Mangalar - Genel Yorum & Sohbet Konusu

Shingeki no Kyojin - Chapter 116

İşler gerçekten ilginçleşiyor be... Pieck Eren'in güvenini kazanmak için konuştu. Eldialıların özgürlüğünü istiyor ve Marley'i yıkmaktan bahsediyor. Aslında plan yaptığı belliydi. Gabi de şaşırdı ve afalladı. Ancak Pieck orada söylediklerinde haklıydı. Onlar ne kadar onurlu Maylerliler olduklarını söylerse söylesinler Marley onları bir noktadan sonra işe yaramayacakları için öldürecekti... Eldialılar onlar için tamamen yük sayılıyor. Gabi'nin de bunları örnek aldığı büyüklerden duyması aslında ona epey etki ediyor diyebiliriz.

Armin ve ekip Eren hakkında konuşuyor yine yeniden. Eren'in Mikasa ve Armin'e söyledikleri ve Jean'ın bunlar hakkında yaptığı yorumlar mantıklıydı. Eren bunları en sevdiği iki insana söylüyorsa bunun altında yatan bir sebep olmalı. Çünkü hiç mantıklı değil yani. Derken Yelena geldi... Yelena'nın bilinmezliğine ve tavırlarına hastayım gerçekten. Sasha hakkında boş konuşan elemanı kafasından vurması çok iyiydi... Sonrasında ise Zeke'nin planını herkese açıkladı. Ancak aldığı tepki de anlaşılabilir bir tepki. Jean'ın kurduğu cümleler çok mantıklı. Kendilerini feda edecekler. Yaşamları boyunca korumaya çalıştıkları Paradise'liler doğum özellilkeri yok olacak ve ölmeyi bekleyecekler. Bu planın neresi mantıklı ki. Her açıdan düşündün mü diye sorarken sonuna kadar haklıydı Jean. Yelena ise kesinlik ve mutlak olan hiç bir şey yok diyor. Onlar da aslında bir nevi belirsiz olduğunu biliyorlar bu durumun. Historia'dan bahsediyor ve doğuracağı çocuk son çocuk olacak diyor. Kesin olarak Eren ve Zeke temasa geçtiğinde bu işin gerçekleşeceğini düşünüyorlar. Armin'in gülmesi de ilginçti. Orada sanki bir şeyler döndü kafasında ama Yelena'ya farklı bahsetti biraz.

Son kısımda ise artık kafalarda dolaşan ve olması beklenen şey gerçekleşti... Eren içeri sızanların bilgisini göstermesi karşılığında Pieck'e güveneceğini söyledi ve onlar da bu bilgi doğrultusunda çatıya çıktılar. Yelena ve Eren elbette onlara güven olmayacağını biliyorlardı ve sonuç öyle de oldu... Reiner'ın önceki bölümlerde dünyayı beklemeyelim biz erken saldırı yapalım demesinin sonuçlarını gördük. Pieck'in güvendiği kişiler Marley'liler değildi yanında savaştığı Warrior birliğiydi... O birlik şimdi Shigansina'ya geldi ve Liberio'nun intikamını arıyorlar... Bakalım savaş nasıl ilerleyecek...

9.5/10
 
Son düzenleme:
Reactions: Dosi
 
Reactions: MEnes
Daha dur daha bu ne ki...
Bugün Pazar ve geceye kadar hiiiç bir işim yok...
İyi bari, bende bir kaç sonra yoğun olacağım, tekrar online olduğumda buralarda yorum şov göreyim
 
Reactions: MEnes
Shingeki no Kyojin - Chapter 117

Ne epik bir savaştı bu böyle... EREN JAEGER'in destansı kararlılığına şapka çıkarıyorum... Bölüm başlar başlamaz aksiyona girdik. Ancak Marley tarafındaki diyaloglar aslında buraya çok az bilgiyle geldiklerini gösteriyor. Founding Titan güçlerinin nasıl kullanacağı bilmeden rastgele bir intikam saldırısı olarak tasarlanmış. Reiner'ın söylediklerinin ışığında gerçekleşmiş. Gabi'nin bildikleriyle temas olayının gerekliliğini çözdüler ve şansları yaver gitti diyebiliriz.

