Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
- En İyi Film
- En İyi Orjinal Senaryo
- En İyi Kurgu
Oscar Adaylıkları (3)
- En İyi Sanat Yönetmeni
- En İyi Orjinal Şarkı
- En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Filmin Özeti
Los Angeles şehrinde birbirinden haberdar olmadan yaşayan sıradan basit insanların sadece otuz altı saatte birbirleri ile tanıştıklarını anlatıyor film...Bu insanların nasıl bir araya gelirken neler yaptıklarını nasıl yaşadıklarından bir kesit sunuyor bize...Yönetmen Paul Haggis bu filmde insanların kötü iken aynı zamanda iyi olduğunu anlatıyor...Irk kargaşası , insanların birbirine bakış açısı ve iyi olan kavramı ele alan film aynı zamanda en iyi film oscarını kazanarak ne kadar kaliteli olduğunu kanıtlamıştır...Ayrıca oyuncuların hepsi birer başrol ve hepside rollerinin hakkını sonuna kadar vermiş...
Gerçekten çok dokunaklı bir filmdi.Filmi izlemeden başrolde de Sandra Bullock ve Brendan Fraser'ı görünce aksiyon sanıyordum.. Tabi filmin düşündüklerimle hiç alakası yokmuş . Tam aksine Sandra Bullock ve Brendan Fraser çok az görünüyorlar ..Filmin konusu bir tek konunun aksine bir hayli yayılmış tema. İnsan olarak ırk ve renkten öte her çeşit konuda ne kadar alçalabileceğimizi, bencilce davranabileceğimizi izliyoruz dakikalar boyunca. Aslında bir ömür boyu izlediğimiz ve izleyeceğimiz şeyin kısa bir özeti de denilebilir. Film açıkça belirtiyor ki; Kimse tam anlamıyla "iyi" olamadığı gibi tam anlamıyla "kötü" de olamıyor.
Eğer filme çok iyi bir şekilde odaklanırsanız sizi alıp götürüyor..Beni en çok etkileyen yer filmin sonunda genç polisin yaptığıydı ... Gerçekten çocuğun hiç suçu yokken -ki arkadaşından çok daha iyi olmasına rağmen- ölmesi üzücüydü .. Bu da filmdeki genç polisin olan olaylardan ne kadar etkilendiğini gösteriyordu..Matt Dillon'un da kadına o yaptığı biraz sapıkça hareketten sonra onu arabadan kurtarması kadının ilk karşı koyması da unutulmazdı.
Müzikler10/10
Senaryo/Konu10/10
Filmden sonra mutlaka soundtrack albümünü indirimenizi tavsiye ederim muhteşem.
Gerçekten çok dokunaklı bir filmdi.Filmi izlemeden başrolde de Sandra Bullock ve Brendan Fraser'ı görünce aksiyon sanıyordum.. Tabi filmin düşündüklerimle hiç alakası yokmuş . Tam aksine Sandra Bullock ve Brendan Fraser çok az görünüyorlar ..Filmin konusu bir tek konunun aksine bir hayli yayılmış tema. İnsan olarak ırk ve renkten öte her çeşit konuda ne kadar alçalabileceğimizi, bencilce davranabileceğimizi izliyoruz dakikalar boyunca. Aslında bir ömür boyu izlediğimiz ve izleyeceğimiz şeyin kısa bir özeti de denilebilir. Film açıkça belirtiyor ki; Kimse tam anlamıyla "iyi" olamadığı gibi tam anlamıyla "kötü" de olamıyor.
Eğer filme çok iyi bir şekilde odaklanırsanız sizi alıp götürüyor..Beni en çok etkileyen yer filmin sonunda genç polisin yaptığıydı ... Gerçekten çocuğun hiç suçu yokken -ki arkadaşından çok daha iyi olmasına rağmen- ölmesi üzücüydü .. Bu da filmdeki genç polisin olan olaylardan ne kadar etkilendiğini gösteriyordu..Matt Dillon'un da kadına o yaptığı biraz sapıkça hareketten sonra onu arabadan kurtarması kadının ilk karşı koyması da unutulmazdı.
