Karakter Tanıtımı İçin: TIKLA
1. Bölüm İçin: TIKLA
2. Bölüm İçin: TIKLA
3. Bölüm İçin: TIKLA
4. Bölüm İçin: TIKLA
1. Bölüm İçin: TIKLA
2. Bölüm İçin: TIKLA
3. Bölüm İçin: TIKLA
4. Bölüm İçin: TIKLA
YOK ÖYLE YAĞMA
5. BÖLÜM
OzaN, telefonu kapatır.5. BÖLÜM
OzaN, Murat'ın kıza telefon numarasını vermesine sevinir ve kızın kendisini aramasını bekler.
Makbule ise hastanede yatmaya devam etmektedir, Halil ise başında beklemektedir.
Halil: Natıltın hayatım ?
Makbule: Şükür, şükür iyiyim.
Doktor gelir.
Doktor: Makbule hanım sizi taburcu edeceğiz.
Makbule: Çok sıkıldım ya, bu hastaneden. Resmen hastalık kokuyor burada. Hasta olmayan birisi burada uyusa hasta olur be bu kokudan. Valla size Allah kolaylık versin, iyi dayanıyorsunuz.
Doktor: Parası iyi be ablacım, yoksa hiç çekilecek gibi değil, valla.
Makbule: Oruç tutabilecek miyim doktor bey ? Oruç tutarsam orucum bozulmaz dimi.
Doktor: Valla orucum bozulur mu sorusundan bıkkınlık geldi. Tutabilirsin, sıkıntı olmaz.
1 gün sonra...
Makbule hastaneden çıkmıştır. Tüm aile mutlu mesut yaşar. Başlarında hiç bela yokmuş gibi gözükür ama sıkıntı olmadan olmaz. Hayatın cilvesi de zaten bu değil midir ?
Tüm aile halkı evdedir, Poyraz hariç. OzaN odasında yabancı dizi izlerken, Halil bulaşık yıkarken, Makbule orucu uykuya tuttururken, kapı çalınır. Kapıyı çalan bakkaldır.
Halil: Kapı çalındı. Baktanıza...
Makbule (Uykulu haliyle): Duruyor ya yerinde.
Halil: Ya öyle değil, kapıya vurdular.
Makbule: Tamam bakıyorum.
Bakkal: Borçlarınız birikmiş hanım. Yarın ödemezseniz borcunuzu hakkınızda icra başlayacak.
Makbule: Kaç para var borcumuz ?
Bakkal: 789 TL
Halil: Yuh at, biz ne ara o kadar alışveriş yapmışız.
Bakkal: Valla küçük çocuğunuz her gün 5-10 liralık fast food alıp gidip gidiyor.
Halil: Ne udd ??
Bakkal: Abur cubur yani canım.
Halil: Tende izin veriyortun öyle mi ?
Makbule: Al paranı, bi daha da kapımıza dayanma.
Kapı bakkalın suratına kapanır.
Makbule: Evde çok az para kaldı. Ne yapacağız ilerleyen günler için, bilemiyorum valla.
Makbule, hemen dışarıdan Poyraz'ı çağırır.
-Poyrazzzzzz hemen buraya gellll.
Poyraz hızlı adımlarla annesinin yanına gelir.
Poyraz: Efendim annecim.
Makbule: Şimdi şu koltuğun üzerine oturuyorsun ve 2 dakika düşünüyorsun. Bu 2 dakikanın ardından yapmış olduğun bütün yaramazlıkları anlatıyorsun. Az önce bakkal geldi, bana bir şeyler dedi. Eğer şimdi bana demeyip sonradan bir şeyini öğrenirsem senin adına kötü olur.
Poyraz: Ben her şeyi anlatacağım ama sen de bana kızmayacaksın. Akşamları teravih namazı yerine internet kafeye gidiyorduk arkadaşlarla. Sonrasında bakkaldan abur cubur alıyordum yalan söyleyerek. Başka da bir şeyim yok anne.
Makbule: Bir daha bunları yapmayacaksın. Bunlar çok kötü şeyler. İnşallah dediğin gibi yoktur başka bir şey.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
YOK ÖYLE YAĞMA Kadir Gecesi Özel Bölümüyle Bu Akşam FF'de!
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Akşam olur, ezan okunur ve tüm aile sofraya oturur. Herkes yemeğini bitirir.
OzaN: Eline sağlık anne. Karnımda şuan mahalleler arası savaş var lan. Ama şu yaptığın kuru fasulye savaşı kazanır kesinlikle.
Makbule: Afiyet olsun da yemekleri ben yapmadım, baban yaptı.
OzaN: Doğru ya evde işler değişmişti. Babam böyle güzel kuru fasulye yapmayı nerden öğrendi ?
Halil: Annenden öğrenmittim. Tükür, elhamdülillah.
Poyraz sofraya tükürür.
OzaN: Niye tükürdün sofraya ?
Poyraz: Eeee babam tükür dedi.
OzaN: Şükür dedi olm o şükür. Bir daha bu tür saçmalıklar yapma.
Herkes sofradan kalkar ve kenara çekilir.
OzaN odasına gittiğinde telefonu çalar. Telefonda bir kız sesi vardır.
OzaN: Efendim.
Karşıdaki Kişi: Ben sizi hastaneye getiren kişiyim.
OzaN (soğukkanlılıkla, yüz vermeden): Sağolun teşekkür ederim.
Karşıdaki Kişi: Hadi görüşürüz.
OzaN: Kimsiniz, bahsetmeyecek misiniz kendinizden ?
Karşıdaki Kişi: Ben şuan memleketimdeyim. Ramazan ayından sonrasına döneceğiz. Ben size ulaşır, bir sohbet ederiz. Görüşürüz.
OzaN: Görüşürüz.
Telefon kapanır.
OzaN: Allah, aşık oldum lan aşık.
