Özellikle @Tolstoyevski övgüleri nedeniyle uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi, nihayet izledim. @Tolstoyevski'den olmamış yerine harika almak, filmi sevmek isterdim ama olmadı.
Biçim olarak Metropolis ve Brazil'den fazlasıyla etkilenmiş bir film bence. İçerik olarak da Westworld'den esinlenmiş olmalı. (Filmini izlemedim ama dizisinden yola çıkarak tahmin ediyorum)
Konusu iyi hoş ama yani oyunculuklar falan hak getire. Her şey aşırı abartılı ve ben filmim diye bağırıyor. İyi bir yönetmenin elinde çok daha iyi bir film olabilirmiş. Şöyle Nolan, Fincher falan çekecekti bu senaryoyu.
Özellikle @Tolstoyevski övgüleri nedeniyle uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi, nihayet izledim. @Tolstoyevski'den olmamış yerine harika almak, filmi sevmek isterdim ama olmadı.
Biçim olarak Metropolis ve Brazil'den fazlasıyla etkilenmiş bir film bence. İçerik olarak da Westworld'den esinlenmiş olmalı. (Filmini izlemedim ama dizisinden yola çıkarak tahmin ediyorum)
Konusu iyi hoş ama yani oyunculuklar falan hak getire. Her şey aşırı abartılı ve ben filmim diye bağırıyor. İyi bir yönetmenin elinde çok daha iyi bir film olabilirmiş. Şöyle Nolan, Fincher falan çekecekti bu senaryoyu.
Özellikle kurgu yönüyle derinlikli bir filmdi, en azından 7 puanı hak eden, gerek oyunculuk gerek müzik gerek yer yer yönetmenlik yönüyle hiç de fena değildi, yönetmenlik biraz daha iyi olabilirdi kabul ediyorum, zaten aynı yıl çekilip 1 yıl sonra vizyona girmiş hemen hemen senaryo konusunda akraba sayılacak bir film üstün yönetmelik başarısı nedeniyle insanlık tarihine geçmiş başyapıtlardan biri olmuştu... Bu filmin de o potansiyeli vardı ama en azından ortalama üstü bir film, tabii filmde bina kadar büyük uzaylıyı ağzına molotof atarak patlatan bir kahraman olmadığı için, sevilmemesi normaldir.
Sidney Lumet ve Al Pacino faktörlerinden dolayı izlemek istediğim bir filmdi. Sonunda izledim.
Güzel bir konusu var filmin ama işlenişini pek beğenmedim. Sidney Lumet'in izlediğim dört filmi arasından en zayıfı. Al Pacino her zamanki gibi başarılı ama onun da en başarılı performanslarından biri sayılmaz.
İzlerken sıkıldım. İyi başladı çok durağan devam etti.Gereksiz bir uzunluğu var "hadi yap şunu" dedim durdum film boyunca. Boşuna izlemiş olmayayım diye sonuna kadar sabrettim.Filmin tek güzel yanı Jennifer
Böyle sırf aksiyon filmlerini de sevmiyorum zaten konusu biraz farklı olması lazım.
Film boyunca sadece o zamanlar da bu filmi nasıl çektiklerini düşündüm. O sondaki itirafı ise hiç beklemiyordum. Bir de abi Darth Vader çok asil değil mi ya? Komutanın biri hata yapıyor adam tak diye öldürüyor onu.
İki kere buraya yazmaya çalıştım ama başaramadım. Eğer burayı okuyorsanız, başarmışımdır.
Weekend: Film iki eşcinsel erkek arasında. Yani eğer homofobikseniz tavsiye etmem. İzlemeden 1 puanınızı basabilirsiniz gönül rahatlığıyla.
Film beni beklediğim kadar etkileyemedi. Hafif Before üçlemesinin ilk filmi tadında, diyaloglarla ilerliyor. Sıkılmadım ama vuramadı beni tam. Görüntüler güzeldi. 7/10
Bin-jip: Konu olarak özgün bir film. Ancak bilmiyorum işleyişi böyle mi olmalıydı filmin?
