2017 Dunkirk - Film Yorumları

Nolan'ın ismini ile ticari kazanç elde etmek amaçlı kullanmışlar sanırım çünkü Nolan filmi değil bu.:F

Savaş psikolojisinin işlendiği filmleri severim bu filmde de öyle bir tat vardı. Biraz gerilim dozu katılmış oda güzeldi. Film konu olarak guzeldi ama senaryo çok boştu. Konu ne kadar muhteşem olursa oldun senaryo iyi olmayınca olmuyor. Karakterlerin hikayeleri yetersizdi ve bi amaç doğrultusunda değildi. Bi şeyler eksikti senaryo yada kurguda malesef. O yüzden sıkıldım biraz ve film bitince waow olmadım.

Görsel efektler muhteşemdi onun dışında pek muhteşem bi şey yoktu.:(

5.5/10
 
Nolan tarzına uzak ama yine onun filmi olduğunu belli eden tarzda bir film olmuş. 3 farklı zamandan kurgulanıp sonda birleştirilmesi iyi bir hava katmış filme. Aynı zamanda alışık olduğumuz savaş filmlerinden de çok farklıydı. Başrol diyebileceğimiz adamların bile doğru düzgün repliği yok, isimlerini bile bilmiyoruz bazılarının veya birkaç kere duyuluyor o kadar. Belgeselimsi tarzda o olay aktarılmış izleyenlere. Bunu yaparken de bir savaş filminden bekleyeceğin kol, bacak kopmaları, kanlar falan da yok, yalnızca askerlerin psikolojisi üzerinden gidilmiş ve bu da muhteşem yansıtılmış. Karşı taraf olan Almanları bile görmüyoruz filmde zaten, yalnızca İngilizlerin oradaki durumları. Her an onlarla birlikte o çaresizliği yaşadım resmen izlerken. Uçaklar devamlı bombalıyor ve senin yapabileceğin hiçbir şey yok beklemek dışında.

Müzikler yine enfesti zaten bir Hans Zimmer klasiği olarak, o gerilim dolu sahnelerde heyecanı bir kat daha yukarıya çıkarıyordu. Görsellik de yine aynı şekilde çekimlere falan diyecek bir söz yok. Keşke sinemada izleseymişim dedim izledikten sonra, orada o hava çok daha farklı hissedilirdi.

Dunkirk, bence Nolan'ın en iyi filmi olmasa da yine diğer filmlerinden aşağıda değil. Kötü film çıkmıyor adamdan her filmini izlemek ayrı bir zevk. Ayrıca bu tarz bir film, yönetmenin sıradaki işini daha bir merak ettirdi. Bakalım bir sonraki filmde nasıl bir şey çıkacak karşımıza :D

9/10
 
harbiden oscar adayı filmleri nasıl ayırdedeceğizki @OzaN da bişey yazmamış biz tüm 2017 filmlerini tüketecekmiyiz bu şekilde :)
@OzaN in sitesinde de tüm filmler var:X 23 Ocakta adaylar açıklancakmiş 25 mart oscar gecesiymiş. Bu haftadan sonra film izlemicem oscarın tarih uzatması da güzel olmuş :X Adaylar acıklanınca adaylardan izlerim.
 
o zaman bundan vazgeçelim sonra izleriz bunu oscarlık bir film bulsun @Forumdash :)
@OzaN in sitesinde de tüm filmler var:X 23 Ocakta adaylar açıklancakmiş 25 mart oscar gecesiymiş. Bu haftadan sonra film izlemicem oscarın tarih uzatması da güzel olmuş :X Adaylar acıklanınca adaylardan izlerim.
@OzaN ın açtığı konular olucak ve filmleri cumartesi pazar açmış hafta sonu ozanın açtığı filmlerden bakın :A :A :A
 
Sen bul ugraştırma beni :X @mesmeso61 izlemiş, @Aserat da izlemiş. Duvar yazılarında birbirlerine gönderme yapıyorlar:F Bizde izleyelim de çıksın aradan, film büyük mü küçük mü görelim:F
tamam izleyelim bu saatte başka film nerden bulacağız:) @Çiğdem- bunu izleyelim, bu filmi senin kütük benim sıvadaşım @MasacRE- de önermiş bize aradan çıkaralım bunuda :)
 
koskoca BBC yalan söyleyecek değil ya :X Oscar adayına gösterilmiş :X Oscarlık denmiş. @OzaN konuyu kaçırmış :X TR'de gösterime girdiği zaman açılmış konu belli. @Çiğdem- @destere

http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-40681589
tamam izleyelim bu saatte başka film nerden bulacağız:) @Çiğdem- bunu izleyelim, bu filmi senin kütük benim sıvadaşım @MasacRE- de önermiş bize aradan çıkaralım bunuda :)
Oscar filmi değil derken şeyi diyorum @OzaN ın etkinliğini kapsamıyor :F Etkinliği kapsayan filmleri hafta sonu açmış :A :A :A
 
