FK2 Singin' in the Rain / Yağmur Altında (1952) Film Bilgileri & Yorumları

berkann

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,875
Reaksiyon puanı
6,723
Puanı
1,060
0045152.jpg


Yağmur Altında - Singin' in the Rain (1952)

Türü: Komedi, Romantik
Yönetmen: Stanley Donen, Gene Kelly
Senaryo: Adolph Green, Betty Comden

Oyuncular:
Gene Kelly
Donald O'Connor
Debbie Reynolds
Jean Hagen
Millard Mitchell

IMDb Sayfası

Oscar Adaylıkları (2)

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
En İyi Müzik

Filmin Özeti
"Singin' in the Rain"in, 50'li yılların en iyisi olduğu tartışmasız bir gerçek olarak kabul görmüşken 1952 çıktılı bu müzikal, çekim teknikleri açısından günümüzde bile örnek alınan bir yapım.

Sessiz filmlerin, oyuncuları ve yapımcılarına fazlasıyla kazandırdığı dönemlerde 'sesli', yani oyuncuların konuştuğu filmler keşfedilir.Seyirciler artık oyuncuların cümle kurmasını istiyordu ve yapımcılar buna kayıtsız kalamazdı.

O dönemlerde Lina Lamont ve Don Lockwood, Hollywood'un en sevilen ve çiftlerinden biriydi ve yapımcı seyircileri film dışında hayal kırıklığına uğratıp para kaybetmek istemediği için Don ve Lina'yı gerçekten sevgili gibi gösteriyordu.

Saflığıyla örtüştüremediği kurnazlığı yüzünden aşık olduğu Don'ın nefretine sahip olan Lina, gerçekleri umursamadan, kurduğu hayaller 'gerçekmiş' gibi davranıyor, hareketleriyle hem Don'ı hem de ekibi çileden çıkarıyordu.

Öte yandan binlerce kadının hayranlığını kazanan yakışıklı aktör Don Lockwood ise, tesadüfen tanıştığı Katy Selden'e aşık olmuştu.Tüm yalanlara rağmen Don Lockwood ve Lina Lamont'un birlikte çevirdiği filmlerden sonra seyircilerin sesli filmlerde birlikte görmeyi en çok istediği çift Don ve Lina olacaktı.Ancak, büyük bir sorun buna engel oluyordu; Lina'nın ses tonu.

Sesli film yaratılırken Lina, ekibi sınır noktasına getirmesine rağmen çekimler tamamlanır ve film vizyona girer.Senkron sorunu olan film, seyircinin tepkisini çeker ve film, vizyondan kaldırılır.

Kariyeri için üzülen Don, birden Kathy'nin fikriyle umutlanır ve film, 6 hafta sonra 'müzikal' olarak vizyondaki yerini alır.Bir ilki gerçekleştiren yapımcılar, yıllar sonra kendini geliştirecek olan bu buluştan inanılmaz paralar kazanır.

Diğer yandan, Don'ın aşık olduğu kadın Kathy ise, hayata geçen bu fikrin sahibi olduğu kadar, filmde Lina'nınmış gibi gösterilen sesin de sahibidir.

Filmin Fragmanı

 
- Uzun dans sahneleri az sıksa da genel olarak sıkılmadan izlediğim bir film oldu.
- Oyuncular çok iyiydi diyemem ancak dans ettikleri sahneler iyiydi. Adaylık için düşünebilirim 3'lüyü.
- Dönemin sinema dünyası da hoş anlatılmış. Ekrana getirilen dönem de ilginç bir dönemdi.
Sessizden sesliye geçiş.
- Kocaman illimunatiye de görmedik sanmasınlar. :D Filmde soğuttu göründüğü vakit. :(
- Singin' in the Rain ve Good Morning şarkıları güzeldi.

berkann ödüllerinde iddialı olduğu adaylıklar: En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

7/10 (olsun şimdilik, belki arttırım sonra)
 
Filmi izledim, izlerken zevk aldığım sahnelerde sıkıldığım sahnelerde falaydı. Ama güzel bir müzikal film olmuş.

Filmin en zevk aldığımda en sıkıltan sahneleri dans ve müzik sahneleriydi. Çok güzel başladı aslında aha dedim bu film benlik çok fena eğlendiriyor falan dedim ama bu kadar uzun dans edileceğini tahmin etmemiştim her halde ki bazı dans sahnelerinde sıkılıp ilerlettim.:D

Filmin anlatmak istediği ve heyecanı çok az havada tutan sinemadaki geçiş dönemi etkileyiciydi. Daha yeni Charie Charlin izlemişken dikkat çekici oldu.:D
Mesela sessiz filmler çekiyorlardı ilk başta sonra sesli yapacağız biz bu işi dediler bir an havalandım. Heyecanı biraz yükselten sahnelerdendi.