Film boyunca konuşmamaları son sahnedeki "seni seviyorum"u daha etkileyici kılmaksa evet başardılar bence. Ama ben yine de en azından sorgu sahnelerinde konuşma bekledim, gerçekçilik için.
Filmde çalan şarkı çok güzeldi. Şaşakalıyorsunuz önce Kore filmi mi diye kontrol ediyorsunuz.
Yönetmen başarılıydı. Özellikle
adamın ikinci kez evlere girdiği sahnelerde.
7/10
Ferzan Özpetek: Bu film değil ama adamın dört filmi izlemişim bir başlık altında toplalayım hepsini. İzleme sırama göre:
Cahil Periler: İlişkiler açısından yapılmış en iyi filmlerden birisi bence. Ferzan Özpetek'i ilk kez izlememden kaynaklı twist de var. Başroldeki adamın oyunculuğu gördüğüm en iyi performanslardan.
Kadının gidişinden sonra bakışını hala unutmadım.
9/10
Karşı Pencere: Özpetek'in senaryolarını az çok anlayınca bu filmde neyin nasıl gelişeceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz.
Geçmişte anlatılan hikayeyi kast ediyorum. Adamın gay olması vs.
7/10
Serseri Mayınlar: Bazı filmler insanı mutlu eder. Bunlardan birisi benim için Little Miss Sunshine. Depresyon zamanlarımda izlerim. Bu film de benim için LMS'nin yanına eklendi.
Adamın, gay arkadaşlarının evine geldiği sahne harikaydı.
Kutlama ne güzel şarkıymış. Evlenirsem bu şarkıyı düğün şarkım yapabilirim.
9/10
Bir Ömür Yetmez: Bu film için çok bekledim. Torrent aradım bulamadım, uğraştım olmadı. Youtube'da varmış.
Önceki filmlerindeki samimiyeti, belki de mutluluğu bulamadım. Bir şeyler olmamış sanki filmde. 6/10
I Killed My Mother: Dolan Dolan Dolan... Bu kadar genç yaşta hem yazıp, hem yönetmesi üstüne bir de oynaması başarı. Evet ama yapabildiğin tek şeyi yapsan Xavier? Ben ilk izlediğim filminde de beklediğimi bulamamıştım, bu filmde de bulamadım. Tabi son filmi yıldızlar kadrosuna da şans vermeme engel değil bunlar.
5/10
Yoruldum. İki film kaldı ama onlar hakkında da çok yazacak bir şeyim yok.
İki kere buraya yazmaya çalıştım ama başaramadım. Eğer burayı okuyorsanız, başarmışımdır.
Weekend: Film iki eşcinsel erkek arasında. Yani eğer homofobikseniz tavsiye etmem. İzlemeden 1 puanınızı basabilirsiniz gönül rahatlığıyla.
Film beni beklediğim kadar etkileyemedi. Hafif Before üçlemesinin ilk filmi tadında, diyaloglarla ilerliyor. Sıkılmadım ama vuramadı beni tam. Görüntüler güzeldi. 7/10
Bin-jip: Konu olarak özgün bir film. Ancak bilmiyorum işleyişi böyle mi olmalıydı filmin?
Film boyunca konuşmamaları son sahnedeki "seni seviyorum"u daha etkileyici kılmaksa evet başardılar bence. Ama ben yine de en azından sorgu sahnelerinde konuşma bekledim, gerçekçilik için.
Filmde çalan şarkı çok güzeldi. Şaşakalıyorsunuz önce Kore filmi mi diye kontrol ediyorsunuz.
Yönetmen başarılıydı. Özellikle
adamın ikinci kez evlere girdiği sahnelerde.
7/10
Ferzan Özpetek: Bu film değil ama adamın dört filmi izlemişim bir başlık altında toplalayım hepsini. İzleme sırama göre:
Cahil Periler: İlişkiler açısından yapılmış en iyi filmlerden birisi bence. Ferzan Özpetek'i ilk kez izlememden kaynaklı twist de var. Başroldeki adamın oyunculuğu gördüğüm en iyi performanslardan.
