Netflix The Protector (Hakan: Muhafız) - Dizi Yorumları

Yahu zaten mesele de o....

Kaliteli bir iş yapmaya niyet eden zaten en başta çağatay ve ayça ayşin gibi isimlerle çalışmaz gider az popülerde olsa daha az yakışıklı veya güzelde olsa da iyi oyuncularla çalışır...En olmadı gider no name oyuncuları deneme çekimine alır seçer tıpkı diğer pek çok uluslararası netflix dizisinde olduğu gibi...Biz netflix izleyicileri popüler oyunculara bakmıyoruz tanımıyor olsak bile iyi bir oyuncuysa iyi bie diziyse izliyoruz...Kusura bakmayın ama ilk türk netflix dizisinde çağatay olmasa daha az mı izlenecekti yada beğenilecekti..

Yine beren saat terchinden de dertlerinin kaliteli bir iş çıkarmak değil Ortadoğu,balknlar ve G.Amerikada Beren saat popüleritesinden faydalanmak olduğunu anlayabiliyoruz.Yeni bir cringe iş geliyor anlayaağınız...

Kusura bakmayın ama beren saat iyi bir oyuncu değil özellikle Sinema ve Netflix için hiç iyi değil....


Şunuda ekleyeyim bu dizileri asıl kötü yapanda oyunculuklar değildi demek istediğim sadece bu oyuncuları seçen zihniyetin elinden çıkacak yapımın kalitesi anca bu olur....
 
Son düzenleme:
Ters köşe yapmak istemişler ama becerememişler sayın Gs'li dostum. Birde oyunculuklar çok yavan geldi. Rolü benimsememişler de tamamen para için oynuyor havaları var nedense. Muhafız'la lakayıt lakayıt konuşuyorlar. Diyalogların daha derin ve dolu dolu olmasını beklerken sokaktan geçen rastgele insanların bile yazabileceği düzeyde. Muhafız'ın daha derli toplu, olayları çözen ve derin bir karakter olmasını beklerdim açıkçası. Bitse de gitsek havasında bir karakterle olmaz bu işler.


Hele o sadık olan kişiler tamamen saçmalıktan ibaret
Ne ağırlıkları var ne de hikayeleri var. Tamamen karakter fazla olsun diye eklemiş gibiler.
 
Şimdi geleyim detaylı incelememe. Yerli yapım ilk Netflix orjinal dizisi... Geçen hafta Cuma 4 bölüm bu hafta Cuma 6 bölüm izleyip bitirdim diziyi. Zaten yukarda ufak ufak değindim nelerin hoşuma gidip nelerin gitmediğine. Fantastik bir dizide mantık aranmaz sözünü benimseyerek yaklaşırım normalde bu tarz işlere. Hani zaten türü fantazi, tamamen hayal ürünü gerçek olma olasılığı imkansızdır. Çok da izlemişliğim vardır bu tarz dizi ve film içeriklerini. Ama tüm bu fantastik içerikte mantık aranmaz tezinin yanında hikaye örgüsünün ve gidişatın mantık dahilinde olması gerekir. Dizinin kendi anlattığı senaryoyla ve bize verdiği bilgilerle çelişmemesi gerekir. Ve bize vereceği bilgilerin, detayların havada kalmaması gerekir. Bizim karakterlerin neyi niye yaptığını sorguladığımızda verebileceğimiz mantıklı cevaplar olması gerekir.

İşte bu dizideki ana eksiklerden biri buydu. Sadık olanlar (ismi bile falso gerçi neyse) adlı bir örgüt var. 500 yıldır var bu örgüt. Bu örgüt muhafıza sadık ne derse onu yapıyor. Aralarında geçmişlerinde bir çok şey yaşanmış. Ölenler olmuş, kovulanlar olmuş, hepsinin bir görevi var. Bunların bir ustası falan var. Bölümler geldikçe sürekli pat diye yeni bir sadık olan çıkıyor ve şunu yapabiliyor, şu güce sahip buna sahip deniyor. Bu hikaye anlatım tarzı tembellikten başka bir şey değil. Örgütün ve bize verilen bilgilerin altı çooook boş. Süresi 30 dakika olacağına 45 50 dakika olsaydı da çok daha fazla detay verilseydi keşke. İzlemesi daha uzun sürerdi ama en azından bu altı boş senaryoyu görmezdik.