Eren vs Jaw Titan + Armored Titan... Ne muazzam çizimlerdi onlar öyle... Destanlar destanı çizimler... Eren'in War Hammer Titan'ı ilk defa kullanışı. Aradan 1 ay geçti bu arada süre olarak. Liberio saldırısından tam 1 ay sonrasındayız. Marley bu sürede toparlayabildiği tüm gücü alıp buraya gelmiş Silahlı güçleri de azımsanmayacak kadar çok diyebiliriz. Cart Titan'ın üstüne kurdukları silah Eren'i epey hırpaladı. Ama Eren 3vs1 yapmasına rağmen inanılmaz bir kararlılıkla onlara karşı koydu... Her seferinde hep bir cevap verdi... Ne muazzam bir bölümdü be... Ve son sahnede Zeke'nin gelişiyle ortalık şenlendi diyebiliriz... Kaosun merkezi Shigansina'da işler çığırından çıkacak gibi...

11/10
 
Son düzenleme:
Shingeki no Kyojin - Chapter 118

Muazzam ötesi bölümler... Bir taraftan savaşın ve kaosun hüküm sürmesi. Bitmek bilmeyen nefret silsilesinin birbirlerine karşı son süratte kusulması, diğer tarafta bu kaosun içinde inanılmaz bir karkater gelişiminin işlenmesi... Isayama'nın muazzam bir dahi olduğunu her fırsatta tekrar tekrar görmemiz...

Bölümün başında Zeke'nin Marley'e yaptığı vurgunu görüyoruz... Yelena'nın savaş uçakları ile olan paneli gerçekten epik bir panel... Zeke'nin gelmesiyle savaş net şekilde Eren'in lehine dönüyor. Üstüne Pieck ve Magath'ın olduğu yere Floch ve tayfası geliyor ve bir anda savaşın seyri değişiyor. Diğer tarafta ise Gabi ve Colt Falco'yu kurtarmak için harekete geçiyor. İçerde ise Armin ve ekibi kurtarmak için gelen kişi Onyonkapon oluyor. Chapter 90 sonrası giren bir karakter olmasına rağmen onun açısından da olayları muazzam bir şekilde aktarıyor Isayama. Ondaki karakter gelişimini ve bizimkilerle olan ilişkisini de çok iyi işliyor. Armin'in Eren hakkında yaptığı çıkarımı da öğreniyoruz. Eren'in asla böyle bir plana evet demeyeceğini ve rol yaptığını düşünüyor. Eren'in her şeyi rol icabı yaptığını ve yalan söylediğini, Rumbling'i kontrol edecek olanın Eren olduğunu söylüyor. Ve dünyaya 50 yıl boyunca adaya el sürmemeleri için gereken küçük çaplı Rumbling tehdidinin gösterilmesinin yeteceğini söylüyor. Mikasa'dan nefret etmediğini de elbette biliyoruz. Ancak Eren'in kafasındakileri hala ve hala tam olarak bilmiyoruz. Zeke'ye katılıp ötenazi planını yapmayacağını elbette biliyorum ama asıl planı nedir merak etmemek elde değil... Mikasa atkıyı çıkartıp gidiyor savaş alanına, o da ilginç bir detaydı...

Herkes serbest kaldı ve ordu toplandı. Pixis'in konuşması etkileyiciydi. Nile ile Falco'nun da. Savaşa herkesin dahil olmasıyla savaşın geldiği nokta biraz daha etkili olacak. Sonrasında ise Yelena ve bizimkilerin konuşmasında Yelena'nın Armin'in arkasında dik dik durduğu sahne vardı ki sorma gitsin... Çok komikti diyebilirim.. Eren Zeke'ye yaklaşıyor, Reiner ve Porco bunu engellemeye çalışıyor Zeke de havadan bombardımana devam ediyor... İşler şimdilik onların istediği şekilde gidiyor. Ayrıca Yelena ile konuşmalarında Zeke'nin buraya gelmesi demek Levi'in ölmesi demek gibi duruyor. Tabi bizimkiler olaydan habersiz... Levi'nin durumu şuan belirsizliğini koruyor...

