'Veda'ya Büyük Övgü

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Fks14
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Fks14

Konu Sahibi
Süper Emekli
Katılım
15 Şubat 2011
Mesajlar
55,491
Reaksiyon puanı
2,354
Puanı
809
Tarihimizin iç açıcı olmayan dönemlerini gözüpekçe işleme kervanına 'Veda-Esir Şehirde Bir Konak' da katıldı. Balkan Savaşı trajedisine odaklı 'Son Yaz-Balkanlar'dan sonra İngiliz işgali altındaki İstanbul'un 'ezik' ve acıklı halini yansıtan bir dizimiz de var artık. Üstelik 'Ustura Kemal'de olduğu gibi bu acınasılığı ancak kendimizi kandıracağımız, gerçekçilikten uzak, fantastik bir kurgulamayla örtbas etmeye yanaşmıyor. Ayşe Kulin'in romanından uyarlama dizi, yaşamış insanlar ve yaşanmış hayatlardan da izler taşıyan 'gerçekçi' bir tablo sunmakta. İşgalin ne demek olduğunu iliklerimize kadar hissettiren; koskoca şehrin, 'sahipleri' için nasıl mahpusluk ve mahrumiyet alanına dönüşebildiğini duyumsatan bir gerçekçilik bu. Her şeye rağmen hayatın nasıl devam ettiğine dair de gerçekçi olmanın ötesinde sarsıcı; konağın hanımı Behice'ye (Jale Arıkan) bırakalım sözü: 'Hayat devam ediyor. Öyle günlerdeyiz ki kayıplar artık hayatımızın büyük bir parçası oldu'...
Paradoksal gelebilir belki ama ben 'Veda'nın en büyük kusurunun 'kusursuzluğu' olmasından korkarım! Uzun süredir böylesine, reji olarak A'dan Z'ye aksamadan yol alan, senaryo olarak neredeyse milimi milimine 'organik' bağlanmış bir dizi izlediğimi hatırlamıyorum. En beğendiğim dizilerde bile bazen büyük, sık sık da ufak tefek kusur, tutarsızlık ve çelişkilere rastlıyor, ama üzerinde durmayıp mesaja, amaca ve niyete bakıyorum. Ama 'Veda'da dekordan müziğe her şey özenli, ince elenip sık dokunmuş, üzerinde iyice düşünülmüş olarak sunulmakta. Edebi dokuya o kadar sadık kalınmış, ama aynı zamanda bunun bir filmografik anlatım olduğu da unutulmamış ki size edebiyat televizüel ortama geçmiş dedirtiyor.

Tabii bu edebi değerdeki yapımın karşısına muhtemelen 'Reytingden n'aber' sorusuyla çıkılacaktır. Yanlış anlaşılmasın! 'Veda' reyting parametrelerini hepten hiçe saymış değil. Ne tempo, ne yan tema çeşitliliği ne de 'kasting' çekiciliği açısından eksik. Fakat bunları amaç edinmekten ziyade araç edinmiş bir dizi. Çünkü bunları amaç edindiğinizde 'edebiyat'tan vazgeçmeniz gerekir. Tıpkı 'Kurtlar Vadisi' gibi...

'Gerçekçilik' konusundaki özenine vurgu yaptığımız 'Veda'nın karşısında dev bir reyting makinesi olarak oturan 'Kurtlar'ın o geceki konu tanıtımına bir bakalım (ve gülmekten kırılalım!): 'Polat Alemdar, Suriye'de akan kanın ülkemize sıçramaması için çözüm arayışında... Farklı bölgelerden gelen, özel olarak yetiştirilmiş ekip neler yapacak? Bu ekip Polat Alemdar'la birlikte çalışmaya ikna olacak mı?'

Böyle!.. Seyirci çoğunluğu, acınası halimizi tarihsel ya da güncel bağlamda sahneleyenden çok fantastik biçimde 'aksine aksettirip', sosyal egomuzu yalancıktan okşayan kurguya meylediyor. O yüzden 'Veda'nın hem yapımcısına hem de yayıncısına büyük iş düşmekte. Başarıyı salt reytingde aramayıp, 'kantite'yi 'kalite' saymayıp direnç göstersinler. Tarihsel bir sorumluluk alarak bu önemli ve değerli emeği heba etmesinler."


Tayfun Atay - Radikal Gazetesi