2013 Prisoners / Mahkumlar (2013) Film Bilgileri & Yorumları

berkann

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,875
Reaksiyon puanı
6,723
Puanı
1,060
1392214.jpg


Mahkumlar - Prisoners (2013)

Türü: Suç, Dram, Gerilim
Yönetmen: Denis Villeneuve
Senaryo: Aaron Guzikowski

Oyuncular:
Hugh Jackman
Jake Gyllenhaal
Viola Davis
Maria Bello
Terrence Howard

IMDb Puanı: 8.1 (51,257 oy)
IMDb Sayfası

Filmin Özeti

Çocuğunuzu korumak için neler yaparsınız? Keller Dover (Jackman) her anne babanın en kötü kabusuyla karşı karşıya. Altı yaşındaki kızı Anna arkadaşı Joy ile kaybolmuştur. Dakikalar saatlere döndükçe, panik gittikçe artar. Tek ipucu sokaklarına çok önce park etmiş döküntü bir karavandır. Soruşturmayı yöneten Detektif Loki (Gyllenhaal) arabanın sürücüsü Alex Jones’u (Paul Dano) tutuklar. Ama kanıt yetersizliği nedeniyle şüpheliyi salmak zorunda kalır.

Çocuğunun hayatının tehlikede olduğunu bilen çıldırmış Dover durumu kendi ellerine almaktan başka bir seçeneği olmadığını fark eder. Çaresiz baba kızları bulmak için her şeyi yapacaktır. Ama bunları yaparken kendini kaybedebilir ve şu soruyla boğuşabilir: Adaleti aramakla suçlu olmak arasındaki sınırı ne zaman geçersin?

Filmin Fragmanı

 
Bugün izleme fırsatı buldum filmi.

Adından dolayı hapishane odaklı bir film bekliyordum ki tamamen yanlış bir düşünceymiş bu. Çok sağlam bir polisiye filmdi.

Denis Villenueve'ı izlediğim ilk filmi olan Incendies sonrası çok başarılı bulmuştum ve kendisini takip etme kararı almıştım ki bu filmle o başarıyı bir kez daha tekrarlamış.

Oyunculuklar filmin en güçlü noktalarından biriydi. Hugh Jackman, Les Miserables'tan sonra yine kendine hayran bırakan bir performans sergilemiş bence. Daha önce Donnie Darko, Source Code gibi filmlerini izlediğim Jake Gyllenhaal en akılda kalıcı performansını göstermiş. Melissa Leo ve Paul Dano da oldukça iyi yardımcı oyunculardı. Viola Davis biraz pasif kalmış dizide, yani az sahnesi vardı. (O az sahnelerde yine başarılıydı.) Terrence Howard ise en eleştirilebilecek performansı sergilemiş. (Bariz yetersizdi diğer oyunculara bakış performansı.)

Senaryo olsun diğer faktörler olsun bence her şey oldukça iyiydi. Sürükleyici ve merak unsurunun sürekli sürdüğü iyi bir filmdi.

Ödüller açısından değerlendirecek olursak ise ne yazık ki bu seneki kalabalık yarışın içinde kaybolacak gibi geliyor film. En iyi ihtimal 1 veya 2 adaylık alır gibi gözüküyor. O adaylıklar için de en olası ihtimaller en iyi yardımcı erkek oyuncu (Jake Gyllenhaal, Hollywood Film Festivalinde bu ödülü aldı ve bence filmin en iyilerindendi) veya en iyi yardımcı kadın oyuncu (Melissa Leo, bence o kadar da iyi değildi ama yarışta adı üstlerde geçiyor) gibi gözüküyor. Belki sinematografi, kurgu gibi teknik bir daldan da adaylık alma ihtimali olur. Benim gönlümden geçen en iyi film dahil 4-5 adaylık alması ama film herkesçe sevilmiş ve arkasına rüzgar alabilmiş değil maalesef. Belki Oscar dışındaki diğer ödüllerde daha fazla adaylık alabilir. (Komedi - Drama ayrımı yapılan törenlerde)

Özetle birkaç mantıksız sahne dışında, iyi oyunculuklarla süslenmiş sürükleyici bir polisiyeydi. IMDb Top 250'de olmayı hakediyor, umarım çıkmaz.

