Masumlar Apartmanı'ndan Ayrılan Farah Zeynep Abdullah İlk Kez Konuştu!

Emre Ozansoy

Konu Sahibi
Moderatör
Katılım
26 Ağustos 2017
Mesajlar
73,515
Reaksiyon puanı
58,628
Puanı
1,060
Web Sitesi
twitter.com
images


Farah Zeynep Abdullah, Masumlar Apartmanı ayrılığı sonrası ilk kez konuştu.

Geçtiğimiz Haziran ayında sezon finali bölümü ekrana gelen Masumlar Apartmanı dizisinde İnci karakterine hayat veren ve senaryo gereği ölerek veda eden Farah Zeynep Abdullah, ilk kez Ayşe Arman' a konuştu.
O nasıl bir finaldi öyle... Nasıl muhteşem bir oyunculuktu... Hepinizin oyunculuğu şahaneydi... Çok çok tebrik ederim... Biz ailecek koptuk... Ağla, ağla... İçimiz dışımıza çıktı... Mahvolduk, dağıldık... Saatlerce kendimize gelemedik...

-Ya çok teşekkürler! Böyle söyleyince garip oluyor ama ağlamanıza ve üzülmenize çok sevindim. Benim için de aşırı duygusal yoğunluğu olan bir dönemdi.

Damardan giriyorum meseleye. Masumlar'dan niye ayrılıyorsun ya!!! Niye öldü bizim biricik İnci'miz...

- Aslında, bir karakterin hikayede sonunun gelmesinin neden bu kadar büyütüldüğünü anlayabilmiş değilim! Benim kariyerimle ilgili bir karar olabilir, senaryosal bir karar olabilir... Bu konuda üzerime gelinmesini hayretler içinde takip ettim. Çok daha ciddi dertlerimiz varken, bu meselenin bu kadar abartılması biraz tuhaf değil mi? Korkunç müsilaj sorunumuz bu kadar konuşulmadı!

O zaman bize anlat...

- Bölüm başına 2,5 saat olan, 37 bölümlük bir sezondan bahsediyoruz. Teknik olarak çok bilinen, dünyaca ünlü bir dizi süresiyle kıyaslarsak, 8 sene sürmüş Game of Thrones'un toplam süresinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik! Oturup hiç aralıksız bir şekilde Masumlar Apartmanı'nın 1 sezonunu izlemek isteyen birinin, neredeyse 3 gün 20 saatini televizyon başında geçirmesi gerekiyor! Düşün, Games of Thrones'un toplam 8 sezonu, 3 gün 16 dakika sürüyor. Bütün ekip de, bunu kabul ederek bir televizyon dizisinde çalışmaya başladık, ona göre plan yaptık. Böyle düşününce, İnci'nin hikayesi. açısından da, gayet uzun bir zamanımız vardı ve bence tamamlandı. Ben de elimden. geleni yaptım. Beddua falan içeren yorumlar okudum. Neymiş? Diziden ayrılıyormuşum! Ayıp geliyor ya bu bana! Fikrini beyan etmek, "Ya aşk olsun neden ayrıldın? Üzüldük" veya "Kızdık" demek tamam da; hayatı, seyircinin elinde olan bir robotmuşum gibi, "Allah belanı versin! Mahvettin diziyi!" yorumları çok fena... Sonuçta isteyerek içinde olduğum, severek oynadığım bir proje oldu benim için.

Haklısın. Ama galiba İnci'nin ölmesini bünye kaldıramadı! Biz, yokluğuna alışamadık... Sen, nasıl kıydın İnci'ye?