Diziyi ilk 5 bölüm gerçekten fena bulmadım. Yani yine çok üst düzey gelmedi ama çöp de değildi. O bayık diyaloglar falan bir şekilde senaryo gidişatından kurtarıyordu kendini. Kendince dizinin oluşturduğu gizemli bir hava vardı, cevaplanması gereken sorular vardı, karakter anlatımı vardı. Ama şöyle de bir şey var ki en başından beri Ölümsüz'ün Faysal olacağını tahmin ediyordum. Tahmin etmemek gerçekten zor dizi bir çok emare verdi buna dair. Karakterin sahnelerini dikkatli izleyen biri ne demek istediğimi anlar zaten. Dizi bize Mazhar'ı ölümsüz gibi gösterip Faysal'ı çıkartıp ters köşe yapmak istedi. Ben ise izlerken keşke gerçekten Mazhar Ölümsüz çıksa asıl ters köşe bu olurdu diyordum sürekli. Veya başka biri olsa da Faysal olmasa dedim en sonunda. Ha Okan Yalabık gerçekten müthiş iş çıkarmış ona hiç bir şey diyemem, zaten büyük oyuncu kalburüstü bir oyuncu, bu dizide işi ne onu da anlamadım ya neyse.

Son 5 bölümde hikaye ilerledi ve bize bazı bilgiler aktarıldı. En başta anlatılan Ölümsüz, Muhafız, gömlek, hançer, yüzük tılsımı falan bunları bir şekilde yersin. Hani fantastik sonuçta yazanın hayal gücü böyle çalışıyor bir bakalım ilerisine dersin. Dualarla okunma kısmına girmiyorum gerçi orası gerçekten komik.
Osmanlı temasını alıp bir şeyler saçmalayıp bunu uydurmuşlar. Git Orta Asya Türklerinin mistik döneminden bir şeyler al bari. Oğuz Kağan destanına bağla başka bir şey yap yani. Olaya İslam'ı dahil etme en azından.

Neyse bize verilen bilgilerin ortaya çıkma şekline geleyim, komik kısımlara da geleyim yavaştan. Bakın Ölümsüz'ün ortaya çıkma sahnesi gerçekten güzeldi. Mazhar'ın ölümü falan. Onlara bir şey demiyorum. Keşke tahmin edilemeyen bir şekilde olsaydı daha da güzel olurdu. Şimdi gelelim son 3 bölümde verilen bilgilere. Derya kimdir bu bilgilere nasıl ulaşmıştır, yukarıda bahsettiğim muhabbetle bire bir alakalı. Bir anda ortaya çıkan bir sadık olan, örgütten atılmış bilmem ne. Çok hızlı geçiştirilmiş bir senaryo. Muhafız'ın kanı Ölümsüz diriltebiliyor. Ölümsüz'ün kanı öleni diriltip, hastayı iyileştirebiliyor. Bakın buna da okeyim. Hani bunu fantastik senaryo içerisinde yedirebilirsin bir şekilde. Ama o yukarda diğer arkadaşların da bahsettiği soruda gerçekten durum kurtarılamaz boyuta geliyor. Muhafız'ın kanı lazımsa sana gidip Hakan'ın babasını öldürdüğün yerde al adamın kanını dirilt eşini. Hikayenin çıkış noktası böyle bir mantıksızlıkla ve kendi anlattığı senaryoyla çelişiyor. Son 2 3 bölümde Kemal'in ölüşü falan da sayılabilir, gerçekten basit mantık hataları ve hikayeyi komik hallere düşüren bir gidişat var. Yine Ölümsüz'ün kanını alıp Leyla'yı diriltme olayı o kadar mantıksızlığın içinde bir şekilde mantıklı gelse de Ölümsüz'lerin hepsinin uyanması tamamen bir ikinci sezon çekmek için yapılmış komik bir hamle. Hakan silahla Faysal'ın elindeki kupayı düşürüyor kan yere gidiyor yok oluyor gibi gözüküyor. Faysal bu duruma çıldırıyor bunu yapmayacaktın diyor, 3 dakika sonra bakıyoruz tüm ölümsüzler kanı kendine çekmiş uyanmış. Bu gördüğüm en büyük saçmalıklardan biridir. Sahnenin grafik kalitesi zaten rezildi ona değinmiyorum bile.