İlk gün izlemekten kendimi alamayacağım bir filmdi. İlk ortaya çıkan puanlarından sonra da zaten büyük bir heyecanla beklediğim filmi daha da hiddetle beklemeye başladım ve umduğum gibi ilk gün izledim. Sanırım 3. seans olan 16:30 seansında İmax izledim. Film tür olarak savaş geçiyor ama şimdiye kadarki izlediğim en farklı savaş filmlerinden biriydi belki de en farklısıydı diyebilirim. İmax'in de etkisiyle aldığım haz ve hissetttiğim duygu yoğunluğu aşırı fazlaydı. Bazı yerlerde koltukta insanı titreten cinstendi yani. Savaş atmosferi muazzam aktarılmış. Epik bir yolculuğa çıkıyorsunuz ve sinematik olarak çok değerli bir 1 saat 46 dakika geçiriyorsunuz. Türünde ve son yıllarda çıkan filmler arasında tepeleri zorlar. Spoilersız daha fazla bahsedemem bu filmden gireyim yavaştan.

Savaş filmlerinde senaryoya genelde hikaye anlatımında taraf tutmuş mu, propaganda var mı, ya da ne bileyim yönetmenin o yaşanmış olaya bakış açısı nasıldı taraflı mıydı gibi sorular sorularak bakılır. Bu filmde ise hikayenin buna zamanı bile olmuyor. Olayın tamamen insancıl yönü ele alınmış. Ne ırk ne de bir millet propagandası hissetmedim filmden. Ha etraftaki yorumlarda bu filmde bile net İngiliz propagandası yapılmış Nolan memleketini korumuş gibi yorumlar görmem mümkün. Bunu da filmde 3 4 İngiliz bayrağı görüp filmin sonunda da olayın kahramanlık gibi gösterilmesine bağlamışlar. Son sahneden propaganda çıkarmak bence biraz yanlış bakış açısı. 400 bin askerin karadan sıkıştığı ve havadan bombardıman altında olduğu bir ortamda o askerlerin çeşitli yardımlarla kurtulması ve savaşmaya devam edecek olması başarılı olarak görüldü son sahnede. Ve düşününce o ortamda bu tahliyenin başarıyla sonuçlanmasının sevinçle karşılanması çok normal.

Ha tarihte Almanların da bu olayda büyük hatası var bu ayrı bir gerçek. Dur emri verilmesinin mantığı hala anlaşılamamakta. O şehri alacak ve kıyıdaki tüm askerleri süpürecek gücü ve imkanı vardı. Ama tahliyenin başarıyla sonuçlanmayacağını ve bu kadar sürede bu kadar askerin kurtulacağına pek ihtimal vermemiş olabilirler ki ilerlemeyip sadece karadan kıskaca alarak beklemeye karar vermişler. Ve bunun sonucunda türlü şeyler sonucunda 330 bin civarı asker ordan kurtulduysa bunu İngilizlerin başarı olarak görmesi çok normal. Ve bunu lanse etmeleri de bence propaganda falan değil. Antimilitaristlik de değil ama ağır militirazim de yok ortada yani.

Olayın insancıl yönüne bakıldığının bir çok emaresi vardı filmde aslında. Bir sahnede İrlandalılar baş karakterlerden olan Aneurin Barnard'ın oynadığı Fransız bir askeri hayatta kalmak için feda etmeyi düşündüler. Ama İngilizler'den olan diğer baş karakter ne olursa olsun onu korudu ve ırkına milletine bakılmaksızın feda edilmesine karşı çıktı. Mark Rylance'ın karakteri de bir çok sahnede bu duyguyu bize geçirdi. Sivillerin oradaki askerleri kurtarmaya gitmesi ve canlarını riske atması Rylance'ın karakteri sayesinde bize iyi hissettirildi.

Asker psikolojisi açısından düşünüldüğünde ise Cillian Murphy'nin oynadığı karakter üzerinden bu çok iyi verilmiş. Dunkirk'e gidiyoruz dediğinde verdiği tepkiler ve yaptıkları bunu gözler önüne seriyor. Filmde askerlerin psikolojik durumlarına verilen zamandan filmin daha çok savaşın insan üstündeki etkisine konsantre olduğunu anlayabiliyorsunuz.

Ben ağır İngiliz propagandası hissetmedim açıkçası. Filmde çünkü buna vakit olmuyor. Tamamıyla survival hikayesi var. Hikaye 3 koldan anlatılıyor. Burada kurgudaki muazzam başarıdan bahsetmemek mümkün değil. Bu 3 kısım arasındaki geçişler çok iyi ayarlanmış. Hava, deniz ve karadaki hikaye belli karakterler üzerinden anlatılıyor. Karadaki 2 askerin başından geçenler ve yaşam mücadelesi esaslı bir senaryoydu. Ve filmde öyle bir atmosfer var ki öyle sahneler var ki İmax'in de etkisiyle savaşın içindesiniz resmen. O 2 askerle birlikte gidiyoruz ve onların hayatta kalma savaşını görüyoruz. 3 ayrı koldan ilerleyen hikaye ve karakterlerin yolları bir yerde kesişiyor ve birbirleriyle etkileşime girip hayatlarına etkide bulunuyorlar. Orada kurgudaki müthiş başarı göz önüne çıkıyor zaten.