-"Kıymak" gibi bir durum söz konusu değil. İnci için, yol orada bitmişti. Dizideki her karakter, başka insanlara hitap etti. İnci'de kendini bulanlar için bence güzel dersler vardı. Başkaları için kendinden bu kadar ödün vermek, hayatını başkalarının kurallarına göre yaşamak çok zor bir şey. Başkalarına faydalı olmak için ilk önce, bizim iyi hissetmemiz lazım. İnci tamamen kurallara uydu: Han'ın hayatına adapte olup, yer yer kendi ailesinden de fazla, onun ailesi için emek verdi. Kendini unuttu. Dolayısıyla, öylesine bir girdapta, sağlıklı düşünmeyi de bir noktada yitirdi. Hamilelik kararı için çok temkinli davrandıktan sonra, yanlışlıkla hamile kalmış olduğunu öğrendiği gün, Han'ın da yanına gelmesiyle, kendini dışarı attı. Çocukluğunda, annesiyle olan diyaloğu nu hatırlayıp, dönmeye karar verdiğinde ise bir anlık dalgınlık hayatına mal oldu.

Benim gibi fanatik bir 'İnci'ciyi rahatlat... İkna et... Diziden ayrılmak istemenin gerçek sebebini anlat...

-Çok teşekkürler fanatik bir İncici olduğunuz için :) Fakat valla, kimseyi ikna edemem veya rahatlatamam! Benim ilk başta çok heyecanlandığım hikayede, aslında İnci, kitaptaki psikiyatrist gibi konumlandırılmıştı. Dizinin finalinde de Safiye'yi evden çıkartacak olan İnci'ydi. Fakat tabii ki dizi süreleri, hikayelerin açılımı derken, yolda, bazı şeyler değişmek durumunda kaldı. İyileşsin istediğimiz karakterler, kendi aşk hikayelerinde iyileşme yoluna girdiler. İlk bölümde asla apartmandan dışarı adım atamayan Safiye, Naci için tren istasyonuna bile gitti. Hatta, sezon finalinde, eldivensiz dışarı çıkacak kadar duvarlarını yıktı. İnci, kendini Han'a adamış, yaralarının başkalarının yarasını iyileştirmekle düzeleceğini umut eden, sabırla bunun için uğraşan bir kız haline geldi. İnci'nin finali, benim ilk heyecanlandığımdan farklı, hüzünlü ama bence güzel oldu. 2. sezonda İnci'nin aktif bir katkısı olamayacaktı. Zaten söylediğim gibi fazlaca süremiz vardı ve İnci'nin yolculuğunu tadında bıraktığımızı düşünüyorum.

Dizi bu kadar sevilirken, Han ve İnci ikilisine insanlar ayılıp bayılırken, sana mutlaka, "Ayrılma!" diyenler olmuştur. Onlara nasıl direndin?

- Ortada direneceğim bir şey yoktu. Herkes fikrini söylemekte özgür. Fakat en nihayetinde, bu benim hayatım, benim kariyerim ve benim tercihlerim. Masumlar Apartmanı yayınlandığı sürece hep bir parçası gibi hissedeceğim. "Bizim dizimiz" diye bakacağım zaten. Aidiyet duygum var hala.

Zor bir roldü. Ama şahane bir şekilde altından kalkıyordun. Bence olağanüstü bir performans sergiliyordun. Bu rol seni, -bizim bilmediğimiz kadar- hırpaladığı için mi ayrılmak istedin? Ruh halin mi bozuldu? Yoruldun mu? Nedir?

- Tabii ki hepimiz yorulduk. Ama yorgunluğumun İnci'nin finalinde o kadar büyük bir etkisi yok. Bir rolde, çok uzun süre, sürekli aynı yerde kalmak istemediğimi de yıllardır biliyorum artık. Dediğim gibi genel hikayede, İnci'nin kısmı tamamlanmıştı bence.

Peki bu kararı almak kolay mı oldu, zor mu?

- Başlamadan önce, zaten bir sezon oynayabileceğim konusu konuşulmuştu. Emrivaki bir durum veya şoke edici bir gelişme olmadı kimse için.

