Başyapıt - 2 Requiem for a Dream / Bir Rüya İçin Ağıt (2000) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,740
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
0180093.jpg


Bir Rüya İçin Ağıt - Requiem for a Dream (2000)

Türü:
Dram
Yönetmen: Darren Aronofsky
Senaryo: Hubert Selby Jr. (based on the book by), Hubert Selby Jr. (screenplay), Darren Aronofsky (screenplay)

Oyuncular:
Ellen Burstyn
Jared Leto
Jennifer Connelly
Marlon Wayans
Christopher McDonald

IMDb Sayfası


Oscar Adaylıkları (1)
- En İyi Kadın Oyuncu (Ellen Burstyn)


Filmin Özeti
Film, uyuşturucu bağımlısı 4 karakteri anlatmaktadır. Her şey istedikleri gibi başlar. Geçimlerini uyuşturucu satarak kazanmaya karar veren Harry ve Tyrone için her şey gayet güzel başlamıştır. Hayli para kazanırlar. Aynı zamanda Sara Goldfarb hayallerini süsleyen televizyona çıkma fırsatını yakalamıştır. Sürekli rüyasında televizyonda kırmızı elbisesi ile seyircileri selamladığını görür. Kırmızı elbisesini bulur. Fakat kendisine küçük gelmektedir. Bu elbisenin kendisine gelebilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır. İşte her şey o zaman başlar. Diyet yapmaya başlayan Sara, komşusunun tavsiyesi üzerine doktora gider. Doktor ona kullanması için haplar verir. Bu haplar Sara'nın yerinde duramamasını, sürekli iş görmesini sağlamaktadır. İşleri iyi giden Harry annesine yeni bir televizyon alır. Götürdüğünde annesinin durumunu gören Harry çok üzülür, ve hapları birdaha kullanmaması gerektiğini söyler.

Filmin Fragmanı
 

sürgünüm

Emekli
Katılım
24 Eylül 2012
Mesajlar
54,421
Reaksiyon puanı
65,193
Puanı
1,059
Filmin son yarım saatine kadar zaman kaybı olduğunu düşünüyordum. Fakat o 30 dakika var ya, izlerken kanım dondu o gerilimi müziklerle çok fazlasıyla vermişler. Konusu ile birlikte yönetmenin tekniği insanı bunalıma sürüklüyor. :)

Ellen Burstyn başta olmak üzere Jared Leto ve Jennifer Connelly, o duyguyu o ruh halini ve o an ki hissetiklerini kesinlikle bana hissettirdiler.

En etkileyici sahne:


Marion ve Harry'nin o telefon görüşme sahnesi çok etkileyiciydi. Ağlamadım ama içim daraldı. Marion'ın Harry'e ''bugün gelebilir misin?'' demesi Harry'nin de ''yakında geleceğim'' demesi çok duygu yüklüydü.

Marion'un iskelede kırmızı elbiseli hali ve Harry'in onun yanına gelişi, tabii o arada çalan müzik de enfesti.

Bu güzel müziğin bu filme ait olduğunu bilmiyordum gerçekten sinema tarihine damga vuran müziklerden olmuş. Bir zamanlar Ali Kırca ile Atv Haber'de her akşam duyardık.


8/10
 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,085
Reaksiyon puanı
49,740
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Fanatiği çok olmasına karşın pek sevemediğim filmlerden biri. İkinci kez izleyince yorumum olumlu yönde değişir belki dedim ama olmadı.

Bu tarz bağımlılık odaklı filmleri sevmiyorum. Bende baş ağrısı yapıyor, kısa süreli depresyona sokuyor adeta.

Filmin müzikleri gerçekten çok güzel. Yönetmen farklı olmak için epey çabalamış ve bazı sahneleri gerçekten çok iyi çekmiş ama yok, benlik değil bu film.

Oyunculara da hakkını teslim edelim. Ellen Burstyn ve Jennifer Connelly çok iyiydi. Jared Leto da iyiydi ama yerine daha az itici biri olsa daha mı iyi olurdu sanki?

6/10
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Fanatiği çok olmasına karşın pek sevemediğim filmlerden biri. İkinci kez izleyince yorumum olumlu yönde değişir belki dedim ama olmadı.

Bu tarz bağımlılık odaklı filmleri sevmiyorum. Bende baş ağrısı yapıyor, kısa süreli depresyona sokuyor adeta.

Filmin müzikleri gerçekten çok güzel. Yönetmen farklı olmak için epey çabalamış ve bazı sahneleri gerçekten çok iyi çekmiş ama yok, benlik değil bu film.

Oyunculara da hakkını teslim edelim. Ellen Burstyn ve Jennifer Connelly çok iyiydi. Jared Leto da iyiydi ama yerine daha az itici biri olsa daha mı iyi olurdu sanki?

