- Katılım
- 14 Temmuz 2014
- Mesajlar
- 24,277
- Reaksiyon puanı
- 39,954
- Puanı
- 1,061
- Yaş
- 27
- Konum
- Gökteki Yıldızlar ✨✨
- Web Sitesi
- www.ataturkungencligehitabesi.com
Tarihçesi milattan önceye dayanan efsanevi içecek. İsminin kökeni, Etiyopya'nın 'Kaffa' bölgesinden gelir ve kahve ağacı ilk kez burada bulunmuş olup bu bölgenin adı Arapça'da "Qahwah" olarak geçer ve bu ilk zamanlarda şarap anlamına da geliyordu. Bu kelime Osmanlı zamanında Türkçeye "Kahve" olarak girmiş ve Türkçeden de tüm dünyaya, Avrupa dillerine café, caffe, koffie, coffee gibi kelimelerle türemiştir. Telve ile demleme, kağıt filtre, metal filtre, frenchpress, aeropress, moka pot, hario v60 ve espresso gibi çeşitli ve çok sayıda demleme türleri ve yöntemleri bulunmaktadır.
Kahve ağacı nemli ve sıcak bölgelerde yetişir. Ki bunlar dünya genelinde; Brezilya, Etiyopya, Kolombiya, Meksika, Vietnam, Guetemela, Honduras ve Endonezya gibi ülkelerdir.
Toprağa ekildikten yaklaşık 3 sene sonra ilk meyvelerini vermeye başlayan kahve ağaçları yaklaşık 35-40 sene boyunca uygun iklim şartları elverdiği sürece ara vermeksizin meyve vermeye devam eder. Kahve ağaçları öncelikle yılda 20-30 bin civarı çiçek açar. Bu çiçekler bir süre sonra meyve haline gelmeye başlar.
Kahve meyvesi, dış görünüş olarak kirazlara oldukça benzemektedir. Kahve meyvesinin çekirdeği ise, işte bütün hikayenin ana kahramanı olan kahve çekirdeğinin ta kendisidir. Tabi ki kahvenin tarımı oldukça zahmetli bir süreçtir ve sayısız insanın el emeğiyle aşama aşama ilerler.
Bu aşamalar sırasıyla şunlardır:
Çiğ kahve çekirdekleri, genellikle sarı - yeşil renge sahip olurlar ve yukarıdaki aşamalardan sonra ham olarak bütün dünyaya ihraç edilirler. Daha sonra ise firmalar ya da tüketiciler bu çiğ çekirdekleri kavurarak kahverengi haline getirir. En sonunda ise kahve çekirdeği değirmenleri ya da öğütücüleri yardımıyla kahveler toz haline getirilir ve nihayet binbir çeşit olan demleme aşaması için hazır hale gelir.
İskandinav ülkeleri dünya genelinde en çok kahve tüketen ülkelerdir ve Finlandiya bu alanda birinci sırada gelmektedir. İlk 10 ülke ve kişi başına yıllık ortalama tüketim miktarı şu şekildedir:
Ömrü Uzatır: İsveç'deki Gothenburg Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre filtre edilerek hazırlanmış kahve içmek, hiç kahve içmemeye göre daha sağlıklı ve günde 1-4 fincan arası filtre edilmiş kahve içmek ömrün uzamasına katkı sağlıyor. Ancak yine aynı araştırmaya göre Türk kahvesi gibi filtre edilmeden ve kaynatılarak yapılan kahveler ise kalp hastalığı riskini arttırıyor ve sağlığa zararlı etkileri söz konusu oluyor. (bbc)
Enerji ve Dikkat Sağlar: Kahvenin ana maddesi olan kafein; uyku haline neden olan adenozin isimli nörotransmitteri engelleyerek uyanıklık ve zindelik seviyesini arttırır, enerji seviyesini yükseltir. Bu sayede gün dahilinde hissedilmekte olan yorgunluk önlenmiş olunur. Aynı zamanda zihni açarak verimliliğe ve konsantrasyona yardımcı olur.
Fiziksel Güç Verir: Kafein aynı zamanda adrenalin hormonunun üretimine de katkı sağladığı için fiziksel performansı arttırır. Bu sebeple yoğun geçecek bir güne başlamadan önce kahve tüketilmesi sıkça tavsiye edilir.
Hafızaya ve Bazı Hastalıklara Karşı Güvenlidir: Alzheimer, Parkinson ve Demans gibi hastalıklara karşı korur ve bu hastalıkların görülme olasılığını daha düşürür.
Kahvenin Zararları: Aşırı tüketmek, bol şekerli ya da tatlandırıcılı tüketmek tansiyona, şeker hastalığa, kan basıncının yükselmesine kadar birçok sağlık sorununa neden olabilmektedir. Aşırı tüketimi gerginlik hissinin çoğalmasını ve kalpte ağrı hissinin oluşmasını tetikleyebilir.