Puanım: 9/10
 
Bugün izledim filmi. Genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.

Filmin hikayesi güzeldi bence. Bu tür polisiye filmleri severim zaten. Bana kalırsa mantık hatasından çok "bu sahne neden var ki, hiç bir işe yaramadı?" gibi şeyler aklıma geldi. Ancak şunları okuyunca geçti. :D

" -Pederin evindeki ceset ne alaka?
-Pederin evinden çıkan ceset, yaşlı teyzenin kocası.Dedektif finalde adamın kolyeli resmini görünce, cesetteki kolyeden anladı olayı eline silah aldı, teyzeyi yakaladı.Yaşlı teyze ve pederin anlattıkları ile adamın hikayesi netleşiyor.

-Yılanlar ne iş?
-Kopya kaçırmalar yapan adam, yaşlı teyze ve kocasının kurbanlarından.Diğer çocuklar gibi labirent bulmacası ve (kadının bahsettiği gibi) adamın yılan takıntısı ile kafayı yemiş."


Ancak yılanlı adam kurbansa, o neden öldürülmedi? Onun ne önemi vardı?

Finalin tam olarak sonlanmaması ilk başta kötü gelmişti ama şimdi düşününce filme ayrı bir hava katmış gibi.

Yaşlı kadın çok kötüydü. :( Muhtemelen soğuk bir karakter olması gerekiyordu, ancak soğuk olayım derken ruhsuz olmuş, kötü oynamış. Bence oyuncular arasından en iyisi Hugh Jackman'dı. Beğendiğimi söyleyebilirim. Jake Gyllenhaal'ın oyunculuğunu gösterebileceği pek sahnesi yoktu.
Küçük kızı hastaneye götürme sahnesi hariç.

Oscar için yorum yaparsam. Bence En İyi Film'e aday olması yüksek ihtimal gibi. En İyi Erkek Oyuncu dalında Hugh Jackman'ın aday olması biraz zor gibi.

Başları biraz sıradan gelse de sonradan açılan, iyi bir filmdi. 8.5/10
 
Yaşlı kadın çok kötüydü. :( Muhtemelen soğuk bir karakter olması gerekiyordu, ancak soğuk olayım derken ruhsuz olmuş, kötü oynamış. Bence oyuncular arasından en iyisi Hugh Jackman'dı. Beğendiğimi söyleyebilirim. Jake Gyllenhaal'ın oyunculuğunu gösterebileceği pek sahnesi yoktu.
Küçük kızı hastaneye götürme sahnesi hariç.
Bence kötü oynamamış aksine iyi oynamış. Karakter öyle oluşturulmak istenmiş. Fakat öyle çok gösterişli bir rol de değildi. Oscarda muhtemel adaylardan gösterilmesi epey abartı. (Gerçi film aday gösterilsin bir yerlerde de Melissa Leo'ya da razıyım. :D)

Filmin bendeki etkisi hala sürüyor. Bu yılın en beğendiğim filmlerinden biri olacak galiba. Puanı 9'dan 9.5'a yükseltip yükseltmeme konusunda kararsızım açıkçası. :D


Sonu bence harikaydı. Olabilecek en iyisiydi. Yarım kalmış gibi gözüküyor ama aslında öyle değil. Adamın hapse girişini falan göstermeleri sonunu bağlayamayacakları bir yere götürürdü. Onun yerine tüm film boyunca vurgulanan düdüğün adamın hayatını kurtarması çok iyi düşünülmüş.

Eleştirilebilecek birkaç nokta:

Başroldeki karakterin yaşlı kadına giderken polisten kaçarcasına büyük bir hışımla ayrılması fakat buna karşın kadının karşısına gayet normal sayılabilecek bir şekilde çıkması.

İçeri girdikten sonra kadına sırtını dönmesi ve kadının silah çıkarması. (Çok klişe bir sahne. Niye adam arkasını dönsün böyle tehlikeli olabileceğini bildiği bir kadına.)