Kadının gidişinden sonra bakışını hala unutmadım.
9/10
Karşı Pencere: Özpetek'in senaryolarını az çok anlayınca bu filmde neyin nasıl gelişeceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz.
Geçmişte anlatılan hikayeyi kast ediyorum. Adamın gay olması vs.
7/10
Serseri Mayınlar: Bazı filmler insanı mutlu eder. Bunlardan birisi benim için Little Miss Sunshine. Depresyon zamanlarımda izlerim. Bu film de benim için LMS'nin yanına eklendi.
Adamın, gay arkadaşlarının evine geldiği sahne harikaydı.
Kutlama ne güzel şarkıymış. Evlenirsem bu şarkıyı düğün şarkım yapabilirim.
9/10
Bir Ömür Yetmez: Bu film için çok bekledim. Torrent aradım bulamadım, uğraştım olmadı. Youtube'da varmış.
Önceki filmlerindeki samimiyeti, belki de mutluluğu bulamadım. Bir şeyler olmamış sanki filmde. 6/10
I Killed My Mother: Dolan Dolan Dolan... Bu kadar genç yaşta hem yazıp, hem yönetmesi üstüne bir de oynaması başarı. Evet ama yapabildiğin tek şeyi yapsan Xavier? Ben ilk izlediğim filminde de beklediğimi bulamamıştım, bu filmde de bulamadım. Tabi son filmi yıldızlar kadrosuna da şans vermeme engel değil bunlar.
5/10
Yoruldum. İki film kaldı ama onlar hakkında da çok yazacak bir şeyim yok.
Film çok güzeldi. Tekrardan yanıltmadılar beni. Filmin müzikleri de on numaraydı. Bir ara gülmekten ölecektik. İlk perde çok güldürdü ikinci perde ise biraz duygulandırdı. En yakın zamanda da filmin müziklerini piyasaya sunmalılar.
Çocukken izlediğimi ve özellikle çatı sahnesinin aklımda kaldığını hatırlıyorum. Fakat adam akıllı izleyince gördüm ki hakkında pek yorum yapmaya bile değmezmiş, ancak bol klişe ve kötü oyunculuk olsa bile sıkıcı olmadığını öylesine vakit geçirmek için ideal bir çerez filmi olduğuna dikkat çekerim.
3/10
İlk filmin biraz daha gelişmiş hali, yıl farkıyla doğal olarak. İşi ticarete dökelim yeni bir SW yaratalım amacıyla işe girişip filmin sonunda devam filmlerinin çekileceğinin ipucunu verse de bu amerikan klişeliğiyle bin film çekseniz SW nin en kötü filmine bir adım yaklaşamazsınız. Bu filmle birlikte Fantezi türünde SW ye haksızlık ettiğimi anladım, IV-V-VI da dahil olmak üzere hepsi belki kötü çatışma sahneleri olan ama kaliteli derinlikli kurgusu olan yapımlardı. Zaten zamanla kült haline gelmeleri de eşi benzerinin pek görülmemesinden dolayı denilebilir.
4/10
İşte gerçek bir film. Tarantino ile alakalı olduğunu bilmeseniz bile filmi izlerken ne kadar da Tarantinovari sahneler diyebiliyorsunuz. Tarantino'ya has zenci muhabbetinin de herhalde en iyi örneklerinden biri geçiyor filmde. Tarantino usulü çatışma, Tarantino usulü bol kan ve bol şiddet ve elbet Tarantino usulü diyaloglar filmde kendine kendine yer buluyor. Senaryo olağanüstü demesek de hiç de yavana atılır değil.
Ve elbette Tarantino nun klasikleşmiş "karşılıklı çatışma ve iki tarafın da ölümüne ateş etmesi" bu filmde de yer buluyor. Tarantino nun tüm filmlerinde silahın mutlaka ateşlenmesi, muhakkak çatışma durumu olması imzavari bir durum.