Oyuncular bence başarılıydı. O dans sahneleri fazlasıyla emek istiyordu güzel seçimler olmuş. Başrolde ki Gene Kelly Dan rolüne biraz yakışmamış ama güzel oynamış.
Ama Favorim Donald O'connor oldu. Cosmo karakterini bir insan bu kadar mı sempatik oynar. Çok sevdim. Filmin beni çeken karakteriydi Cosmo.
Bayan oyuncularımızda güzeldi. O Cırtlak ses çok iyiydi. Orjinal mi değil mi diye meraklandım film boyunca ama şuan araştıraşım yok.
Kathy ise sade bir roldü. Diğerlerinin absürtlüğünün yanında çok sakin kalıyordu. Pek sevmedim.

Filmi baştan sona kaplayan müzikler ise güzeldi. Kazanması bekleniliyordu ancak almamış. Her halde orjinal olmadığı içindir müzikler.

Filmin bence kostümleride güzeldi. Normal gündelikleri değilde oynadıkları sahnedeki kostümler çok alımlıydı. özllikle bir dansçının hikayesi dedikten sonra Cosmo'nun oynamaya başlaması ve oradaki kostümler bence müthişti.

Filmin sokak sanati ödüllerinde ki adaylıkları: En iyi yardımcı Erkek ve En İyi Kadın (Lina) En İyi müzik, En İyi Kostüm.

Filmin dikkat çekici unsuru vardı sıkan kısmı fazla uzun dans sahneleriydi. 8/10
 
Son düzenleme:
Sinemanın kendisini konu edinen filmleri genelde severim, bu film de onlar arasına dahil oldu. Oldukça hoş bir müzikal filmdi. :)

Film aslında biraz sıkıcı başladı, beklediğimin epey altındaydı. Fakat zamanla tempo yükseldi ve özellikle bazı yerlerde ekrana kilitlemeyi başardı. :)

Sessiz filmden sesli filme geçişi en iyi anlatan filmlerden biri olmuş. Aslında konusunu biraz The Artist'e benzettim fakat belli bir noktadan sonra tamamen ayrıldı o benzerlikten. :)

Müzikal şarkılar ve danslar harikaydı. Zaten şarkıların bazıları aşinalığımız olan şarkılarmış. Ben şarkıları dinlerim yine aklıma geldikçe. :):)

Sadece iki Oscar adaylığı aldığına bakılırsa hakettiği değeri görememiş ama tabii şimdi kült filmler arasına girdi ve Oscardan daha değerli olsa gerek bu. :)

En sevdiğim sahneler:

Mikrofonla çekim sahneleriydi elbette. Kayıtlarda kalp atışlarının çıkması özellikle sesli güldürdü. :D

Daha sonra film gösterimi sırasında sesip gidip gelmesi, senkron bozulunca kadın ile adamın replik değiştirmesi harikaydı. :D

Neticede etkinliğe katılan herkesin izlemesi gereken filmlerden biri. :)

8/10
 
Genelde müzikal sevmem ama bu film beni içine çekti.Sinemadaki devrimi anlatışından olsa gerek.

Önce müzik ve danslardan bahsetmek gerek tabi.Danslar çok başarılıydı.Müzikler de çok iyiydi.Good Morning şarkısını biliyordum.Bir de filme ismini veren Singin'in The Rain şarkısını A Clockwork Orange'dan biliyordum.Ama çok uzun dans sahneleri vardı onları biraz hızlı geçtim.

Kostümler de çok iyiydi.Akademinin bence o yıl yaptığı en büyük hata filmin kostümlerini es geçmek olmuş.

Oyunculuklar biraz abartılı olsa da beğendim.Ama Donald O'Connor diğer oyuncular arasında daha çok belli ediyordu sanki.Onun oyunculuğu daha iyiydi.:) Bir deJean Hagen'i karakterden olsa gerek pek sevmedim.Debbie Robson'da diğer karakterlere göre onunkisi daha sadeydi ama iyi performans göstermiş.