6/10

İkinci kez izleyişinde olumlu yönde değişen bir film oldu mu ki hiç? :D

Allah bilir yarın bir gün Matrix'e de 7-8 verirsin, ayıp edersin. :)
 

MasacRE

Favori Üye
Katılım
5 Ocak 2012
Mesajlar
32,523
Reaksiyon puanı
28,160
Puanı
1,059
Tek kelimeyle muhteşem bir film. İlk izlediğimde de çok beğenmiştim, şimdi de aynı şekilde.

Uyuşturucu belasını en iyi en etkili şekilde anlatıyor bu film. Senaryosuyla, yönetmenliğiyle, haber bültenlerine cuk diye oturan o müziğiyle, sıradışı görselliğiyle bana göre 4/4lük bir iş.

Aronofsky'nin çektiği en iyi film budur muhtemelen. Bunun dışında bir tek Wrestler'ı izledim, o da iyiydi ama bunun kadar değil. Diğerlerini de en kısa zamanda izlemeye çalışacağım :)

Oyunculuklara gelirsek Ellen Burstyn filmin tartışmasız yıldızıydı. Jared Leto ve Jennifer Connely de gayet iyiydi.


Filmin temposunun gitgide artması ve o zirve anı efsaneydi.
Harry'nin kolunun kesildiği, annesine şok tedavisi uygulandığı, arkadaşının hapiste yaşadıkları ve kız arkadaşının kötü yollara düştüğü anlar :)


10/10
 
Son düzenleme:

Yiğitt

Emekli
Katılım
9 Aralık 2013
Mesajlar
79,171
Reaksiyon puanı
45,870
Puanı
1,061
Konum
Ankara
Yorumları okuduğumda herkes çok iyi bir film olduğunu yazmış, baya ümitlenmiştim. Ama çıtayı bu şekilde fazla yükseltince hayal kırıklığı oluyor sanki. :D

Değişik bir filmdi, ilk 15-20 dakika ne oluyor havasındaydım, ne anlatacak diye merak ettim. Sonra olayları çözdüm. :D Bence Harry'in annesi filme damgasını vurdu, beni en çok etkileyen ve benim en çok hoşuma giden sahneler o kadının sahneleriydi.

Tabi filmin en büyük sürprizi müziği oldu. O çoğu yerde karşımıza çıkan o müzik bu filme aitmiş. Müziği duyunca netten araştırma yaptım da dediğim gibi filme aitmiş, ilk duyunca bir heyecanlandım. Film beni pek etkilemese de bu müziği sayesinde filmi unutmayacağım.

Spoilerden vereyim gerisini:
Bence filmin en güzel yanı üstte de söylediğim gibi Harry'in annesiydi, kadın tek başına filmi sırtladı bence. Televizyona çıkmak istedi ve kırmızı elbiseye olamadığını fark edince zayıflamaya karar verdi. Sonra haplar almaya başlayınca kafayı yedi. Çok tatlı kadındı, çok iyi tercih yapmışlar bence. O filmin sonunda hali de içler acısıydı, saçları falan gitmiş. :(

Harry ve sevgilisi de güzel bir çiftti, kız da hoş olmuştu. Tyronce de iyiydi, gruplarını beğendim. Bu üçlüden en çok Harry'i sevdim, çok iyi oturmuştu rolüne. Harry'in o kolu da çok kötüydü, bir ara iğne batırdılar ya orada kendimden geçtim resmen. :(

Ama film beni pek bağlamadı, yani öyle beğenemedim fazla. Müzikleri harikaydı ama bu yeterli değil, müzik olmazsa olmazım olsa da filmde de bir şey olacak ki bütünlük sağlayacak. Dediğim gibi orta kaldı film, öyle pek hoşuma gitmedi.

6.5/10
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,282
Reaksiyon puanı
39,932
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Olağanüstü, efsanevi bir film. Değil 2000'lerin, dünya sinema tarihinin en çarpıcı filmlerinden biri. Oyunculuk, yönetmen, müzik ve senaryo harikası! Şüphesiz ki kendi alanında yapılmış en iyi film. Müziği ise dünya sinema tarihinin en iyi müziklerinin başında gelir, olağanüstü bir müziğiyle çarpıcılığını 10 kat daha arttıran bir sinema harikası...

Şüphesiz ki ders verici fakat bir o kadar da gerçekçi olan unsurları dışında bir hayli de basık, ağır bir yapım. Tek oturuşta izlemek çok zor, konusu gereği insanın ruhu sıkılıyor izlerken. İlk izlediğimde pek beğenmemiş hatta 6 vermiştim, ardından günler geçtikçe değerini anladım, 1 ay sonra puanını hak ettiği yere çıkarmıştım. Bugün izlediğimde de değişen bir şey yok, Her anlamda çok iyi. Uyuşturucunun ve kitlelerin uyuşturucusu olan televizyonun bağımlılığına dair trajik bir ağıt!

