında dağlar var. :):)

Sonuç olarak keyifle izlediğim çok hoş bir filmdi. :)

Puanım: 9/10
 

İzlemekte geciktiğim bir film.Film beklediğimden iyi çıktı.Ertelediğime pişman oldum diyebilirim...

1940'lı yıllar çok çok iyi yansıtılmış.Bir anda o yıllardaymış gibi hissedebiliyorsunuz.Film bu konuda gayet başarılıydı.O zamanlarda yaşamış ve verem hastalığından ölen iki şair konu edilmiş bence konusu çok dikkat çekici.

Oyunculuklar yerindeydi.Kıvanç Tatlıtuğ gayet başarılıydı."Behçet Necatigil" ustayı canlandıran Yılmaz Erdoğan'da bence çok iyiydi.Senaryo güzeldi,sıkılmadım.Akıcı bir işleyişi vardı filmin.

Genel olarak güzel bir filmdi.Belki En İyi Yabancı Fİlm adayları arasına girebilir, o potansiyel var bence.Tavsiye ederim...

Puanım: 8/10