En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Kitabını büyük umutlarla okudum, hayal kırıklığına uğradım. Filmini büyük umutlarla izledim, yine hayal kırıklığına uğradım. Hem kitap hem filmin mesajını anlayamadım, içeriğine giremedim, beni çekemedi içine... Erdal Beşikçioğlu çok güzel iş çıkarmış, Sezin Akbaşoğulları da çok iyiydi. Oyunculuklara lafım yok. Filmin müziklerini de beğendim. Lakin senaryo anlamında hiç içine giremedim.

5/10
 
Borg vs McEnroe (1 saat 48 dakika)


@Araf 'ın önerisi ile ben ve @Tolstoyevski izledik ve izlerken yorumladık. Şimdide buraya yorumumu yazayım.
1980li yılları anlatan İsveçli tenisçi Björn Borg'un hayatını anlatıyor. John McEnroe ile olan mücadelesini anlatan filmin özellikle son yarım saati çok iyi. Harika bir tenis mücadelesi izliyoruz. Hem Björn hem de John'un çocukluğunuda izliyoruz. Filmin müzikleri güzel fakat bazen çok yüksek ses çıkıyordu ve kulaklıkla izlediğim için rahatsız etti. Zaman zaman durgun ve sıkıcı kısımları da oldu.
Eskiden çok tenis izleyen biri olarak konusunu ilk duyduğumda izlemek için tereddüt etmedim ve son yarım saat beni tatmin etti.
Aslında film sadece tenis değil, insanların değişiminide anlatan bir film ve gerçek hayatı anlatan bir film oluşuda ayrı bir tat kattı. .Björn agresif bir çocukmuş ama doğru kişilerin desteği ile istediği yolda ilerlemiş. Filmde John ve Björn'ün birbirini sevmediği net ama sonra çok iyi arkadaş olmuşlar. Beni şaşırtan kısım Björn'ün 26 yaşında tenisi bırakmış olması. Başarılı birinin çok erken bırakması şaşırttı. Filmin çoğunluğu İsveççeydi.

7.5/10
 
images.jpeg

Dogville (2 saat 57 dakika)
Kesinlikle farklı bir film. Tiyatro görünümlü bir film. Farklı mekan ve farklı bir tarz. İlk başta baya bir yadırgadıktan sonra mekanlara alışıyor insan ve birden artık normalmiş gibi gelmekte.
Gelen giden Grace'den yararlandı ve bana yeşilçam filmini anımsattı :A en şaşırdığım kısım Grace kaçmaya çalışırken tekrar kasabaya dönüşü ve tabiki son sahne. Tom'un sonraki garip hallerinden Grace'e ihanet ettiği belliydi. Film aslında bir nevi insanların değişimi, kibirleri ve çıkarcılıklarınıda anlatıyor. Grace aslında kötü biri olmamak için kaçmış ve sırf bu yüzden köle gibi çalışmayı kabul etmiş ama yaşadıkları onu zalim biri yaptı ve en sonunda tüm kasabayı yok etti. Masum bebeğe bile kıydı. Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır misali bir durum oldu ve insanlar kaderinden kaçamaz. Kötü biri olmamak için babasından kaçtı ama işin sonunda babasıyla dönmeyi ve güç sahibi olmayı seçti.

7.5/10 (süresi çok uzundu. Puan kırdım biraz)
 

Uzun senelerdir izlemek istediğim listemde olan filmlerdendi ve bu kadar geç izlediğime şaşırdığım filmlerden olmayı başardı. Nicole Kidman başlı başına filmi alıp götürmesine karşın diğer oyuncular da çocuk oyuncular da çok iyiydi. Ama filmin gerilim-korku türünün hakkını sonuna dek verdiğini ve en derli toplu, kaliteli korku filmlerinden biri olduğu da çok açık. Çünkü diğer korku-gerilim filmlerinin aksine senaryosu oldukça sağlam, çok fazla mantık hatası barındırmıyor yahut hissettirmiyor.

Özellikle ters köşe kısımları muhteşemdi. İnsanı birden şok eden filmler oldum olası ayrı bir keyif vermiştir...

Film boyunca evdeki o sesler hayaletlerden mi geliyor yoksa bu yaşlı hizmetçi kadının evi ele geçirme planı mı diye oradan buraya savrulup durduk. Nicole Kidman da izleyiciye bu açıdan eşlik etti, özellikle haplardan şüphelendiği kısım çoğu izleyicinin de öncesinden şüphesini çekmiştir...

