[h=2]"Muhteşem Yüzyıl her bölümü ile tartakladı bizi. Kafa üstü yere yatırdı."[/h][FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Milat yazarı Şebnem Güler Karacan yazdı:
Muhteşem Yüzyıl tartakladı bizi!
Uzunca zamandır çok konuşulan, çok dertlenilen bir dizi Muhteşem Yüzyıl. Maşallah herkesi birbirine kattı ilk gününden beri. Basın toplantıları, siyasi partilerin sokaklara dökülmesi, düğün alayları, tartaklanmalar… Bir işe yaradı mı? Yok… Herkes bildiğini okudu yine her zaman olduğu gibi. Tarihmiş, şanmış, şerefmiş yerlere serildi…
Kanuni böyleydi, Hürrem şöyleydi, kimin eli kimin cebinde belli değildi muhabbetleri. Koskoca İmparatorluğu küçücük bir hareme sığdırıp, kocaman adamlar ile kadınların hayatlarını ve de aynı zamanda ipliklerini pazara çıkarma sanatı gibi bir şey oldu bu dizi. Biz birbirimizi tartaklarken dışarıda, dizi kahramanları da, birbirlerini tartakladılar açıkça…
Tarihi bilenler bile işkillenip, 'Acaba gerçekte de böyleydi de, biz yıllardır kandırıldık mı uleyyyn ?' moduna girdiler. Hayat çok kısaydı, bunlar olabilirliği olan şeylerdi. Hürrem Sultan bunları yapmış olabilir, diğerleri de bu işe eşlik edebilirlerdi, sonuçta onlar da insandı ve o zamanlarda bu kadar çok televizyon kanalı olmadığından, belki de canları sıkılıyordu. Entrika hayatlarının bir parçasıydı ve hayat böyle daha eğlenceliydi… Hangisi doğruydu, hayat bu kadar zor muydu?
Kanuni Sultan Süleyman'ın aşklarından tutunda, şehzadelerin saç rengine kadar, bulaşmadığımız şey kalmadı. Sarayın tozu toprağı ile bile ilgilendik. Vahşet, dehşet, adalet arada bir ihanet tabi, unutmadan bir de kıyafet… Ne kıyafeti mi? Kostümlerden bahsediyoruz tabi. Bu dizinin kıyafetlerini az konuşmadık. Çok konuştuk valla. Hakkını vermek gerek… Hatta diziyi sırf bu sebepten seyredenlerin olduğunu bile gözlemledik. Moda renkler, moda tokalar ve taçlar ile kandırılan kadın milletinin Muhteşem Yüzyıl aşkına vurduğu damgaya baktık, ağzımız bir karış açık. Ağzımız böyle açık kalmışken, sinek kaçmasın diye kapattık ağzımızı ama ne fayda?
Muhteşem Yüzyıl her bölümü ile tartakladı bizi. Kafa üstü yere yatırdı. Hürrem Sultan'ın şeytanlıklarına akıl erdirmeye çalışırken, onun küçük kızının şeytanlıklarına takılıp kaldık. Biz Osmanlı hanedanı insanlarını, aklı başında, sakin, işe yarar, akıllı sanırken, şeytanlardan oluşmuş bir topluluk gibi görmeye başladık. Beynimizi sulandırırken bu durum, aklımıza karıncalar hücum etmişken, biz Muhteşem Yüzyıl için ne diyeceğimizi şaşırdık…
Namaz kılan, oruç tutan, aklıselim insanların olduğunu düşündüğümüz Hanedan üyelerinin yaptıklarını görüp, tepe sersemi olduk.
'Bak padişahlarda neler yapmış anacığım' Diyerek sırıtan kapı komşumuzun, ne demek istediğini anlamaya çalıştık. Anladık mı? 'Hayır'
'Şu elbiseler şimdi de olsa giysek' diye sırıtan en yakın arkadaşımıza, birkaç vuruş göstermek istedik, yapabildik mi? 'Hayır'
'Tarih kitaplarında yazan şu harem mevzuları var ya! Aynı bu dizideki gibiymiş aslında abi ama bizden saklıyorlarmış' Diyen akrabamıza doğruyu söylemek istedik. Yapabildik mi? 'Hayır'
Yapsak anlayacaklar mı? 'Hayır'
Tarihimizi kendi ellerimiz ve iki televizyon kanalının omuz vermesiyle yere serdik mi? 'Evet'
Şimdi bir de dünyanın ünlü televizyon kanallarına satıp, toptan rezil olduk mu ?'Evet'
Hadi bakalım, çıkalım şimdi bu işin içinden. Tabi çıkabilirsek…[/FONT]
Muhteşem Yüzyıl tartakladı bizi!
