- Katılım
- 11 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 22,536
- Reaksiyon puanı
- 17,266
- Puanı
- 1,061
2.BÖLÜM
Polat İhtiyarlar Heyetinin toplandığı yerde beklemektedir. Karede slow-motion eşliğinde gelen Başbakan’ı görüyoruz.
Polat: Hoş geldiniz efendim.
Başbakan : Hoş bulduk evlat.
Polat : Korumalarınız yok efendim?
Başbakan : Görüşme özel olduğu için istemedim.
Polat : Benimle, 500 yıllık teamülleri bozan bir görüşme yapacak kadar önemli ne oldu efendim?
Başbakan : Evlat, devletimizin bekası tehlike altında. KGT’ye düzenlenen siber saldırıdan sonra bakanlarımızın çocuklarını da gözaltına aldılar.
Polat : Peki, bunu kimin yaptığını düşünüyorsunuz efendim?
Başbakan : Düşündüğüm birkaç hedef var Polat, bunu şuanda senle paylaşmam hem güvenlik için hem de sürecin doğru işlemesi için sağlıklı olmaz.
Polat : Peki, bu konu hakkında benden ne istiyorsunuz efendim?
Başbakan : Aslında mesele bu değil Polat. Ben bu meseleyi hallederim. Senden daha farklı bir şey isteyeceğim.
Polat : Dinliyorum sizi efendim.
-KGT Ofisi-
Ofiste çalışmalar sürmektedir. Aynura Akif’in odasına girmiştir.
Aynura : Akif, kuryeyle bir zarf geldi.
Akif zarfı açar. Zarfın içinden; üstünde “ÖTÜKEN” yazan bir CD çıkar.
Akif : Bu da neyin nesi?
Aynura : Bir dakika Akif.
Aynura CD’yi Akif’in bilgisayarına takar.
Akif : “Gerçeklere ulaşmak istiyorsan, şifreyi yaz.” Bu ne demek istiyor? Şifreyi, CD kendisini silmeden bulmam lazım.
-Buluşma-
Başbakan : Kara, derin devletimize çok büyük hizmetleri dokunmuş bir istihbaratçımız. Suriye’ye gönderdiğimiz yardımları biliyorsun sanırım?
Polat : Evet efendim, KGT oraya Kızılay’ın insani yardımlarını bizzat iletiyor. Benim anlamadığım, Kara’nın bununla ne alakası olduğu?
Başbakan : Açık cephe’nin ciddi bir mühimmat açığı olduğu duyumunu edindik. Bunu belki KGT’dekiler de biliyordur. Senden ve KGT ekibinden istediğim, bu mühimmatların KGT tarafından Suriye’ye taşınması.
Polat : Ama efendim; bu olayın legal olmadığını, yabancı basının bunu öğrendiğinde bizi baskı altına almak isteyeceklerini biliyor olmalısınız.
Başbakan : Oradaki mazlumların ölmesi daha mı iyi? Kara ve ekibini toplayın, Kara eşliğindeki bir konvoy bu mühimmatları Suriye’ye geçirsin.
Polat : Peki efendim.
-Hastane-
Cahit yürümeye başlamıştır. Abdülhey ve Erhan yanındadır.
Erhan : Ben çay getireyim abi.
Abdülhey : Tamam Erhan.
Erhan gittikten sonra Cahit Abdülhey ile konuşur.
Cahit : Başbakan abiyle niye görüşmek istesin ki?
Abdülhey : Önemli konu varmış ben de bilmiyorum.
Cahit : Bir iyileşsem, abiyi yalnız bırakmak istemiyorum.
Abdülhey : Ben varım ona bir şey olmaz.
-KGT Ofisi-
Akif’i bir tünelde yürürken görüyoruz. Parmak iziyle açılan bir kapıyı açarak gizli odaya girer. Elini bir dosyaya uzatır.
KIRMIZI DOSYA
DOSYA NO : 001679
DOSYA ADI : SURİYE YARDIMLARI
Akif dosyaya bakar. Dosya yeniden kareye girer. Akif telefonunu çıkarır ve gizli bir numarayı arar.