Bir de sen taklitçinin neden öldürülmediğini sormuşsun. İlk kaçırdıkları kurban o imiş. Tamamen unutmuşlar onu ellerinden mi kaçırmışlar acaba anlamadım tam ben de. :)
 
Bence kötü oynamamış aksine iyi oynamış. Karakter öyle oluşturulmak istenmiş. Fakat öyle çok gösterişli bir rol de değildi. Oscarda muhtemel adaylardan gösterilmesi epey abartı. (Gerçi film aday gösterilsin bir yerlerde de Melissa Leo'ya da razıyım. :D)

Filmin bendeki etkisi hala sürüyor. Bu yılın en beğendiğim filmlerinden biri olacak galiba. Puanı 9'dan 9.5'a yükseltip yükseltmeme konusunda kararsızım açıkçası. :D


Sonu bence harikaydı. Olabilecek en iyisiydi. Yarım kalmış gibi gözüküyor ama aslında öyle değil. Adamın hapse girişini falan göstermeleri sonunu bağlayamayacakları bir yere götürürdü. Onun yerine tüm film boyunca vurgulanan düdüğün adamın hayatını kurtarması çok iyi düşünülmüş.

Eleştirilebilecek birkaç nokta:

Başroldeki karakterin yaşlı kadına giderken polisten kaçarcasına büyük bir hışımla ayrılması fakat buna karşın kadının karşısına gayet normal sayılabilecek bir şekilde çıkması.

İçeri girdikten sonra kadına sırtını dönmesi ve kadının silah çıkarması. (Çok klişe bir sahne. Niye adam arkasını dönsün böyle tehlikeli olabileceğini bildiği bir kadına.)


Bir de sen taklitçinin neden öldürülmediğini sormuşsun. İlk kaçırdıkları kurban o imiş. Tamamen unutmuşlar onu ellerinden mi kaçırmışlar acaba anlamadım tam ben de. :)

Hayır, ilk kaçırdıkları Alex'miş. Onun öldürülmeme sebebi de oymuş. Yoksa Alex'i neden öldürmesinler ki?
Taklitçinin ellerinden kaçması imkansız bence. Çünkü çocukken kaçırmışlardır muhtemelen ve öldürmeden kaçabilmesi için çocukken kaçması gerekiyor. Sonrasında o yaşa kadar yaşaması, evi olması filan imkansız gibi.

Bence asıl klişe sahne. :D
Dedektifin mum yakma sahnesinde taklitçiyle karşılaşmasıydı.

Evet, sonradan düşününce mantıklı gelmişti. Film zaten 2,5 saat. :D Ama dolu doluydu bence. :)
 
Hayır, ilk kaçırdıkları Alex'miş. Onun öldürülmeme sebebi de oymuş. Yoksa Alex'i neden öldürmesinler ki?
Taklitçinin ellerinden kaçması imkansız bence. Çünkü çocukken kaçırmışlardır muhtemelen ve öldürmeden kaçabilmesi için çocukken kaçması gerekiyor. Sonrasında o yaşa kadar yaşaması, evi olması filan imkansız gibi.

Bence asıl klişe sahne. :D
Dedektifin mum yakma sahnesinde taklitçiyle karşılaşmasıydı.

Evet, sonradan düşününce mantıklı gelmişti. Film zaten 2,5 saat. :D Ama dolu doluydu bence. :)
Baştan Alex için ilk kaçırdığımız diyor ama daha sonra öbür taklitçiyi unuttuğunu ve gazeteyi görünce hatırladığını söylüyor. Nasıl unutur anlamadım?

Bir de Alex bir ara Keller'a gerçek Alex gelecekti gibisinden bir şeyler söyledi onu da anlamadım. (b)

Mum yakma sahnesini hatırlamadım. :D
 
Baştan Alex için ilk kaçırdığımız diyor ama daha sonra öbür taklitçiyi unuttuğunu ve gazeteyi görünce hatırladığını söylüyor. Nasıl unutur anlamadım?

