Şimdi yorumlara baktım bazı arkadaşlar aynı konular işleniyor demişler. Evet haklılar ama bilmedikleri veya hatırlayamadıkları bir mevzu var. Türk Eğitim Sistemi, Geleneksel Eğitim anlayışında Çağdaş Eğitim anlayışına geçmiştir ve bu anlayışta ise 'Sarmal Eğitim' benimsenmiştir.
Peki Sarmal Eğitim nedir? Kendi düşüncemi eklemeden olduğu gibi kaynaktan alarak vermek daha doğru olur.
'Sarmal (Spiral-Helezonik) Programlama Yaklaşımı (Bruner)
Bruner’in ‘sarmal öğrenme’ yaklaşımına göre geliştirilmiştir. Sarmal öğrenmede yeni öğrenilecek konular, önceki öğrenmelerle ilişkilendirerek ve temel konuyla bağ kurularak işlenir. Öğrenen (etkinlik) merkezli program tasarımlarında ve yapılandırmacı öğrenme kuramına bağlı yaklaşımlaşımlarda kullanılır. ‘Süreklilik’’ gerektiren konu ve etkinliklerin programa yerleştirilmesini sağlar.
Sarmal yaklaşım/Spiral tasarım, kapsamın giderek genişletilmesi esasına dayanır. Öğrenme konularının yeri ve zamanı geldikçe ardışık eğitim durumlarında tekrar tekrar öğrenilmesini esas alan yaklaşımdır. İçeriğin her tekrarı daha derinliğine, soyutluğuna ve karmaşık olarak verilir. Her konunun kendi içindeki alt konuları arasında bir ardışıklık söz konusu olduğunda bu düzenleme kullanılır. Önceki öğrenmeler sonraki öğrenmelerin temelidir. Kavramlar derinliğine ve ilişkisel olarak düzenlenir. Her konu kendi içerisindeki ardışıklığa göre zamana(yıllara) ve sınıflara dağıtılır. Konular her sınıfta gittikçe açılarak ve derinleştirilerek düzenlenir. Konular yıllara yayılırken basitten-karmaşığa, kolaydan-zora, somuttan-soyuta, özelden-genele yakın zaman çevreden uzağa ve ön koşul ilkelerine göre düzenlenir.
Sarmal yaklaşım öğretimde yatay ilişkilendirmeye ve dikey ilişkilendirmeye dayandırılır. Yatay ilişkilendirme de konu aynı öğretim sürecinde giderek derinleşen ve genişleyen bir şekilde yeni bilgi ön bilgi ilişkisiyle sağlanır.
Örneğin, ilköğretim 5. sınıfta kare verildikten sonra yeni bilgi olan dikdörtgen kare ile ilgili önbilginin üzerinden anlamlandırılır.
Dikey ilişkilendirme de ise konu derinleşen ve genişleyen bir şekilde yıllara dağıtılır.
Örneğin; sosyal bilgiler dersinde ‘Kültürel Varlıklarımız’ teması ilköğretim 4. sınıftan itibaren 8. sınıfa kadar her sınıfta gittikçe daha karmaşık , zor ve soyuta doğru genişletilip derinleştirilmiştir.' ALINTIDIR.
Peki bu program neden uygulanıyor? 2006-07 yılında kabul edilen 'Yapılandırmacı Eğitim' anlayışının bir gerekliliği olarak görülebilir.
Peki 'Yapılandırmacılık' nedir? Onun tanıtımını da kaynaktan vermek gerekirse,
'İnsanların kendi deneyimleri ve düşünmeleri sonucunda kendi bilgilerini ve zihinsel modellerini oluşturdukları şeklindeki yaklaşıma denir. Bunun anlamı şudur; Her çocuk önceki bildiklerini yeni bilgilerle birleştirerek kendi anlamını inşa eder.
Öğreneme Nasıl Gerçekleşir:
Yapılandırmacı yaklaşım, öğrenmeyi, deneyimden anlam oluşturmayla eşleştiren bir teoridir. İnsanoğlu, bilgiyi doğrudan almanın aksine, onu kendisi oluşturur. Bu, öğrenmenin ancak mevcut bilgilere, deneyimlere dayalı olarak gerçekleşebileceği anlamına gelmektedir. Bir bilgi ne kadar iyi sunulmuş olursa olsun, öğrenciler bir takım süreçlerde kişisel olarak bu bilgileri kullanmadıkça, geçmiş deneyimleriyle ilişkilendiremedikçe onları gerçekten öğrenmiş olmamaktadırlar.
Bilginin işlenişindeki süreçte şu kavramlarla karşılaşırız.'
Bütün bunları dikkate aldığımızda Din Kültürü, Türkçe, Tarih, Sosyal Bilgiler, Fen, Coğrafya... ve diğer derslerin de bu şekilde işlendiği görülecektir.
Bir ülkenin en büyük sorunu olan DİN (şahsi fikrim). Öyle basit bir şekilde anlatılmasını istemem. Ayrıca diğer dinlere gerektiği kadar yer veriliyor. Örnek verirsek Osmanlı Tarihi çoğu Avrupa ülkesinin ders kitaplarında bile yok.