BÖLÜM 2
PARTİ-TUVALET ÖNÜ
BEHLÜL :Nihal açıklayabiliriz.
NİHAL : Neyi açıklayacaksınız he?
BİHTER : Ay çok sağol Behlül. Suni tenefüssün sayesinde bilincim yerine gelmeye başladı. Aaa Nihal sen de mi buradaydın?
NİHAL: Ne sunisi ne teneffüsü. Okul mu burası?
BEHLÜL: Bihter küçük bir baygınlık geçirdi. Yüzüne tokadı indirdim indirdim düzelmedi. Ben de suni yollardan halledeyim dedim.
BİHTER : Bilincim öyle bir gitmiş ki Nihalciğim, burada olduğunu şuan fark ediyorum.
NİHAL : Ay ben de neler düşündüm. Hemen saf kız halime bürünüp söylediklerinizi yemiş gibi yapıyorum. Özür dilerim.
BEHLÜL : Hah şöyle.
PARTİNİN SALONUNDA
PEYKER :Evet şimdi de sizin güzellik abidesi sunucunuz olarak başkanımız Kurtizan Tırtıl'ı çağırıyorum.
( Gelen giden yoktur. Sonra bir kadın gelir, Peyker'e bir şeyler der.)
PEYKER : Kurtizan bey trafiğe takılmış. Başkan yardımıcımızdan konuşma yapmasını rica etmiş.
O zaman biricik entrikacı kardeşim Bihter Ziyagil buraya eller havaya.
TUVALET ÖNÜ
BİHTER : Teneffüs bitti. Beni çağırıyorlar. Hadi içeri gidelim.
NİHAL : Gidelim.
BEHLÜL : Nihal sakın amcama bir şey ispikleme. Amcam yanlış şeyler düşünürse, erkenden gerçekler ortaya çıkarsa senaryo tıkanır.
NİHAL : Tamam tamam. Siz de beni iyice ispikçi yaptınız. Haydi Behlül gir koluma içeri geçelim.
BİHTER : Hiç bir fırsatı kaçırma sen zaten.
NİHAL : Efendim?
BİHTER :Yok bir şey. Hadi gidelim diyordum
ERTESİ GÜN
KÖŞK-FİRDEVS'İN ODASI
MATMAZEL 😛ırttlattın mı haberi Hilmi'ye?
FİRDEVS : Pırtlattım Matmo pırtlattım. Yaşadığı şoku görmeliydin.
MATMAZEL : Kesin yusuf yusuf olmuştur. Bu kozla tüm paralarını alabileceğinden nasıl da korkuyordur şimdi.
FİRDEVS: Sen şimdi bana, Hilmi'yi tehdit et. Donuna kadar soy mu demek istiyorsun?
MATMAZEL : Hayır canım ne münasebet. Bu hikayede benim rolüm belli. Her şeyi bil ama gıkını çıkarma. Ben öyle bir şey demiyorum ama sen gözlerimden anlamalısın ne dediğimi.
FİRDEVS : Ay Matmo ölme emi. Sen de bu hikayede en az bizim kadar üçkağıtçı ve entrikacısın da haberin yok.
MATMAZEL : Deme öyle gı.
FİRDEVS: Fikrin çok mantıklı. Hilmi'nin desenli donlarını bile almalıyım. Evet bunu yapmalıyım!
KÖŞK-SALON
BİHTER: Dün gece gerçekten şahaneydi ya. Hele sahneye çıkardığımız bukalemunlar ne güzeldi.
PEYKER:Bırak şimdi bukalemunları Bihter. Dün geceyi bu kadar sevmenin sebebi Behlül müydü yoksa?
BİHTER: Neler saçmalıyorsun, ne Behlül'ü!
PEYKER :Çişimi yapmaya tuvalete gidiyordum. Behlül'le sizi gördüm fingir fingir bir halde. Sizi ayırmam gerekiyordu ama yanınıza gelmeye ben utandım sizin yerinize.
BİHTER : Kes sesini!
PEYKER: Sonra koştura koştura bu fit vücudumla sahneye gittim. Ben başkanın trafikte olduğunu, çok geç kalacağını sahnede onu çağırmadan önce öğrenmiştim aslında. Sırf sen Behlül'den ayrıl diye konuşma olayını 15 dk erkene çektim. Seni anons ettim.
BİHTER : Behlül bana suni teneffüs yapıyordu bir kere.
PEYKER: Orasını bilemem.
