En Son İzlediğiniz Film? 🎞

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan şirin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Eminem'in hayatının bir kısmını anlatan bir filmdi. Rap'i seven sevmeyen herkesin izlemesi gereken bir film olmuş. Oyunculuklar, konu, akıcılık herşey süperdi. Filmdeki müzikler ve atışmalarda çok iyiydi. Eminem hayatında çok büyük acılar yaşamış, ünlü olmadan öncede, ünlü olduktan sonrada hayatında hep acı ve nefretle dolu geçmiş. Şuanda bulunduğu yere geldiyse hırsı hiçbirzaman pes etmeyişi sayesinde geldi. Şuanda piyasada kimsenin karşı çıkamayacağı şeylere karşı çıkıp, kimsenin kafa tutamayacağı şeylere kafa tutuyorsa bu da cesaretindendir. Bu özellikleri muhteşem şarkılarıyla birleştiği için Eminem dünyanın en iyi rapçisi olmuştur.

10/10
 

Ortalama üstü bir Gençlik filmiydi. Olayların nasıl gelişeceği, nasıl sonuçlanacağı az çok belliydi ama yinede sıkmadan izlettirdi kendini.

6.5/10
 
The Prestige

Film bittikten sonra hikayeyi anlamak için araştırma yaptım ve senaryoda bayağı eksiklikler olduğunu düşünüyorum.

Bazılarına göre Borden'in gerçek bir ikizi varmış. Ama nedense bu kişiyi hiç kimse görmemiş ve bilmiyor. Ve ikizini tıpatıp kendine benzemesi için iki parmağını da kesmesi bunu doğrular gibiydi.

Bazılarına göre ise Borden'in Yer Değiştiren Adam Gösterisi'ndeki kendine benzeyen kişi, onun klonuydu. Ve eğer klonlar sağlam olarak kopyalanıyorsa, klonun parmağını kesebilir. Ama mesela klonun canlı canlı mezara gömüldüğü sahnede, neden bu kadar telaşlanmıştı ki? Eğer o bir klonsa yenisini yapardı. Bir şey daha var klon olmadığını kanıtlaması için. Angier'in gösterisine bir çok kez gitmişti. Ama ona klon işini söyleyen de oydu. Nasıl bunun klon makinesinin işi olduğunu anlayamadı? Bu arada eğer Borden, Angier'i sevmiyorsa neden klon makinesinin yerini söylemişti ki? Ama bu sefer de -yani gerçek bir ikizi varsa- klon makinesini nereden biliyordu ki? Hikaye böyleydi. Bir bölümdeki sorunu çözsen başka bir yerden sorun çıkıyordu.

Filmde yer yer sıkıldım. Çünkü gösterilerle birbirlerine nanik yapmaları çok sıradanlaşmıştı. Üstüne üstlük her ikisi de günlükleriyle aynı numarayı yapması hikayeyi çok monotonlaştırmıştı.

Film sonuyla şaşırtıyor ama hikayedeki mantıksızlıklar yüzünden en sondaki şaşırtmaca da bu mantıksızlıkların bir ürünü gibi gözüküyor.

Oyunculuklar çok iyiydi. Her iki sihirbaz da rolünün hakkını vermiş bence.

Puanım: 8/10

Ve bugün tekrar izledim okulda. :) Bazı şeyler kafama dahi iyi oturdu.
Borden'ın bir ikizi olduğunu düşünüyorum. Borden, Angier'ı başından atmak için Tesla'yı söyledi.

Filmin sonuna da çok iyi anladığı düşünüyorum. Ama anlamadığım bir nokta var:
Asılan kişi kimdi? Borden mıydı, yoksa ikizi miydi? Normalde cezaevinde olan Borden'dı ve ölenin de o olması gerekiyordu. Ama ölen Borden'ın ikiziydi. Ya ama insan kardeşine nasıl kıyar ki? Bu yüzden klon olma ihtimali de var? Ama klon olursa da sorunlar oluyor? :( Offff :(

Film Shutter Island gibi. Neye inanmak istiyorsan, ona inan tarzında bir şey. Ama ben neye inanacağıma emin olamıyorum. :(

Çok fazla ayrıntı vardı filmde. Bunları da izledikten sonra tekrar izlerseniz anlarsınız. Şimdilik puanını 9'a yükseltiyoru. Duruma göre 10 da olabilir. :D
 
Aklımı kurcalayan bir sorunun cevabını buldum. :D

İlk mesajımda anlamadığım bir yer buydu:
Bazılarına göre ise Borden'in Yer Değiştiren Adam Gösterisi'ndeki kendine benzeyen kişi, onun klonuydu. Ve eğer klonlar sağlam olarak kopyalanıyorsa, klonun parmağını kesebilir. Ama mesela klonun canlı canlı mezara gömüldüğü sahnede, neden bu kadar telaşlanmıştı ki? Eğer o bir klonsa yenisini yapardı. Bir şey daha var klon olmadığını kanıtlaması için. Angier'in gösterisine bir çok kez gitmişti. Ama ona klon işini söyleyen de oydu. Nasıl bunun klon makinesinin işi olduğunu anlayamadı? Bu arada eğer Borden, Angier'i sevmiyorsa neden klon makinesinin yerini söylemişti ki? Ama bu sefer de -yani gerçek bir ikizi varsa- klon makinesini nereden biliyordu ki? Hikaye böyleydi. Bir bölümdeki sorunu çözsen başka bir yerden sorun çıkıyordu.

