En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Asghar Farhadi'nin en iyi özelliği, sıradan başlayan bir şekilde başlayan bir şekilde çatışma ortamı oluşturmayı başarması ve bunu katmanlı bir şekilde büyütüp tokat atar gibi bitirmesi. Bu filmde de, bu özelliğini başarılı bir şekilde konuşturuyor. Filmin adı, Arthur Miller'in "Satıcının Ölümü" isimli oyunundan geliyor ve filmin odak noktalarından birisi de tiyatro.

Filmde Emad ile Rana çiftinin deprem sonrasında taşınmasıyla başlıyor. Emad hem öğretmen, hem de tiyatrocu, Rana da tiyatrocu. Yeni evlerine göçtükleri sırada Rana'nın başına gelen bir olay yüzünden hastaneye kaldırılır. Sonrasında ise, çift için hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Emad'ın içinde biriken öfke ve intikam alma arzusu ise, filmin bir anda akışını değiştirir.

İnsan yine ikilemde kalıyor; insan kendi adaletini kendisi sağlayıp, intikam almalı mı, yoksa en büyük intikam çok farklı bir şey mi? Mesela her şeye rağmen affedebilmek ve merhamet etmek mümkün mü? Aslında bir kadının başından geçenlerin, bir kadını ne hale sokabileceğini de gösteriyor. Bir erkeğin iç dünyasını bir müddet sonra nasıl dışa vurduğunu da gösteriyor. Filmdeki gizem oluşup, sonrasında gizem öyle bir çözülüyor ki, bu gibi şeyler başarılı oyunculuklarla bezenmiş bir şekilde ortaya çıkıyor. Kısacası filmin ağır tempoda başlayıp, sonrasında gizemli bir filme dönüşmesi ve sonrasında tokat gibi bir sonla bitmesi çok iyiydi.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga
  • Güldürdün
Reactions: Araf
James Bond ve Venom Zehirli Ö

James Bond geçen hafta izledim de anca yazdım 😁😁 Venom bugün İzledim 🤗
------


Üşenmezsem Hızlı ve Öfkeli 9 yada Candy Man bakacağım @Araf
Dokuzuncu film sevilmiyor pek, diğer filmin de 92 yapımı seviliyor özellikle. İzlenir tabii filmler, film iyidir. :D
 
  • Harika
Reactions: The_Erinch

Derviş Zaim'in üçlemesindeki son filmi. Mnyatür sanatını anlattığı "Cenneti Beklerken", hat sanatını anlattığı "Nokta" filminden sonra "Gölgeler ve Suretler" filminde gölge oyununu anlatıyor. Filmin odak noktası değil ama arka planda metafor olarak kullanılıyor. Bu film 1963 yılında geçiyor ve Kıbrıs'ta Türkler ve Rumlar arasındaki çatışma anlatılıyor. Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen kızın çevresinde olaylar geliyor.

Kıbrıs meselesini Derviş Zaim gibi bir yönetmen aktarmalıydı özellikle. Yönetmen Kıbrıs'ta olaylar yaşanırken, bizzat Kıbrıs'ta doğup büyümüş bir isim, o olayların olduğu esnada çocukluğunu yaşamış bir isim, olaylara tanıklık etmese dahi, o olayların hikayeleriyle büyümüş bir isim. Böyle bir film çekmemiş olsaydı eğer, muhtemelen filmografisinde büyük bir eksik olurdu.

Filmde rol alan isimlere baktığımızda, Ruhsar'ı oynayan Hazar Ergüçlü'nün çıkış filmi olduğunu söyleyebiliriz ve kendisi de bir Kıbrıs Türk'ü. Türkiye'deki sinema ve filmlerde sıklıkla gördüğümüz Osman Alkaş da bir Kıbrıs Türk'ü, aynı şekilde babayı oynayan Erol Refikoğlu da. Filmde Türk ve Rum oyuncular birlikte rol alıyor. Filmde Türkçe ve Yunanca birlikte kullanılıyor.

Tek taraflı değil, iki taraf cephesinde de bakılmaya çalışılmış. Objektif bir şekilde yaklaşmaya çalışma var. Senaryosu iyi ama çok ağır bir şekilde ilerliyor film ve bu da izlemeyi zorlaştırıyor. Etkileyici sahneleri de var, belki daha derinlemesine bir senaryosu olsaydı, çok daha etkileyici bir film ortaya çıkabilirdi ama bu haliyle de iyi bir film.

7/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Asghar Farhadi, 2013 yılında "The Past" ile Fransa'da bir film çekmişti, 2018 yılında ise bu kez rotayı İspanya'ya kırıp bir film çekiyor. Fransa'da çektiği filmde içinde İran unsurunun olduğu bir filmdi, yani bir yerde kendi kültürünü de yansıttığı bir filmdi. "Everybody Knows" filminde ise, hiçbir şekilde kendi kültürünü yansıtmıyor, hatta kendi dili dahi geçmiyor. Bu filmde kendi kültürünü, kendi tarzını yansıtmıyor kısacası.