BİHTER : Küstah. Haddini aşıyorsun. Bacaklarını ayırırım senin.
PEYKER : Neyse ben senin bu entrikalarını örtme çabalarınla uğraşamıycam. Bir Yöreoğlu'nu da ziyaret etcem bye.
BİHTER: İftiracı.
(Peyker gittikten sonra Bihter odasına giderken koridorda Adnan'ı evin gizemli odasına bakarken görür.)
BİHTER: Yıllardır şu odanın sırrını da bir çözemedim gitti. Kimse de sel verip sır vermiyor. Adnan hiç bir zaman söylemeyecek misin?
ADNAN: Bu odanın sırrını öğrenmek hiç istemezsin Bihter.
BİHTER : Ay ne abarttınız. Kesin kıytırık bir aşk hikayesidir bu odanın sırrı.
ADNAN : Bu odanın sırrını asla öğrenemeyeceksin aşkım, üzgünüm.
BİHTER : Öff be iyi tamam. Ben bir mutfağı kontrol edicem.
KÖŞK- MUTFAK
CEMİLE : Ay Adnan beyi bugün sürekli gizemli odanın kapısına bakarken görüyorum.
(Bihter tam da mutfak kapısının önündeyken.)
NESRİN : Adam hala unutamıyor o günleri hala. Bu Bihter karısı da odanın sırrını öğrenemedi diye çatlıyor. Kaç kere odanın kilidini açmaya çalışırken yakaladım bunu.
ŞAHESTE : Nasıl unutsun adamcağız bir yanda biricik oğlu Bülent, bir yanda oğlu gibi sevdiği Behlül.
NESRİN : Ah Bülent ah, ufacık yaşta yitip gitti bu boklu diyardan. Ama Behlül de iyi değildi o dönem, hiç iyi değildi.
CEMİLE : Hayır boklu diyardan gitmesi neyse de, onu göndereni düşününce hala tüylerim diken diken oluyor.
NESRİN : Bir yanda Bülent, bir yanda Behlül. Bir yanda kurban, bir yanda katil.
BİHTER : Yok artık.
(Bihter duyduklarını duyduğundan emin olduğunda çoktan şoktan şoka girmişti)
BÖLÜM SONU
PARTİ-TUVALET ÖNÜ
BEHLÜL :Nihal açıklayabiliriz.
NİHAL : Neyi açıklayacaksınız he?
BİHTER : Ay çok sağol Behlül. Suni tenefüssün sayesinde bilincim yerine gelmeye başladı. Aaa Nihal sen de mi buradaydın?
NİHAL: Ne sunisi ne teneffüsü. Okul mu burası?
BEHLÜL: Bihter küçük bir baygınlık geçirdi. Yüzüne tokadı indirdim indirdim düzelmedi. Ben de suni yollardan halledeyim dedim.
BİHTER : Bilincim öyle bir gitmiş ki Nihalciğim, burada olduğunu şuan fark ediyorum.
NİHAL : Ay ben de neler düşündüm. Hemen saf kız halime bürünüp söylediklerinizi yemiş gibi yapıyorum. Özür dilerim.
BEHLÜL : Hah şöyle.
PARTİNİN SALONUNDA
PEYKER :Evet şimdi de sizin güzellik abidesi sunucunuz olarak başkanımız Kurtizan Tırtıl'ı çağırıyorum.
( Gelen giden yoktur. Sonra bir kadın gelir, Peyker'e bir şeyler der.)
PEYKER : Kurtizan bey trafiğe takılmış. Başkan yardımıcımızdan konuşma yapmasını rica etmiş.
O zaman biricik entrikacı kardeşim Bihter Ziyagil buraya eller havaya.
TUVALET ÖNÜ
BİHTER : Teneffüs bitti. Beni çağırıyorlar. Hadi içeri gidelim.
NİHAL : Gidelim.
BEHLÜL : Nihal sakın amcama bir şey ispikleme. Amcam yanlış şeyler düşünürse, erkenden gerçekler ortaya çıkarsa senaryo tıkanır.
NİHAL : Tamam tamam. Siz de beni iyice ispikçi yaptınız. Haydi Behlül gir koluma içeri geçelim.
BİHTER : Hiç bir fırsatı kaçırma sen zaten.
NİHAL : Efendim?
BİHTER :Yok bir şey. Hadi gidelim diyordum
ERTESİ GÜN
KÖŞK-FİRDEVS'İN ODASI
MATMAZEL 😛ırttlattın mı haberi Hilmi'ye?