Yine de, "İnsanlar bu ikiliyi çok sevdi. ayrılamam!" demedin mi? Hiç gelgitler yaşamadın mı?

- Gerçekten çok kötü oldum. Özellikle finaldeki hayal sahnesinde. Sette son günümdü ve "Kayıt" dendiği anda, o tatlı hayal sahnesinde, tam ters bir duygu durumunda, ağlamaya başladım. Kendime gelmemi bekledik hatta Ekibimizi gerçekten çok seviyorum. Aşırı eğlenebildiğim de bir ekip oldu. Birkan zaten bir bakışla anlaşabildiğim bir insan... Masumlar Apartmanı'nın son projemiz olmayacağından eminim. İnsanların ne düşündüğü elbet önemli, fakat aynı zamanda mesleğimin en tehlikeli yanlarından biri de bu. Hiçbir zaman insanları yok saymadım. Fakat onlara göre de hareket etmedim. Mantık ve duyguların birleştiği yer, benim tüm kararlarımın çıkış noktası oldu. Dolayısıyla gelgitler yaşamadım, içimden gelen hissin mantık sağlamasını da yaparak hareket ettim.

Röportajın devamı yayınlanınca konu güncellenecektir.
 
  • Beğendim
Reactions: Angelica
Gerçekten bir başrol diziden ölerek ayrılınca neden kıyamet kopuyor ben de anlayamıyorum. Daha etkili oluyor bence.
 
  • Beğendim
Reactions: Angelica
Her kelimesi haklı olmakla birlikte özellikle

Fikrini beyan etmek, "Ya aşk olsun neden ayrıldın? Üzüldük" veya "Kızdık" demek tamam da; hayatı, seyircinin elinde olan bir robotmuşum gibi, "Allah belanı versin! Mahvettin diziyi!" yorumları çok fena...
Şurada çok haklı. Çok bilmişler gelsinler de kendileri oynasınlar o zaman.
 
İnci'nin hikayesi gerçekten yerinde saydı ve bir süre sonra çok pasif kaldı hikayede. Çoğu izleyicinin aksine ben İnci'yi sıkıcı bulmuyordum hatta Safiyelere iyi gelmesi açısından hikayesinin gelişimini merak ediyordum ama kendisinin de dediği gibi onlar aşkla iyileşmeyi tercih ettiler.

Yine de kendisinin senaryo grubuna ve yapımcıya fikirde bulunup çözüm bulunabileceğini düşünüyorum çünkü bu dizinin hikayesi buna müsaitti. Keşke daha farklı olsaydı. Yeni sezonda nasıl bir işleyiş olacak merak ediyorum.

Ayşe Arman da kaç farklı şekilde sormuş ayrılığı oku oku şiştim. :A
 
Hikayenin içine edildiğini ne güzel ifade etmiş tekrar tekrar okumalık:
Benim ilk başta çok heyecanlandığım hikayede, aslında İnci, kitaptaki psikiyatrist gibi konumlandırılmıştı. Dizinin finalinde de Safiye'yi evden çıkartacak olan İnci'ydi. Fakat tabii ki dizi süreleri, hikayelerin açılımı derken, yolda, bazı şeyler değişmek durumunda kaldı. İyileşsin istediğimiz karakterler, kendi aşk hikayelerinde iyileşme yoluna girdiler. İlk bölümde asla apartmandan dışarı adım atamayan Safiye, Naci için tren istasyonuna bile gitti.