Beğendiğim sahneler:
Filmin sinema gösteriminde gelen inci sesleri güldürdü.:D Onun dışında Good Morning şarkısının söylendiği sahnede hoşuma gitti.:)

Genel olarak kült sıfatını hakeden ve herkesin izlemesi gereken bir filmdi bence.:)

Puan:8/10
 
Son düzenleme:
Müzikal filmle pek aram yoktur bu yüzden bu filmden de fazla bir beklentim yoktu ama filmi beni şaşırtacak derecede beğendim.

Oyunculuklar gıcık sarışın kadın haricinde gayet iyiydi beğendim. :D Özellikle dans sahneleri fazlasıyla emek ve yetenek isteyen kısımlardı. Bu sahneler de beklediğimden daha iyiydi. Hatta olağanüstüydü.

Gene Kelly'i daha önce izlemedim, ismine daha önce rastlamış olsam da. Bu filmi hem yöneterek hem de oynayarak çok iyi götürmüş. Filmin en beğendiğim ismiydi.

Hikaye gerçekten güzel. Senaryo da akıcıydı. Dans sahneleri biraz fazla uzundu belki ama hepsini severek, sıkılmadan izledim.

Kısacası, o dönemde görmediği ama günümüzde gördüğü değeri fazlasıyla hak eden bir film bana göre. :)

Puanım: 8.5/10
 
O yıllara göre çok çok iyi bir film, net bir şekilde ifade etmem lazım. Ben hâla filmin nasıl 1952 yapımı olduğunu düşündüm düşündüm durdum, bana 90'lı yıllardaki filmleri hatırlattı. Filmdeki o ruhu, her film yakalayamaz. Bildiğin günümüz filmlerine "film öyle yapılmaz, böyle yapılır" mesajı veriyor. Kaliteli bir film. O dönemlerde film içinde film anlatmakta ayrı bir marifet. Sanat konuşmuş.

Müzikal filmleri hep ilginç bulmuşumdur. İşin içine bir de dans girince, işte tadına doyulmaz bir tat oluşuyor. Dans sahnelerini biraz fazla yapmış olsalar da, yine de danslar çok renkliydi. Arada kendi kendime dans etme isteği de uyandıdı doğrusu. O kadar renkliydi yani. Danslar ara ara sıktığı da oldu ama filmi film yapan, genel anlamda müzik ve dans.

En iyi sahneler;
Don Lockwood'un hayranlarından kaçıp, tesadüfen Kathy Selden'in arabasına atlaması ve sonrasında yaşananlar. Adeta kader senaryosu yazıldı. Dans sahneleri çok iyiydi. Don'un, Cosmo'nun ve Kathy'nin dans sahneleri çok iyiydi. Özellikle Don'un yağmur altında efsane dansı çok iyiydi. Günümüzde bu sahneye oldukça rastlıyoruz. Efsane sahneydi. Lina'nın sesi güldürdü, ses kaydı yaparken kalp atışının duyulması iyiydi. En iyisi son sahneydi. Simpson, Lina'ya iyi kapak yapıyorlar. Sonrasında Don ile Kathy'nin sahnesi çok iyiydi

Gene Kelly oyunculuğunu konuşturmuş. Debbie Reynolds'un döneme damgasını vuran güzelliği. Donald O'Connor'ın renkli oyunculuğu, çok renkli bir karakteri canlandırdı.

8.5/10
 
@destere nin Beethoven'ın ünlü eseri Moonlight Sonata ile ilgili bir yorumunda bu filmdeki müziğin yağmurlu havada daha iyi gittiğini iddia etmesiyle filmi izledim.

Ve eğer bu filmi beğendiğimi söylersem, Hint filmlerine büyük haksızlık etmiş olurum zira Hint filmlerindeki dans sahnelerinden de nefret ederim.

Açıkcası resmen başımı ağrıttı. Ağrı kesici içmek zorunda kaldım. Anladım ki danslı müzik filmler bana göre değil. Anca Amedeus, Whiplass gibi senaryonun daha önde olduğu müzikalleri sevebilirim.

Elbette bu filmi yılına göre değerlendirmek gerek. Yine de yılına göre de olsa klişe bir konu ve hiç gerçekçi olmayan bir senaryo vardı.

Araya romantizmin ve kadınların girmediği dans sahneleri-özelilkle Cosmo'nun- çok eğlenceli ve başarılıydı.

Ancak romantizme lanet olsun! Nefret etmemek elde değil.

Ve tabi keşke Cosmo karakteri filmin başkarakteri olsaydı belki daha efsane olurdu.

