Fikir Cambazı'nın 2.bölümüyle herkese merhaba. Programımızın bu haftaki konukları forumun sevilen ismi Edi ve bir diğer sevilen üyesi Büdü olacak.
Onları davet etmeden önce bu hafta onlara soracağım ve hararetli şekilde tartışacakları konuyu açıklayayım. Bu haftaki sansasyonel konumuz 'Evlilik mi Bekarlık mı sultanlıktır' olacak. Sevgili Edi Bekarlığı savunurken, sevgili Büdü ise Evliliği savunacak.
O zaman kocaman alkışlarla ikisini de stüdyoya davet ediyoruz.
Deniz : Hoş geldiniz gençler napıyonuz
Edi : İyi ne olsun ya yarışma var dediler geldik birilerinin canı rezil olmak istiyormuş.
ŞOK SÖZLER
Büdü : Hoş bulduk Deniz ancak şu Edi'nin ettiği lafları ağzına tıkayacağım. Artistlik kanında var ama malum ergen işte ses edemeyiz.
Deniz : Tamam gençler sakin olun daha yarışma başlamadan böyleyseniz yarışma başlayınca düşünemiyorum doğrusu. Evet öncelikle söz hakkını yapılan kura sonrasında Edi başlatacak ve bitiş düdüğünü de ben çaldığımda son sözleri Büdü söyleyince programımız son bulacak. Hazır başla...
Edi : Bekarlık sultanlıktır çünkü gördüğümüz gibi her evliliğin sonu ne yazık ki hayırlı bitmiyor. Demiyorum ki insanlar evlenmesin ama bu evlilik süreci genellikle çoğu kişi için psikolojiksel olarak hasarlara yol açabiliyor.
Deniz : Düşündün düşündün bu kadar mı cümle döküldü o kepçük ağzından neyse ben konuşmayayım.
Edi : Neden yarışmacılarınla dalga geçiyorsun çok ayıp hem çağırıyorsun hem laf sokuyorsun.
Deniz : Eğleniyoruz şurada artık söz hakkın yok sıra Büdü'de.
Büdü : Evlilik mi Bekarlık mı? İlk bakışta bekarlık mantıklı geliyor kulağa elbet. Ne bir bağl var ne de bağlayan bir şey var kişiyi. İstediğini yapar, istediğini yer, istediği zaman yatar. Ama gençlik nereye kadar, insan 30 yaşına bile gelmeden sendromlara giriyor ve hayatında hiçbir şey elde etmemiş hissine kapılıyor. Bu hisse en büyük engel belki de iyi bir evlilik yapmaktır.
Edi : Senin de dediğin gibi evlilik insanı öyle veya böyle bağlayan bir şey. Ve üstelik genç sayılabilecek bir yaşta kendini hayatın sorumluluklarıyla karşı karşıya kalmış bir halde buluyorsun. Sonuçta ortada senden sevgi ve destek bekleyen bir insan var ve her zaman onun beklentilerini karşılamak mümkün olmayabiliyor.
Büdü : Bu bir bağ evet, ama bu bağ neden kötü olmak zorunda ki? Kadın ya da erkek olsun, insan bekar iken ne uyku düzenine dikkat eder ne yemek düzenine. Her gün mutfağa girip de kendine yemek yapmaz, bu cinsiyet ayırt etmeksizin olan bir durum. Dışarıdan alınan pizza, hamburger, kokoreç gibi kuru yiyeceklerle ömür geçer ama ben hiç bunları yiyen sultan görmedim, sultan dediğin sulu yemeği çorbasını yapar. Evlilik insanın, parası olan ve sefa içinde yaşayan bir bekarın düzensiz ve anlamsız hayatındansa hayatını düzene sokar.
Deniz : Geçen haftanın Cabbar'ı sensin bu hafta Büdü o ne uzun cümleler öyle. Gerçi deve de uzun ama sürüyü eşek yönetiyor.
Büdü : Vurucu noktayı sona saklıyorum. Edi'nin ağzından girip burnundan çıkacağım.
Edi : Ben de senin kalın bağırsağından girip kulak deliğinden çıkarım neyse beni konuşturma konuşursam altından kalkamazsın.
ŞOK ŞOK ŞOK - KISA BİR ARA
Deniz : Reklam dönüşü kaldığımız yerden devam ediyoruz sevgili izleyenler. Sevgili Edi sözlerini biriktirdi biriktirdi ve artık patlama zamanı, patlayabilirsin.
