Bölümün ilk 35 40 dakikalık kısmı komedi son 20 25 dakikalık kısmı sert ve ağır dram şeklinde gitti klasik sezon finalleri havasında... Ama bu bölümü özel kılan şey klasiklikten ziyade çok farklı bir anlatım şekli ve daha önce görmediğimiz bir senaryo hamlesiyle ilerlemesi ve olayın sonunda işleri çok çılgın bir noktada bitirmesi oldu... Geçen bölümde bayılan Mecnun'un bölümün ilk 10 dakikasında uyanmasını beklemezdim mesela. Orada bile twisti yedik Aksak Burak'tan. Leyla'nın rüyalara girmeye alışması, İsmail ve Yavuz'un oradaki muhabbetleri ve çölde kız isteme sahnesi çok keyifliydi... Mecnun'un uyanma sahnesinin İsmail Abi'nin muazzam tedavisiyle olması ise çok tatlıydı. Mecnuuun hadi olum kalk yerine yat... Mecnun'umuz uyandı ve macera başladı... Öncesinde tabi Benjamin ile Aksakallı'nın sahnesini görmek ilgi çekiciydi. Belli ki 6. bölümde gördüğümüz sahnenin devamını bu bölümde görecektik...
Mecnun'un 2030'daki halinin 1. sezonda Fake To The Future bölümünde yer alan dedenin yapmaya çalıştığı arabayı tamamlayıp geçmişe yolculuk yaptığını öğreniyoruz... Evet artık resmi olarak Leyla ile Mecnun evreninde zamanda yolculuk yapabiliyoruz. Metonya'daki kapıdan da yapabiliyorduk ama oradaki durum böyle tam olarak kontrol altında olan şekilde gerçekleşmiyordu. Şuan ise tam olarak kontrol edilebilen bir zaman makinesine sahibiz... Buradan işler çok karışır ve önü alınamaz şekilde kaosa gideriz gibi duruyor...
Mecnun ise uyandıktan sonra bambaşka bir moda bürünmüş. Her şeyden korkuyor, ölümden gerçekten korkuyor ilk defa... Gelecekteki hali her seferinde ona başka tavsiyelerde bulunuyor. Önce evlenmesi için
yüzük veriyor ve evlilik teklif et diyor. Sonra işsizliğin ona yol açacağı sorunlardan bahsediyor, mutsuz olacaklarından bahsediyor ve evlilik teklifinden önce iş bul diyor. Mecnun'un 2022'de yaptığı her şey geleceği etkilediği için her seferinde başka türlü karşımıza çıkıyor Future Mecnun. İş arayan Mecnun'a gelen memur olma teklifi ise bunu Erdal'ın da duymasıyla karışıyor. Arabaya binen ve burada artık onu ilgilendiren bir şey olmadığını düşünen Erdal Bakkal geleceğe 2030'a gidiyor... Ve geçmişteki hali kayboluyor doğal olarak. Geçmişte var olmadığı için gelecekte de 2 tane Erdal olmayacak... Gelecekteki halini arayan Erdal bu gerçekle tokat gibi karşılaşıyor... Buradaki mantık dolu senaryoyu aşırı sevdim. Burak Aksak yine müthiş detaycılığını konuşturdu...
Kpss Sema macerası, Leyla Yavuz ve Bahar'ın camdan onları izlemesi, Sema'nın ondan başka kimseyi sevemezsin sanmıştım cümlesi ve bu adanmışlıkta devam ederken ilk sezonda gördüğümüz Memur Mecnun'a tekrar merhaba diyoruz... Patlak lastik küfürünün ve ağırlığının yanında Memur Mecnun şimdiki halini bu kararından vaz geçiriyor ve paranın her şeye çözüm olacağını düşünerek taa ilk sezonda geçen o kutlu numaraları vererek onun şans oyununu kazanmasını sağlıyor. İlk defa bu kadar paraya sahip olan Mecnun de neye uğradığını şaşırdı, ancak yatırım tavsiyesinin önemini burada anlıyoruz... Kinlandiya Kinarı'na yatırma tavsiyesi alıyor Mecnun... Tam bu sırada Future Mecnun yine geliyor... Dinardan batan Mecnun Kinlandiya ve Neverland arasındaki savaşa arabuluculuk yapmaya gidiyor... Ancak yanına getirdiği adam ise İsmail Abi'm... Her şeyi çözmüş gözüken ve barış olması beklenilen durumdan 3. Dünya Savaşı çıkarıyor İsmail Abi'm... Abim benim be... Tabi bu durum üstüne savaşın da çıktığını öğrenen ve büyük bir bataklığa düşen gelecekteki halini görünce Mecnun parayı kumarbaz Metin amcaya getiriyor...