Bir de Alex bir ara Keller'a gerçek Alex gelecekti gibisinden bir şeyler söyledi onu da anlamadım. (b)

Mum yakma sahnesini hatırlamadım. :D

Hristiyanlarda mum yakma diye bir gelenek vardır ya, o sahneydi. :D Dilek filan diliyorlardı sanırım. 😕

Unuttuğu kişi Alex değil miydi ya? -Kadın Alex'in gerçek adını unuttuğunu söylemişti, bence unutması normal. :D- Hatta sonlara doğru dedektif gazetede Alex'in ailesine kavuştuğu haberini okumuştu. (2:19:54'ten bakabilirsin.)
O sözü hatırlayamadım. :(

Taklitçinin ne iş olduğunu hala tam olarak anlayamadım? :D
 
Hristiyanlarda mum yakma diye bir gelenek vardır ya, o sahneydi. :D Dilek filan diliyorlardı sanırım. 😕

Unuttuğu kişi Alex değil miydi ya? -Kadın Alex'in gerçek adını unuttuğunu söylemişti, bence unutması normal. :D- Hatta sonlara doğru dedektif gazetede Alex'in ailesine kavuştuğu haberini okumuştu. (2:19:54'ten bakabilirsin.)
O sözü hatırlayamadım. :(

Taklitçinin ne iş olduğunu hala tam olarak anlayamadım? :D


Boby Taylor'ı tamamen unutmuşum.
Gazetede okuyunca hatırladım.

Replik bu. Alex'in gerçek adını zaten unutmuş o normal. :D
 
Boby Taylor'ı tamamen unutmuşum.
Gazetede okuyunca hatırladım.
Replik bu. Alex'in gerçek adını zaten unutmuş o normal. :D
Anladım. :D Ama bence taklitçinin onlardan kaçıp yeni bir hayat kurması mantıksız geldi bana. (b)
 
Film kaç haftadır duruyordu köşede film gayet iyiydi:) Filmi "The Killing"'e benzettim:) Sonuçta konusu kayıp olunca benzetmemek mümkün değil. Filmde herkes rölünü güzel oynuyordu fakat;
Dedektif'in olay çözümü hep tesadüfler üzerine kurulmuştu sanki:) ki özellikle peterin evinde buldugu ölü adamın. Buldugu ölü adamı sadece hikayenin geçmişine bağlantıydı olsada olur olmasada olurdu. Olaya pek etkisi yoktu.

Hugh Jackman rolünü güzel oynamiş. Alex rolunu oynayan oyuncuda güzel oynamiş ki banyoda dayak sahnesinde yüzünün gözünün dağilmiş hali fenaydı.Keşke film bi 10 dk daha uzun olsaydı gerçeklerin ortaya çıktıktan sonrakileri de görseydik. Bu arada Hugh oynadiği karakterinin sonunu özellikle merak ettim. Aradan günler geçmesine rağmen ne kan kaybından ne de açliktan ne de soğuktan ölmüştü? Keşke adamın sonunu görseydik:(

Film IMDB'de 8.1 reyting almiş tam kararında. Dediğim gibi The Killing dizisindeki tadı aldiğim için o diziden daha iyi değildi. Benden 7 yada 7.5/10 alır.

@OzaN, @berkann eğer bu filmi gerçekten çok beğendiyseniz The Killing'i izleyin:X Bana hafif geldi film:X
 
Son düzenleme:
Film kaç haftadır duruyordu köşede film gayet iyiydi:) Filmi "The Killing"'e benzettim:) Sonuçta konusu kayıp olunca benzetmemek mümkün değil. Filmde herkes rölünü güzel oynuyordu fakat;
Dedektif'in olay çözümü hep tesadüfler üzerine kurulmuştu sanki:) ki özellikle peterin evinde buldugu ölü adamın. Buldugu ölü adamı sadece hikayenin geçmişine bağlantıydı olsada olur olmasada olurdu. Olaya pek etkisi yoktu.