Film İspanya'da geçiyor ve Buenos Aires’ten ailesiyle birlikte düğün için İspanya'ya gelen Laura'yı anlatıyor. Kızı Laura'nın kaçırılmasıyla birlikte gelişen olaylarda, eski sevgilisi Paco ve kocası Alejandro da yer alacaktır.

Senaryosu basit, çok ağır tempoda ilerliyor ve Asghar Farhadi'nin diğer filmlerinden alıştığımız sıradanlığın içinden çıkıp gelen çatışma sahneleri, basit bir şekilde ortaya konmuş ve senaryo kopuk kopuk. Gerilim ağır temponun ardından kaybolup gidiyor, gizem kısmı ise klişe.

Laura'nın, yıllar önceki sevgilisi Paco'dan bir çocuğu olması ve bunun da kaçırılan kız Irene olması klişe. Bir de arka planda Paco'nun arazi meselesi dönüyor. Kimisine göre evrensel gibi görünebilir ama bence bunlar görmeye alışık olduğumuz durumlar. Senaryo, arazi ve kaçırılan çocuk olayı üzerinde döndüğü için kopukluklar oluşuyor, tempoyu daha da düşürüyor.

Yönetmenin üst düzey filmleri arasında sırıtan bir filmdi. Javier Bardem ile Penelope Cruz çiftini bir araya getirip, üstüne Asghar Farhadi yönetiyorsa üst düzey bir yapım bekliyor ama hayal kırıklığına uğrayabiliyor.

5/10
 
  • Üzücü
Reactions: bazinga

Rina; bir arkadaşlık, iki aşk ve bir şarap öyküsü. Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'da çekilmiş bir film. Ömer, Umut ve Ali'nin öyküsü anlatılmakta. Üçünün en büyük hayali ise, adada şarap imparatorluğu kurmaktır. İşte de, aşkta da önlerinde büyük engelleri vardır ve o engelleri aşmak için ellerinden geleni yapacaklardır.

Filmin şiirsel havasını seviyorum. Müzikleriyle o şiirsel hava artıyor, aynı zamanda dram yönü de. Yormayan, basit bir senaryosu var; komedi kısmı özellikle basit, romantik ve dram sahneleri de etkileyici, hele de son sahnesi özellikle etkileyici. Geçmişle geleceğin çatışmasının da anlatıldığı filmin belki de en unutulmaz replikler, Erdal Tosun'un replikleri. Tabii bu tarz yormayan, basit ve samimi olduğunu düşündüğünüz filmleri seviyorsanız filmi seversiniz, ayrı konu.

7/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Children of Heaven, Majid Majidi'nin yazıp yönettiği filmde Ali ve Zehra isimli iki çocuğun yaşadığı dram anlatılıyor. Ali'nin Zehra'nın ayakkabılarını kaybetmesi sonrası, iki kardeşin okula ayakkabı değiştirerek gidip gelmesi söz konusu olur. Film ayakkabı üzerine kurulu ve özellikle ayakkabı üzerine kurulu olması filmi etkileyici kılıyor.

Ali ve Zehra üzerinden olsun, Ali'nin ailesi gözünden olsun, fakirlik üzerine tespitler de söz konusu. Mesela parası olmayanın küçük bir kazançta bile mutlu olabilmesi, hayalleri, hayal kırıklıkları, gururları ve daha bir sürü şey. Senaryosu dramatik bir şekilde ilerliyor, bazen ağır bir tempoda gittiği de oluyor ama bu ağır tempo, bir yaşamdan kesit gibi. Bu tarz ağır tempolar düşündürmesi açısıından ayrı anlamlı.

Ali'nin yarışı, çok iyi çekilmiş bir sahne. Birçok yarış filminden daha da heyecanlı. Hele bir çift ayakkabı için üçüncü olamadığı için üzülmesi, filmin en anlamlı sahnesi.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Yavuz Turgul'un senaryosunu yazdığı, Kartal Tibet'in yönetmenliğini üstlendiği "Tosun Paşa" filmi, Türk sinemasında geçmişi olan bir film. Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul, 1939 yılında bu filmi çekmiştir. Biraz daha filmin temeline inecek olursak, senaryosunu Mümtaz Osman yazmıştır. Mümtaz Osman, Nazım Hikmet'in ta kendisidir. Biraz daha temeline inecek olursak; Nazım Hikmet, "Mümtaz Osman" takma ismiyle, Jean de Letraz'ın "Le Bichon" piyesini uyarlamıştır