Filmde diyalog çok azdı. Bunun ise belli başlı sebepleri vardı bence. Hani böyle bir olay anlatılırken alt metin içeren ve derin bir senaryo beklemek bana pek mantıklı gelmedi. Nolan bunu yapmayı bilmiyor mu daha önce yaptığına çokça şahit olduk sonuçta. Ama bu anlatım dili ve kısa süre kesinlikle bilinçli yapılmış. Askerlerin duyguları, davranışları, yaşadıkları, yüz ifadeleri her şey düşünülerek çekilmiş. Diyaloğa az yer verilmesi de bununla bağlantılı aslında. Çünkü filmin başında bakıyorsunuz kurtarılmayı bekleyen askerler var, bir umut eve kavuşmak istiyorlar ama çaresizler. Koca bir sahilde yüz binlerce asker bekliyor. Ne diyaloğa ne de başka bir şeye yer yok ki burada. Zaten yaşadıkları yetiyor bu askerlere. Ve askerlerin yaşadıklarının detaylıca anlatılması filmdeki diyalog eksikliğini gideriyor bence. Top atışlarında uçan askerler, denizde boğulan askerler, tam kurtulacakken gemilerinin batması, askerlerin petrol içinde kalıp kurtulmaya çalışması, denizdeki gel git olayının duruma etkisi. Ne bileyim o çaresizlik o bitkinlik, askerlerin tam kurtulacakken bir top atışı veya bir torpido sayesinde gemilerinin batması. Kurtulma durumunun tekrara düşerek yine en başa dönmeleri ve terkrardan kurtulmaya çalışmaları. Bu gibi bir çok detay aslında bu diyalogsuzluğun sebebi zaten. Hikayenin diyaloğa veya alt metine yer vermemesi tamamen bu gibi detaylarda saklı. Bir çok savaş filminden farklı olması da bundan dolayı zaten. Ve bu tarz benim çok çok hoşuma gitti.

Nolan yönetmenlik anlamında müthiş iş çıkarmış. İlk yönetmenlik Oscar adaylığını almasına kesin gözüyle bakıyorum bu filmle. Kurguda ve ses miksajı ses kurgusu gibi adaylıklar kesin. Diğer filmleri bilmiyorum ama şuan ödüller için de favori gözüyle bakıyorum. Teknik olarak bir çok dalda adaylık alıp kazanma ihtimalinden söz edebiliriz filmin. Hem eleştirmenler hem de genel seyircinin beğendiği bir film bir çok adaylık alacaktır her ne kadar yaz döneminde çıkmış olsa da.

Müzik konusuna gelelim. Hans Zimmer sen nasıl bir insan evladısın arkadaş. Öyle dehşet müzikler vardı ki adamı çıldırtır. Çaresizlik anlarında öyle müzikler giriyor ki koltuğa kilitlenip kalıyorsun, gerim gerim geriliyorsun. Savaşın can yakıcı atmosferi bu müziklerle öyle bir yere geliyor ki ciddi manada o atmosferde hissediyorsunuz kendinizi. 1 saat 46 dakika boyunca müzik durmuyor ve durmamasına rağmen hiç yormuyor insanı. Çünkü kaptırıyorsunuz kendinizi. Çok iyi bir yolculuktu ya filmden çıktıktan sonra normal dünyaya girince bir garip hissettim doğrusu, o his baya uzun sürdü hatta. Evde açtım dinledim hemen tüm soundtrackleri gerçekten muazzam. Zimmer için adaylık kesin kazanması da yüksek ihtimal, göreceğiz artık.

Oyunculuklarda Mark Rylance ve karakteri iyiydi. Fionn Whitehead'in karakteri baş karakter gibiydi en çok süre alan karakterdi. Ve o karakterin yolculuğuna çıktık filmde. Oyuncu da çok başarılı oynamış hayatta kalma mücadelesini birlikte yaşattırdı bize. Aneurin Barnard da keza ilk kez izledim ama baya başarılıydı. Cillian Murphy çok gözükmese de iyi bazı sahneleri vardı. Tom Hardy'nin de pek sahnesi yoktu ama olduğu sahnelerde de yapması gerekeni yapmış. Oyunculuk olarak adaylık alacağını pek sanmıyorum filmin ama eğer zayıf bir yıl olursa yardımcı erkekte Cillian Murphy olabilir.

Son yıllarda sinemada izlediğim en iyi filmlerden biriydi kesinlikle. Muazzam bir yolculuk ve savaşa çok farklı bir bakış açısı. Farklı bir kurgu ve Nolan farkını hissettiren bir yönetmenlik. Senaryo olarak tarihi bir olayı değerlendiren ve bana göre tarafsız olarak anlatan çok başarılı bir film. En iyi Nolan filmi diyemem belki ama Nolan başyapıtları arasına girdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

9.5/10
Bu kadar şeyi yazmak kaç dakikanı aldı bilmiyorum ama ben beğenmezsem ayıp olacağını düşündüm. Eline sağlık.