FİRDEVS : Pırtlattım Matmo pırtlattım. Yaşadığı şoku görmeliydin.
MATMAZEL : Kesin yusuf yusuf olmuştur. Bu kozla tüm paralarını alabileceğinden nasıl da korkuyordur şimdi.
FİRDEVS: Sen şimdi bana, Hilmi'yi tehdit et. Donuna kadar soy mu demek istiyorsun?
MATMAZEL : Hayır canım ne münasebet. Bu hikayede benim rolüm belli. Her şeyi bil ama gıkını çıkarma. Ben öyle bir şey demiyorum ama sen gözlerimden anlamalısın ne dediğimi.
FİRDEVS : Ay Matmo ölme emi. Sen de bu hikayede en az bizim kadar üçkağıtçı ve entrikacısın da haberin yok.
MATMAZEL : Deme öyle gı.
FİRDEVS: Fikrin çok mantıklı. Hilmi'nin desenli donlarını bile almalıyım. Evet bunu yapmalıyım!
KÖŞK-SALON
BİHTER: Dün gece gerçekten şahaneydi ya. Hele sahneye çıkardığımız bukalemunlar ne güzeldi.
PEYKER:Bırak şimdi bukalemunları Bihter. Dün geceyi bu kadar sevmenin sebebi Behlül müydü yoksa?
BİHTER: Neler saçmalıyorsun, ne Behlül'ü!
PEYKER :Çişimi yapmaya tuvalete gidiyordum. Behlül'le sizi gördüm fingir fingir bir halde. Sizi ayırmam gerekiyordu ama yanınıza gelmeye ben utandım sizin yerinize.
BİHTER : Kes sesini!
PEYKER: Sonra koştura koştura bu fit vücudumla sahneye gittim. Ben başkanın trafikte olduğunu, çok geç kalacağını sahnede onu çağırmadan önce öğrenmiştim aslında. Sırf sen Behlül'den ayrıl diye konuşma olayını 15 dk erkene çektim. Seni anons ettim.
BİHTER : Behlül bana suni teneffüs yapıyordu bir kere.
PEYKER: Orasını bilemem.
BİHTER : Küstah. Haddini aşıyorsun. Bacaklarını ayırırım senin.
PEYKER : Neyse ben senin bu entrikalarını örtme çabalarınla uğraşamıycam. Bir Yöreoğlu'nu da ziyaret etcem bye.
BİHTER: İftiracı.
(Peyker gittikten sonra Bihter odasına giderken koridorda Adnan'ı evin gizemli odasına bakarken görür.)
BİHTER: Yıllardır şu odanın sırrını da bir çözemedim gitti. Kimse de sel verip sır vermiyor. Adnan hiç bir zaman söylemeyecek misin?
ADNAN: Bu odanın sırrını öğrenmek hiç istemezsin Bihter.
BİHTER : Ay ne abarttınız. Kesin kıytırık bir aşk hikayesidir bu odanın sırrı.
ADNAN : Bu odanın sırrını asla öğrenemeyeceksin aşkım, üzgünüm.
BİHTER : Öff be iyi tamam. Ben bir mutfağı kontrol edicem.
KÖŞK- MUTFAK
CEMİLE : Ay Adnan beyi bugün sürekli gizemli odanın kapısına bakarken görüyorum.
(Bihter tam da mutfak kapısının önündeyken.)
NESRİN : Adam hala unutamıyor o günleri hala. Bu Bihter karısı da odanın sırrını öğrenemedi diye çatlıyor. Kaç kere odanın kilidini açmaya çalışırken yakaladım bunu.
ŞAHESTE : Nasıl unutsun adamcağız bir yanda biricik oğlu Bülent, bir yanda oğlu gibi sevdiği Behlül.
NESRİN : Ah Bülent ah, ufacık yaşta yitip gitti bu boklu diyardan. Ama Behlül de iyi değildi o dönem, hiç iyi değildi.
CEMİLE : Hayır boklu diyardan gitmesi neyse de, onu göndereni düşününce hala tüylerim diken diken oluyor.
NESRİN : Bir yanda Bülent, bir yanda Behlül. Bir yanda kurban, bir yanda katil.
BİHTER : Yok artık.
(Bihter duyduklarını duyduğundan emin olduğunda çoktan şoktan şoka girmişti)
BÖLÜM SONU