Akif : Dosya geldi, bir incele bakalım.
Akif yukarı çıkar. Eldivenli bir kişi dosyayı alır. Kamera ağır ağır yukarı doğru çıkmaya başlar. O kişi Kara’dır.
Kara : Dosyayı inceleyelim bakalım, yapmadığımız şey değil ama devletin kestiği parmak acımaz.
Akif : Dosyada yazanları iyice bir ezberle Kara, abi bu dosya için özel olarak çalışmanı istedi. Oradaki mazlumların hayatı bizim elimizde.
Aynura kapıdan girer.
Aynura : CD’yi kırdırdık Akif!
-Polat Ofis-
Polat ofiste Abdülhey ile konuşmaktadır.
Abdülhey : Usta, Kara’dan haber geldi. Dosyayı almış inceliyormuş.
Polat : Şu nakliyat çok önemli, oradaki mazlum insanlar savaşmak için bizden yardım bekliyorlar. Başbakanımız bu konuda çok hassas.
Abdülhey : Usta, bizim bunu yapmamız doğru mu? Tamam, oradaki mühimmat Suriye’ye gidecek ama ya diğerleri?
Polat : Abdülhey, Vandallar ve Faiz Lobisi Arap ülkelerinin ve Türkiye’nin karışması için ellerinden geleni yaptılar. Türkiye’de de yapmadıkları pislik kalmadı ama başaramayacaklar!
---------
…: Polat ve ekibi avucumuzun içindeler artık efendim, teslimatla beraber almamızı ister misiniz?
...: Evet evet, onlar bize ayak bağı olabilirler. Zaten özel olarak yetiştirilmişlerdi, yeni jenerasyonla beraber onları da tasfiye ederiz. Fazla şey bilenlerin barınması bizim bu koltukta bulunmamıza engel olabilir.
---------
-Polat Ofis-
Polat’a bir telefon gelmiştir.
Kara : Usta, Jandarma bizi tırdayken aldı!
Polat koltuğundan kalkmıştır.
Polat : Ne alması, devlet sırrı belgenizi göstermediniz mi?
Kara : Gösterdik ama, bunlar satılmış suta!
Polat : Hemen ekibi yolluyorum Kara.
---------------------------------------------
17 Nisan Perşembe – Olay Günü
Yüzü görünmeyen esrarengiz bir kişi karanlık bir odaya girmiştir. Elinde bir dosya vardır. Ortadaki sandalyede birisi oturmaktadır. Esrarengiz kişi ışıkları açar. Sandalyede Polat Alemdar oturmaktadır. Komiser elindeki dosyayı Polat’ın önündeki masanın önüne atar. Dosyanın üzerinde “KURTLAR VADİSİ : PUSU” yazmaktadır.
Komiser : Eee, Polat Alemdar. Yoksa Ali Candan mı demeliyim? Ha, pardon sen Efe Karahanlı’ydın değil mi? Nereden başlayalım?
Kamera Polat’ın yüzüne yakınlaşmaktadır. Kare sonlanır.
2.BÖLÜM SONU!!!
3.BÖLÜM FRAGMANI
Polat : Bizim bu ülkenin polislerinden korkumuz yok. Ama bu ülkedeki satılmışlardan korkumuz var!
Komiser : Sen her şeye inanıyor musun? Kandırıldın! Etrafındaki herkes bizim adamımız! Akif, Aynura, Şamil, Hoca, Eşref Bey.. Hepsi bizim adamımızdı..
Polat : Peki sen kimin uşağısın? Faiz lobisinin mi Pensilvanya’nın mı?
Komiser : Sizin racon kesip soru sorduğunuz dönemler çok geride kaldı Bay Alemdar! Peki; Çakır’ın, Aslan Akbey’in, Memati’nin öldüğüne emin misin?
Kamera Polat’ın yüzüne döner. Polat birden sinirlenir ve komiserin yüzüne yumruk atar.
