Mart sonuna geldiğimizde eğer vaka sayısı 4-5 haneye ulaşmamışsa üstesinden gelmişiz demektir, daha da çok büyük felaket yaşanmaz. Ancak bu gerçekten çok zor gözüküyor bu Umre olayından sonra. Gerçekten çok korkunç bir şey, göz göre göre 20 bin potansiyel taşıyıcı ülkeye geliyor ve tek yapılan şey “Lütfen evinizden çıkmayın.” Kafam almıyor, nasıl bu derece vurdumduymaz ve etkisiz kalıyorlar? Bu olaydan sonra içime iyice fenalık çökmeye başladı artık psikolojik ve ruhsal olarak bunalma eşiğine geldim ki stresten mide bulantısına neden olan türden.
Öncelikle acilen OHAL ilan edilmeli. Ardından bütün ülke karantinaya alınmalı ve şehirlere giriş çöküş yasaklanmalı. Camiler ve AVM’ler öncelik olarak, iş yerleri sonraki aşamada ivedilikle kapatılmalı ve sadece eczaneler, hastaneler ve yemek tedarik edilecek belli yerler açık kalmalı. Durum gerçekten kötüye gidiyor bu Umre’den gelmekte olan 20 bin potansiyel taşıyıcı + Yurt dışından gelmekte olan diğer potansiyel taşıyıcılarla birlikte.
Tüm bunlar yapılıp birkaç hafta direnebilirsek ekonomik olarak dahi uzun vadede toparlanabiliriz ayakta kalacağımız için. Ama yok ekonomik kaygılardan dolayı şimdilik çekiniyorlarsa bu adımları atmaya, virüs yayılıp kırıp geçtikten sonra tıpkı Çin’de, İtalya’da, İspanya’da olduğu gibi hayat yine duracak, üstelik bu sefer ekonomik olarak çok daha kötü sonuçlara neden olacak.
Her neyse, şu aşamaya kadar bir şekilde durumu idare eden hükümetin bu Umre vakasıyla birlikte nasıl olayı eline yüzüne bulaştırmakta olduklarına akıl erdiremiyorum. Devir siyaset devri değil can pazarı, hayatta kalma devri. Her türlü siyasi düşünce, çekişme bir sonraki vakte kadar devre dışı artık. Bu yüzden bizi yönetenlere güvenmek istiyoruz, “lütfen” demelerini değil zor kullanmalarını, devlet baskısını ve otoritesini istiyoruz. Devlet böyle günler için vardır.