Ve tüm bu savaşın ortasında Gabi ve Falco kavuşuyor... Nile'nin yaptığı krallığı unutmayacağız... Gabi Falco ve Colt Sasha ve ailesinden gizleniyor ancak Sasha'nın annesi ve babasının konuştuklarına şahit olan Gabi sonunda tüm bu yaşadıklarının etkisini dışarıya saçıyor... Burada şeytanlar yok, burada sadece insanlar var... Normal insanlar... Reiner'ı, Falco'yu ve herkesi anlıyor sonunda. O kadar iyi işlendi ki Gabi karakteri bu değişimi o kadar güzel verdi ki Isayama şapka çıkarmamak elde değil... Sonrasında ise Falco her şeyi anlatıyor Gabi'ye.. Eren'le olan durumunu, onu sevdiğini ve ilerde evlenmek istediğini, neden savaşçı adayı olduğunu... Gabi'nin tepkisi, Falco'nun ölümle burun buruna olması... Muazzam ötesi sahnelerdi.. Zeke'nin çığlığını engellemek için yola koyuldular ancak Zeke ne yapacak bilinmez... Final sahnesi ise Pieck'in kurgusu ile bitiyor. Zeke'yi de boynundan vuruyorlar. Bir Sneak Attack ile... Zeke duvardan düşüyor ve son darbeyi yapmak zorundalar yoksa çığlık atacak...

10/10
 
Son düzenleme:
Reactions: Dosi
Shingeki no Kyojin - Chapter 119

Destansı savaşın PEAK noktasına ulaştık... Epik üstü bölümler. Kelimlerle zor tarif edilecek bölümler. Offf beee... Bunların animede gösterilecek olmasının hayali bile inanılmaz heyecan veriyor... Eren'le Zeke temasa geçmesin diye varını yoğunu ortaya koyan Reiner ve Porco... Eren'in destansı kararlılığı yine devam ediyor. Yine 2 kişiye karşı savaşıyor ve her şeyi yapıyor. Ancak yine Pieck'ten yok edici bir darbe daha geliyor. Tam 4 tane özel mermi yedi Eren ve öyle bir güce sahip ki yine devrilmedi... Zeke'nin çığlığının bir yerde geleceğini biliyorduk ve sonunda bunu gördük... Zeke Colt'un tüm dediklerine rağmen onu dinlemedi ve Shigansina'da yer alan 300 Eldia'lı Zeke'nin kontrol ettiği akılsız devlere dönüştü... Bunların içerisinde Commander Pixis, Commander Nile de var... Ne sahneydi be... Çok acayip bir sahneydi..

Reiner ile Porco yaklaştığında Marcel'in anılarını gördü Porco ve kardeşinin onu kurtarmak için askeriyeyi etkilediğini gördü. Sağlam bir dramatizasyon gördük. Savaşın devamında Porco'nun Falco'nun akılsız devi tarafından yenildiğini gördük... Bu arada Falco'nun akılsız devinin tipi de çok değişikti bunu söylemek lazım. Reiner'ı da yok etti resmen savaşta. Tabi Zeke'nin kontrolü olduğunu söyleyebiliriz. O sırada Zeke'nin ölüm darbesi yediğini sandı herkes. Ancak Zeke aynı Pieck'in yaptığı gibi fake ölüm sergiledi ve devin bedeninden dışarıya çıktı. Eren bunu fark etti ve o da Reiner'dan kaçarken devini dondurup Zeke'ye doğru ilerledi. Herşey ama her şey Zeke ve Eren'in temas etmesi üzerine kurulmuştu ve buna yardım eden Jean ve Connie'yi de gördük... Tam kavuşacakken Gabi'nin Eren'in kafasını uçurması ve bölüm sonu inanılmaz bir yerde noktalandı. Eren ölecek mi ne olacak bilinmiyor. Tam ensesinden vurulması işleri farklı noktaya getiriyor. Ne manyakça ve çılgınca bir bölümdü be...

11/10
 
Son düzenleme:
Reactions: Dosi
Shingeki no Kyojin - Chapter 120

Aman aman nereye geldik... Eren'in kafası uçuruldu ancak Zeke onu son anda ölmekten kurtarmış... Ve Eren'le Zeke'nin temasa geçmesiyle kendilerini bir anda Paths'de buldular. Eren'in buraya ilk gelişi ancak Zeke buraya daha önce gelmişti. Amaçlarına ulaştılar ve Founding Titan'ın gücünü aktif ettiler. Ancak EREN JAEGER Ötenazi planına asla ve asla evet demeyecek bir adam... Bunu ilk seferinde net bir şekilde Zeke'nin suratına vurdu... Tüm bu zaman boyunca buraya gelebilmek için onunla aynı fikirdeymiş gibi gözüktüğünü Zeke'ye söyledi ve niyetinin bu olmadığını gözler önüne serdi.