Uzunca zamandır çok konuşulan, çok dertlenilen bir dizi Muhteşem Yüzyıl. Maşallah herkesi birbirine kattı ilk gününden beri. Basın toplantıları, siyasi partilerin sokaklara dökülmesi, düğün alayları, tartaklanmalar… Bir işe yaradı mı? Yok… Herkes bildiğini okudu yine her zaman olduğu gibi. Tarihmiş, şanmış, şerefmiş yerlere serildi…
Kanuni böyleydi, Hürrem şöyleydi, kimin eli kimin cebinde belli değildi muhabbetleri. Koskoca İmparatorluğu küçücük bir hareme sığdırıp, kocaman adamlar ile kadınların hayatlarını ve de aynı zamanda ipliklerini pazara çıkarma sanatı gibi bir şey oldu bu dizi. Biz birbirimizi tartaklarken dışarıda, dizi kahramanları da, birbirlerini tartakladılar açıkça…
Tarihi bilenler bile işkillenip, 'Acaba gerçekte de böyleydi de, biz yıllardır kandırıldık mı uleyyyn ?' moduna girdiler. Hayat çok kısaydı, bunlar olabilirliği olan şeylerdi. Hürrem Sultan bunları yapmış olabilir, diğerleri de bu işe eşlik edebilirlerdi, sonuçta onlar da insandı ve o zamanlarda bu kadar çok televizyon kanalı olmadığından, belki de canları sıkılıyordu. Entrika hayatlarının bir parçasıydı ve hayat böyle daha eğlenceliydi… Hangisi doğruydu, hayat bu kadar zor muydu?
Kanuni Sultan Süleyman'ın aşklarından tutunda, şehzadelerin saç rengine kadar, bulaşmadığımız şey kalmadı. Sarayın tozu toprağı ile bile ilgilendik. Vahşet, dehşet, adalet arada bir ihanet tabi, unutmadan bir de kıyafet… Ne kıyafeti mi? Kostümlerden bahsediyoruz tabi. Bu dizinin kıyafetlerini az konuşmadık. Çok konuştuk valla. Hakkını vermek gerek… Hatta diziyi sırf bu sebepten seyredenlerin olduğunu bile gözlemledik. Moda renkler, moda tokalar ve taçlar ile kandırılan kadın milletinin Muhteşem Yüzyıl aşkına vurduğu damgaya baktık, ağzımız bir karış açık. Ağzımız böyle açık kalmışken, sinek kaçmasın diye kapattık ağzımızı ama ne fayda?
Muhteşem Yüzyıl her bölümü ile tartakladı bizi. Kafa üstü yere yatırdı. Hürrem Sultan'ın şeytanlıklarına akıl erdirmeye çalışırken, onun küçük kızının şeytanlıklarına takılıp kaldık. Biz Osmanlı hanedanı insanlarını, aklı başında, sakin, işe yarar, akıllı sanırken, şeytanlardan oluşmuş bir topluluk gibi görmeye başladık. Beynimizi sulandırırken bu durum, aklımıza karıncalar hücum etmişken, biz Muhteşem Yüzyıl için ne diyeceğimizi şaşırdık…
Namaz kılan, oruç tutan, aklıselim insanların olduğunu düşündüğümüz Hanedan üyelerinin yaptıklarını görüp, tepe sersemi olduk.
'Bak padişahlarda neler yapmış anacığım' Diyerek sırıtan kapı komşumuzun, ne demek istediğini anlamaya çalıştık. Anladık mı? 'Hayır'
'Şu elbiseler şimdi de olsa giysek' diye sırıtan en yakın arkadaşımıza, birkaç vuruş göstermek istedik, yapabildik mi? 'Hayır'
'Tarih kitaplarında yazan şu harem mevzuları var ya! Aynı bu dizideki gibiymiş aslında abi ama bizden saklıyorlarmış' Diyen akrabamıza doğruyu söylemek istedik. Yapabildik mi? 'Hayır'
Yapsak anlayacaklar mı? 'Hayır'
Tarihimizi kendi ellerimiz ve iki televizyon kanalının omuz vermesiyle yere serdik mi? 'Evet'
Şimdi bir de dünyanın ünlü televizyon kanallarına satıp, toptan rezil olduk mu ?'Evet'
Hadi bakalım, çıkalım şimdi bu işin içinden. Tabi çıkabilirsek…[/FONT]
retinglerdede her hafta manisadan urfaya kadar fark atiyor kuzeye 
