Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Bölüm 4

Yine durgun geçen ortalama bir bölümdü. Giderek beklentim düşüyor diziden, şu ana kadar yapılmış en iyi Netflix Türk dizisi çünkü tek rakibi Muhafız. Fakat genele vurduğumuzda şimdilik en iyi ilk 10 yerli diziden dahi çok daha uzakta. Dizide heyecan, gizem, gerilim unsuru yok her ne kadar bunları vaat etse de, fazlasıyla başarısız bir uygulamaya sahip.

Baldız enişte arasında böyle bir şey olacağını ilk bölümden sezmiştim ve yanılmadım. Çünkü oynayan kadın oyuncu o role ve duruma o kadar uygun ki, yönetmen de bunu kaçırmak istememiş (tabi ki işin şakası.) Fakat onun, eniştesiyle; Atiye’nin ise profesör ile aşk yaşaması olayı klişenin allahı mi, evet allahı. Yine de yapacak bir şey yok.


5.8/10
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
6.Bölüm

En kötü ve klişe zehirlenmesine sokan bölümdü. Son 2 bölüm olmasa bu bölüm itibariyle diziyi bırakırdım ama sonlara yaklaşınca merak da ediyorum şimdi daha nasıl yavanlığı abartacaklarını.

Cansu’nun bir türlü söyleyemeyip de sonra adamın ofisini toplantıda basıp gereksiz ve boş tehditte bulunması mi dersin, o bebeğin Cansu çıkması mi dersin... Daha o bebeğin ölmemiş olduğu anlaşıldığı an herkesin aklına gelem ilk isim Cansu olmuştur ve tam da beklenildiği gibi basit, derinlikten uzak ve sığ bir senaryo devam ediyor. Belki de Masum, Şahsiyet gibi dizilerle kıyaslama yaptığım için gereğinden fazla yükleniyorum.

En azından Cansu bir türlü söyleyemeyip en sonunda Ozan’ın psikopat babası tarafından cinayete kurban gitmedi, şimdilik. Yok kadar da abartmazlar artık klişe işini, daha neler..

5.5/10
 
  • Güldürdün
Reactions: Aserat

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
8.Bölüm - Sezon Finali

8 x 46 = 368 dakika
368\60 = 6.1saat

Ömrümden bir hiç uğruna pisi pisine giden 6.1 saat... Tamam o 6 saatte atom fiziği parçalayıp kuantum fiziğine boğulmayacaktım belki, ama o 6 saati değil bir şey yaparak, sadece uyuyarak geçirseydim bile bundan çok daha dolu dolu geçerdi. Hiç olmazsa belki daha kaliteli bir senaryoya sahip bir rüya olurdu. Ya da ne bileyim, kuru fasulyenin faydalarını araştırırdık...

Olaya yerli yabancı mantığıyla bakmıyorum, gereksiz milliyetçiliği hiç sevmem. Tam aksine bu diziyse Şahsiyet neydi? Hakan Muhafız’dan çok daha iyi olduğunu sanmıştım Atiye’nin, ancak bölümler ilerledikçe herhalde yakın bir kaliteye ulaştıklarını tahmin ediyorum.

Senaryo? Berbat ve sığ.
Oyunculuklar? Kasıntı ve yapmacık.
Kurgu? Klişenin allahı.
Yönetmenlik? Gayet düz, gelişigüzel.
Müzikler? Sırlar Dünyasından kopma, insanın içini bayan bir arkaplan ney müziğinden ibaret.
Diyaloglar? Leş, sığ, yavan, doğallıktan kmlerce uzak.

Esasında amaçları The OA tarzı bir şey yapmakmış, ama ellerine yüzlerine öyle bir bulaştırmışlar ki..

Dizide sezon geneli ve özellikle 7.ve 8.bölümde yavan ve klişe olmayan hiçbir detay yok. Doğaüstü temalı bir dizi olsa bile belli bir ağırlığı, bütünlüğü olmalıydı. Sonlara doğru açık bir şekilde Dark’tan da alacaklarını almışlar ancak sadece Dark’in gözümüze çok daha muhteşem gelmesini sağlamışlar. İkisi de aynı platformun dizisi ama aralarındaki korkunç fark...

