- Katılım
- 28 Aralık 2011
- Mesajlar
- 30,912
- Reaksiyon puanı
- 29,285
- Puanı
- 1,059
Başrollerinde Ulaş Tuna Astepe ve İrem Helvacıoğlu’nun yer aldığı, yönetmen koltuğunda Murat Onbul’un oturduğu, Osman Sınav imzalı atv’nin sevilen dizisi Sen Anlat Karadeniz’i kaleme alan Erkan Birgören’den dizinin çok konuşulan şiddet sahneleriyle ilgili açıklamalar geldi.
Son zamanlarda sık sık gündeme gelen 'dizilerde kadına şiddet sahneleri' konusunda en çok eleştiri alan dizilerden 'Sen Anlat Karadeniz'in senaristi Erkan Birgören, bir internet sitesine verdiği röportajdaki açıklamalarıyla dikkat çekti.
Dizide 3 sezondur sıkça yer alan şiddet sahnelerinin özendirdiği yönündeki iddialara Birgören, “şiddet gösteren Vedat’a özeniyorsanız, psikoloğa gidin.” ve “Tahir’in Nefes’e kapa çeneni demesi şiddettir ama Vedat’ın zincirleyerek dövmesi şiddet değildir, çünkü bu onun fıtratına uygun” demesi tepki topladı.
İşte o röportajdan bazı kesitler:
"Sen Anlat Karadeniz'i seyrettiniz mi bilmiyorum. Orada Tahir diye bir karakterim var. Rol model, düzgün bir adam diye gösterdiğim. Bir de Vedat diye bir karakterim vardı. Sonra öldürdüm. O da lanet olası, iğrenç bir herif. Benim şiddet anlayışıma göre Tahir'in sevdiği kadına "Kapa çeneni" demesi şiddettir. Vedat'ın zincirleyerek kadını dövmesi şiddet değildir. Çünkü bu davranış onun fıtratına uygun. Bakın, Tahir gibi sevin, Tahir gibi kadına yaklaşın diyorsam ve bunları söylerken kısacık bir anda Tahir'e "Kapa çeneni Nefes!" dedirtiyorsam bu şu demek olur: "Hee demek ki ara sıra kapa çeneni diyebilirim." Öbür taraftan Vedat zaten adi, ş… teki. Onun doğru düzgün davranmasının imkan ve ihtimali yok. Zincirleyerek döver, kurşun da sıkar, her şeyi yapar. Önemli olan şu: Siz seyirci olarak Tahir'le mi özdeşleşmek istiyorsunuz? Vedat'la mı? Vedat'a özeniyorsanız bana küfretmeyin, ne olur. Psikoloğa gidin" .
Birgören, şiddet sahnelerinin tepki çekmesine rağmen izlendiğini, dizinin ilk bölümüyle ikinci bölümü arasındaki reyting farkına dayandırıyor ve şiddetin seyirlik olduğunu söylüyor.
Yağmur olmasa uzun süre dışarı bakmayacaktınız. Şu an bir trafik kazası olur veya iki insan birbirine ana avrat küfür ederse çıkar bakarsınız. Çünkü şiddetin pornografik, tetikleyici durumu vardır. Karayollarında bir kaza olduğu zaman art arda kazalar olur. Diğer kazaları yapanlar kazayı seyretmek için orda dururlar. Hayvani bir içgüdü mü diyeyim, kodlarımıza işlemiş bir arıza mıdır bilmiyorum ama 'şiddeti seyretmek' keyifli bir şeydir, şiddete biz maruz kalmadığımız sürece. İki insanın kavga etmesini seyrederiz. İstediğimiz kadar entelektüel seviyemizin bize satın aldığı hasletlere sahip olalım. "Hayır, böyle bir şey olmaz. Bu doğru değil" desek bile… Aslında bizler şu an cep telefonu kullanan Cro-Magnon’larız. (İnsanın soyağacında yer alan anatomik olarak modern insanın atalarından bir olan hominid türü). Aslında ilkelliğimiz hiç bir zaman değişmedi. Sadece biraz modernize olduk. Şiddet her zaman seyirliktir. 'Sen Anlat Karadeniz' bunun çok iyi bir örneği.
Reytingleri kast ediyorsunuz?
Evet. Tam rakamları bilmiyorum ama atıyorum: 1. Bölüm 7 reytingdi. Yani parmak kırıldığı bölüm. İkinci bölüm iki katına çıkıyor reyting.
Yani izleyici şiddetin devamını seyretmek istedi?
Aynen öyle. İzlemek istiyor çünkü. “Ben bunu lanetliyorum, ben böyle şeyleri televizyonlarda görmek istemiyorum.” İyi de kardeşim 7 reyting veren de sensin, bir bölüm sonra 14’e fırlatan da sensin.