Açıklaması işe şöyle:

filmin basinda bir bilim fuari duzenlenmekte.
ve hem borden hem de angier tesla nın bulundugu standdalar.
edison un yaptirimlariyla tesla ya sınırlama getirilmek isteniyor ve teslanın yardımcısı bu şartlarda tesla nın gösteriyi yapamayacağını belirtiyor.
ve cihazlardan çıkan korkunç sesler insanların kaçışmasına sebep oluyor.

borden teslayı nerden duymuş sorusunun cevabı ise tesla adını ilk olarak bilim fuarında duyuyor olması.
bence borden gunlugun anahtar kelimesi ya da sırrın kendisi dediği tesla ismini,
sırf tesla nın başarısızlığının peşinden koşup boş yere servet harcaması için angier a veriyor.

Yani aslında Borden klon makinesinden haberi yoktu. Bu da Borden'ın bir ikizi olduğunu kanıtlıyor. Birinden birinin ölmesi ise filmin sonunda Borden'ın dediği gibi "fedakarlık"tı.



@kvp sen de merak etmiştin filmi? :D Ben böyle anladım 2. izlediğimde. :)

Geriye aklıma takılan iki şey kaldı. Birisi pek önemli değil ama 2.si önemli.

Bu film bugün 10 puan olacak! :D
 
Oha anladım. :D Gerçekten bunu hiç akıl edememiştim. :D Çok iyi bir senaryo ya. :)

şimdi efendim bu borden bros'larından biri aklı selim, mantıklı, babacan tavırlı biri iken, diğeri daha bir kendini bilmez, yerinde duramayan, sınırları zorlamaya çalışan bir karakterdir. filmin sonunda dara ağacını boylayan da bu kararkter olmuştur, her olayın içine eden de kendisidir. angier'in karısının ölümü ve kendi ölümününden de kendisi sorumludur. birinci borden, çoluk çocuk babası olup sarah'a gönül vermişken diğeri olivia ile metres düzeyinde bir ilişkiye sahip olmuştur. yine aklı selim borden, "gel bırak, bu sittiğimin angier'inin şovunu, ne bok yerse yesin, bırakalım kendi halinde" demesine rağmen, kurtlu borden, yerinde duramamış, sahne arkasına giderek kendi mezarını kazmıştır, ağabeyinin sözünü dinlese olur muydu böyle bir şey olmazdı tabi. hatta bu iki tipin aksanlarını bile fark edebiliyorsunuz filmde. biri daha kaba ve tükürüklü ingilizce konuşurken babacan borden'ın daha bir yumuşak dile sahip olduğu farkedilebilir. borden'lar bildiğimiz tek yımırta ikizidir, bir elmanın iki yarısıdır..

Yarın sınıftakilere kendim çözdüm diye hava atarım. :A
 
Aklımı kurcalayan bir sorunun cevabını buldum. :D

İlk mesajımda anlamadığım bir yer buydu:
Bazılarına göre ise Borden'in Yer Değiştiren Adam Gösterisi'ndeki kendine benzeyen kişi, onun klonuydu. Ve eğer klonlar sağlam olarak kopyalanıyorsa, klonun parmağını kesebilir. Ama mesela klonun canlı canlı mezara gömüldüğü sahnede, neden bu kadar telaşlanmıştı ki? Eğer o bir klonsa yenisini yapardı. Bir şey daha var klon olmadığını kanıtlaması için. Angier'in gösterisine bir çok kez gitmişti. Ama ona klon işini söyleyen de oydu. Nasıl bunun klon makinesinin işi olduğunu anlayamadı? Bu arada eğer Borden, Angier'i sevmiyorsa neden klon makinesinin yerini söylemişti ki? Ama bu sefer de -yani gerçek bir ikizi varsa- klon makinesini nereden biliyordu ki? Hikaye böyleydi. Bir bölümdeki sorunu çözsen başka bir yerden sorun çıkıyordu.

Açıklaması işe şöyle:

filmin basinda bir bilim fuari duzenlenmekte.
ve hem borden hem de angier tesla nın bulundugu standdalar.
edison un yaptirimlariyla tesla ya sınırlama getirilmek isteniyor ve teslanın yardımcısı bu şartlarda tesla nın gösteriyi yapamayacağını belirtiyor.
ve cihazlardan çıkan korkunç sesler insanların kaçışmasına sebep oluyor.

borden teslayı nerden duymuş sorusunun cevabı ise tesla adını ilk olarak bilim fuarında duyuyor olması.
bence borden gunlugun anahtar kelimesi ya da sırrın kendisi dediği tesla ismini,
sırf tesla nın başarısızlığının peşinden koşup boş yere servet harcaması için angier a veriyor.