Müzikler10/10
Senaryo/Konu10/10
Filmden sonra mutlaka soundtrack albümünü indirimenizi tavsiye ederim muhteşem.
Filmin fragmanını iyiki izlemişim Ve iyi ki etiketlemişsin hacı saol
Filmde bir çok tanıdık yüz gördüm bakıcam bu sebepten ama en çok ilgimi çekenlerde bu sezon FOX'un başlayacak olan dizilerinden oyuncular gözüme batti. Matt Dillon(Wayward Pines) ve Terrence Howard(Empire) bu adamlari hiç izlememiştim ve bu film sayesinde oyunculuklarını görmüş olucam Bi ara izleyeyim bunu
Fragmandaki müzik benim de hoşuma gitti, filmde neler vardır neler
Filmin fragmanını iyiki izlemişim Ve iyi ki etiketlemişsin hacı saol
Filmde bir çok tanıdık yüz gördüm bakıcam bu sebepten ama en çok ilgimi çekenlerde bu sezon FOX'un başlayacak olan dizilerinden oyuncular gözüme batti. Matt Dillon(Wayward Pines) ve Terrence Howard(Empire) bu adamlari hiç izlememiştim ve bu film sayesinde oyunculuklarını görmüş olucam Bi ara izleyeyim bunu
Fragmandaki müzik benim de hoşuma gitti, filmde neler vardır neler
Matt Dillon'un izlememiş olamazsın Neyse bu filme kimse 8.puandan aşağı vermez bence hakkı 9.puan ama özellikle müziklerini ve kurgusunu çok beğendiğim için 10. verdim.Biliyorum dizi izlemekten fazla bir zamanın kalmıyor ama bu filmi izlemeye çalış biraz benim gibi duygusal yönün varsa filmi çok beğeneceksin.
Matt Dillon'un izlememiş olamazsın Neyse bu filme kimse 8.puandan aşağı vermez bence hakkı 9.puan ama özellikle müziklerini ve kurgusunu çok beğendiğim için 10. verdim.Biliyorum dizi izlemekten fazla bir zamanın kalmıyor ama bu filmi izlemeye çalış biraz benim gibi duygusal yönün varsa filmi çok beğeneceksin.
Brokeback Mountain'in ardından hemen bu filmi izledim. Daha iyi karşılaştırabileyim diye.
Film beklentimin altında kaldı. Ancak beklentimin bayağı yüksek -en az 9 puan- olduğunu da belirteyim. Beğenmediğim en önemli nokta ise,
en başından en sonuna kadar her olayın ırkçılığa bağlanmaya çalışılmasıydı. Her sahnede bir siyah ve bir beyaz derilerinden dolayı birbirlerine nefret duymak zorundalarmış gibi. Tamam karakterlerin böyle olması gerektiğini anlıyorum ama burası çok itici ve samimiyetsiz geldi.
Tamamen beğenmediğim diyemeyeceğim, beğendiğim yerler de vardı. Mesela;
olayların birbirine bağlanış şekilleri güzeldi. Mesela İranlının kilitçiyi vuracağı yerde kızının onun üzerine atlamasını bir sonuç kabul edersek, bunun sebebi yani görünmez pelerin hikayesi çok iyiydi.
Filmdeki tesadüfler çok aşırıydı fakat bu benim pek filmi sevmeme engel olmadı ama en basitinden, ücra köşedeki bir İranlının dükkanına gelen kilitçiyle, zengin bir adamın evine giden kilitçinin aynı kişiler olmayacağını, hatta aynı yerden olmayacağını düşünüyorum.
Sevdiğim bikaç sahne:
Irkçılık yapan polisin, önceden taciz ettiği kadını kurtardı sahne.Genç polisin, arabasına aldığı genç siyahinin yüzünde silayı patlattığı sahne.
Hırsız siyahinin, Çinlileri serbest bıraktığı sahne.