Kadının gördüğü halüsilasyon sahneleri harikaydı, izlerken gerilmemek mümkün değil. Televizyon programının iticiliğine karşın kadının bunu zevkle izlemesi ise günümüz insanının televizyon karşısında hipno olmasına benzetilmiş, tıpkı Acunun programlarına benzettim ve özellikle Survivor denilen kitlelerin afyonu olan nefret ettiğim program türüne!

Son 10 dakikası başka bir boyuttu. Kızın yaşadığı iğrenç olay olsun, siyahinin hapiste geçirdiği nöbetler olsun, mr nobody'nin beklenen sonu olsun... Ve özellikle kadının filmin başındaki hali ile son sahnelerdeki hali, yok mu sanıyorsunuz bir takım haplar alarak zaten kötü olan psikolojilerini daha da beter yapanlar? Tüyler ürpertici...

Yine de olumsuz olarak diyebileceğim ortalarının sıkıcı olması ve son sahnelerdeki mantıksal hata

Jerat Leto kolunu doktora gösterdikten sonra, doktor öyle bir kolu bırakıp polise haber verdi. Hadi haber verirsin buna Eyvallah da hiçbir doktor o kola müdahele etmeden polisin hastayı alıp götürmesine müsade edemez. Hipokrat yemini diye bir şey var, kaldı ki bunlar resmen hapise girmiş kaş göz arasında. Ulan adam zaten kıvranıyor, ne ara bunları mahkemeye götürdüler de ne ara içeri attılar, kaldı ki hiç mi bakmazlar koluna bacağına? Koskoca Amerika'da böyle absürt olaylar yaşandığını düşünmüyorum, burnu kanıyor olsa dahi önce tedavi ederler sonra içeri atarlar. Burası saçma olmuş.

9.0//10
 

Yiğitt

Emekli
Katılım
9 Aralık 2013
Mesajlar
79,171
Reaksiyon puanı
45,870
Puanı
1,061
Konum
Ankara
Olağanüstü, efsanevi bir film. Değil 2000'lerin, dünya sinema tarihinin en çarpıcı filmlerinden biri. Oyunculuk, yönetmen, müzik ve senaryo harikası! Şüphesiz ki kendi alanında yapılmış en iyi film. Müziği ise dünya sinema tarihinin en iyi müziklerinin başında gelir, olağanüstü bir müziğiyle çarpıcılığını 10 kat daha arttıran bir sinema harikası...

Şüphesiz ki ders verici fakat bir o kadar da gerçekçi olan unsurları dışında bir hayli de basık, ağır bir yapım. Tek oturuşta izlemek çok zor, konusu gereği insanın ruhu sıkılıyor izlerken. İlk izlediğimde pek beğenmemiş hatta 6 vermiştim, ardından günler geçtikçe değerini anladım, 1 ay sonra puanını hak ettiği yere çıkarmıştım. Bugün izlediğimde de değişen bir şey yok, Her anlamda çok iyi. Uyuşturucunun ve kitlelerin uyuşturucusu olan televizyonun bağımlılığına dair trajik bir ağıt!

Kadının gördüğü halüsilasyon sahneleri harikaydı, izlerken gerilmemek mümkün değil. Televizyon programının iticiliğine karşın kadının bunu zevkle izlemesi ise günümüz insanının televizyon karşısında hipno olmasına benzetilmiş, tıpkı Acunun programlarına benzettim ve özellikle Survivor denilen kitlelerin afyonu olan nefret ettiğim program türüne!

Son 10 dakikası başka bir boyuttu. Kızın yaşadığı iğrenç olay olsun, siyahinin hapiste geçirdiği nöbetler olsun, mr nobody'nin beklenen sonu olsun... Ve özellikle kadının filmin başındaki hali ile son sahnelerdeki hali, yok mu sanıyorsunuz bir takım haplar alarak zaten kötü olan psikolojilerini daha da beter yapanlar? Tüyler ürpertici...

Yine de olumsuz olarak diyebileceğim ortalarının sıkıcı olması ve son sahnelerdeki mantıksal hata

Jerat Leto kolunu doktora gösterdikten sonra, doktor öyle bir kolu bırakıp polise haber verdi. Hadi haber verirsin buna Eyvallah da hiçbir doktor o kola müdahele etmeden polisin hastayı alıp götürmesine müsade edemez. Hipokrat yemini diye bir şey var, kaldı ki bunlar resmen hapise girmiş kaş göz arasında. Ulan adam zaten kıvranıyor, ne ara bunları mahkemeye götürdüler de ne ara içeri attılar, kaldı ki hiç mi bakmazlar koluna bacağına? Koskoca Amerika'da böyle absürt olaylar yaşandığını düşünmüyorum, burnu kanıyor olsa dahi önce tedavi ederler sonra içeri atarlar. Burası saçma olmuş.