Yani aslında Borden klon makinesinden haberi yoktu. Bu da Borden'ın bir ikizi olduğunu kanıtlıyor. Birinden birinin ölmesi ise filmin sonunda Borden'ın dediği gibi "fedakarlık"tı.



@kvp sen de merak etmiştin filmi? :D Ben böyle anladım 2. izlediğimde. :)

Geriye aklıma takılan iki şey kaldı. Birisi pek önemli değil ama 2.si önemli.

Bu film bugün 10 puan olacak! :D
Evet merak etmiştim şimdi herşeyi anladım :D
 
Prestige bence 9'luk bir filmdi. :) O kadar karışık mıydı ya ? :D @berkann İlk izlediğim de olayları anlamıştım. 😎
 
Aşk kırmızı.:A

İlk 25 dakika zaten beklenilen sahnelerden oluşuyordu.Film idare ederdi.

10 üzerinden çok duygulandırdığı için 6.5
 

Sonunda izledim. Tek kelimeyle bir başyapıt. Böyle bir filmin IMDb'de 7.6 puan almasının sebebi açıklanamaz. Top 250 listesinde 1. olsa kimsenin itirazı olmaz her halde.

Çekimler çok güzeldi. Ancak sahneler arasındaki geçişleri beğenmedim.

Aldığı Oscar'ların abartılı olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten hepsini hak etmiş.

Senaryosu pek iddialı değildi. Ama iyi işlenmişti. Uzun olmasına rağmen sıkılmadım. Ancak gemiye girmeden öncesi biraz sıkıcı.

Finalini her ne kadar bilsem de etkileyici buldum. :(

Hala izlemediyseniz izleyin. :D

9.5/10
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Çok iyi bir filmdi. Amerika'nın arka sokaklarındaki zenci savaşını gözler önüne sermiş. Ben çok beğendim filmi, ve bu aralar böyle filmleri izliyorum. Son 1 aydır rap dinliyorum genellikle ve rapçilerin filmlerinide araştırıyorum. Bu da Ice Cuba filmiydi.

9/10
 
[imdb]tt0120338[imdb]

Sonunda izledim. Tek kelimeyle bir başyapıt. Böyle bir filmin IMDb'de 7.6 puan almasının sebebi açıklanamaz. Top 250 listesinde 1. olsa kimsenin itirazı olmaz her halde.

Çekimler çok güzeldi. Ancak sahneler arasındaki geçişleri beğenmedim.

Aldığı Oscar'ların abartılı olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten hepsini hak etmiş.

Senaryosu pek iddialı değildi. Ama iyi işlenmişti. Uzun olmasına rağmen sıkılmadım. Ancak gemiye girmeden öncesi biraz sıkıcı.

Finalini her ne kadar bilsem de etkileyici buldum. :(

Hala izlemediyseniz izleyin. :D

9.5/10

Abi bende senin filmini adı ''tt0120338'' şeklinde gözüküyor ne demek bu.(b)
 
Abi bende senin filmini adı ''tt0120338'' şeklinde gözüküyor ne demek bu.(b)
Aslında film eklentisi. Yani o tırnak icinde gösterdigin sey filmin kodu. Ama eklenti bozuk galiba normalde hangi filmi izledigini göstermesi lazım. :( Fakat Titanic`i izlemiş ben öyle anladım yorumlarından. :D
 

Devrim Arabaları (2008)

Üç tane yarıda kalmış yabancı filmim vardı ama göz sorunu çıkınca film izleyemez hale geldim. En azından altyazı okuma derdi olmadığı için yerli filmlere yöneldim aslında iyi de bir fırsat oldu.

Uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi böyle bir zamanaymış kısmet.

Film güzeldi, gerçekten Türk insanının bazı konulara bakış açısını çok güzel yansıtmış. Fakat iyilerin çok iyi, kötülerin çok kötü olması biraz aşırıya kaçmış gibi.

Oyuncu kadrosu çok iyiydi, özellikle Taner Birsel başarılıydı. Haluk Bilginer'in daha fazla rolü olduğunu sanıyordum ama çok küçükmüş rolü.

Bence herkesin izlemesi gereken bir film ama büyük beklentileriniz olmadan izleyin. :)

Puanım: 8/10
 
Into The Wild

Filmin gerçek hayattan alındığını bilmiyordum. Öğrenince şaşırdım çünkü, böyle bir hayatın gerçek olmasına inanamadım. Herkeste o düşünce olur ama kimse bunu gerçekleştirmez. Gerçekleştirse bile böyle aniden ve habersiz gerçekleştirmez.

Biraz fazla uzun gibi geldi bana. O yüzden yer yer sıkıldım ama karakterin düşünceleri, yaşadıkları ve tabiki o kaçma duygusu beni sürükledi.

Bence başroldeki adamın oyunculuğu iyiydi, yan roldeki oyuncuları da beğendim.

Genel olarak görselliğin güzel ve çok olduğu, aynı zamanda hayatın parçası olan bir film. İzlenilmesi gereken bir filmdi. Ama sıkılan çok olabilir.

Puanım: 8.5/10