Ama o son sahne.... Meğer asıl ölü olanlar kendileriymiş ve yaşayanlara huzursuzluk veriyorlarmış. Vay be... İyi ki spoiler yememişim ve o ters köşe olmanın keyfini yaşayabildim bu sayede. Vay be...


8.2
 

Uzun senelerdir izlemek istediğim listemde olan filmlerdendi ve bu kadar geç izlediğime şaşırdığım filmlerden olmayı başardı. Nicole Kidman başlı başına filmi alıp götürmesine karşın diğer oyuncular da çocuk oyuncular da çok iyiydi. Ama filmin gerilim-korku türünün hakkını sonuna dek verdiğini ve en derli toplu, kaliteli korku filmlerinden biri olduğu da çok açık. Çünkü diğer korku-gerilim filmlerinin aksine senaryosu oldukça sağlam, çok fazla mantık hatası barındırmıyor yahut hissettirmiyor.

Özellikle ters köşe kısımları muhteşemdi. İnsanı birden şok eden filmler oldum olası ayrı bir keyif vermiştir...

Film boyunca evdeki o sesler hayaletlerden mi geliyor yoksa bu yaşlı hizmetçi kadının evi ele geçirme planı mı diye oradan buraya savrulup durduk. Nicole Kidman da izleyiciye bu açıdan eşlik etti, özellikle haplardan şüphelendiği kısım çoğu izleyicinin de öncesinden şüphesini çekmiştir...

Ama o son sahne.... Meğer asıl ölü olanlar kendileriymiş ve yaşayanlara huzursuzluk veriyorlarmış. Vay be... İyi ki spoiler yememişim ve o ters köşe olmanın keyfini yaşayabildim bu sayede. Vay be...


8.2
Ölü olanlar hizmetçiler değil miydi?
 
  • İlginç
Reactions: Tolstoyevski
Ölü olanlar hizmetçiler değil miydi?
Hayır kadın ve iki çocuğu ölüymüş aslında, kadın bu iki çocuğunu perdeyle boğarak öldürmüş sonra da o elindeki tüfekle intihar etmiş. Kocası da savaşta ölmüş, eve dönen ise ruhu. Hizmetçiler 50-60 sene önce ölmüş. Küçük kızın bahsettiği Victor ve ailesi ise gerçekte yaşayan insanlar. O masa sahnesinde kağıtlar havada uçuşmuştu malum, Nicole Kidman sayesinde.
 
  • İlginç
Reactions: phoebebuffay
Hayır kadın ve iki çocuğu ölüymüş aslında, kadın bu iki çocuğunu perdeyle boğarak öldürmüş sonra da o elindeki tüfekle intihar etmiş. Kocası da savaşta ölmüş, eve dönen ise ruhu. Hizmetçiler 50-60 sene önce ölmüş. Küçük kızın bahsettiği Victor ve ailesi ise gerçekte yaşayan insanlar. O masa sahnesinde kağıtlar havada uçuşmuştu malum, Nicole Kidman sayesinde.
Filmi birkaç sene önce izlemiştim, unutmuşum tamamen. Kocası ve hizmetçi olayını hatırlıyormuşum sadece. Güzel filmdi ama :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Tolstoyevski
Filmi birkaç sene önce izlemiştim, unutmuşum tamamen. Kocası ve hizmetçi olayını hatırlıyormuşum sadece. Güzel filmdi ama :A
6.His filmi gibi bu film de spoileri bilince pek tekrar tekrar izlenilmeyecek tek içimlik filmlerden ama cidden türü bakımından eli yüzü düzgün bir avuçtan filmden biri. :A Seneler sonra tekrar izlenilir gerçi detaylara yeniden vakıf olmak açısından. Sanki başka filmde de böyle bir konu vardı, evdeki ölü hayaletlerden korkarken asıl ölü hayaletlerin kendileri olması ve korktukları kişilerin gerçek insanlar olması. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: phoebebuffay
6.His filmi gibi bu film de spoileri bilince pek tekrar tekrar izlenilmeyecek tek içimlik filmlerden ama cidden türü bakımından eli yüzü düzgün bir avuçtan filmden biri. :A Seneler sonra tekrar izlenilir gerçi detaylara yeniden vakıf olmak açısından. Sanki başka filmde de böyle bir konu vardı, evdeki ölü hayaletlerden korkarken asıl ölü hayaletlerin kendileri olması ve korktukları kişilerin gerçek insanlar olması. :A
Bu tarz film çok var da çoğunun amacı etkilemek veya şok etmek değil de korkutmak olduğu için The Others onlardan biraz ayrılıyor. :A Dediğin filmi bilmiyorum galiba. :A
 