Yahu bunlar İstanbul’dan Göbeklitepe’ye nasıl hemencecik gidiyorlar her şeyden önce? Atiye hadi hastaneden kaçtı, hocanın evine gitti hizlica toparlanıp çıktılar. İyi hoş da havalimanı detayını ben mi kaçırdım, zaten kaçak olduğu için uçakla gidemezler. Öyleyse arabayla gittiler, ama Türkiye’yi bilmeyen birisi zanneder ki İstanbul-Urfa arası yarım saat! Şimdi baktım en az 13 saatlik araba yolculuğu, aralıksız o da.

Cansu’nun senarist tarafından itirafının her ne tesadüf ise bir türlü Atiye’ye ulaşmaması (tam bir klasik Yeşilçam detayı), tam beklendiği gibi esas kötü adamın o itirafı engellemek adına Cansu’yu öldürmesi. Tabi bu arada şıp şap şıp diye olayın anında Atiye’ye kalması, gayet basit bir şekilde...Yazarken bile iç şişiyor klişe zehirlemenmesinden, daha devam edemeyeceğim.

Keyifli seyirler @MEnes :)

3.0/10
 

MEnes

Moderatör
Katılım
18 Ekim 2015
Mesajlar
17,270
Reaksiyon puanı
19,072
Puanı
860
Konum
İstanbul
8.Bölüm - Sezon Finali

8 x 46 = 368 dakika
368\60 = 6.1saat

Ömrümden bir hiç uğruna pisi pisine giden 6.1 saat... Tamam o 6 saatte atom fiziği parçalayıp kuantum fiziğine boğulmayacaktım belki, ama o 6 saati değil bir şey yaparak, sadece uyuyarak geçirseydim bile bundan çok daha dolu dolu geçerdi. Hiç olmazsa belki daha kaliteli bir senaryoya sahip bir rüya olurdu. Ya da ne bileyim, kuru fasulyenin faydalarını araştırırdık...

Olaya yerli yabancı mantığıyla bakmıyorum, gereksiz milliyetçiliği hiç sevmem. Tam aksine bu diziyse Şahsiyet neydi? Hakan Muhafız’dan çok daha iyi olduğunu sanmıştım Atiye’nin, ancak bölümler ilerledikçe herhalde yakın bir kaliteye ulaştıklarını tahmin ediyorum.

Senaryo? Berbat ve sığ.
Oyunculuklar? Kasıntı ve yapmacık.
Kurgu? Klişenin allahı.
Yönetmenlik? Gayet düz, gelişigüzel.
Müzikler? Sırlar Dünyasından kopma, insanın içini bayan bir arkaplan ney müziğinden ibaret.
Diyaloglar? Leş, sığ, yavan, doğallıktan kmlerce uzak.

Esasında amaçları The OA tarzı bir şey yapmakmış, ama ellerine yüzlerine öyle bir bulaştırmışlar ki..

Dizide sezon geneli ve özellikle 7.ve 8.bölümde yavan ve klişe olmayan hiçbir detay yok. Doğaüstü temalı bir dizi olsa bile belli bir ağırlığı, bütünlüğü olmalıydı. Sonlara doğru açık bir şekilde Dark’tan da alacaklarını almışlar ancak sadece Dark’in gözümüze çok daha muhteşem gelmesini sağlamışlar. İkisi de aynı platformun dizisi ama aralarındaki korkunç fark...

Yahu bunlar İstanbul’dan Göbeklitepe’ye nasıl hemencecik gidiyorlar her şeyden önce? Atiye hadi hastaneden kaçtı, hocanın evine gitti hizlica toparlanıp çıktılar. İyi hoş da havalimanı detayını ben mi kaçırdım, zaten kaçak olduğu için uçakla gidemezler. Öyleyse arabayla gittiler, ama Türkiye’yi bilmeyen birisi zanneder ki İstanbul-Urfa arası yarım saat! Şimdi baktım en az 13 saatlik araba yolculuğu, aralıksız o da.

Cansu’nun senarist tarafından itirafının her ne tesadüf ise bir türlü Atiye’ye ulaşmaması (tam bir klasik Yeşilçam detayı), tam beklendiği gibi esas kötü adamın o itirafı engellemek adına Cansu’yu öldürmesi. Tabi bu arada şıp şap şıp diye olayın anında Atiye’ye kalması, gayet basit bir şekilde...Yazarken bile iç şişiyor klişe zehirlemenmesinden, daha devam edemeyeceğim.