Son dönemin en parlak oyuncularından birini bu hikaye aksıyla diziyi kabul ettir sonra bir tane mıymıntı gelsin ve sosyal medyada sevildi diye her şeyi mahvetsin. Sonra oyuncu karakterinin geldiği noktadan memnun olmayınca ayrılık kararı alsın ama sosyal medyadakiler sanki bir dizide sonsuza kadar rol almak zorundaymış ve dünyanın sonu gelmiş gibi über saçma tepkiler göstersin. Hatta gelsin bir tane DİPLOMALI GAZETECİ sırf kendisiyle tartıştı diye sadece röpörtajdaki "yoruldum" dediği kısmın resmini atıp kadını hedef tahtası haline getirsin. Böyle toksik bir kitleye çok bile dayandı o yüzden sonuna kadar arkasındayım. Umarım en kısa zamanda kendisinin harcanmayacağı, çok daha kaliteli projelerde görmeye devam ederiz. :bhr:
 
  • Güldürdün
Reactions: Gerekli24
Farah'a sırf doğal hakkını kullandı diye demediğini bırakmayan @kerem ve bu dizinin çok muhteşem bir senaryosu olduğunu iddia eden @offensive'e kapak niteliğinde cevaplar olmuş okumaya doyamıyorum. :Z :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Gerekli24
Ropörtajı okudum çok güzel cevaplar vermiş Farah hikayeye göre oyuncu istediğini yapabilir zaten en baştada konuşulmuş bir durum o kadar tepkiye gerek yoktu bencede

burdada çok haklı konuşmuş beddua etmek nedir ya
Fikrini beyan etmek, "Ya aşk olsun neden ayrıldın? Üzüldük" veya "Kızdık" demek tamam da; hayatı, seyircinin elinde olan bir robotmuşum gibi, "Allah belanı versin! Mahvettin diziyi!" yorumları çok fena...
 
  • Beğendim
Reactions: AteşBöceği
Kadına hak vermemek elde değil. İnci karakterinin çıkış noktası çok güzelmiş. Eve girdikten sonra Safiye yumuşayacak ve düzelecekti İnci eliyle. Iyileştikten sonra istediğiyle aşk yaşayabilirdi. Naci için İnci karakterini mahvettiler. :(
 
  • Beğendim
Reactions: Angelica
Kadına hak vermemek elde değil. İnci karakterinin çıkış noktası çok güzelmiş. Eve girdikten sonra Safiye yumuşayacak ve düzelecekti İnci eliyle. Iyileştikten sonra istediğiyle aşk yaşayabilirdi. Naci için İnci karakterini mahvettiler. :(

Başta böyle yorumlar yapılıyordu İnci iyileştirecek onları diyen çoktu o yönde gidiyordu ama Naci olunca işte senaryo değişmiş Ben Naciyi seviyorum ama İnci iyileştirse daha etkileyici olurdu
 
  • Beğendim
Reactions: cehennet
Başta böyle yorumlar yapılıyordu İnci iyileştirecek onları diyen çoktu o yönde gidiyordu ama Naci olunca işte senaryo değişmiş Ben Naciyi seviyorum ama İnci iyileştirse daha etkileyici olurdu

Kesinlikle katılıyorum. İnci'ye görevini tamamlamadan fırsatı vermediler. Sosyal medyada Safiye daha çok sevildiği için Naci'yi getirdiler ama hiç iyi olmadı.
 
