En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Serinin ilk 2 filmini beğenmiştim ve bu bölümü merakla bekliyordum.En iyisiydi..

Matt Damon'un en iyi oyunculuğu buradaydı.Filmlerini izledikçe daha çok seviyorum bu adamı.Joan Allen da çok başarılıydı.Filmde az da olsa Daniel Brühl'ü görmek de güzeldi.

En iyi aksiyon dövüş sahneleri yine buradaydı.Paul Grengrass müthiş yönetmiş filmi.

New York'taki arabayla kovalama sahneleri,Fas'ta arabanın patlama sahnesi,istasyonda gazeteciyle olan sahneler,çok iyiydi.Son sahnede onu kovalayan tetikçiye söylediği "Beni niye öldürdüğünü bile bilmiyorsun,değil mi?" diye verdiği derse de çok iyiydi.

Filmde Bourne'un bu ajanlık işine nasıl girdiğini de görüyoruz.

En zekice hareketler bu filmdeydi:

Adamın kasasını açmak için ses şifresini telefon konuşmasında ses kaydı yapıp kırması,Pam'in doğum tarihi üzerinden verdiği adres şifresi aklıma gelenler.Çok iyi hamlelerdi.

The Bourne Supremacy filminde Bourne filmin sonunda Amerika'ya gelmişti.Filmin son kısmına kadar Amerika'ya geliş kısmını görüyorduk bence mantıklı olmuş.

Bu arada filmin sonu da çok iyiydi bir de Extreme Ways çalınca daha da etkili oluyor.

9/10
 

Bir Eric Bress ile J. Mackye Gruber filmi. Çok değişik ve çok farklı bir konusu vardı ki, o konu çok etkileyici bir tarafı vardı.

Kaos teorisinde geçen söz ile başlanır. "Denir ki; kelebeğin kanat çırpışı gibi küçük bir şey, dünyanın yarısını dolaşacak bir tayfuna neden olabilir." Film aslında bu teori üzerine kurgulanmış ve izleyiciyi ters köşeden ters köşeye sürükleten bir yapım olarak öne çıkan bir film. Geçmişe geri dönmek bambaşka bir şey olsa da, bu özellik bu filmde çok anlamsız kalıyor.

Şöyle ki;
Evan, doğar doğmasına ama kendisi için karanlık anlar da başlar. Aslında hiç doğmamalıydı. Evan'ın 7, 13 ve 20'li yaşlarındaki hali anlatılıyor. Hayatını değiştirirse nasıl sonuçlar alacağı gösteriliyor. Açıkcası, "kaderin önüne geçemezsin" mesajı veriyor. Daha kötü sonuçlar çıkıyor karşısına. Filmde zamanda geriye dönme olayı, hayatı daha kötü şeyleri çevireceğini gösteriyor.

Filmde düşündüren ve düşündürdüğü gibi de sonda ters köşe yapan bir yapıya da sahipti.

Ters köşe;
Evan doğmasaydı, her şey daha normâl olacaktı. Bir bakıma doğduğunda çevresine kara bulut saçacaktı. Düzeltmeye çalışsa da, hiçbir şey düzelmedi. Geri dönüş yaptı ve annesi 3. ölü bebeğini doğurmuş oldu. Hayatlar, artık daha düzenliydi.

Ashton Kutcher'in başarılı performansı vardı ve Amy Smart'ın güzelliği. Bu ikili öne çıktı daha çok zaten.

Bu tarz filmleri izleyerek kendi varlığını sorgulatıyor. O derece etkili, sıkıcılığı olmayan, düşündüren ve ters köşe yapan.

9/10
 
Yine çok iyiydi hatta ilk filmden daha iyiydi. Imdb'si niye bu kadar düşük anlamıyorum gerçi az kişi tarafından oylanmış.

Serinin ilk filminde Dexter'dan Debra vardı ikincisinde de Dexter'dan bir oyuncu var ama bu oyuncu yani Josh Cooke, Jennifer Carpenter'ın aksine nefret ettiğim bir karakteri Louis'i canlandırıyordu.

Öncelikle [HASHTAG]#RIPAngela[/HASHTAG] diyorum benim güzeller güzeli Angela'mdan hiç haber alamadık sanırım ilk filmin sonunda vefat etti


Heyecan önceki filme göre çok daha üst düzeydeydi hop oturup hop kalktım.