Kahvenin Topraktan Fincanlara Ulaşan Hikayesi
Kahvenin Topraktan Fincanlara Ulaşan Hikayesi
Kahve ağacı nemli ve sıcak bölgelerde yetişir. Ki bunlar dünya genelinde; Brezilya, Etiyopya, Kolombiya, Meksika, Vietnam, Guetemela, Honduras ve Endonezya gibi ülkelerdir.
Toprağa ekildikten yaklaşık 3 sene sonra ilk meyvelerini vermeye başlayan kahve ağaçları yaklaşık 35-40 sene boyunca uygun iklim şartları elverdiği sürece ara vermeksizin meyve vermeye devam eder. Kahve ağaçları öncelikle yılda 20-30 bin civarı çiçek açar. Bu çiçekler bir süre sonra meyve haline gelmeye başlar.
Kahve meyvesi, dış görünüş olarak kirazlara oldukça benzemektedir. Kahve meyvesinin çekirdeği ise, işte bütün hikayenin ana kahramanı olan kahve çekirdeğinin ta kendisidir. Tabi ki kahvenin tarımı oldukça zahmetli bir süreçtir ve sayısız insanın el emeğiyle aşama aşama ilerler.
Bu aşamalar sırasıyla şunlardır:
- Kahve tohumu ekilir
- Kahve meyvesi hasat edilir
- Kahve meyvesi toplanır toplanmaz işlenmeye başlanır
- Kahve çekirdekleri güneşte kurutulur
- Kahve çekirdeğinin kabukları ayıklanır
- Kahve çekirdeklerine uzmanlar tarafından tadım kontrolü yapılır
Çiğ kahve çekirdekleri, genellikle sarı - yeşil renge sahip olurlar ve yukarıdaki aşamalardan sonra ham olarak bütün dünyaya ihraç edilirler. Daha sonra ise firmalar ya da tüketiciler bu çiğ çekirdekleri kavurarak kahverengi haline getirir. En sonunda ise kahve çekirdeği değirmenleri ya da öğütücüleri yardımıyla kahveler toz haline getirilir ve nihayet binbir çeşit olan demleme aşaması için hazır hale gelir.
Dünya Geneli En Çok Kahve Tüketilen Ülkeler
Dünya Geneli En Çok Kahve Tüketilen Ülkeler
İskandinav ülkeleri dünya genelinde en çok kahve tüketen ülkelerdir ve Finlandiya bu alanda birinci sırada gelmektedir. İlk 10 ülke ve kişi başına yıllık ortalama tüketim miktarı şu şekildedir:
- Finlandiya – 12 kg
- Norveç – 9.9 kg
- Izlanda – 9 kg
- Danimarka – 8.7 kg
- Hollanda – 8.4 kg
- İsveç– 8.2 kg
- İsviçre – 7.9 kg
- Belçika – 6.8 kg
- Lüksemburg– 6.5 kg
- Kanada– 6.5 kg
Sağlığa Etkileri
Sağlığa Etkileri
Ömrü Uzatır: İsveç'deki Gothenburg Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre filtre edilerek hazırlanmış kahve içmek, hiç kahve içmemeye göre daha sağlıklı ve günde 1-4 fincan arası filtre edilmiş kahve içmek ömrün uzamasına katkı sağlıyor. Ancak yine aynı araştırmaya göre Türk kahvesi gibi filtre edilmeden ve kaynatılarak yapılan kahveler ise kalp hastalığı riskini arttırıyor ve sağlığa zararlı etkileri söz konusu oluyor. (bbc)
Enerji ve Dikkat Sağlar: Kahvenin ana maddesi olan kafein; uyku haline neden olan adenozin isimli nörotransmitteri engelleyerek uyanıklık ve zindelik seviyesini arttırır, enerji seviyesini yükseltir. Bu sayede gün dahilinde hissedilmekte olan yorgunluk önlenmiş olunur. Aynı zamanda zihni açarak verimliliğe ve konsantrasyona yardımcı olur.
Fiziksel Güç Verir: Kafein aynı zamanda adrenalin hormonunun üretimine de katkı sağladığı için fiziksel performansı arttırır. Bu sebeple yoğun geçecek bir güne başlamadan önce kahve tüketilmesi sıkça tavsiye edilir.
Hafızaya ve Bazı Hastalıklara Karşı Güvenlidir: Alzheimer, Parkinson ve Demans gibi hastalıklara karşı korur ve bu hastalıkların görülme olasılığını daha düşürür.
Kahvenin Zararları: Aşırı tüketmek, bol şekerli ya da tatlandırıcılı tüketmek tansiyona, şeker hastalığa, kan basıncının yükselmesine kadar birçok sağlık sorununa neden olabilmektedir. Aşırı tüketimi gerginlik hissinin çoğalmasını ve kalpte ağrı hissinin oluşmasını tetikleyebilir.
kaynak: wikipedia