  • Beğendim
Reactions: Angelica
2. bölümden öne çıkanlar:
Ben sana medyada yazılıp çizilen her şeyi sorayım. Güya ilk dizin, “Öyle Geçer Bir Zaman Ki”de de tam yıldızın parladığında, dizi heyecanla izlenirken, ayrılmışsın. Daha doğrusu, dizinin tutup tutmayacağını bilmeden, belli bir süre sonra İngiltere’ye okulunu bitirmek için gideceğini söylemişsin. Öyle de yapmışın… Bir takım başka dizilerde de benzer şeyler olmuş. Şimdi Masumlar’da da dizi bitmeden ayrılınca, seyircinin bir kısmı, “Sen daha önce de aynısı yaptın!” diyor. Sen ne diyorsun? Bu, senin hayatında tekrarlanan bir motifi mi? Yarım mı bırakırsın bazı şeyleri?
-Yarım bırakmanın asla doğru bir tabir olduğunu düşünmüyorum! Bu, bana haksızlık. Madem açıldı bu konu o zaman işin gerçeğini anlatayım: “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”de iki sezon oynadım. Aylin’in hikayesi, tam olarak, gerektiği yerde bitti. “Kurt Seyit ve Şura”da 20 bölüm oynadım, zaten dizi 21. bölümde final yaptı. Filmleri saymıyorum bile. “Muhteşem Yüzyıl Kösem”, başlayan ve biten hikayeler üzerine kuruluydu. “Gülizar” da ise, hepimizin de ortak kararıyla, 10. bölümde final yaptık. Hesap veriyormuşum gibi durmak istemem ama gerçek bu. Ayrıca tutun ki, o denilen gibi, ‘yarım bırakmışım’, yine de, çalıştığım insanlar dışında, bu tam olarak kimi ilgilendirir? İnsanların iç dünyasını bilemeyiz, dışarıdan yargılamak dünyanın en kolay şeyi. Hatta bazı insanların yer yer bundan fazlaca keyif aldıklarını da görebiliyorum. Hayat bu… Kimseye söylemediğiniz bir sorun olabilir. Başka şeylerin hayalini kurmuş veya peşinden gitmek istemiş de olabiliriz. Bir oyuncu olarak, o karaktere daha fazla bir şey veremediğinizi hissettiğinizde, gitmek de çok doğal bir seçenektir. Ben bir anda bölümün yarısında, “tak” diye diziden ayrılmaya çalışsaydım, belki o zaman gerçekten yarım bırakmış olur, neden yarım bıraktığımı da açıklardım ama şu an koca bir sezon, çok güzel bir projenin parçası oldum.

“Böyle disiplinsiz sanatçı mı olur?’’ ‘’Yine bir diziyi yarım bıraktı, seyirciyi yine hiçe saydı!’’ gibi postlar yazanlar da oldu… Sinirlendin mi?
-Yoo, fikirler tabii ki söylensin ama beddualar, küfürler, hakaretler olmasın ya! Kızdığım şey, vücudum, özel hayatım yetmezmiş gibi, artık hayati kararlarıma bile korkunç yorumlar yapabilme haddini insanların kendilerinde görmeleri… Sürekli bir gaz var ortamda, hem seyrediyorlar, hem de durmadan aşağılamak istiyorlar. Bunun eskiden beri, magazinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Magazin vasıtasıyla sanatçılar; seyircilere, dinleyicilere o kadar “Biz; sizsiz bir hiçiz!’ dediler ki, insanlarda da, “Ne desek hakkımızdır!” algısı oluştu. “Biz” ve “siz” diye bir ayrım yaratıldı… Artık bir zorbalık oldu bu “Biz olmazsak, siz olmazsınız” aşağılaması… Biz kimiz? Uzaylı mıyız? Bir değil miyiz en nihayetinde? Hepimiz çalışıp, çabalayıp gitmek istediğimiz yolda ilerlemeye çalışıyoruz. Sadece göz önünde bir meslek sahibi olunduğu için sürekli bir linçlenme ile karşı karşıya kalınıyor. “Biri olmazsa, diğeri olmaz” kadar konuşmaya bile değmeyen bir konu görmedim. Sevmiyorsanız sevmezsiniz, izlemezsiniz, dinlemezsiniz. Bu bir hesaplaşma veya hatır-gönül meselesi değil. Eski magazinde yaratılan bu zorbalık, şimdi sosyal medyada vites arttırmış şekilde devam ediyor. Sanatçılar artık, seyircinin de ötesinde, genel bir “takipçi” baskısıyla yaşıyor. Öyle olmasa, bu kadar abartılan fotoşoplar, normal haliyle alakasız fotoğraflar olmazdı etrafta. Bize empoze edilen “mükemmel” arayışı, insanın kendine has güzelliklerini de zedeliyor… Üzücü. Çünkü gün geçtikçe kendimizden uzaklaşıyoruz, kayboluyoruz gibi hissettiriyor bu bana.