Böyle bir işe kalkışıyorsan bu işi adı sanı duyulmamış bir teyzeye veremezsin. Bu ülkede hakkıyla ve kaliteli sanat içeriği üreten bir sürü yönetmen var, senarist var. Bu bütçeyi ve özgürlüğü onlardan birine verselerdi ortaya bambaşka bir şey çıkabilirdi. Onur Ünlü fantastik iş sever mesela. Ona verilseydi bu bütçe, bundan kötü olmayacağına eminim. İşin içine felsefe bile katardı, dram katardı, duygu katardı, oyunculuklar böyle basit yavan olmazdı. Anlatım dili böyle komedi olmazdı. Okan Yalabık, Mehmet Kurtuluş, Mehmet Yılmaz Ak'a hakkını teslim edip bu uzun yazımı bitireceğim. Diziyi izlenebilir kılan sebeplerin başında geliyorlar. Bir de mavi gözlü Ayça Ayşin Turan güzelliğini unutmayayım. Oyunculuğu pek o yönde olmasa da çok güzel bir hanım kızımız maşallah.
Verebileceğim puanın maksimum versiyonunu veriyorum. Daha düşük olmamasının sebebi ilk bölümler, saydığım 3 oyuncu ve benim yüce gönlüm diyebilirim.


5.5/10
 
Dediğini şöyle daha iyi anlayabiliriz...

Dizide pek çok sadık olan ölüyor hiç üzüldün mü yada içinde herhangi bir şekilde içinde duygu hissettin mi?Öldüklerinde diğerleri üzülürken sen üzüldün duygulandın mı yoksa içinden ufff sıkıldım mı dedin..

Bu karakterlerin boşluğu dizide ki ölümsüzlerin ve sadık olanların motivasyonunun verilememesi...ve dizinin çok sığ, klişe ve berbat olması buradan gayet kolay anlaşılabiliyor.


Türkiye'de ki her dizinin filmin benim gözümde bir özrü olabilir ama kusura bakmayın bu yapımın zerre özrü yok...Normal bir Türk dizisine göre çekimlere başlamadan oyuncu seçimleri, senaryo ve ekip...vb. hazılık için kat be kat zamana sahipti...

Çekimlere ise 9-10 ay önce başladılar çekimler ve post prudiction için fazla fazla zamana sahipler...Ortalama bir türk dizisi kısa süre önce senaryo yazıldıktan sonra 1 haftada çekilip bir kaç hafta içinde yayınlanıyor üstelik bu dizideki gibi 30-35 dakika değil 2.5 saat..Blutv puhutv'deki internet dizileri bile çekimler bittikten maksimum 1 ay sonra hemen yayınlanıyor...Post prudiction için gayet az zaman kalıyor.
 
5.5 mi? Yuh!
 
Benim puanlama sistemimde en leş işlere bile 2 3 4 vermek falan içimden gelmiyor. Biraz gönlü bol insanım.
Ekşi'de biri "bu dizi ve sözlük için en şaşırdığım şey, leyla ile mecnun, behzat ç, ezel, çukur, ufak tefek cinayetler gibi kıytırık dizileri izleyip övgüler yağdıran ekşici romantik dangalakların bu diziyi beğenmemesi." demiş.
Avatarına fena geçirmişler.
 
O yorumu yapan arkadaş çöp sever bir arkadaşmış.
Leyle ile Mecnun, Behzat Ç, Ezel kalburüstü yapımlar. Bunlara sallayıp üstüne o 3 diziyi öven kişilerin Protector'u beğenmemelerine de sallaması gerçek bir fecaat.
O 3 diziyi öven kişi zaten Protector'u beğenemez, beğenmesi mümkün olabilemez.
 
Burada ne kadar çok gömen olmuş diziyi ya.
Sanki Netflix'in her yaptığı dizi çok iyiymiş gibi.
Başka ülkelerde yaptığı diziler de beklenen etkiyi vermedi. Danimarkalıların dizisi çöktü. Yine bir başka ülkenin dizisi çöktü. Almanların ve İspanyolların dizisi tuttu evet ( ki onlarda 2 dizi yaptı sadece 1 dizileri daha popüler oldu) her ülkenin dizisi de popüler olmıyor. Kaldı ki ABD'diziisi İron Fist ne kadar ağır eleştiriler aldı resmen dizi gömüldü.
Netflix'te iptal etti diziyi. Yani o diziden bile kötü olacağını zannetmiyorum.

Katıldığım tek şey var daha dünya devleri ile yarışır bir dizi yapabilirdik. Ama ilk dizi için bu kadar ağır gömmeye gerek yok.
 
Kötü netflix dizileri tabi ki var ama bu kadar kötüsü olduğunu sanmıyorum....