Edi : Düzene sokar sokmasına ama evlilik dışarıdan rüya gibi görünse de içinde birçok zorluk barındıran bir şey. Buna sadece yemek odağından örnek vermek biraz yüzeysel kaçar. Kaldı ki hayatını anlamlı ve düzenli hale getirmek o insanın elinde, illa ki evlenmesine ihtiyacı yok.
Büdü : Her şey insanın elinde, ama bazı kolaylaştıran şeyler var. "Üşümemek insanın elinde, illa giyinmemiz mi gerekiyor?" demek gibi bir şey bu. Yemek insanın günlük hayatındaki en büyük bölümlerden birisine sahip olduğu için onu örnek verdim. İnsan eğer sevdiği ve kendisine uygun olan kişi ile evlenirse, onu memnun etmek de, ona sevgi ve ilgi göstermek de onun için zorluk olmaz. Ya da akrabalarına/* arkadaşlarına gereken ilgiyi göstermek bir yük olmaktan çıkar. Yanlış evlilikler bekarlığı sultanlık yapmaya yetmez. Doğru evlilik hepsinden üstündür.
Edi : Doğru evlilik denilen şeyler bile uzun sürmüyor aslında. Özellikle teknoloji geliştikten ve sosyal medya etkisini göstermeye başladıktan sonra kabuk değiştirmeye başladı ve bu da sağlıklı evliliklerin azalmasına neden oldu. Mesela Black Mirror isimli yabancı dizi de bir bölümünde paranoyanın sağlıklı görünen evlilikleri nasıl mahvettiğini konu almıştı. Daha önce de dediğim gibi ayrılma sürecinin yarattığı bir psikolojik tahribat da var. Bunlar göz önüne alındığında evlilik doğru veya yanlış da olsa insanı olumsuz etkileyen bir kavram.
Deniz : Ooo Black Mirror'a kadar girdiysek yabancı dizi severlerden de tepkiler alacağız demektir. Bakalım onlar bu konu hakkında neler söyleyecekler.
Büdü : İnsanlar zihinlerini geliştirmediği sürece sosyal medya da televizyondaki haber sunucusu da sokaktan geçen birisinin parfümü de ayrılmaya sebep olabilir. Ayrılmaya sebep olan şey evlilik yapısının sakatlığı değil, insanların zihinleridir. Paranoya örneğini verdiysen oradan devam edeyim, Paranoyaya sahip bir insan evlenirse mantıksız sebeplerden evliliğine nokta koyabilir ve iki tarafı da burhana sürükleyebilir. Ama bunun da evlilik ile alakası yok, insan paranıyosı yüzünden evliliğinden de olabilir işinden de olabilir, arkadaşlıklarından da olabilir, bu yukarıda da dediğim gibi evliliğin yapısıyla alakalı bir durum değil. İnsanlar çift cinsiyetli varlıklardır ve bu çift cinsiyet bir şekilde etkileşime geçmek zorundadır. İNsanları hayvanlardan ayırna en büyük özelliği zeka ise ikincisi duygulardır ve insanlar duygularını dinledikçe mutlu olurlar. Üreme ve cinselliğe giden yol öncelikle bir eş bulmaktır.
Deniz : Yani sen evliliğin sırf cinsellik yaşanmak olduğunu ima ediyorsun öyle mi çok enteresan. Cinsellik önemli bir konu bakalım Edi ne diyecek bu duruma.
Edi : Bir insanın cinsellik konusunda herhangi bir isteği yoksa illa biriyle evlenmek zorunda değil ki. Mesela iki taraftan biri kendini hazır hissetmiyorsa veya bu yönde bir istek/tatmini yoksa bu kısım direkt boşa çıkıyor. Oralara girsek çıkamayız, o yüzden başka bir konuya değinmek istiyorum. Mesela birini çok seversin ve onun ruh ikizin olduğunu düşünürsün, keza karşıdaki kişi de aynı duygular içindedir. Ama evlendikten sonra her şey değişebilir. Aile kurmak her babayiğidin harcı değil, ancak çevrendekiler senden beklenti içinde ve bu iki tarafa da bir şekilde baskı uyguluyor.
Deniz : Game Of Thrones dizisindeki cinsellik içeren sahne oldukça konuşuldu gerçi konumuz bu değildi ama o ne popoydu öyle.
Büdü : Sahiden de adamda ne kalça vardı he kadının da şık bir kalçası vardı.