Bir de, “Bu diziye başrol diye girdi, yan role kayınca bırakmak istedi’’ diyenler var. Bence tamamen saçmalık. Çünkü hepiniz başroldünüz… Yine de bu tür suçlamalara ne diyorsun?
-Ben kariyerimin başından beri, bir hikayenin içinde olmakla ilgilendim. Bütün projelerimi de ona göre seçtim. Dizi dediğiniz şey, uzun bir yolculuk, yer yer farklı karakterlerin hikayelerinin ön plana çıkması çok gerekli. Bizim dizide de, bu hikaye dağılımı bence çok güzel oldu.

Nasıl karşılar sence seyirci yeni birini? Alışır mıyız? “İnci’den sonra kimseyi kabul edemeyiz” diyen bir kitle de var…
-Sanmıyorum ki hikayede İnci’nin yerine birini koymaya çalışacaklar… Elbet hikayeye başka karakterler dahil olacaktır, o da İnci’den tamamen bağımsız olacaktır.

İnci, annesinin; Han, babasının kaderini yaşadı… Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun ‘’Kader Motifi’’ tezine ne diyorsun? Ailelerimizin kaderini mi yaşıyoruz bizler?
-Ben sıkı bir Kırmızı Oda izleyicisiyim. Bunu, orada da çok fazla işliyorlar. Bir insanın ailesini tanıyınca, o insanı çok daha iyi tanıyor ve anlıyor gibi hissediyorum. Motif konusuna gelirsek, kimisinde geçerli, kimisinde ise tersi olabilir. Şahsen genelleme yapamam.
------

Farah'ın "sıkı bir Kırmızı Oda izleyicisiyim" demesi. :bhr: :Z Keşke mucize yaşansa da 2. sezonda konuk olsa. :( @Cervantes
 
Kariyerinde üst üste patlayan dizilerden sonra ilk kez başrol olduğu bir dizide televizyona tutunabildi zaten. Ne hali varsa görsün. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: AteşBöceği
Aslında, bir karakterin hikayede sonunun gelmesinin neden bu kadar büyütüldüğünü anlayabilmiş değilim! Benim kariyerimle ilgili bir karar olabilir, senaryosal bir karar olabilir... Bu konuda üzerime gelinmesini hayretler içinde takip ettim. Çok daha ciddi dertlerimiz varken, bu meselenin bu kadar abartılması biraz tuhaf değil mi? Korkunç müsilaj sorunumuz bu kadar konuşulmadı!

Türk halkı olarak karakteri benimsiyoruz ve böyle ayrılıkları kabul edemiyoruz bana göre bir oyuncu bir diziye başladıysa sonuna kadar götürmeli yarı yolda bırakmamalı ama lanet okumak falan hiç olmamış ya 😉
çok özel bir sebep olmadıktan sonra diziyi bırakmamalı diye düşünüyorum
 
Kariyerinde üst üste patlayan dizilerden sonra ilk kez başrol olduğu bir dizide televizyona tutunabildi zaten. Ne hali varsa görsün. :A
O kadar şey söylemiş ve senin tek cevabın bu mu? Senaryoyla ilgili söyledikleri için de bir cevap verebilsen keşke. :)
 
Son derece haklı buldum kendisini. Belli başta planlandığı gibi ilerlemedi senaryo İnci karakterini son derece pasifize ettiler. Bir işlevi kalmamıştı. Bu sebeple heyecanını kaybetmiş olması gayet normal. Başarılı bir oyuncu daha iyi işlerde izleriz umarım.
 
Karakter Safiye ve Gülben arkasında ezildi...
Patlayamadı...
Akılda tek bir sahnede kaldı...Zaten oda efsane sahneydi.
Onun dışında hep ikinci hatta 3-4 plana kadar gitti İnci.