Polat : Bu cüreti aldığın kimse hesabını soracağım!
Polat İhtiyarlar Heyetinin toplandığı yerde beklemektedir. Karede slow-motion eşliğinde gelen Başbakan’ı görüyoruz.
Polat: Hoş geldiniz efendim.
Başbakan : Hoş bulduk evlat.
Polat : Korumalarınız yok efendim?
Başbakan : Görüşme özel olduğu için istemedim.
Polat : Benimle, 500 yıllık teamülleri bozan bir görüşme yapacak kadar önemli ne oldu efendim?
Başbakan : Evlat, devletimizin bekası tehlike altında. KGT’ye düzenlenen siber saldırıdan sonra bakanlarımızın çocuklarını da gözaltına aldılar.
Polat : Peki, bunu kimin yaptığını düşünüyorsunuz efendim?
Başbakan : Düşündüğüm birkaç hedef var Polat, bunu şuanda senle paylaşmam hem güvenlik için hem de sürecin doğru işlemesi için sağlıklı olmaz.
Polat : Peki, bu konu hakkında benden ne istiyorsunuz efendim?
Başbakan : Aslında mesele bu değil Polat. Ben bu meseleyi hallederim. Senden daha farklı bir şey isteyeceğim.
Polat : Dinliyorum sizi efendim.
-KGT Ofisi-
Ofiste çalışmalar sürmektedir. Aynura Akif’in odasına girmiştir.
Aynura : Akif, kuryeyle bir zarf geldi.
Akif zarfı açar. Zarfın içinden; üstünde “ÖTÜKEN” yazan bir CD çıkar.
Akif : Bu da neyin nesi?
Aynura : Bir dakika Akif.
Aynura CD’yi Akif’in bilgisayarına takar.
Akif : “Gerçeklere ulaşmak istiyorsan, şifreyi yaz.” Bu ne demek istiyor? Şifreyi, CD kendisini silmeden bulmam lazım.
-Buluşma-
Başbakan : Kara, derin devletimize çok büyük hizmetleri dokunmuş bir istihbaratçımız. Suriye’ye gönderdiğimiz yardımları biliyorsun sanırım?
Polat : Evet efendim, KGT oraya Kızılay’ın insani yardımlarını bizzat iletiyor. Benim anlamadığım, Kara’nın bununla ne alakası olduğu?
Başbakan : Açık cephe’nin ciddi bir mühimmat açığı olduğu duyumunu edindik. Bunu belki KGT’dekiler de biliyordur. Senden ve KGT ekibinden istediğim, bu mühimmatların KGT tarafından Suriye’ye taşınması.
Polat : Ama efendim; bu olayın legal olmadığını, yabancı basının bunu öğrendiğinde bizi baskı altına almak isteyeceklerini biliyor olmalısınız.
Başbakan : Oradaki mazlumların ölmesi daha mı iyi? Kara ve ekibini toplayın, Kara eşliğindeki bir konvoy bu mühimmatları Suriye’ye geçirsin.
Polat : Peki efendim.
-Hastane-
Cahit yürümeye başlamıştır. Abdülhey ve Erhan yanındadır.
Erhan : Ben çay getireyim abi.
Abdülhey : Tamam Erhan.
Erhan gittikten sonra Cahit Abdülhey ile konuşur.
Cahit : Başbakan abiyle niye görüşmek istesin ki?
Abdülhey : Önemli konu varmış ben de bilmiyorum.
Cahit : Bir iyileşsem, abiyi yalnız bırakmak istemiyorum.
Abdülhey : Ben varım ona bir şey olmaz.
-KGT Ofisi-
Akif’i bir tünelde yürürken görüyoruz. Parmak iziyle açılan bir kapıyı açarak gizli odaya girer. Elini bir dosyaya uzatır.
KIRMIZI DOSYA
DOSYA NO : 001679
DOSYA ADI : SURİYE YARDIMLARI
Akif dosyaya bakar. Dosya yeniden kareye girer. Akif telefonunu çıkarır ve gizli bir numarayı arar.