Jos Cooke yine kendinden nefret ettirecek bir karakter bulmayı başarmış :S Henry tam bir Travis Marshall. Nedir bu insanların bunlardan çektikleri
Nüfus çok diye biyolojik silah yapıyor hayvan
ama oh olsun panzehir kendisinde de işe yaramadı da geberdi gitti

Shilah'cığım sen de tam bir reyizsin. Kadının dibisin
Kendini feda etti Jenny için

Jenny a be kızım madem virüs kaptın ne diye çocuğun arkasına takılıyorsun
George kurtulamayacak sanıyordum ama sonunda biri kurtuldu iki filmden.
3. film yok sanırım
Olursa onu da çok izlemek isterim.
10/10
 
Beğenmedim bunu

karantina 2'de virüsün kaynağı olarak daha iyi bir şey gösterilmişti. cinli perili film izlemek istesek yerli birçok film var zaten.
islami temalı birçok korku filmi izledim ama bu hristiyan temalı olduğundan pek etkilemedi. vasattı film, sürekli koşmalar, oradan buradan çıkan yaratıklar.ss pek korkmadım, heyecanlanmadım da.
rahibe tavsiyem bir daha görürse o yaratıklara bir felak-nas okusun nasıl çatır çatır konuşuyorlar o zaman.
6/10
 

Bir Louis Leterrier filmi. Bu tarz büyülü filmleri izlemekte ayrı bir keyif. İzlerken büyük keyif aldım.

Ters köşe üstüne ters köşe yapan bir filmdi. Sihirbazların nasıl numaralar yaptığını açığa çıkardığı da oldu. Arada sesli güldürdüğü de oldu. Müzikleri desek, filme çok uyumluydu.

Filmde;
Sihirbazlık ötesinde Jack Wilder'ın ters köşesi çok iyiydi. Öldüğü sanılıyordu ama ölmemişti. Banka soyma numarası da çok iyiydi. Öyle bir şey yoktu oysa ki. Sürekli ters köşe vardı. "O olacaktı" derken, farklı bir şey oluyordu. Dylan Rhodes'ın, Thaddeus Bradley'in fişini çekme planı da gerçekleşmişti. Aslında o dört sihirbazı bir araya getiren oydu. Filmde en büyük ters köşe de buydu. Filmin başındaki gizemli adam da oydu.

Filmin oyuncu kadrosunda Jesse Eisenberg, Mark Ruffalo, Woody Harrelson, Isla Fisher, Dave Franco, Mélanie Laurent ve usta oyuncu Morgan Freeman vardı. Hepsi de başarılıydı diyebilirim. Isla Fisher ile Mélanie Laurent'in güzellikleri filme damgasını vurdu.

Sıkıcı değildi, akıcıydı. Her ilerleyişte farklı bir yere gitti film. Hele sonlara doğru hareketlilik arttı, büyüleyici bir yere gitti ve büyük bir ters köşe oldu.

9/10
 
Hacı ben de izleme listemde var ama vakit kaybı olur mu konusu nasıl genel olarak ?
 
Hacı ben de izleme listemde var ama vakit kaybı olur mu konusu nasıl genel olarak ?
spoi vermeden anlatmaya çalışayım bakalım

filmin afişinde görülen hanım kızımız jennifer carpenter filmde bir reality şov sunucusu kameramanı ile birlikte itfaiye istasyonuna gidiyor itfaiyeciler napar ne eder onu çekecekler, sonra bir ihbar geliyor. gittikleri yerde tuhaf şeyler olmaya falan başlıyor birden devlet tarafından karantina altına alınıyor kimse çıkamıyor binadan. sonra olaylar olaylar işte
kameramanın kamerasının kaydettikleri var filmde.
ben çok beğendim eğer korku gerilim seviyorsan izle
 
spoi vermeden anlatmaya çalışayım bakalım

filmin afişinde görülen hanım kızımız jennifer carpenter filmde bir reality şov sunucusu kameramanı ile birlikte itfaiye istasyonuna gidiyor itfaiyeciler napar ne eder onu çekecekler, sonra bir ihbar geliyor. gittikleri yerde tuhaf şeyler olmaya falan başlıyor birden devlet tarafından karantina altına alınıyor kimse çıkamıyor binadan. sonra olaylar olaylar işte
kameramanın kamerasının kaydettikleri var filmde.
ben çok beğendim eğer korku gerilim seviyorsan izle
Herşey güzeldi şu kameramanın kamerası olmasaydı... :|
 
niye
o daha bir heyecan katıyor filme
 

Genelde bu tarz kahramanlık filmleri mantığı aştığı zaman saçma ve gereksiz olur, normalde şans vermezdim ama kadro ve "Agents of S.H.I.E.L.D" adlı diziyi izlemiş olmamdan dolayı bir şans tanımam gerekiyordu ve olay diziyle aynı yerde buluşuyordu güzel yanı buydu. Fury'nin nasıl kurtulduğunu dizide göstermiyordu burada hikayeyi görme fırsatım oldu.

Yok kalkanımı şuraya atayım saçmalık yaratayım olayları neredeyse yoktu filmde zaten puanlamarda görebileceğiniz gibi bu filmin ımdb'den 8 almış olmasıda beni doğruluyor.

Aslında bu filmi sevmemin nedeni izlediğim şeylerle bağdaşması mesela ben Shield adlı diziyi izliyorum bu da onun bir parcası. Bunu son dönemde yapmaya başladı bu ekip ve bu yüzden mecburen takip etmek zorunda kalıyorum.

