DarkLegenD
Favori Üye
- Katılım
- 24 Ağustos 2014
- Mesajlar
- 25,011
- Reaksiyon puanı
- 19,411
- Puanı
- 1,060
- Yaş
- 25
- Konum
- Afganistan
- Web Sitesi
- www.cizikdvdkasetleri.com
Nasıl kitap? Akıyor mu?Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf
Nasıl kitap? Akıyor mu?Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali daha önce hiç okumamıştım, bu ilk oldu o yüzden yazardan gitmeyeceğim. Hikayesi bazı yerlerde tahmin edilebilir ilerledi bence. Tek sıkıntısını o olarak görüyorum yoksa gayet iyi bir kitap tavsiye ederim.Nasıl kitap? Akıyor mu?
Yazarı Salinger'in hayatını anlatan bir de film var, geçtiğimiz ay izlemiştim ve çok beğenmiştim. Çavdar Tarlası ile yazarın hayatından izleri yansıtan bir film. Kitabını da ayrı olarak çok beğenmiştim.The Catcher in The Rye
Seneler önce Türkçe çevirisi olan Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı okumuştum ve tadı damağımda kalmıştı. Çok ilginç ve keyifli bir kitap, kurgusu anlatım tarzı dili vb eşine çok nadir rastlanır cinsten. İlk okuduğumda çevirisini biraz garipsemiştim, Hollywood çevirisi gibi gelmişti ancak orijinal dilinde de değişen bir şey olmadığını fark ettim, yazarın anlatım tarzı gerçekten çok değişik ve bana göre güzel. Genç Holden Caulfield’in birkaç gününü anlatmasına rağmen samimi birincil şahıs anlatımı kitabı unutulmaz kılıyor. Özellikle sonlar doğru aslında muzipçe gözüken ama özünde dramın yattığı güzel bir kesit sunuyor.
Bu aynı zamanda hayatımda okuduğum ilk orijinal -sadeleştirilmemiş- dilde İngilizce roman oldu. Bu yüzden yeri bende ayrı olmaya devam edecek. Dili fazlasıyla akıcı ve rahat, b2’de bile akıp gidiyor.
Bu da kitaba adına veren şarkı...
Yazarı Salinger'in hayatını anlatan bir de film var, geçtiğimiz ay izlemiştim ve çok beğenmiştim. Çavdar Tarlası ile yazarın hayatından izleri yansıtan bir film. Kitabını da ayrı olarak çok beğenmiştim.
Evet tek romanı var, hikayeleri ölümünün üzerinden 60 yıl sonra yayınlansın istiyordu (yıl yanlış olabilir), tabi geçtiğimiz yıllarda maalesef ki korsana düştü ve hikayeleri herkesçe okundu gibi bir şey oldu. Salinger'in hayatını anlatan filmi izlediğinde Çavdar Tarlası'nı izler gibi oluyorsun biraz da, epey hayatını yansıtmış çünkü. Ayrı bir film olsun ister miydim, efsane kitaba güzel bir film isterdim aslında.Bir ara fırsat bulunca mutlaka izleyecepğm, tek kitabıyla hayran bırakan yazarlardan zira. Zaten bileğim kadarıyla yayınlanmış başka romanı yok belki hikayeleri var, gizemli ve izole bir tipmiş. Aslında bu romanın film olmasını isterdim ama galiba kendisi hayatta istemezdi, kitapta çünkü Hollywood karşıtlığı baya göze çarpıyordu. Hatta “benim karavanımda roman ve hikaye yazabilirler ama senaryo yazanları kovarım” gibi bir cümle geçiyordu, o yüzden saygı gereği filme çevrilmez gibi en azından telif süresi bitene kadar.
Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Güzel bir kitaptı, mesajı da güzeldi. Zaman zaman sıktı, fazla akıcı da bulamadım... 'Fahrenheit 451' kağıdın tutuşma sıcaklığı anlamına geliyor. İtfaiyeciler yangın söndürmek yerine, burada kitapları yakıyor... Kitap okunması istenmeyen bir distopya, evde kitap bulundurulması bile yasak. Montag karakteri üzerinden verilmiş. Filmi de var, hatta filmin kitaptan çok daha iyi olduğu yorumlarını da okumuştum. Kısa sürede filmi de izleyeceğim.
Çok kalın bir kitap değildi, yoksa bırakabilirdim yani. 15-20 güne yayarak anca bitirdim, düşün durumu. Haftaya falan filmini de izleyeceğim, daha iyi kavrarım sanırım.Bu kitap benim yarım bıraktığım tek distopya. Hiç akıcı değildi ya en sevdiğim tür normalde sabrına sağlık.
Çok kalın bir kitap değildi, yoksa bırakabilirdim yani. 15-20 güne yayarak anca bitirdim, düşün durumu. Haftaya falan filmini de izleyeceğim, daha iyi kavrarım sanırım.
Jack London’un Adem’den Önce adlı uzun hikaye - kısa romanını okumuş muydun? Martin Eden’den sonra en sevdiğim London yapıtıydı, hatta yer yer Martin’den bile daha iyi. Okumadıysan çok şanslısın...Ateş Yakmak - Jack London
Jack London'ın okuduğum ikinci kitabı. Kuzey'in soğuklarını yine içimde hissettim, arkada da şöminede ateş sesi ile rüzgar sesi açarak okudum. İçerisinde üç hikaye var, ilk ikisi Ateş Yakmak. İkisi de aynı gibi geliyor, gidişatları aynı olsa da farklı sonla bitiyor. Son hikayesi 'Yaşama Azmi' de açlığı, hayatta kalmayı hissettiren bir eser, ben fazla sevemedim sonuncusunu. İlk ikisi daha güzel geldi.
Jack London'un Bir Kuzey Macerası ile Ateş Yakmak eserlerini okumuştum sadece, dur hemen listeme yazdım dediğini. Karantina sonrası saatlerce kitap alışverişi yapmak istiyorum.Jack London’un Adem’den Önce adlı uzun hikaye - kısa romanını okumuş muydun? Martin Eden’den sonra en sevdiğim London yapıtıydı, hatta yer yer Martin’den bile daha iyi. Okumadıysan çok şanslısın...