Hugh Jackman rolünü güzel oynamiş. Alex rolunu oynayan oyuncuda güzel oynamiş ki banyoda dayak sahnesinde yüzünün gözünün dağilmiş hali fenaydı.Keşke film bi 10 dk daha uzun olsaydı gerçeklerin ortaya çıktıktan sonrakileri de görseydik. Bu arada Hugh oynadiği karakterinin sonunu özellikle merak ettim. Aradan günler geçmesine rağmen ne kan kaybından ne de açliktan ne de soğuktan ölmüştü? Keşke adamın sonunu görseydik:(

Film IMDB'de 8.1 reyting almiş tam kararında. Dediğim gibi The Killing dizisindeki tadı aldiğim için o diziden daha iyi değildi. Benden 7 yada 7.5/10 alır.

@OzaN, @berkann eğer bu filmi gerçekten çok beğendiyseniz The Killing'i izleyin:X Bana hafif geldi film:X
Peder kısmına açıklama :)

Peder o kadının kocasıydı. Kolyesinden anladı suçlunun kadın olduğunu dedektif. Yani hikayeye etkiliydi. :)

Adamın sonunu gösterseler pek hoş olmayacaktı çünkü hapise gidecekti muhtemelen. Film boyunca kullanılan ıslıkla bitmesi bence hoştu. :)
 
Peder kısmına açıklama :)

Peder o kadının kocasıydı. Kolyesinden anladı suçlunun kadın olduğunu dedektif. Yani hikayeye etkiliydi. :)

Adamın sonunu gösterseler pek hoş olmayacaktı çünkü hapise gidecekti muhtemelen. Film boyunca kullanılan ıslıkla bitmesi bence hoştu. :)
Evet okudum:X Bir soru daha;

Şu taklitçi yılanlı çocuk olanın kaçması acaba(b) kaçırılan çocuklarin ellerine verilen labirent dergisinde "hepsini yapın gidin" gibi bişey yazıyordu. Çocuk labirentleri yapıp kaçmiş olmasın?
 
Evet okudum:X Bir soru daha;

Şu taklitçi yılanlı çocuk olanın kaçması acaba(b) kaçırılan çocuklarin ellerine verilen labirent dergisinde "hepsini yapın gidin" gibi bişey yazıyordu. Çocuk labirentleri yapıp kaçmiş olmasın?
Olabilir, mantıklı. :D

Ama kadın niye hatırlamadı ki sonunda onu? (b)
 
Olabilir, mantıklı. :D
Ama kadın niye hatırlamadı ki sonunda onu? (b)

Sonu derken Hugh'u çukurun içine atarken mi? Yoksa Hugh özür dilemek için evine gitmişti gaztede görmüştü orayı mı? Çukur kazarken kaçırdıklari çocuklari hakkında konuşmamişti diye hatırlamıyorum(b)
 
Sonu derken Hugh'u çukurun içine atarken mi? Yoksa Hugh özür dilemek için evine gitmişti gaztede görmüştü orayı mı? Çukur kazarken kaçırdıklari çocuklari hakkında konuşmamişti diye hatırlamıyorum(b)
Çukur kazarken işte orada bir şeyler söylemişti kadın. Hatta berkann ile orayı tartıştık dakikasını da yazmıştı berkann yukarıda bakarsan bulursun. :D
 
Çukur kazarken işte orada bir şeyler söylemişti kadın. Hatta berkann ile orayı tartıştık dakikasını da yazmıştı berkann yukarıda bakarsan bulursun. :D
Şimdi baktım filme :X sadece
Önce Alex'in gerçek ismini hatırlamaya çalişiyor sonra hatırlayamayınca kaçirdiklari çocuklara itafen "bir sürü isim vardı" diyor.

Taklitçi labirenti yapıp serbest kalmiştir, onlarin çocuk kaçirmada ilk başarisizliğidir diye yor gitsin:A Zaten bir tek taklitçi labiret çizmede başarılıydı.O duvardan öteki duvara kadar heryer labirent çizimleriyle doluydu:)
 
Evet okudum:X Bir soru daha;

Şu taklitçi yılanlı çocuk olanın kaçması acaba(b) kaçırılan çocuklarin ellerine verilen labirent dergisinde "hepsini yapın gidin" gibi bişey yazıyordu. Çocuk labirentleri yapıp kaçmiş olmasın?