  • İlginç
Reactions: Tolstoyevski
Bu tarz film çok var da çoğunun amacı etkilemek veya şok etmek değil de korkutmak olduğu için The Others onlardan biraz ayrılıyor. :A Dediğin filmi bilmiyorum galiba. :A

Bu filmle konu olarak pek alakası yok ama 6.His de bir o kadar unutulmaz korku-gerilim başyapıtlarından biridir ama yorumları okumamak gerekir, spoiler riski yüksek filmlerden. :A

 
  • Güldürdün
Reactions: phoebebuffay
Bu filmle konu olarak pek alakası yok ama 6.His de bir o kadar unutulmaz korku-gerilim başyapıtlarından biridir ama yorumları okumamak gerekir, spoiler riski yüksek filmlerden. :A

Küçükken izlemiştim ama hatırlamıyorum. The Others'ı da küçükken izlemiştim ama galiba 3-4 sene önce 2.kez izlemiştim. Ona rağmen unutmuşum bak. :A
Yetimhane diye bir İspanyol filmi vardı, onu da küçükken izlediğim için pek hatırlamıyorum ama atmosfer olarak falan Others'a benziyordu galiba. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Tolstoyevski

Pardon (2005)

Selamlar, uzun bir aradan sonra ben geldim. :A 2020 filmlerine dalınca uzun süredir bu başlığa yorum yapamadım. Sezonu büyük ölçüde kapamamla birlikte buraya daha sık uğramaya başlayacağım. :Z

Pardon, yıllar önce izlediğim ve uzun süredir ikinci kez izlemek istediğim bir filmdi. Rasim Öztekin'in vefatının da etkisiyle sıralamada öne çektim. :( 2005 hala çok yakın bir tarih gibi geliyor ancak bu filmdeki neredeyse herkesi kaybetmişiz. Erol Günaydın, Zeki Alasya, Bülent Kayabaş ve şimdi de Rasim Öztekin... Çok üzücü, insan yaşlanmaya başladığını daha iyi anlıyor böyle denk gelişlerle. :(

Filmi ikinci izleyişimde de çok sevdim. Türk komedisinin zirve noktalarından biri. Hem eleştirel hem de çok komik. Filmde anlatılan son derece abartılı gözüken olayların benzerlerinin ülkemizde aslında sıradan şeyler olduğunu bilmek ise üzücü. :(

Filmde çok fazla iyi replik var. Oyunculuklar da şahane. Özellikle Ferhan Şensoy ile Rasim Öztekin'in karşılıklı uyumları muazzam. Çok örnek var ama mesela "Sigaramız diye genel bir durum yok" her karşıma çıktığımda güldüğüm bir replik. :A Rasim Öztekin ustanın oyunculuğunun zirve noktalarından biri ve gencecik burada. :(

Ferhan Şensoy'u çok az yapımda izleme şansımız olması ise üzücü. Tiyatroda hiç izleme şansım olmadı, sinema projeleri ise yok denecek kadar az. Keşke bu film sonrası da sinemaya bir şeyler yazmaya, oynamaya devam etseymiş...

8.5/10
 

The Green Mile (1999)

Sinemaya ilk başladığım dönem izleyip büyülendiğim filmlerden biriydi. Uzun yıllar sonra Netflix'e de gelmesini fırsat bilerek ikinci kez izledim.

Gerçekten özel ve eşsiz bir film. Bazı filmler belki daha önce 1000 film izleyen kişiler için 1001. film olarak çok etkileyici olmayabiliyor ama daha önce 5 film izleyen kişiler için bir 5 tanesini daha izleme isteği uyandırabiliyor. Bu da öyle güçlü bir film...

