Bu yılın en ilginç filmini izlemiş bulunmaktayım. Çok oldu indireli ama törenden sonraya sarkması ve bu kadar geç izlemem gerçekten ayıp ettiğimi fark ettirdi bana. Filme verilmiş muazzam bir emek var. Ben böylesi bir emeği ve böylesi bir teknik kaliteyi uzun süredir görmemiştim. Aldığı ödülleri sonuna kadar hak ediyor. Zaten film bir yönetmenlik ve sinematografi harikası, başyapıtı...
Cuaron Gravity'de de mükemmel bir iş çıkarmıştı ama burada işi DESTAN boyutuna çıkarmış. Baştan sona neredeyse One Shot çekim vardı. Ve bu öyle açılarla, öyle muazzam görüntülerle aktarıldı ki bize, izlerken hayranlık duymamak elde değil... Gerçekten hayran oldum. Bir çok sahnede içim huzur doldu. Bu çekim tarzını Birdman'de hatırlıyorum yakın geçmişte. Senaryoları birbirine çok uzak ama tek çekim tarzı olarak ve görüntü yönetmenliği olarak benzerlikler var. Birdman'a de bayılmıştım buna da bayıldım.
Filmin senaryosuna boş, sıkıcı, gereksiz demek için filmi nasıl bir gözle izlediğinizi sorgulamanız gerekir. Asla ve asla boş bir senaryo değil. Tanımlayacak olursak 'Sade' bir senaryo. Her senaryo hareketli, derin felsefe içerikli, gizem, gerilim dolu olmak zorunda değil. Her senaryo çılgın bir tempoya sahip olmak zorunda değil. Çünkü ortada olabildiğine sade bir hayat var, senin benim gibi bir hayat. Durgun geçen bir hayat... Bu dinginlik ve durgunluk filmde öyle bir tatla (yukarıda bahsettiğim teknik kalite) ve öyle bir samimi tonla veriliyor ki dalıp gidiyoruz ekrana. Sinema böyle bir şey işte. Sinema en sade, en basit senaryolardan bile vurucu ve etkileyici bir görsel aktarım yapabildiğiniz bir sanat. ROMA bunu sonuna kadar seyirciye geçiren ve bunu mükemmel bir kalitede yapan bir film. Son 1 saatlik kısmı ise bazı yerlerde gözlerimin dolmasına ve demin söylediğim bana harika geçen bu duyguları zirvede yaşamamı sağladı.
Oyunculuklar tam olarak olması gerektiği gibiydi. Cleo ve Sofia'yı oynayan oyuncular zaten filmi götüren oyuncular olmuş. Hele zirve yaptıkları bazı sahneler var ki gerçekten etkileyiciydi... O sahnelerin neler olduğunu herkes biliyor zaten, tekrar bahsetmeye gerek yok...
Geleyim Green Book'la olan kıyaslamaya. Green Book'u gerçekten çok sevdim. Neden sevdiğim de ortada. Oscar'ın neden verildiğini ise Roma'yı izledikten sonra daha iyi anladım. Tamam Green Book çok keyifli iyi bir filmdi ama Roma gerçekten başka bir tat. Sinematik kalitenin zirve yaptığı bir tat. Oscar'ı asıl hak edenin ama neden almadığının yine bir kanıtını görmüş olduk. Akademi bizi Birdman'de yaptığın gibi şaşırt artık...
9/10
Cuaron Gravity'de de mükemmel bir iş çıkarmıştı ama burada işi DESTAN boyutuna çıkarmış. Baştan sona neredeyse One Shot çekim vardı. Ve bu öyle açılarla, öyle muazzam görüntülerle aktarıldı ki bize, izlerken hayranlık duymamak elde değil... Gerçekten hayran oldum. Bir çok sahnede içim huzur doldu. Bu çekim tarzını Birdman'de hatırlıyorum yakın geçmişte. Senaryoları birbirine çok uzak ama tek çekim tarzı olarak ve görüntü yönetmenliği olarak benzerlikler var. Birdman'a de bayılmıştım buna da bayıldım.
Filmin senaryosuna boş, sıkıcı, gereksiz demek için filmi nasıl bir gözle izlediğinizi sorgulamanız gerekir. Asla ve asla boş bir senaryo değil. Tanımlayacak olursak 'Sade' bir senaryo. Her senaryo hareketli, derin felsefe içerikli, gizem, gerilim dolu olmak zorunda değil. Her senaryo çılgın bir tempoya sahip olmak zorunda değil. Çünkü ortada olabildiğine sade bir hayat var, senin benim gibi bir hayat. Durgun geçen bir hayat... Bu dinginlik ve durgunluk filmde öyle bir tatla (yukarıda bahsettiğim teknik kalite) ve öyle bir samimi tonla veriliyor ki dalıp gidiyoruz ekrana. Sinema böyle bir şey işte. Sinema en sade, en basit senaryolardan bile vurucu ve etkileyici bir görsel aktarım yapabildiğiniz bir sanat. ROMA bunu sonuna kadar seyirciye geçiren ve bunu mükemmel bir kalitede yapan bir film. Son 1 saatlik kısmı ise bazı yerlerde gözlerimin dolmasına ve demin söylediğim bana harika geçen bu duyguları zirvede yaşamamı sağladı.
Oyunculuklar tam olarak olması gerektiği gibiydi. Cleo ve Sofia'yı oynayan oyuncular zaten filmi götüren oyuncular olmuş. Hele zirve yaptıkları bazı sahneler var ki gerçekten etkileyiciydi... O sahnelerin neler olduğunu herkes biliyor zaten, tekrar bahsetmeye gerek yok...
Geleyim Green Book'la olan kıyaslamaya. Green Book'u gerçekten çok sevdim. Neden sevdiğim de ortada. Oscar'ın neden verildiğini ise Roma'yı izledikten sonra daha iyi anladım. Tamam Green Book çok keyifli iyi bir filmdi ama Roma gerçekten başka bir tat. Sinematik kalitenin zirve yaptığı bir tat. Oscar'ı asıl hak edenin ama neden almadığının yine bir kanıtını görmüş olduk. Akademi bizi Birdman'de yaptığın gibi şaşırt artık...
9/10