İlki sonu yok, yapılan mantıksızlıkları görmemek için kör olmak lazım...Belki bu çok kötü diziyi izleyen bir yabancı daha sonra yayınlanacak Türk dizilerine ön yargıyla yaklaşacak o yüzden işi sıkı tutmak zorundasın.

Yapamayacaksan bırakacaksın, eminim bu işi en iyi şekilde yapabilecek birileri vardır bu ülkede.

Ağır gömmek iyidir...gömelim ki Netflix aynı hatayı tekrar yapmasın doğru kişilerle doğru projelerle çalışsın...Yoksa aynı tas aynı hamam devam eder.

Umarım bu saçmalık bir ders olur Netflix Türkiye yönetimi için...
 
Her ne kadar Ay yapim son zamanlar agir sacmalasa da bu is onlara teslim edilmeliydi. Cukur 1. sezon, UTC 1. sezon, Carpisma, Sahsiyet, Fi hepsi cok daha iyi yapimlardi. Sahsiyet ve Fi gibi internet dizileriyle kendini kanitlayan yapim varken, sadece 1-2 dizi ile gündeme gelmis 03 medyanin bu ise bulasmasi böyle sonuclandi.. Ay yapim'in netflixe dizi yapmasi yakindir. Carpisma sonrasi Kivanc bombayi patlata bilir netflix isiyle. Umarim bu defa fantastik dizi yerine, adam akilli, ters köseli, farkli bir dizi olur da keyifle izleriz..
 

Çukur,UTC,Çarpışma ile meselenin kesinlikle alakası yok bu diziler diziden daha çok soap opera'ya yakın kalite çok aşağıda...Netflix'e iş yapmak için Ay yapım'ın CV'sine yazılacak diziler kesinlikle değil bunlar....Fi'de ilk sezon vasataltı bir netflix dizisi seviyesinde olurdu ama ikinci sezonu The protector'den bile daha beter...

Şahsiyet tabi ki tüm bu işlerden daha iyiydi ama kendi genre'sını düşününce en fazla vasatı bulacak seviyede, yönetmenlik olarak bir acemilik vardı bu dizide ama asıl geride kaldığı nokta storytelling...Evet bu diziden çok çok daha iyi ama yine de bir olmamışlık var.


Ben burada meselenin Ay yapım veya 03 medya olduğunu düşünmüyorum, ay yapım biraz daha iyi ama nihayetinde her ikiside netflix'e iş yapma konusunda yaptığı yapımlara bakıldığında yetersiz seviyede....

Bence burada Ay yapım veya 03 medya değilde showrunner farklı biri olsaydı dememiz gerekiyor...Senaryo yönetmenlik anlamında daha yetkin daha önce yaptığı işlerle kendini kanıtlamış daha tecrübeli biri....
 
Zaten bu konuda kendini en cok kanitlayan yapim Ay yapim oldugu icin onlar yapsaydi dedim. Her ne kadar sacmaliklari olsa bile, netflix'de yayinlanan bir cok diziden daha iyi isleri de olmusdur yani.. Sonucda biri yapmaliydi ve simdiye kadar yapilan iyi türk dizilerinden daha iyi olmasini beklemek hataydi bence. Isin kötü tarafi protector iyi bir televizyon dizisinden bile daha iyi diyil sürelerin cok daha kisa ve cekimlerin cok daha uzun sürmesine ragmen.. O yüzden Ay yapim'in yaptigi bir cok is ortada oldugu icin daha iyi ola bilirdi. Dediyim gibi fazla iyi dizi beklemek bence hataydi, netflix'de olan bir sürü daha kötü dizi varken.. Iron fist 2. sezon mesela. Fakat 1 tik daha iyi olmaliydi net..
 
Netflix bir HBO veya AMC de değil şimdi. Ortada böyle bir gerçek de var, özellikle son yıllarda. Ki HBO ve AMC'de kaliteli dizi çıkma oranı yüksek olmasına rağmen kalitesiz diziler çıkıyor, çıkmama ihtimali yok zaten. Bazı şeyleri konuşurken biraz böyle düşünmek lazım. Mesela 5 yıl önceye dönelim. Netflix orjinal içerik üretirken özenle seçim yapıyordu, az dizi üretiyordu ve yaptığı diziler gerçekten kalite standartları yukarıda diziler diyebiliyorduk. Ama özellikle şu son 2 3 yılda sürüsüne bereket dizi ve film çıkardılar. Tamamıyla globalleştiler. Bu yüzden çok sayıda çöp veya vasat altı dizi üretimi oluştu Netflix'te. Takip edilmesi zor bir skalaya yayıldı ve çoğu umursanmayan hiç kimsenin bilmediği diziler ama bunlar Netflix orjinal içeriği diye geçiyor.