Oyunculuklar kötü sayılmazdı ancak etkileyici bir oyunculuk da yoktu.
Senaryo ödülünü hak etmiş diyebilirim. Kurgu da iyiydi. Bu kadar çok şeyi toparlamak zordur.
Gelelim 2005 yılı Oscarlarına: Ben eğer 2005 yılında bir filmi destekleyecek olsaydım bu Brokeback Mountain olurdu. O filmin daha etkileyici olduğunu düşünüyorum. Crash'ta abartı fazlaydı.
Bu filmi izleme sebeplerimden bir diğeri ise bir kaç hafta önce Disconnect'i izlemiş olmam. O filmin yorumlarında kurgusunun Crash'a benzediğini ve Crash'ın daha iyi olduğu yazıyordu. Kurgusu Crash'a benziyor olabilir, ancak daha iyi olduğu konusunda katılmıyorum. Disconnect çok daha etkileyici bir yapımdı. Bir şeyin önce yapılmış olması onun en iyisi olduğu anlamına gelmez. Ama
Crash'da daha fazla hikaye vardı ve onları toparlamak daha zordur ancak sadece bunu da dikkate alamam.
Puan konusunda kararsız kaldım. Sanırım 8/10 vereceğim. (7,5 ya da 8 verme konusunda kararsızdım.)
filmi izledim harikaydı film harikaydı, gerçekten olaylara farklı bir bakış açısı var, iyi kötü kavramları çorbaya dönmüş..
her karakterin kendine has iyi ve kötü yönleri var,iyi dediğimiz karakterin kötü, kötü dediğimiz karakterin iyi yönlerini çarpıcı bir şekilde göstermiş film ,
müzikler bir harika özellikle arkada gelen iran müziğine benzer duygusal sahnelerde arka planda gelen ses bir harika ,
filme başladığımızda karakterleri farklı algılıyoruz film sonunda daha farklı algılıyoruz karakterlerdeki oynamalarla birlikte seyircinin düşünce yapısıda değişiyor..
iki araba hırsızı zencinin sohbeti hoştu beyazlara önyargılı bakışı çok güzel yansıtıyordu,
babasının çektiği acılarla zencilere karşı içinde öfke büyüten ve bu öfkesini yolda çevirdiği zenci kadına sarkıntılık yaparak gösteren polisin daha sonraki sahnede aynı zenci kadını yangında kurtarması hayatın çelişkiler yumağından oluştuğunu gösteren örneklerdendi ,
çocuğuna korkmaması için olmayan pelerin hikayesi anlatan babanın öyle bir sahnede silahla tehtit altındayken ufak kızın babasını kurtarmak için olmayan pelerine güvenerek kendini silahın önüne attığı sahnelerde duygusal anlamda filmin tavan yaptığı yerlerdendi.
silahı çeken iranlı babanın içinde bulunduğu zor koşullarda dorin adlı kızının kendisine kuru sıkı vermesinden kaynaklı cinayetten kurtulmasını ve bu kurtuluşu meleklere bağlamasını gördüğümüzde asıl meleğin insan olduğunu , melek rolüne bürünen insanların aynı zamanda yeri geldiğinde şeytan olduğunuda görmüş oluyorduk ,
sandra bullock karakterinden baştan sona nefret ettim sona doğru ona olan hislerimde değişti kadın yalnızlık ve stresi yaşıyordu ilgi ve alaka görünce hizmetçiden, tripleri yok oldu ,
iyi dediğimiz genç polisin aynı zamanda kötüde olabileceğini suçsuz bir zenciyi öldürüşünde gördük,
karakterler hakkında bu kadar dalğalı fikirlere kapıldığım başka bir film yoktur sanırım
puanım = 9
film mükemmeldi tek kusuru sona doğru biraz fazla uzatılmış gibiydi daha kısa kesebilirlerdi tam final dediğim ama filmin bitmediğini anladığım kısımlar fazla sarkan kısımlardı ..
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.