Keyifli seyirler @MEnes :)

3.0/10
Yapma beeee. İzlemeye karşı bir ön yargım vardı zaten. İzleyip izlememe arasında gidip geliyordum. Bu mesjaı gördüm boşa 6 saat harcayacağıma sinema izlerim daha iyi diye düşünmeye başladım. :A Ama belki bir ihtimal başlarım. Eğer başlarsam gerisi gelecektir zaten. Hayırlısı... :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Tolstoyevski

Aserat

Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,626
Reaksiyon puanı
62,951
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Yapma beeee. İzlemeye karşı bir ön yargım vardı zaten. İzleyip izlememe arasında gidip geliyordum. Bu mesjaı gördüm boşa 6 saat harcayacağıma sinema izlerim daha iyi diye düşünmeye başladım. :A Ama belki bir ihtimal başlarım. Eğer başlarsam gerisi gelecektir zaten. Hayırlısı... :A
Başla başla. En azından kendi fikrin olsun. Tols yine abartmış. :A
 

mesmeso

Moderatör
Katılım
27 Kasım 2016
Mesajlar
17,632
Reaksiyon puanı
9,615
Puanı
860
Yaş
24
Konum
Trabzon
Türklerin bu sektörde çektiği ilk dizi olduğu için fazla yüklenmek istemiyorum. İlkin günahı olmaz diyerek mantık hatalarını fazla kurcalamak istemiyorum ancak ikinci sezon daha derin ve düzenli olmalı. Bölüm süreleri de uzasa fena olmaz.
 

Bully

Emekli
Katılım
10 Mart 2013
Mesajlar
75,836
Reaksiyon puanı
49,711
Puanı
1,060
Muhafız'a göre daha eli yüzü düzgün bir dizi olmuş, replikleri daha özenli ve sağlam buldum. Gizem ve sürükleyiciliği iyi, acaba nolacak , nereye bağlayacaklar diye merak ediyorsun. :D Muhteşem diyemem ama iyiydi. Elbet bazı klişelikler ve kopukluklar vardı ama olur o kadar. Bazı yerlerde gerçekten yükseldim. Güzel bir emek var ortada.

Oyunculara gelirsek, Beren Saat, Mehmet Günsür ve Metin Akdülger klasik performanslarını sergilemişler. Yani başarılılardı. Melisa Şenolsun da fena değildi. Yan rollerde Tim Seyfi ve Başak Köklükaya dikkatimi çeken isimlerdi.

Puanım: 7.5/10
 
  • Beğendim
Reactions: Angelica

sokak sanati

Favori Üye
Katılım
23 Şubat 2013
Mesajlar
86,599
Reaksiyon puanı
57,064
Puanı
1,061
Baya oldu izleyeli ama genel hatları ile bi düşüncelerimi söyleyeyim. Baya etken almışım bu konuda.:F

Konu itibari ile beni tatmin eden bir dizi oldu. Senaryo olarakta aynı şekilde. Merak unsurunu çok güzel yedirmişler diziye. Bu konuda çok beğendim. Ve özellikle son sahnede ne olacak acaba diye bitirdim. Heyecanla yeni sezonu bekliyorum.

Oyuncular olarak beni tatmin etmedi. Özellikle erkek oyuncular seyir zevkimi düşürdü. Sadece Ozan'ın babasını oynayan adam çok iyiydi.
Kadın oyuncular bi nebze daha iyiydi. Meral Çetinkaya kendinden geçmiş oynarken. Bu kadının oyunculuğu beni bitiriyor.
Melisa çok güzel bulduğum bir kadın oyuncu. Koton reklamları ile Elidor reklamı ile baya gözüme gözüme girdi. Bu dizide izleyeceğimi duyunca sevinmiştim ve tamamı ile memnun kaldım.
Beren Saat iyiydi. Çoğu sahnelerde güzeldi ama bazen yetersiz kalıyor gibiydi. Mesela mağara sahnesinde beni yeterince meraklandıramadı. O mistik havayı çok günlük oynamış. Ama resim çizdiği sahnelerde ise şahaneydi. O elit tarzı bana yansıttı. Bu kadını en iyi oynatan Hilal Saral ve umarım onunla yeni dizi çeker.:(

2. Sezonu merakla bekliyorum. Gel oalka hep olumlu yorumlar almış dizi. Türklerinde iyi isler çıkaracağını izlemiş olduk. Süper kahraman dizileri çekemeyin. İspanya gibi daha macera, polisiye diziler çekin.

8.5/10