Olaya bu yönden baktıktan sonra gelelim Ay yapıma ve bizim ülkemize. Ezel gibi bir dizi yapmış ve şuanda da ona yakın bir statüde Çarpışma'yı yapan Uluç Bayraktar için veya Ay Yapım'ın diğer kalbür üstü yapımlarını yapan yönetmenler için Netflix'e iş yapamazlar, o kalitede olmaz demek biraz acımasız kaçıyor. Ki bana kalırsa Uluç Bayraktar'a süre özgürlüğü ve bütçe verilse ben inanıyorum ki ortaya bambaşka boyutta bir iş çıkabilirdi. Tabi ki Ay Yapım dışında bizim ülkemizde çok sağlam üreticiler, beyinler var, yok diyemeyiz. Hadi Uluç Bayraktar fantastik iş yapmıyor diyelim tarzı farklı, yukarıda da yazdım illa fantastik olacaksa yapmak istedikleri Onur Ünlü gibi bir adam var ortada. Son işlerinde biraz garip bir hale bürünse bile adamın geçmişi ortada. Başka yönetmenler de sayarız ama iş biraz da isteğe göre değişir. İlla fantastik yapmak isteyen Netflix tarafıysa onu yapacak ve başarıyla altından kalkacak üretici sayısı öyle çok değil bizim ülkede.
 
Raci Sasmaz kendince bir dizi yapsa en az 2 gömlek iyi dizi olurdu
Eskiya dizisinin özellikle 1. sezonun 1 saat ve cok daha uzun sürede yapildigini düsünün.. Cok daha iyi oyunculuklar, kurgu, senaryo. Net söylüyorum 4. sezon 120 dakikalik Eskiya bile daha iyi dizi Muhafiz dizisinden. Oyunculuk olsun, kurgu olsun, senaryo olsun. Fakat yapimci cok net klise ve basite kacmis. Basrol secimleri de biraz populer olsun ordan yürüsün mantigiyla yapilmis. 2. dizinin Beren'li olmasiyla cok net belli oldu. Böyle de devam eder zaten malesef. Yapimci PR kadar dizinin kendisine özense cok daha iyi is ortaya cikardi..
 
Tamam aynı imkanlar verilse Uluç bayraktar ve ay yapım daha iyi bir yapım çıkarabilirdi ona birşey demiyorum ama benim demek istediğim ''yapılan'' işler o seviyede değil...Belki netflixte bütçeyle,40 dk'lık diziyle uzun post prudiction süresiyle çok daha iyi bir seviyede bir iş çıkarabilir bende öyle düşünüyorum...ama şuana kadar yaptıkları işler kesinlikle o seviyede değil.

Şunu diyorum en kötü AMC,HBO,Netflix dizileri bile yönetmenlik olarak, prodüksiyon olarak bizim en en iyi işlerimizden aşağıda değil...Yani adamlar kötü dizi bile olsa belli bir kalitede üretebiliyorlar...Bu tesadüf değil çünkü adamlar çok tecrübeli bu işleri hep yapıyorlardı ışıkçısından sesçisine senaristinden yönetmenine kadar.

Dediğim gibi burada önemli olan showrunner'ın doğru seçilmesi.
 
Şimdi burda kaliteye ne yönden baktığımız önemli. Prodüksiyon olarak dediklerine sonuna kadar katılıyorum. 'Yapılan' işlerde bizim en iyi işimiz bile teknik olarak onların yaptığı kötü işlere anca yetişir. Çünkü adamlar en basit filmine dizisine 30 40 milyon bütçe ayırabiliyor. Bambaşka bir bütçe farkı var.

Yönetmenlik olarak o kadar net konuşmam, iyi yönetmenlere sahibiz. Gerçekten kafasındakini üreten, kaliteli sanat üreten kişiler var bizde, yok diyemeyiz. O bütçeler verilse neler yapabilirler onu görmek lazım. Netflix bizim ülkede üretime devam edecekse artık Netflix Türkiye'nin başında kim veya kimler varsa projeleri iş bilen tecrübeli kişilere teslim etmeliler. Bu diziyi gördükten sonra Beren Saat işinin de fantastik olacağını düşününce umudum düştü, detayları çıktıkça göreceğiz artık...
 