İlk filmiydi şans tanımadım çünkü şaçmalama birşeydi, Superman adlı filmde öyle izlemedim, yani bizimde saçmalamamızın sınırı var onlar çok uca gittiler. Batman vs Superman'de aynı noktada olacak bence çünkü aklımızda yatırabileceğimiz mantığı yok. Bu filmlerin bizi kullandıkları sözlerle etkilemeli çizgifilm izlemiyoruz burada.

Scarlett, hayranı olduğum bir insan ama bu filmde güzel olmamış tipsel olarak.
Samuel koltuğu Shield'de Clarka bırakmıştı bu son sahnesi olabilir film için. Chris bu karaktere için biçilmiş bir kaptan denilebilir. Fury ölümsüzdür diyebiliriz, yine imkansızı başardı ve yaşıyor.


IMDB Puanı: 8.0
Sinemalar.com: 8.3


Bende onlara uyuyorum.

Benim Puanım: 8.5
 

Aslında etkinlik için aday gösterecektim ama dayanamadım.
Denzel Washington'un performansını çok merak ediyordum.Sevdiğim oyuncu Ethan Hawke'de vardı.İnternette bulamadağım için erteletiyordum sürekli.En sonunda indirip izledim.

Film çok iyi ve akıcıydı.Genç ve onurlu bir polis birimdeki pis işleri görüyor ve ne yapacağını şaşırıyor.Ana hatları bakımından benim aklıma biraz Serpico geldi ama bu daha farklıydı.

Denzel Washington müthişti.Yani Russell Crowe'un John Nash karakterinden iyi miydi bilmiyorum ama haksızlıkla Oscar almış denemez.Ethan Hawke'de rolüne cuk oturmuş.

Denzel Washington'un filmin sonunda mahalle çetelerine yaptığı bir konuşma var ki zaten orada ne kadar büyük oyuncu olduğu anlaşılıyor.

Antoine Fuqua'nın çekimlerini çok beğendim.

Bu arada filmde bir yer var aynı GTA San Andreas'teki Grove Street.


Başarılı bir film.Öyle bir gün geçiriyor ki karakterler belki de bizim hayatımız boyunca yaşayamayacağımız anları yaşıyorlar.Denzel Washington'un da filmde dediği gibi: "What a motherf*cking day!"

9/10
 

Alfred Hitchcock'un merak ettiğim filmlerindendi.Ustalığını konuşturmuş yine.Tam bir Hitchcock gerilimi.

Öncelikle çapraz cinayet fikrini çok ilginç buldum.Hem de o yıla bakılırsa takdir edilesi bir düşünce.

Oyunculuklar iyiydi.Özellikle Robert Walker iyiydi.Farley Granger'a ilk başta ısınamadım ama sonraları alıştım.Kendisinin oyunculuğunu Rope'ta da beğenmemiştim.

Yine Hitchcock'un usta dokunuşları olduğu sahneler vardı:

Katilin maçı takip eden seyircilerin arasında olduğu sahne çok iyiydi.Sondaki atlı karınca sahnesi de inanılmaz heyecanlı ve ustacaydı.

İlk parçası biraz sıkıcıydı ama film ilerledikçe gerilim arttı özellikle son 20 dakika hazır ol vaziyette izledim filmi.
Sonunu da güzel bağladılar.

Müzikleri de beğendim.

İzlediğim en iyi film-noirlerden diyebilirim.

8.5/10
 
Konusu var forumda geçen sezonun etkinlik filmlerindendi.
 

Uzun zamandır izlemek istediğim fakat ertelediğim bir filmdi.Erteleme sebebim ise filmi sıkıcı kraliyet ailesi filmi olarak düşünmemdi.Fakat konusu bambaşkaymış.Gerçekten çok iyiydi.

Film öncelikle dönemini iyi yansıtmış.O dönemki siyasi olaylar falan filmin ana konusu olmasa bile başarılı ve gerektiği kadar anlatılmış.

Oyunculuklar çok iyiydi.Özellikle Colin Firth'e şapka çıkarmak lazım.Çünkü sadece kekeme rolünü değil kekeme bir "kralı" canlandırıyordu.Diğer oyuncular Helena Bonham Carter ve Geoffrey Rush da iyiydiler.Oyunculuk bakımından fazlasıyla tatmin oldum zaten.

Yönetmen Tom Hooper da en iyi yönetmen Oscar'ını haketmiş.

Filmin sıkıcı olduğunu düşünüyordum ancak yer yer güldüğüm bile oldu.Kralın pratik yaparken sövmesi süperdi.


Müzikler de iyiydi.

Gayet başarılı bir filmdi.Aldığı Oscarları sonuna kadar hakediyor.Herkese tavsiye ederim.


8.5/10