9.0//10
Ben de o sahneye şaşırdım. :D
Adamın kolu iğrenç halde, doktor kabini açıp bakıyor gidip polise haber veriyor. :D

Harry'nin annesi dışında pek iyi de bir film değildi sanki, o deli kadın aklıma geliyor. :D
 

MasacRE

Favori Üye
Katılım
5 Ocak 2012
Mesajlar
32,523
Reaksiyon puanı
28,160
Puanı
1,059
Ben de o sahneye şaşırdım. :D
Adamın kolu iğrenç halde, doktor kabini açıp bakıyor gidip polise haber veriyor. :D

Harry'nin annesi dışında pek iyi de bir film değildi sanki, o deli kadın aklıma geliyor. :D

10 numara 5 yıldız filmdi be ne demek iyi bir film değildi :D Dur ben sana bir okudum vereyim beğenmeye gerek yok yorumunu :A
 

MEnes

Moderatör
Katılım
18 Ekim 2015
Mesajlar
17,270
Reaksiyon puanı
19,072
Puanı
860
Konum
İstanbul
Bu ne depresif ne iç karartan ama bir o kadar da muazzam bir filmdi böyle. Yıllardır izleyeyim izleyeyim diyordum ama izlemeye fırsatım olmamıştı. Şimdi izledim ve koltukta kalakaldım. Uyuşturucu denen illetin insanlara etkilerini bu kadar gerçekçi bir biçimde anlatan bir film daha izleyeceğimizi düşünmüyorum. Adam ağzımıza kürekle vura vura anlatmış olayı tüm çıplaklığıyla. Harikaydı, muazzamdı türünün en iyisiydi kesinlikle.

O efsanevi müziğe diyecek tek söz bulamıyorum. Ancak bu filme bu kadar uyarmış. Başka bir filmde olsa bu kadar etki bırakmazdı ama buraya tam oturmuş. Ayrıca sadece o müzik de değil filmin tüm müzikleri harikaydı. Son yarım saatteki gerilim sahnelerindeki tempolu müzikler de inanılmazdı.

Yönetmen Darron Aronofsky'ın en iyi filmi kesin olarak. İnanılmaz bir teknikle çekilmiş film. İzlerken çok şaşırdım ve çok çok beğendim. Müthiş görüntüler yakalanmış. Harika bir sinematografisi var filmin ve hiç bir oscar adaylığı yok. Kesinlikle müzik ve yönetmenlik adaylığı almalıydı. Akademi es geçmiş filmi yazık olmuş. Bi zahmet Ellen Burstyn de olsun yani.

O yılki oscarı Julia Roberts almış. Performansı nasıl bilmiyorum ama Ellen Burstyn bu efsane performansıyla almalıymış bence. Filmin başındaki haliyle sonundaki halini görünce içiniz bi burkuluyor, kötü oluyorsunuz. Jared Leto ve Jennifer Conelly da keza aynı şekilde çok iyi performans sergilemiş.

Filmin o son yarım saati denildiği gibi baya iyiydi. Hele o son 10 15 dakika adama kafayı yedirtir, bunalıma sokar. Onlar nasıl sahnelerdi öyle ya.. Yaşananları tokat gibi suratımıza vuran bir gerçeklik...

Etkisini yıllar sonra da hissettirecek sahnelere ve müziklere ve bir çok şeye sahip bu muazzam filmde emeği geçenlere saygı duymak gerek diyip sözü noktalamak lazım. :)

9.5/10
 

HeisenBerg

Favori Üye
Katılım
22 Kasım 2011
Mesajlar
16,944
Reaksiyon puanı
3,855
Puanı
910
Yaş
24
Konum
Denizli
Oldukça iyi bir filmdi. Uyuşturucu bağımlılığının ne derece kötü bir şey olduğu harika anlatılıyor.

Ellen Burstyn filmin yıldızı bence de. Jared Leto ve Jennifer Connelly'de oldukça iyiler.

Aronofsky çok iyi bir yönetmenlik göstermiş. Birçok sıra dışı, alışılmadık tarzda sahne vardı filmde. Hepsi çok iyi düşünülmüşlerdi.

Müzikler gerçekten harika. Oldukça popülerler zaten. Haber Bültenlerimiz kullanıyorlar bol bol. :D

Son yarım saatte özellikle tempo oldukça artıyor ve uyuşturucu bağımlığının çok büyük bir sorun olduğu çarpıcı bir şekilde anlatılıyor. Bunun yanında televizyon bağımlılığı da konu alınmış. O teyzenin durumunda olan bir sürü Türk teyzesi de vardır, eminim. :D

Güzel film ve son yarım saatiyle harika bir 30 dakikalık Kamu Spotu.

8/10