FK5 Double Indemnity / Çifte Tazminat (1944) Film Bilgileri & Yorumları

[gundix123]

Çifte Tazminat - Double Indemnity (1944)

Türü: Gerilim, Suç
Yönetmen: Billy Wilder
Senaryo: Billy Wilder (screenplay), Raymond Chandler (screenplay), James M. Cain (from the novel by)

Oyuncular:
Barbara Stanwyck
Fred Macmurray
Edward G. Robinson
Porter Hall
Jean Heather

IMDb Sayfası

Oscar Adaylıkları (7)

En İyi Film
En İyi Kadın Oyuncu
En İyi Yönetmen
En İyi Senaryo
En İyi Görüntü Yönetmenliği
En İyi Müzik
En İyi Ses

Filmin Özeti

Yazar James M. Cain'im muhteşem kurgusundan uyarlanan 1944 çıkışlı sinema filmi "Double Indemnity" (Çifte Tazminat), 6 Oscar Ödüllü sinemacı Billy Wilder tarafından yönetildi. 7 farklı dalda Oscar'a aday gösterilen yapım, bir çok anlamda Sinema Tarihi'nin ilki oldu. Dolandırıcı başkarakterin, evli bir kadınla olan ilişkisi ve ikilinin akıllara durgunluk veren cinayet planını konu alan film, başrol oyuncusu Fred MacMurray'ın şüphelerini yersiz bırakarak (MacMurray, dolandırıcı karakterin sevilmeyeceğini düşünüyordu) seneler sonra bile başyapıt olma özelliğini koruyor. 1 Milyon Dolar'dan az bir bütçeyle tamamlanan filmde MacMurray'ın yanı sıra dört defa Oscar'a aday gösterilen aktris Barbara Stanwyck ve Romanya doğumlu aktör Edward G. Robinson da yer alıyor.

Büyük bir sigorta şirketinde çalışan Walter, sondaj işinde çalışan zengin kocası sürekli seyahat ettiği için yalnız yaşayan genç ve güzel Phyllis'in evine gider ve genç kadına kapsamlı bir sigorta paketi satmaya çalışır. Sondaj işinin tehlikelerini bilen Phyllis'in sahte korkularının altında yatan hain düşünceleri fark eden Walter, genç kadının evini terk eder.
Sigorta şirketlerinden para alabilmek için çevrilen dolapların ince noktalarını dahi bilen Walter, genç kadına olan hislerine yenik düşer ve Phyllis ile kapsamlı bir cinayet planı hazırlar.

Plana göre, Phyllis'in kocası sigortalanacaktır ve şirketin onay vermesi sonrasında bir tren kazasında hayatını kaybedecektir. Walter'in ustaca kurduğu bu plan yolunda giderse, Phyllis'in kocası öldükten sonra sigorta şirketi bir değil, iki tazminat ödeyecektir.

Türünün yüzlerce örneğine rağmen bugün bile tahmin edilemez bir kurguya sahip olan film, kaçırılmaması gereken kült bir yapım.

Filmin Fragmanı

​

 

[gundix123]

Filmi dün gece izledim. Hafif uykum olmasına rağmen bir süre sonra filmi izlerken o uykumdan eser kalmadı. Filmdeki olayların sonuç kısmını filmin başında bilmeme rağmen merakla izlettirdi film.

Olayın anlatılış biçimi filmin en beğendiğim kısmıydı. Olayları bu tarz birinci ağızdan dinleyerek izlemek bana her zaman zevk veriyor. Bu filmde de öyleydi. Ana karakter Walter Neff de güzel bir anlatıcıydı.

SPOILER:

Yalnız sürekli "baby" kelimesini kullanarak konuşması biraz gıcıktı.

Barbara Stanwyck'in Oscar adayı olması şaşırttı bence vasat bir performansı vardı ama onun haricinde oyunculuklar yerindeydi. Özellikle Edward G. Robinson çok iyiydi. Onun da adaylık alamamasına şaşırdım. Karakterini en yerinde canlandıran oyuncuydu bence filmdeki.

Hikaye güzeldi ama tabii günümüze göre klişelik de söz konusuydu.

SPOILER:

Özellikle Pyhllis'in Walter'ı hiç sevmemiş olması ve kandırması daha sonrasında da öldürememesi.

Ama o dönem için klişe bir durum söz konusu değildir herhalde.

Senaryo da çok başarılıydı. Yorumun başında da dediğim gibi olayın sonunu az çok bildiğimiz halde yer yer germeyi başardı. Ayrıca film içinde de oldukça iyi diyaloglar da vardı.

Kısacası, az bulunan ve bence değeri bilinmesi gereken bir film.

Puanım: 9/10

 

[Danger UA!]

Daha önceki yorumum ve düzeltmeler:

Billy Wilder'ın meşhur film-noir örneklerinden.Kendisinin daha önce Sunset Blvd. ve Some Like It Hot filmlerini izleyip beğenmiştim.

