Oyuncular
Nefes : @Çiğdem-
Aras : @destere
Umut : @xemrexxx
3. BÖLÜM
''MEMNUN OLDUM''
Bir şey söylemeden bana baktı dikkatle çocuk. Yavaş yavaş yaklaşıyordu, kendimi toparladım ve ;
Gözlerini bir saniye olsun gözlerimden çekmedi. Kendinden o kadar emin duruyordu ki o emin duruşu beni ürküttü.
"Sana acımıyorum." Sesi hiç bir itirazı kabul etmiyordu. Tok ve emin. "Sadece sana nasıl yardımcı olabileceğimi düşünüyordum."
Güldüm. O ise ifadesini hiç bozmadı. "Senden yardım dìlenmedim ki!" Dedim gülmeme manì olamayarak. Alaycı gülüşüm sonunda son bulduğunda çatık kaşlarla ona baktım. "Ben yardım istemiyorum. Ben yalnızlığım da mutluyum tamam mı? Buraya alışmak gibi bir düşüncem asla yok! Çünkü kalıcı değiliz. Yíne gideceğíz ve ben buraya alışırsam, arkadaş edínírsem gídince her zaman ki gíbi yıkılacağım. Yine arkadaşsız kalacağım ve yíne ağlayacağım."
Düşünür gibi duraksadı bir an. Ama yine de gözlerini bir saniye olsun benden çekmedi. Utandım. Bu halimle bile kızarıp titreyebiliyordum.
"Sana yardım edeceğim."
Kaşlarımı çattım hemen. Kucağımda ki çantayı sıkarken "Neden?" Diye sordum. Gülümsedi. Öyle tatlı bir gülümsemesi vardı ki saniyelerce dudaklarının kıvrılmasına bakakaldım. Sanki oda bunu anlamış gibi ben tekrar gözlerine bakana kadar bir şey söylemedi.
Gözlerimi kaldırıp onun gözlerine baktığım an ise çocuk gibi omuzlarını kaldırp başını yana yatırdı. "Çünkü ben yardımsever bir erkeğim."
"Ciddi olamazsın!"
"Fena ciddiyim."
Benim öfkeli konuşmamın yanında o sakince konuşmuyor muydu? Deli edìyordu beni! Gözlerími devirdím. Sakince bír nefes alıp dudaklarımı yaladıktan sonra tekrar ondan tarafa döndüm.
"Bak sevap kazanacağın başka insanlar bul tamam mı? Beni rahat bırak."
Kaşlarını kaldırdı. Mavi gòzlerini iri iri açarken koltuğundan bana doğru eğíldi. Gerildim.
"Hayatta olmaz." Gerí çekilip tekrar koltuğuna yaslanınca tuttuğum nefesimi koyverdìm.
"Hem bedava sevapçılar kolay kolay bulunmuyor. Biliyorsun devir kötü."
Yine gözlerimi devirdim. Fena halde sinirlerim bozulmuş olmalı ki en son söylediğine sırıtıyordum. Yüzüme düşen saçlarıma sığınarak sırıtmamı sakladıktan sonra kendími toparladım. Derin bír nefes aldım ve tekrar ona baktım. "Fena inatçısın ha?"
"Hemde nasıl."
"Biz kalıcı değiliz. Kafan basmıyor mu? Yine gideceğiz."
"Olsun. Problem değil."
Gözlerim irileşti. Ağzım tıpkı bir balık gibi açıp kapanırken, "Ha?" Deyiverdim.
Sırıttı. Allah aşkına bu çocuk gülmesin. Çünkü tüm dikkatimi dağıtıyordu! Yine olduğu gibi...
Başımı salladım. Gözlerimi ondan kaçırsam bile güldûğúnù hissedebiliyordum. Aldırmadım.
"Yoğun bir arkadaşlığımız olursa gitsende fark etmez. Kopmayız."
Hızla ona taraf baktım. Gülmüyordu. Başını koltuğuna yaslamıştı ve bana bakıyordu. Yutkundum. "Nasıl yoğun?" Diye sorduğum da omzunu silkti umursamazca.
"Yani eğer birbirimizle iyi anlaşırsak, arkadaşlığımızdan memnun kalırsak ileriye taşıyabiliriz. Bir isim koyma merasimi gibi düşün."
"Kanka gibi mi yani?"
Yine sırıttı. Bana bakan gözlerini önce gülerek sol tarafına çevirdi. Sanki gülümsemesini bastırmak istiyor gibiydi. Sonra tekrar bana bakıp göz kırptı. "Kanka gibi."
Başımı anladığım dercesine sallarken, "Gerçi kanka ayağı da..." Diye söylendiğini duydum. Sanki benim önerimden hoşnut değilmiş gibi somurtmuştu. Aldırmadım. "Peki," dedim soru sorarcasına ona bakarken. "Taşınsak bile beni nasıl bulacaksın? Nasıl benden kopmayacaksın?"
Dudaklarını kıvırdı bilmiş bir edayla. Başının arkasını koltuğa yaslamısken bana baktı usulca. "E kanka olursak bana gittiğin yerin adresini verirsin herhalde?"
Ölüp bittiğim o hareketi yapmıştı. Tek kaşını kaldırmıştı! Dalgınca yüzüne bakarken "Hmm." Diye mırıldandığımı duydum. Ah ben ne yapıyordum? Hızla önüme döndüm. Bir kaş kaldırma hareketi yüzünden ne sözler vermiştim. Kahretsin!
"Tamam o halde. Gerisi kolay benim için. Sen nereye ben oraya..."
"Şaka yapıyorsun?"
"Yoo."
"Ciddisin!"
"Oldukça."
"Salak mısın sen?" Bağırdım. Ama kendime hakim olamıyordum. Çocuğun amacını anlamıyordum ama bana cíddì manâda sözler vermesi sinirimi bozdu. "Daha birbirimizi tanımıyoruz bile! Tanımayı bırak isimlerimizi bile bilmiyoruz! Sen kalkmış sen nereye ben oraya diyorsun!"
Ben bağırsam da o çok sakince bana bakıyordu. Bu çocuk hiç sinirlenmiyor muydu? Yine bana istifini bozmadan bakıp söylediklerimi tartar gibi başını salladı. Sonra birden elini bana doğru uzatarak "Baştan alıyorum o zaman." Dedi. "Ben Aras Tuğhan. Memnun oldum Nefes."
Şaşkınca bana uzattığı ele, yüzüne ve ismimin döküldüğü dudaklarına baktım. Adımı nereden biliyordu sorusu aklımda at koştururken gözlerimi kırpıştırdım. Şimdi ne yapmalıydım?
3. BÖLÜM SONU