Bu film, 1939 yılındaki filmden, Yavuz Turgul tarafından uyarlama bir film. Tabii o film müzikal komedi, bu film daha çok komedi yönü ağır basan bir film. Tosun Paşa, Türk sinemasının akılda kalıcı, Kemal Sunal'ın çok başarılı bir performans sergilediği bir film ve Ahmet Tosun Paşa'dan esinlenilmiştir. Çok başarılı bir komedi filmi, üst düzey oyuncu kadrosu olan ve tekrar tekrar izlemelik.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Süt Kardeşler, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Gülyabani" isimli romanından Sadık Şendil tarafından senaryoya geçirilen ve Ertem Eğilmez tarafından yönetilen unutulmaz filmlerimizden. Bu filmde unutulmaz oyuncu kadrosu, unutulmaz oyunculuklar, unutulmaz replikler var.

Yeşilçam sinemasında komedi filmlerini tekrar tekrar izledikçe, Türk sinemasındaki gerçek komedi filmlerininin bu filmler olduğunu düşünmeden edemiyor. Günümüz komedi filmleri basit ve sıradanken, yeşilçam sineması basit ve sıradanlığın üzerindedir, bu yönüyle yıllar yıllar geçse de yeşilçam filmleri yaşamaya devam edecektir. Şaban, Ramazan, Bayram ve Hüsamettin karakterlerinin kendi aralarında olsun, diğer karakterlerin kendi aralarında olsun performansları üst düzey. Gülyabani meselesinin komediyle harmanlayarak aktarılması da bir o kadar başarılı.

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Fireworks Wednesday, Asghar Farhadi'nin ilk filmlerinden. Filmde Roohi'nin temizlikçi olarak gittiği evde geçirdiği bir günü anlatıyor. Roohi, Morteza ile Mozhde'nin evine gider, kavgalarına şahit olur. Mozhde'ye göre Morteza kendisini aldatmaktadır. Bunun için komşusu Simin'den de şüphelenmektedir. Peki gerçekten de Mozhde aldatılmış mıdır?

Kapalı toplum olan İran'da kapalı kapılar arkasında neler dönebildiği üzerine bir film. Anlatılmak istenen konu her ne kadar iyi bir konu olsa da, çok ağır tempoda gidiyor ve dağınık bir şekilde ilerliyor. Filmi izlerken zihnimde Zeki Demirkubuz filmlerinin döndüğünü de belirteyim. Zeki Demirkubuz'un tarzına yakın bir film ama Asghar Farhadi filmlerine göre gölgede kalan bir film. Daha etkileyici bir film olabilirdi.

6/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Basri, demir yollarında yol bekçisi olarak çalışmaktadır. Tek oğlu vardır, o da Seyfi'dir ama 18 yıl önce üniversitede öğrenciyken gözaltına alınan Seyfi'den hiç kimse bir daha haber alamamıştır. O olaydan sonra Basri altı yıl sonra eşini de kaybetmiştir. 18 yıl boyunca Basri, oğlunu bulmak umuduyla her ay dilekçe yazmaktadır.

Tam bir sanat filmi ağırlığında ilerleyen filmde diyalog son derece az. Çok ağır bir şekilde ilerliyor, ilk sahneler ve son sahneler dışında bana göre filmin etkileyiciliği zayıf. Ercan Kesal'ın, özellikle Muhammet Uzuner ile başlangıçtaki tiradı iyiydi, hatta filmin en iyi sahnesiydi.

Ercan Kesal'ın tiradı dışında sonda hükümete karşı çıktığı söylenen Seyfi'nin, babası tarafından yıllar sonra kemiklerinin alınışı... Filme damgasını vuran bir diğer sahne de buydu. Biraz da politik bir son ama bana göre genel olarak etkileyici bir anlatımı yoktu.

4/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

Ömer Kavur, "Yusuf ile Kenan" filmiyle yeşilçam filminde, yeşilçam filmlerinin klasik yapısından sıyrılıp bir yapıma imza atmış. Gözlerinin önünde babası öldürülen Yusuf ile Kenan, Adana'dan İstanbul'a, amcalarını aramaya giderler. Amcalarını aradıkları sırada Böcek isimli bir çocuğu görürler ve ikilinin Böcek'le tanışması, filmin akışını değiştirecektir. Yusuf, Çarpık'la küçük soygunlara karışacak, Kenan da Böcek'le takılmaya devam edecek.

Çocukların dünyası, büyük bir şekilde anlatılıyor. Filmin sanırım en ilginç tarafı bu, İki kardeşin öyküsünde zıtlıklar da var; birisi kötülüğe karşı bile gidebilecek karakter, diğeri doğru olanın peşinden koşmaya çalışan karakter. Birisi ekmeğini çalarak, birisi de çalışarak kazanmayı tercih eden karakter. Tabii darbe öncesi, biraz da politik mesajlar içeren de bir film olduğunu belirteyim. Ayrıca Cem Davran'ın çocukluğunu görmek de ilginçti.