Bütçe tabi ki önemli ama meselenin salt bütçe olduğunu düşünmüyorum...Bizim onlar kadar kaliteli drama, komedi, polisiye...vb. çekmemiz için bütçe bir engel değil....Prodüksiyon,yönetmenlik,senaryo...vb olarak kaliteli bir iş çıkarmamız için bütçemiz yeterli.

Bütçeyi nedense biz bir özür olarak ortaya koyuyoruz ama bizi ABD'den bu geri bırakmıyor, ABD'nin o dev bütçeli filmleri zaten onların en iyi filmleri değil ki...Onların iyi filmleri daha düşük bütçeli olanlar..

Türk sineması yetersiz bunu kabul edelim insan kaynağı olarak, parayla bir ilgisi yok...Yönetmenlik,senaryo,kurgu,oyunculuk..vb. geride yani...


Bu arada ABD'de ki bütçenin büyük çoğunluğu aşırı pahalı oyuncu maaşlarına gidiyor, yine geri kalanınında çoğu yönetmeninden kameramanına yazarına ışıkçısına...v.b. maaş için gidiyor...Şişirme yani bütçenin çok büyük kısmı...

Eğer çok efekt varsa tabi ki bütçeyi etkiler ama çoğunlukla bütçe maaşlara gidiyor...O dev maaşları Türkiye'de tabi vermiyorlar ne oyunculara ne kameramana ne ışıkçıya ne yönetmene...zaten bütçeyi oluşturan bunlar dolayısıyla o ABD'de ki 40 milyonluk bütçe Türkiye'de kat kat daha düşük oluyor...Onların 40 milyona çektiği filmi senin burda 5 enfazla 10 milyona çekmen lazım...
 
Kültür olarak zaten baya geride olduğumuz yadsınamaz bir gerçek hem sinemada hem dizide. Hem kamera arkası hem kamera önünde. Senaryo üretecek beyinler var ama bunu kusursuz kaliteye ulaştıracak tüm etmenler bir araya gelmiyor. Kurgu, görüntü yönetmeni vb. diğer teknik elemanları iyi yapan ekipler fazlasıyla yetersiz. Yoksa senaryo anlamında iyi bağımsız filmler yapan yönetmenler var aslında.

Mesele tam olarak bütçe değil doğru. Yine de gişe filmi olmayan herhangi bir bağımsız içerik filmde bile belirli bir bütçe gerekiyor. Herhangi bir film değil ama Birdman mesela 18 milyon dolara çekilmiş. Filmin post prodüksiyon aşaması 8 9 ay sürmüştür. Teknik anlamda nasıl bir film olduğunu hatırlarız. Post prodüksiyon aşamasının boşa olmadığını anlarız burdan... Ki bunun öncesi senaryo aşaması bambaşka bir süreç. Bizde bu süre 2 3 ay resmen. 3 ayda film çekiyoruz sunuyoruz insanlara. Hal böyle olunca kalite bekleyemeyiz ki. Bizim kamera arkasına ilgili ve bu işte iyi, eğitimli insanlara ihtiyacımız var.

Son olarak şunu da söylemek lazım. Kaliteli içerik üreten yönetmenlere bu bütçe bile verilmiyor bizim ülkede. Hani o dediğin 5 10 milyon bile yok adamların ellerinde. Bizde varsa yoksa komedi çeksinler para peşinde koşsunlar. Hem izleyici hem üretici kesimde çok büyük sorunlar var. Konuşsak daha çok konuşuruz. Nasıl daha iyi olur kim bunun için bir şeyler yapar bilemiyorum...
 

Şu konuda bir şeyler yazmak istedim....

AMC,HBO,Showtime,FX dediğimiz kanallar salt kaliteli üst sınıfa içerik yapmak üzere ortaya çıkmış premium kanallar...Bu kanallar belli bir kesime içerik üretiyor...ABD'de normal daha alt kesime içerik üreten kanallarda var...

Netflix ise çok geniş bir kesime içerik üretmek için kurulmuş bir platform...Netflix HBO,AMC ile aşık atabilecek hatta onları geçen fazla fazla içerik üretiyor zaten ayrıca diğer kesimleri çekebilecek içerikleride var.Yani herk

Şimdi sen Netflix'in tüm içerikleri niye AMC,HBO kalitesinde için kızıyorsun...Bu hakikaten saçma bir istek herkes senin izlediğin kalitede içerik izlemek zorunda değil zaten Netflix senin için üretiyor git onları izle, diğerleride kendisine göre ürtilmiş içerikleri izlesin...