Bir yandan herkes oluyor biz de olalım ne olacak anlayışı varken, diğer yandan aşıya karşı temkinli yaklaşıyorum ve bu daha ağır basıyor. Virüs çıktığı esnalar, senelerce tam aşısının çıkması mümkün değil diye konuşuluyordu. Mutasyonlar, sürekli virüsün değişimi vb.
Evet, herkesle birlikte topluca aşı olmak belki korkuyu azaltır, "bize olacak olan başkasına da olur, onlar korkmuyor da biz mi korkalım" düşüncesi, fakat bu riski azaltmaz. O yüzden bu sanki son dönemlerde ortaya çıkarılan "zorunluluk" algısı rahatsız etmeye başladı. Söz konusu aşılanmak ise, asla yüzde 100 gönül rahatlığında olamaz, olamıyor insan.
Sonuç olarak, Eylül ayına kadar aşı olmayacağımız zaten kesin. Bünyedeki antikordan dolayı, fakat Eylül sonrası da aşı olmaya şu an çekimser yaklaşıyoruz. Ailem daha da çekimser zaten, ısrarcı olamıyorum çünkü olur da aşı yüzünden başa bir iş gelirse ısrarcı olmuş olmanın vereceği vicdan azabını atlatamam. Zaten her türlü aşıya karşı çekimserim. Hastalığın aşısı değil, ilacı bulunduğunda ancak kurtuluş söz konusu olacaktır.
Özet: yılın son çeyreğine dek aşı olmayacağız. Son çeyreği geldiğinde şu anki çekimserlik devam ederse, en erken 2022'ye kalır artık... Tabii, tıpkı HES Kodu gibi her alanda zorunluluk haline getirirlerse o durumda mecburen olacağız ama işlerin o noktaya gelmesi insan haklarına aykırı bir durum olur.