Metin Amca'nın parayla neler yapacağını düşünürken belki Metonya'yı geri alacak derken karşımıza çıkan sahne acayip bir sahneydi... Bu hayatta amacı kalmadığını ve gerçekten kafayı kırdığını bölümlerdir gördüğümüz ve bu harika işleyişle ve dramatik altyapıyla bunu hissettiğimiz Metin Amca karakteri trajik bir biçimde kendini asıyor gerisinde acı dolu sözler bırakarak... Sonraki sezonda ölecek mi kalacak mı bilmiyorum ama bence Burak Aksak böyle bir karakteri bu kadar kolay harcamayacaktır... Yani umarım...
Yavuz ve Nezaket'in hikayesinin de nereye bağlandığını bu bölümde görmüş olduk. Oradan da bir güzel darbe yedik. Aslında bu işte bir iş olduğunu hissetmiştim önceki bölümlerde. Nezahat belgeler falan istiyordu ama amacı sanki bir başka gibiydi. Amacının Mısır Piramitleri olmasını ise beklemiyordum. Yavuz'un hapse girecek belgelerini elinde bulundurduğu için bunu da Berk vasıtasıyla yaptığı için Yavuz çaresiz kalıyor... İlk sezon finaline benzer şekilde istemeyerek de olsa vedalaşmak zorunda Yavuz... Hem Bahar'la hem de Eylül'le... Eylül mezar sahnesini 29 bölümdür bekleyen ben beklediğimi buldum... Aşırı muazzam bir sahneydi... Ona kitaplar okuyan Yavuz'un 1 gün bile bundan vazgeçmediğini görmek ve bu kitapların mezarı başında yer alması.. Aslında onu Bahar'la da tanıştırmak istiyordu ama Bahar nasıl gelsin vedalaşan birisinin peşinden... Ah be Yavuz abim, ne güzel seviyorsun...
Vedat'ın Mecnun'u öldürmeyi istediğini öğrendik. Artık son çare bu kaldı çünkü. Ancak Benjamin hala bunu desteklemiyor elbette. Buradaki ilginç sahne ise Future Mecnun'un bu sefer sarı montla ve yaşlı halde gelmesi. Dark göndermesini de es geçmem diyor Burak Aksakallı... Sahnenin asıl ilginçliği ise Benjamin'in Mecnun'a 'Özledik seni be abi' demesi ve Mecnun'un bunu terslemesi... Buradaki teori ise Özlenen Mecnun'un buradaki Mecnun değil de ilk sezondaki 2011'deki Mecnun olması... Çünkü bölüm sonunda ve önceki bölümlerde de gördüğümüz üzere sanki buradaki Mecnun gerçek Mecnun değil gibi... Çok muamma var bu kısımda hala...
2030'da sıkışan Erdal farklı farklı şeyler deniyor ancak Mecnun'u bulmak adına yoluna devam ediyor. Ve sahile geliyor... Sahilde elbette İsmail Abim var... Ah be abim... Gelecekte sıkışan Erdal'a İskender yardıma koşuyor... Ve uzun bir süredir beklediğimiz gerçek yüzleşme sahnesi gerçekleşiyor... Erdal İskender sahnesinde gözlerimin dolduğunu saklamama gerek yok... Erdal'ın sorduğu beni cenazede neden yalnız bıraktın sorusuna İskender'in cevabı trajik... Nedeni elbette minik yavrisi... Erdal onu görse nasıl yaşayabilirdi ki... İskender o mezara ve cenazeye neden gidemedi işte bu yüzden... Doğmamış yavrisinin cesedini Erdal'a göstermemek için tüm bunları göze alan ve ona verdiği sözü tutamayan İskender baba... Baba gibi baba... Sarıldıkları sahnede ise bir garip oldum.. Büyük ihtimal burası doğaçlama gibi duruyor. Erdal İskender'in ona sarılmasıyla afallıyor ve dengesi bozuluyor ve tam sarılmıyor... Yine de sahnenin ağırlığı ve epikliği karşısında şapka çıkarıyorum.. Sahnenin gelecekte olması beni biraz korkutsa da umarım bu sahneler sonraki sezonlarda olacaktır... Umarım artık gerçekten barışmışlardır...