Müzik konusuna gelirsek, yağmurlu sahnedeki söylediği neşeli ve romantik şarkı asla ama asla yağmurlu havanın ruhuna hitap etmiyor! Yağmur demek romantik bir ortam demek değildir! Asla bir Moonlight Sonata kadar etkileyici değil. Eğer inanmıyorsanız yağmurlu havada şunu dinlemenizi öneririm, nasıl ruha hitap ettiğini kendiniz görün. :)

Moonlight Sonata:

Son olarak filmin oyunculuğu çok iyiydi. Yer yer sıksa da yine de fena bir film değildi.

6.5/10
 
Yilina göre ... Eski filmlerin yorumu boyle başlıyor. Yanı idare eder İzlemezseniz hic bir şey kaybetmezsiniz demek)))
 
Yilina göre ... Eski filmlerin yorumu boyle başlıyor. Yanı idare eder İzlemezseniz hic bir şey kaybetmezsiniz demek)))
mantıklı değilmi öyle başlaması :)

şimdi bundan beşyüz yıl önceyi anlatan filme bakıp ''hihohahahaa adamlar ne kadan ilkel ! hala öküzle tarla sürüyorlar, oysa şimdikiler öylemi son derece modern bir şekilde sevişiyorlar tarlayla'' diye bir yorum yapmak mantıklı olurmu :))

tabiki yılına göre değerlendirmek şart :)
 
mantıklı değilmi öyle başlaması :)

şimdi bundan beşyüz yıl önceyi anlatan filme bakıp ''hihohahahaa adamlar ne kadan ilkel ! hala öküzle tarla sürüyorlar, oysa şimdikiler öylemi son derece modern bir şekilde sevişiyorlar tarlayla'' diye bir yorum yapmak mantıklı olurmu :))

tabiki yılına göre değerlendirmek şart :)
Şuan bilgisayarında dos mu kulaniyon windows 7 mi . tarihte kalan şeylere insanlar dönüp baktıkları var alay etikleri var. Sinemada böyle sina teknolojisi yeni gelişiyor doğal olarak eskiler daha dandik
 
Şuan bilgisayarında dos mu kulaniyon windows 7 mi . tarihte kalan şeylere insanlar dönüp baktıkları var alay etikleri var. Sinemada böyle sina teknolojisi yeni gelişiyor doğal olarak eskiler daha dandik
kesinlikle alaya almanın filmin eskiliğiyle alakası yok mesela bir arabesk filmi tüm kendisinden önceki türk filmleriyle dalğa geçiyor , çünkü dalğa geçilen filmlerde doğru dürüst mantık yok yani o dönemin şartlarıyla alakalı bir eksiklik değil, senaryo yönetim ve oyunculuklar anlamında dalğa geçilecek saçma sahneler var :)

eminim o dönem yeşilçam filmlerini konusunu çok mantıklı buldukları için izlemiyordur seyirciler sırf sinema ve tv insanların hayatına yeni girdiği için o ekranlarda sadece bir zıçan adam resmi koysalar yine çok izlenirdi yine kuyruklar olurdu ilgi konuya değil ilgi teknolojiyeymiş :)
 
kesinlikle alaya almanın filmin eskiliğiyle alakası yok mesela bir arabesk filmi tüm kendisinden önceki türk filmleriyle dalğa geçiyor , çünkü dalğa geçilen filmlerde doğru dürüst mantık yok yani o dönemin şartlarıyla alakalı bir eksiklik değil, senaryo yönetim ve oyunculuklar anlamında dalğa geçilecek saçma sahneler var :)

eminim o dönem yeşilçam filmlerini konusunu çok mantıklı buldukları için izlemiyordur seyirciler sırf sinema ve tv insanların hayatına yeni girdiği için o ekranlarda sadece bir zıçan adam resmi koysalar yine çok izlenirdi yine kuyruklar olurdu ilgi konuya değil ilgi teknolojiyeymiş :)
Sonuçta sende sonun da bir şeyi kabul ettin eski filimler dandik diyon yani))
 
Beklediğimden biraz daha iyi bir filmdi. Müzikal filmleri seviyorum ama bu filmde biraz daha fazlaydı ve bazı yerlede sıkıldım.

Sessizden sesliye geçiş dönemi ve zorlukları, sinemanın kendisi, oyuncuların özel hayatları filan çok iyi anlatılmış.

Filmin başı çok iyiydi, Don'un nasıl ünlü olduğu anlatması ve gerçekte nasıl ünlü olduğunu görmemiz bence süperdi.

Sonda ki afişide çok beğendim bu arada :D

8/10