Deniz : Sana popoyla ilgili söz hakkı vermedim sen sana düşeni yap burada esprileri ben yaparım.
Büdü : "Ama evlendikten sonra her şey değişebilir. Aile kurmak her babayiğidin harcı değil, ancak çevrendekiler senden beklenti içinde ve bu iki tarafa da bir şekilde baskı uyguluyor." sözünle bile beni destekliyorsun, farkında değilsin ey Edü! Ben başından beri evliliği savunuyorum, evlenenleri değil. Toplumdaki insanların baskıcı düşünceleri, evlenecek insanların prensvari/prensesvari beklentileri evliliği kötü yapmaz. Bu evliliği yapanlar doğru bir evlilik yapmış olmaz. Doğru bir evlilik yıkılmaz ve iki tarafı da en menun eden şey budur. Düzeni ile, memnuniyeti ile, duyguları ile, cinsel hayatı ile her şeyi ile mükemmele yakın olan hayat doğru bir evliliktir. Cinselliği ise kestirip atamayız, oraya girmeden de evlilik ve bekarlık tartışması olmaz ey Edü!
Edi : Oradan desteklediğim anlamını mı çıkardınız sayın Büdü?
Evlilik beraberinde yeni sorunları ve çıkmazları da getirir. Doğru da olsa tamamen kusursuz bir evlilikten söz etmek mümkün değil, illa ki uyuşmayan taraflar oluyor. Bir de evliliklerin son zamanda eski sağlamlığını yitirmesinin nedeni de genç yaşta daha hayata yeni atılmışken evlenme kararının alınması. Bunda da evlenilmezse dünyanın sonu gelecekmiş gibi baskı yapanların etkisi var. Her şeyden önce iki kişi arasında sağlam bir duygu ve düşünce alışverişi olduktan sonra gerisi teferruat. Boşuna dememişler evlilik aşkı öldürür diye. Bir yerden sonra o her şeyden çok sevdiğin o insanın yüzünü görmekten dahi sıkılabiliyorsun ve bu da seni yeni arayışlara, telafi edilemeyecek hatalara yöneltiyor.Deniz : Evet sürenin sonuna geldik son fikri de Büdü belirtince programımızın sonuna geleceğiz. Heyecan dorukta evet Büdü söz sende.
Büdü : Evet, çıkarttım. Zira orada eleştirdiğiniz kısım evlilik değil, evliliği yapan kişiler. Evliliği eleştirmiyorsunuz başından beri Edü bey. Kendi hayatını zorlaştıran da insandır, kolaylaştıran da. Zihinde bitiyor her şey. İnsan kendini neye hazırlarsa o şekilde mutlu olabilir. Ve bunun doğal yolu da eş bulmak ile olur. Kim ne derse desin, bu dünyada cinselliğin, orgazmın verdiği zevki, yaşattığı duyguları hiçbir şey yaşatamaz. Bu duyguları düzenli bir şekilde, yaptığı doğru evlilik sürecinde yaşamak ise onu tam anlamıyla SULTAN yapar. Cinsel hayatı olmayan bir sultan düşünülemez. Evliliğin temeline indiğimizde cinsellik yatar ve insanlar ergenliğe ulaştıktan sonra iç güdüsel olarak eş bulmaya yönelirler. 14-15 yaşında başlayna bu yönelimi 30'lu 40'lı yaşlara kadar hala sonuçlandırmamak bir canlının yapacağı en saçma harekettir. Hele ki insan gibi zeki bir yaşam formunun. Doğal olan bu iken, sultanlık kavramı doğada bu şekilde tanımlanmış iken, kendimiz tanım uydurmaya gerek yoktur. İnsan eşinin yüzünden, kolundan, kaşından sıkılsa bile bazı şeylerinden asla sıkılmaz.
Cinsellik apayrı bir zevk ve yıllar geçse de, insan pörsüse de hep aynı zevki veriyor. Bunlar bekar bir insanın tadamayacağı duygulardır. SULTAN dediğin sultan gibi yaşamalı Edü, sefil gibi değil!Deniz : Evet Edi ve Büdü öncelikle ikiniz de güzel bir iş çıkardınız. İçinizdeki tüm fikirleri dışarı fışkırttınız bu fışkırttığınız fikirleri bakalım seyircilerimiz nasıl karşılayacak yarışmaya veda eden isim kim olacak?
Bir programın daha sonuna geldik bizi izlediğiniz ve desteklediğiniz için teşekkürler. Esen kalın.