Akif : Dosya geldi, bir incele bakalım.
Akif yukarı çıkar. Eldivenli bir kişi dosyayı alır. Kamera ağır ağır yukarı doğru çıkmaya başlar. O kişi Kara’dır.
Kara : Dosyayı inceleyelim bakalım, yapmadığımız şey değil ama devletin kestiği parmak acımaz.
Akif : Dosyada yazanları iyice bir ezberle Kara, abi bu dosya için özel olarak çalışmanı istedi. Oradaki mazlumların hayatı bizim elimizde.
Aynura kapıdan girer.
Aynura : CD’yi kırdırdık Akif!
-Polat Ofis-
Polat ofiste Abdülhey ile konuşmaktadır.
Abdülhey : Usta, Kara’dan haber geldi. Dosyayı almış inceliyormuş.
Polat : Şu nakliyat çok önemli, oradaki mazlum insanlar savaşmak için bizden yardım bekliyorlar. Başbakanımız bu konuda çok hassas.
Abdülhey : Usta, bizim bunu yapmamız doğru mu? Tamam, oradaki mühimmat Suriye’ye gidecek ama ya diğerleri?
Polat : Abdülhey, Vandallar ve Faiz Lobisi Arap ülkelerinin ve Türkiye’nin karışması için ellerinden geleni yaptılar. Türkiye’de de yapmadıkları pislik kalmadı ama başaramayacaklar!
---------
…: Polat ve ekibi avucumuzun içindeler artık efendim, teslimatla beraber almamızı ister misiniz?
...: Evet evet, onlar bize ayak bağı olabilirler. Zaten özel olarak yetiştirilmişlerdi, yeni jenerasyonla beraber onları da tasfiye ederiz. Fazla şey bilenlerin barınması bizim bu koltukta bulunmamıza engel olabilir.
---------
-Polat Ofis-
Polat’a bir telefon gelmiştir.
Kara : Usta, Jandarma bizi tırdayken aldı!
Polat koltuğundan kalkmıştır.
Polat : Ne alması, devlet sırrı belgenizi göstermediniz mi?
Kara : Gösterdik ama, bunlar satılmış suta!
Polat : Hemen ekibi yolluyorum Kara.
---------------------------------------------
17 Nisan Perşembe – Olay Günü
Yüzü görünmeyen esrarengiz bir kişi karanlık bir odaya girmiştir. Elinde bir dosya vardır. Ortadaki sandalyede birisi oturmaktadır. Esrarengiz kişi ışıkları açar. Sandalyede Polat Alemdar oturmaktadır. Komiser elindeki dosyayı Polat’ın önündeki masanın önüne atar. Dosyanın üzerinde “KURTLAR VADİSİ : PUSU” yazmaktadır.
Komiser : Eee, Polat Alemdar. Yoksa Ali Candan mı demeliyim? Ha, pardon sen Efe Karahanlı’ydın değil mi? Nereden başlayalım?
Kamera Polat’ın yüzüne yakınlaşmaktadır. Kare sonlanır.
2.BÖLÜM SONU!!!
3.BÖLÜM FRAGMANI
Polat : Bizim bu ülkenin polislerinden korkumuz yok. Ama bu ülkedeki satılmışlardan korkumuz var!
Komiser : Sen her şeye inanıyor musun? Kandırıldın! Etrafındaki herkes bizim adamımız! Akif, Aynura, Şamil, Hoca, Eşref Bey.. Hepsi bizim adamımızdı..
Polat : Peki sen kimin uşağısın? Faiz lobisinin mi Pensilvanya’nın mı?
Komiser : Sizin racon kesip soru sorduğunuz dönemler çok geride kaldı Bay Alemdar! Peki; Çakır’ın, Aslan Akbey’in, Memati’nin öldüğüne emin misin?
Kamera Polat’ın yüzüne döner. Polat birden sinirlenir ve komiserin yüzüne yumruk atar.
Polat : Bu cüreti aldığın kimse hesabını soracağım!
