Başrollerini Çağatay Ulusoy, Leyla Lydia Tuğutlu, Hüseyin Avni Danyal, Laçin Ceylan, Mustafa Avkıran, Nazan Kesal, Toprak Sağlam'ın paylaştığı romantik filmde aynı üniversitede öğrenci olan Barış ve Füsun’un tutku dolu aşk hikayesine tanıklık edeceğiz. Mimarlık öğrencisi olan ve hobi olarak müzik yapan Barış hayatın tadını çıkarmaktan keyif alan birisidir. Füsun’u ilk gördüğü anda hayatında hiç bilmediği bir duyguya kapılmıştır. Hep teğet geçen aşk bu defa Barış’ı yakalamıştır. Aşkı ona tattıran bu kız kimdir? İsmini bile bilmediği ama aşık olduğu bu kıza bir şekilde ulaşmak ister ve ulaşır da… Füsun’u bulmak, ulaşmak tamamdır da; aklında üniversiteyi derece ile bitirip Amerika’da master yapmaktan başka şey olmayan Füsun’u bir de aşka ikna etmek lazımdır. Yakışıklı, akıllı ve içten olan Barış, sonunda bunu da başarır. Füsun’u kendine aşık eder, evlenirler. Her şey masallardaki gibidir. Ta ki masal bir gün bozulana kadar.
Aşk filmlerini sevmiyorum, ama Delibal'ın fragmanı hoşuma gitmişti. Bu yüzden geçtiğimiz hafta zar zor bilet bularak izledim. Öncelikle senaryo genel olarak iyiydi, Barış ve Füsun'un aşkının zamanla nasıl bir yıkıma dönüşeceği adım adım işlenmişti.
Tabii bu noktada Çağatay Ulusoy ve Leyla Lydia Tuğutlu'nun oyunculukları da devreye giriyor, ikisi de başarılı performanslar sergilese de çoğunluğun aksine bence Leyla biraz daha öne çıktı, çünkü sevdiği ve hatta hayatının merkezine koyduğu adamı kaybetmek istemediği için çektiği acıyı daha gerçekçi yansıtmıştı. Gerçi Çağatay da çok iyiydi, ama başlarda bana biraz abartılı geldi. Yan rollerde oynayan Hüseyin Avni Danyal, Laçin Ceylan, Mustafa Avkıran ve Nazan Kesal da yine çok iyilerdi, kısacası kadro konusunda bir sıkıntı yoktu.
Füsun'un annesi çok çabuk öldü, öyle ki tüm salon şaşırdı. Bir an kocasının öldürdüğünü sandım, ama tansiyon hastası olduğu çok geçmeden aklıma geldi. Ayrıca Füsun'un arkadaşının gey çıkması da komik bir sürpriz oldu diyebilirim. Bu arada çoğu yerli filmin aksine kadının değil de erkeğin ölmesi de kendince bir farklılık sayılabilirdi.
Kısacası piyasadaki çoğu yerli aşk filmine göre güzel ve en önemlisi izlenebilir bir yapım olmuş. Ay Yapım'ın 3. filmini de şimdiden merakla bekliyorum. Bu arada Mutlu Sonsuz'u da mutlaka dinleyin.
8/10
Ya Barış'ın hastalığı neydi, neden intahar etmiş ben o kısımları anlayamadım?
Çaça sini da nasil savunurmuş o ka memeye rağmen @Çiğdem- bile beğenmezkenFilm çok güzeldi. Sıkmadan izlettirdi. Çağatay oyunculuğu baya ilerletmiş. Ses de var eski manken. Tr'de tutana aşk olsun. Warner Bros filmin köşesinden kıyısından tutmuş jenerik sonu gördüm. Belli olmaz hollywood yolcusu olur
Leyla kızım sen niye oyunculuğunu Karadayı da gösteremedin? Burda da gayet güzel oynamiş. Engin Gunaydınla olan filmde de güzeldi.
Filmin tek sıktığı yerikızla oğlan ayrıldıktan sonra tekrar barişana kadar ki kısım gayet sıkıldım foruma bile döndüm baktım.
Bipolar çıkması beni hiç şaşirtmamdı. Bu hastaliği bilenler fragmanda bile anlarlarsonu aniden bitti. Bi Çağatayın ölü suratına baktım bi leylanın ağlak suratına pat kapkara bi ekran jenerik akıyor.
Her filmin jenerik sonu Sezenle bitseöyle güzel şarkıydı ki jeneriği tekrar sardırdım.
8/10
hahah aa yok emre 40 yılın başı doğruyu söylüyor çağataydan nefret ederim tip oyunculuk hiçbirşey yokÇaça sini da nasil savunurmuş o ka memeye rağmen @Çiğdem- bile beğenmezken
Çağatayı izle demedim filmi izlehahah aa yok emre 40 yılın başı doğruyu söylüyor çağataydan nefret ederim tip oyunculuk hiçbirşey yok
tabi ki ben doğru söylicemhahah aa yok emre 40 yılın başı doğruyu söylüyor çağataydan nefret ederim tip oyunculuk hiçbirşey yok
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?