Finalden önceki son garip sahne ise Aksakallı ile İsmail'in çöldeki sahnesi oluyor. Dede asasını İsmail'e veriyor sevenleri kavuşturması dileğiyle. Ancak İsmail aşk nedir bilmiyor ki.. Aksakallı dede ise ben de diyerek ilginç bir soru işareti bırakıyor kafalarda... Bu sahne çok değişik bir sahneydi doğrusu. Dede diziden çıkacak mı, ne olacak kestiremiyorum.. Ancak dedenin son bir işi kaldı o da belli...
Mecnun'u karşısına alan dede ona sevdiğinin peşinden git hayata geri dön diyor. Ancak oraya Future Mecnun geliyor... Artık ona gerçekleri söylemesini istiyor. Belli ki bu Mecnun zamanda geze geze dedenin sırrını öğrenmiş. 2062 yılından geldiğini öğreniyoruz. Dede ise artık ondan sakladığı gerçekleri söylüyor. Zaman makinesinin bulunmasıyla öğreniyoruz ki Mecnun 2011 yılında Leyla'yı ölümden kurtarabilir. Ancak onu kurtarmak için kendisinin ölmesi gerekiyor. Her kazanç bir fedakarlık gerektirir. Her son başka bir başlangıç doğurur... Mecnun kendisinin yer almadığı geleceği, Mecnun'suz geleceği umursamayıp 'dede ben zaten ölüyüm' diyip geçmişe doğru yola çıkıyor...
Burada ise Mecnun'un artık neden Mecnun'luk istidadına sahip olduğunu kesin bir şekilde görüyoruz. Burada ses tonu değişen ve gerçekten yapacağı şeyden kararlı olan eski Mecnun'u görüyoruz sanki... Leyla geliyor ona 'Gitme!' diyor ama o arkasına bile dönüp bakmadan o arabaya biniyor... Mecnun'un burada söyledikleri ise çok acayip...
'Benim hayat diye yaşadıklarım başkalarının hayatlarından arta kalanlarmış... Geçmişe gittim, geleceği gördüm, cehennemi yaşadım, cennetin kapısından döndüm... Hepsi senin içindi Leyla... Eğer yaşayacaksan ben ölmeye hazırım... Ölmeden önce son bir kez görsem seni, sesini bir kere duysam yeter, GELİYORUM LEYLA...
Ben bunun üstüne neler söylenir bilemiyorum. Böyle bir şey asla beklemiyordum. Burak Aksak yine ayarlarımızla oynadı diyebilirim. İnanılmaz cesur bir senaryo hamlesi bu. Buradan nereye gidecek nasıl işleyecek kestiremiyorum. 2011'de Leyla'yı kurtacakken İsmail Abi'nin mezarını görüp bundan vazgeçmişti ve yasını tutmaya devam etmişti. Burada ise sırtında zaten bir mezar taşıyla yaşayan Mecnun kendisinin ölümü ile Leyla'yı kurtarabileceğini öğreniyor. Dede'nin Mecnun'dan sakladığı tek şeyin bu olmadığını düşünüyorum bu arada. Bence bu sırrın devamı da var. Mecnun'un bir döngüde sıkıştığını düşünüyorum. Kitaptaki finale doğru kurguluyor sanki olayları... Leyla'yı büyük ihtimal kurtaramayacaktır, bir şeyler değişecektir ama final sahnesinde gördüğümüz Mecnun sanki döngüyü kıracak Mecnun gibiydi... Gerçekten o Mecnun'du sanki... Elimizde zaman makinesinin olduğu bir Leyla ile Mecnun evreni... Bakalım bundan sonrasında bizi ne çılgınlıklar bekliyor... Ama ne bölümdü be...