İdam konusuyla ilgili çok örnek yapıldı ama bu herhalde en akılda kalıcı olanı olsa gerek. Ayrıca pek çok güzel yan mesajı da var. Siyahi meselesini de aslında göze sokmadan alttan alta iyi işliyor. Eskiden bu tip filmlerle biz pek çok siyahi karakteri farkında olmadan çok sevmişiz aslında ama şimdikiler mesajlarını çok agresif bir şekilde iletmeyi tercih ediyorlar. Hangisi daha doğru bir yol tartışılır...

Tom Hanks her zamanki sevilebilirliğiyle kendisi için çok kolay bir rolü iyi canlandırıyor. Fakat filmin asıl yıldızı elbette birkaç yıl önce kaybettiğimiz Michael Clarke Duncan. Bence tüm zamanların en iyi yardımcı oyuncu performanslarından biri. Akademi o yıl ödülü vermeyerek ayıp etmiş...

Şimdinin gözüyle izleyince gözüme batmayan yanları da olmadı diyemem. İşin fantastik kısmı çok abartılı işlenmiş. Özellikle sonlardaki Sam Rockwell'in karakterine bağlanan kısmı sevmedim. Hakkını vermek lazım çok abartılı bir fantastiklik barındırmasına rağmen film genel olarak son derece inandırıcı olmayı sürdürebilmiş. Bir diğer beğenmediğim nokta da bazı karakterlerin fazla tek boyutlu olmasıydı. Sürenin çok uzun oluşuyla bazı yerlerde sıkıldığımı da söyleyebilirim.

Tüm bunları toplayınca film hala gözümde büyük bir efsane. Yalnız ilk 10'daki yerini kaybedip sıralamamda birazcık geriledi.

9.5/10
 
Son haftalarda çok film izlememe rağmen erindiğimden konuya yazmıyordum, bundan sonra izlediğim filmleri vakit buldukça kısa kısa da olsa yazmaya çalışacağım. :A


Awakenings
Gerçek bir hikayeden uyarlanan; başka bir hastalık için geliştirilmiş bir ilacı, bilincini kaybetmiş haraketsiz hastalara çare olabileceğini düşündüğü için uygulayan bir doktor ve hastanın hikayesini anlatıyor film. Başrollerini de Robin Williams ve Robert De Niro gibi iki usta oyuncu paylaşıyor. Filmden beklentim yüksekti ama beklentimin altında kaldı açıkçası. Beni etkilemedi film, gerçek bir hikayeden uyarlandığı için senaryoyu eleştiremem ama eldeki hikaye daha iyi ve çarpıcı anlatılabilirdi bence. Yine de Robin Williams ve De Niro için izlenebilecek bir film.
6.5/10

Back To The Future Serisi


İlk filmini izlediğim ve oldukça overrated bulduğum bir yapımdı ama yine de 2.kez şans vermek istedim. Ki bu tarz kült filmlere her zaman ikinci bir şansı veren biriyimdir. :A Bir kez daha filmi izlerken ki ruh halinin ne kadar önemli olduğunu kanıtladı bu film, ikinci izleyişimde oldukça beğendim ve diğer serileri de izledim. İçinde ufak tefek mantıksızlıklar bulundursa da türü itibariyle bu detayların çok sorgulanmadan izlenebileceği klasik sıfatını hak eden bir filmdi. 2.filmi de oldukça beğendim ama part 3 ilk 2 filme göre biraz sönük kalmış. İyi ki seriyi daha fazla uzatıp sıkmamışlar. Ayrıca 2.filmde 2015'i çok abartılı yansıtmışlar, daha doğrusu abartılı bir dünya hayal edip kurmuşlar. :A
İlk film genelinde konuşacak olursam oldukça beğensem de top filmlerim arasına girecek bir film değildi. Abartılı yorumlara ve IMDB'deki sıralamasına dayanarak çok az da olsa hala bir miktar overrated buluyorum. :A Sırayla seriye puanım:
8.2/10 , 7.8/10, 7/10
------


The Green Mile (1999)

Sinemaya ilk başladığım dönem izleyip büyülendiğim filmlerden biriydi. Uzun yıllar sonra Netflix'e de gelmesini fırsat bilerek ikinci kez izledim.

Gerçekten özel ve eşsiz bir film. Bazı filmler belki daha önce 1000 film izleyen kişiler için 1001. film olarak çok etkileyici olmayabiliyor ama daha önce 5 film izleyen kişiler için bir 5 tanesini daha izleme isteği uyandırabiliyor. Bu da öyle güçlü bir film...