7/10
 
  • İlginç
Reactions: bazinga

Türü belirlenmemiş hayvanlarla ilgilenen bir ekibi konu alan filmde, Baku'yu yakalamak için peşinden gitmesini ama hayvanat bahçesinde sergilenmeli mi, yoksa efsane yaratık olarak kalmalı mı üzerine duruluyor. Filmde efsane yaratık Baku haricinde Unicorn da var. Baku'yu anlatmak gerekirse: Çin ve Japon folkloründe "rüya yiyen" anlamına gelen mitolojik bir varlıktır ya da ruhtur. Filmin temelinde işte Baku üzerine kurulu.

Her ne kadar konusu ilgi çekici, çizimleri başarılı olsa da, bana göre sıkıcı bir anlatıma sahipti. Dash Shaw gerek konusuyla, gerek çizimleriyle ilgi çekici bir konuya imza atsa da, bence ortaya sıkıcı, biraz da Jurassic Park havalarında olan, bana göre senaryonun kopuk bir şekilde ilerlediği bir animasyon olmuş. Aynı zamanda çok fazla olmasa da, cesur çizimleri de var animasyon filmin, bunu da belirteyim. Bu yönüyle de herkesin izleyemeyeceği tarzda bir animasyon, daha çok yetişkinler için.

5/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

A Ghost Story, David Lowery'in yazıp yönettiği bir A24 filmi. A24 filmi olması demek, herkese hitap etmemesi demek aslında. A24 filmlerini incelediğimizde beğenip beğenmeme konusunda insanları böler, aynı bu film gibi. David Lowery tam da işte beğenip beğenmeme konusunda insanları acayip bir şekilde ikiye bölen bir yapıma imza atmış.

Filmde yakın zamanda hayatını kaybetmiş bir adamın, eşine ulaşma çabasını anlatıyor ve bunu bir hayalet olarak yapıyor, bir ruh olarak... Hayalet soyut bir varlık olarak öne çıkmaz filmde, somut olarak ön plana çıkar. Hayalet, örtüden yapılmış bir hayalettir. Fantastik ögeyi bir kenara bırakıp, örtüyle klasik bir şekilde hayaleti sunmak çok daha mantıklı ve farklı. Filmde hayaletin dramını izliyoruz, geçmişle geleceğe gidip gelmesini, tamamlanma çabasını...

Bu filmi izlerken zihnimde İngiliz dizisi olan Inside No. 9'un "The 12 Days of Christine" (2x2) bölümü canlandı. Tabii bu filmdeki gibi hayalet kullanılmadı belki ama benzer konulardı. Kısacası ağır, kasvetli bir havası olan bu film, ölüm ve matem üzerine. Başarılı ve estetik çekimleriyle unutulmama üzerine bir film. Filmin çekimi ve hayaletin kullanımı yönünden bile izlenebilecek tarzda bir film.

7/10
 
  • Üzücü
Reactions: bazinga
@Araf senin dışında film izleyen yok gibi :A :A şaka bir yana izlediğim filmleri yazmama nedeni çoğunuz gibi filozof yorum yapmaktan üşeniyorum ya da yapamıyorum.
 
  • Güldürdün
Reactions: Dosi and Araf
@Araf senin dışında film izleyen yok gibi :A :A şaka bir yana izlediğim filmleri yazmama nedeni çoğunuz gibi filozof yorum yapmaktan üşeniyorum ya da yapamıyorum.
@bazinga da izliyor ama yorum yapmıyor, sitesinde yorum yapıyor sadece. :D Şu sıralar sürekli izleyip yorum yaptığım için, sadece ben izliyormuşum gibi oluyor böyle tabii. :A
 
  • Beğendim
Reactions: BARON疼痛
@bazinga da izliyor ama yorum yapmıyor, sitesinde yorum yapıyor sadece. :D Şu sıralar sürekli izleyip yorum yaptığım için, sadece ben izliyormuşum gibi oluyor böyle tabii. :A
Sadece 2021 filmlerini izlediğim bir dönemdeyim. Geçmişe dönünce döneceğim yine bu konuya. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Araf
Sadece 2021 filmlerini izlediğim bir dönemdeyim. Geçmişe dönünce döneceğim yine bu konuya. :A
2021 filmlerini de bu konuda yorumlayabilirsin aslında, sorun olmazdı. Her 2021 filminin konusu da yok ki ayrıca. :A Bu arada Titane'ı izleyip, bol gömmeli yorumlu puan bekliyorum senden. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: bazinga