Öncelikle filmin çok zeki bir kurgusu vardı.Merak uyandırıcı ve sürükleyiciydi. Billy Wilder bu filmde de aynı Sunset Blvd. filmindeki gibi anlatıcıyı çok iyi kullanmıştı.

Ancak oyunculuklar abartılı olmakla beraber Barbara Stanwyck çok kötüydü. Ancak Fred MacMurray ortalama Edward G. Robinson da iyi denebilirdi. Barton Keyes de çok iyi bir karakterdi.

Müziklerin de pek iyi olduğunu söyleyemem.

Ancak Billy Wilder zekice bir senaryo, zekice bir kurguyu film-noir havasını çok iyi yansıttığı bu filmle birleştirince ortaya güzel ve yer yer sıksada sürükleyici bir çıkarmış.

SPOILER

Film boyunca Barton'un sigarasını Walter yakıyordu. Son sahnede ise Barton Walter'ın sigarasını yakıyordu. Çok iyi ayrıntıydı bence. Aradan kaç geçmesine rağmen halen aklımda.

8/10

 

[bazinga]

Billy Wilder bana kalırsa bu filmde Hitchcock'luğa soyunmuş. Hitchcock filmlerini baya bir andırdı bana bu filmdeki tarzı. Aslında daha doğrusu senaryo tam bir Hitchcock senaryosuymuş.

Yer yer durağanlaşsa ve tatmin edici olmayan noktaları olsa da bence filmin senaryosu çok iyiydi. Genel olarak da olumlu yönleri çok daha fazla.

"Baby" olayı sinir bozucuydu gerçekten.

Puan olarak 8 ile 8.5 arasında kararsız kaldım ama en azından şimdilik:

8.5/10

 

[Aserat]

Senaryonun Hitchcock filmlerini andırdığına katılıyorum, ama Billy Wilder da kendinden bir şeyler katarak farklı bir yapıma dönüştürmeyi başarmış.

Bence gayet sürükleyici bir yapımdı. Olayların anlatış biçimi ve filmin tarzı benim de hoşuma gitti.

Barbara Stanwyck'i ben de beğenemedim, neden Oscar'a aday olduğu konusunda bir fikrim de yok. Ama diğer oyuncular iyiydi, özellikle Edward G. Robinson'ı izlerken zevk aldım.

Neticede Billy Wilder'ın ve çekildiği dönemin şaheserlerinden biri, kesinlikle izlenmesi gerek.

8,5/10

 

[sürgünüm]

Filmi izlerken şu soru hep kafamı kurcaladı. Billy Wilder, senaryoyu yazarken gerçek bir olaydan mı esinlendi yoksa sigortadan para koparma fikrini ilk kendisi mi buldu?

Birde komşu teyze aklıma geldi. Kocasından boşanarak vefat eden babasının maaşını almaya başladı. Tabii nikahsız eski kocasıyla yaşayamaya da devam ediyor.

Filmin en güzel yanı her an her şey olabilecek tarzdaki müthiş senaryosu ve insanı sürekli merak içinde bırakan olaylardı. Zaten geriye dönük anlatımı beni benden aldı. Film ilerledikçe senaryonun kusursuzluğuna kendimi bıraktım.

Edward G. Robinson sen nasıl bir oyuncusun böyle, filmin en kusursuz performansıydı. Biraz hızlı konuşmasının dışında hayranlıkla izledim. Ayrıca Fred Macmurray rolünün hakkını kesinlikle vermiş. Barbara Stanwyck'in oyunculuğu vasattı ama yine de kötü kadın imajını sağladı bence.

Uzun lafın kısası, süreside kısa olduğu için izlerken hiç sıkılmadım.

8/10

 

[bazinga]

Filmi izlerken şu soru hep kafamı kurcaladı. Billy Wilder, senaryoyu yazarken gerçek bir olaydan mı esinlendi yoksa sigortadan para koparma fikrini ilk kendisi mi buldu?

Birde komşu teyze aklıma geldi. Kocasından boşanarak vefat eden babasının maaşını almaya başladı. Tabii nikahsız eski kocasıyla yaşayamaya da devam ediyor.

Filmin en güzel yanı her an her şey olabilecek tarzdaki müthiş senaryosu ve insanı sürekli merak içinde bırakan olaylardı. Zaten geriye dönük anlatımı beni benden aldı. Film ilerledikçe senaryonun kusursuzluğuna kendimi bıraktım.

Edward G. Robinson sen nasıl bir oyuncusun böyle, filmin en kusursuz performansıydı. Biraz hızlı konuşmasının dışında hayranlıkla izledim. Ayrıca Fred Macmurray rolünün hakkını kesinlikle vermiş. Barbara Stanwyck'in oyunculuğu vasattı ama yine de kötü kadın imajını sağladı bence.

Uzun lafın kısası, süreside kısa olduğu için izlerken hiç sıkılmadım.

8/10

Bence çok da orijnal bir fikir değildir. Muhtemelen daha önce de sigorta parasıyla ilgili film vardır ama bu film şüphesiz yapılabilecek en iyilerinden olmuş.