İdam konusuyla ilgili çok örnek yapıldı ama bu herhalde en akılda kalıcı olanı olsa gerek. Ayrıca pek çok güzel yan mesajı da var. Siyahi meselesini de aslında göze sokmadan alttan alta iyi işliyor. Eskiden bu tip filmlerle biz pek çok siyahi karakteri farkında olmadan çok sevmişiz aslında ama şimdikiler mesajlarını çok agresif bir şekilde iletmeyi tercih ediyorlar. Hangisi daha doğru bir yol tartışılır...

Tom Hanks her zamanki sevilebilirliğiyle kendisi için çok kolay bir rolü iyi canlandırıyor. Fakat filmin asıl yıldızı elbette birkaç yıl önce kaybettiğimiz Michael Clarke Duncan. Bence tüm zamanların en iyi yardımcı oyuncu performanslarından biri. Akademi o yıl ödülü vermeyerek ayıp etmiş...

Şimdinin gözüyle izleyince gözüme batmayan yanları da olmadı diyemem. İşin fantastik kısmı çok abartılı işlenmiş. Özellikle sonlardaki Sam Rockwell'in karakterine bağlanan kısmı sevmedim. Hakkını vermek lazım çok abartılı bir fantastiklik barındırmasına rağmen film genel olarak son derece inandırıcı olmayı sürdürebilmiş. Bir diğer beğenmediğim nokta da bazı karakterlerin fazla tek boyutlu olmasıydı. Sürenin çok uzun oluşuyla bazı yerlerde sıkıldığımı da söyleyebilirim.

Tüm bunları toplayınca film hala gözümde büyük bir efsane. Yalnız ilk 10'daki yerini kaybedip sıralamamda birazcık geriledi.

9.5/10
Sitendeki listelere de bir güncelleme lazım. :A
 
Son haftalarda çok film izlememe rağmen erindiğimden konuya yazmıyordum, bundan sonra izlediğim filmleri vakit buldukça kısa kısa da olsa yazmaya çalışacağım. :A


Awakenings
Gerçek bir hikayeden uyarlanan; başka bir hastalık için geliştirilmiş bir ilacı, bilincini kaybetmiş haraketsiz hastalara çare olabileceğini düşündüğü için uygulayan bir doktor ve hastanın hikayesini anlatıyor film. Başrollerini de Robin Williams ve Robert De Niro gibi iki usta oyuncu paylaşıyor. Filmden beklentim yüksekti ama beklentimin altında kaldı açıkçası. Beni etkilemedi film, gerçek bir hikayeden uyarlandığı için senaryoyu eleştiremem ama eldeki hikaye daha iyi ve çarpıcı anlatılabilirdi bence. Yine de Robin Williams ve De Niro için izlenebilecek bir film.
6.5/10

Back To The Future Serisi


İlk filmini izlediğim ve oldukça overrated bulduğum bir yapımdı ama yine de 2.kez şans vermek istedim. Ki bu tarz kült filmlere her zaman ikinci bir şansı veren biriyimdir. :A Bir kez daha filmi izlerken ki ruh halinin ne kadar önemli olduğunu kanıtladı bu film, ikinci izleyişimde oldukça beğendim ve diğer serileri de izledim. İçinde ufak tefek mantıksızlıklar bulundursa da türü itibariyle bu detayların çok sorgulanmadan izlenebileceği klasik sıfatını hak eden bir filmdi. 2.filmi de oldukça beğendim ama part 3 ilk 2 filme göre biraz sönük kalmış. İyi ki seriyi daha fazla uzatıp sıkmamışlar. Ayrıca 2.filmde 2015'i çok abartılı yansıtmışlar, daha doğrusu abartılı bir dünya hayal edip kurmuşlar. :A
İlk film genelinde konuşacak olursam oldukça beğensem de top filmlerim arasına girecek bir film değildi. Abartılı yorumlara ve IMDB'deki sıralamasına dayanarak çok az da olsa hala bir miktar overrated buluyorum. :A Sırayla seriye puanım:
8.2/10 , 7.8/10, 7/10
------


Sitendeki listelere de bir güncelleme lazım. :A
Puanlara bak fenalık geldi....
 
  • Güldürdün
Reactions: phoebebuffay

Forum İstatistikleri

Konular
172,253
Mesajlar
3,738,155
Üyeler
8,471
Son Üye
fatihbuyukcam