Öyle bir şey yazıyorsa öyledir. Ben ona bir şey uyduramamıştım zaten. :D The Killing'ı izlemedim, izleyebilirim. :)
 
Bugün izledim filmi ve bence çok iyiydi.

Çok iyi bir hikayesi vardı filmin. Böyle psikopatların olduğu hikayeler cezbedici oluyor genellikle zaten. :D

Filmin en iyi kısmı oyunculuklardı bence. Hugh Jacman harikaydı ve kesinlikle filmin en iyisiydi. Tabii Jake Gyllenhaal'ı da es geçmemek gerek o da başarılıydı. Dedektiflik rolünü yakıştırmış kendine, de abi o boyundaki dövme nedir ya? :D Bir de filmde gözünü kırpma şekli de rahatsız etti beni. Yine de bunları görmemezlikten gelebilirim sanırım.

Yukarıda dediğim gibi hikaye çok iyiydi. Senaryo da iyiydi de ve hikayeye güzel uyarlamışlar fakat gerçekten çok klişe sahneler vardı. Ama genel olarak aksiyon sahneleri olmadan sakin bir senaryoya sahip olmasına rağmen sıkmıyor. Gerçi filmin başlarında biraz sıkıldım ama daha sonraları film hiç tahmin etmediğim şekilde açıldı ve kendimi iyi kaptırdım. Zamanın su gibi akıp geçtiği filmlerden birisi...

En çok işkence sahnelerini beğendim. Çok gerçekçiydi. :D Bu arada sonu ilginç ve sık görmediğim bir şekilde bittiği için çok beğendim.

Kısacası çok iyi bir filmdi. Bu tür filmleri (polisiye) çok izlemedim ama izlediklerim arasında en iyilerden birisiydi kesinlikle...

Puanım: 8.5/10
 
Film iyi sayılırdı.Ama geç izlediğime pişman olacağım kadar iyi değildi.
Gerilim ve suç filmlerini acayip severim birde Oscar’da adaylak verildiğini görünce izlemek için sabırsızlandım ama umduğumu bulamadım.:(

Konusu güzeldi.Biraz şaşırtıyordu.
Teyzenin olayı aslında anlaşılabilirdi ama biraz daha dikkatli bakmamız gerikiyormuş.Düşünmüştüm zaten o Alex’in kaçırıldığını yapan haber sahnesinde ama film esnasında olduğu için çok kafamı verememiştim.Çok olağan üstü şaşırtmadı beni.Ama sonrasında ki o şurup olayı baya dikkat çekiciydi hakkını yemeyeyim.
Keller'ın Alex'e yaptıklarıda iyi ve orjinal sahnelerdi.

Film haddinden uzundu.Bu kadar kasmaya gerek yoktu bence.Daha kısa ve öz tutabililerdi.

Oyunculardanda Hugh Jacman olağan üstüydü.Çok sevdim hem rolünü hemde oyunculuğunu.

Jack Gayllenhall ise iyi sayılırdı.Çok beğenmememin sebebi hayatımda bu adama benzeyen bir arkadaşımın olması ve son zamanlarda olağan üstü itici olmasından dolayı zaten ön yargılı başladım bu adama karşı.:(Senin suçun değil Jack.:FFilm boyuncu onu hatırlatması acayip iticiydi.:(O nedenle bu adam konusunda hiç objektif olamıyorum.Yine olamadım.

Teyze çok kötüydü.Acayip başarısızdı böyle komik bir görünüm katmış.

Müzikler normaldi pek iyi olduğu söylenemez.

En sevdiğim sahne.
Düşündümde çok yok gibi ama Zenci kadının Alex’i öğrenip yanına gittikten sonra kafasını açması Alex’in kafasının girdiği hal ve Alex’in çıldırması iyiydi.Sonra diğer mahkumun yada labirentçininde kafasına sıkmasıda iyiydi.

En sevdiğim karakter:Keller açık ara.

Filme Puanım:Biraz düşük olacak gibi 7/10.Ama bu tarz film ve dizileri çok izlememden kaynaklı sanırım çok etkilenmemem Forumdash ta sanırım bu sebepten düşük verdi.Birde Jack’ten dolayı.:(