Burada savaşmama yemininden dolayı Zeke'nin zincirlendiğini görüyoruz. O sırada Ymir'in de kendisini görmüş olduk. Tüm devleri burada oluşturduğundan bahsetti Zeke. Kendisinin hayatını da burada kurtarmıştı. Zeke Eren niyetini gösterdikten sonra Ymir'in kontrolünün kendisinde olduğunu ve orada olduğu süre boyunca Ymir'in özelliklerini öğrendiğini söyledi. Ymir'in kraliyet kanına sahip soya köleden başka bir şey olmadığını söyledi... Bu oldukça ilginç bir durumdu gerçekten. Founder Ymir'in kendisi kraliyet kanından birisi ne derse onu yapacak bir köle... Savaşmama yeminini bozan ve kontrolü eline alan Zeke çok fazla şey biliyor konuyla ilgili... Eren Ymir'e gücünü bana ver diyor ancak Ymir Zeke'yi dinliyor ve zincirlenen Eren oluyor... Ancak Zeke'nin derdi Eren'i geride bırakmak değil. Babası tarafından beyninin yıkandığını ve ona gerçekleri göstereceğini söylüyor.

Ve biz Grisha Jaeger'in anılarına dalıyoruz... Eren bir anlamı yok diyor bu anılara girmenin ama biz yine de giriyoruz... Eren'in babası tarafından sevgiyle büyütüldüğünü gören Zeke şaşırıyor. Kıskanıyor da diyebiliriz. Çünkü Grisha'nın Zeke'ye davranışı ile Eren'e davranışı arasında büyük fark var... Grisha'nın içerde sızdığı dönemde doktorluğu gösteriş olarak yapıp planlarını uyguladığını görüyorlar. Burada Eren güzel bir gönderme yapıyor. Babam öyle bir pislik ki Eldianın kurtarma planı için ailesini her türlü tehlikeye atabilecek kadar pislik diyor. Beynimin yıkandığını kabul ediyorum, hadi gidelim falan diyor.Ancak Zeke daha zamanımız bol anılarda devam edeceğiz diyip devam ediyorlar. Burada asıl ilginç olan nokta ise Grisha kraliyet ailesinin toplanma yeri olan mekanı çok daha önce bulmuş. Ancak Grisha orada çok tedirgin gözüküyor. Görevini yapmayıp duvarların yıkıldığı gün bu görevi gerçekleştirmiş olduğunu görüyoruz. Yani Founding Titan'ı çok daha önce ele geçirebilecekken bunu yapmıyor veya yapamıyor... Bunu gören Zeke gerçekten şaşırıyor. Ailesi için yaptığını söylüyor. Grisha'nın ailesini tehlikeye atmamak için görevini ertelediğini görüyor. İkinci oğlunu Eren'i sevdiğini ve bu şekilde büyüttüğünü görüyor... Kendinin yaşamadıklarını Eren'in yaşadığını görüp bir nevi üzülüyor... Gerçekten Zeke açısından bakınca üzücü bir durum diyebiliriz... Eren'e ise kendi benliğin yok onun istediği şeyleri yapıyorsun derken Zeke diye mırıldanıyor Grisha. Ve orada olduklarını sanki görüyor gibiydi... Sonra da rüya sadece diyip geçiyorlar ancak Eren sanki bir şeyler biliyormuş gibi hadi gidelim Zeke, bir sonraki anıya diyor... Çok acayip bölümler çok...

11/10
 
Son düzenleme:
Reactions: Dosi
Shingeki no Kyojin - Chapter 121...

Hadi be... Nasıl olur bu böyle... Bu nasıl bir delilik... SHINGEKI NO KYOJIN adlı eserin gelmiş geçmiş en büyük sanat eserlerinden biri olduğunu kanıtlayan bölümlerin başında bu gelir... Tüm dizi, film veya başka eserleri dahil edelim bu sanat eserleri içerisine. Bu bölüm tüm o eserler içerisindeki en manyakça şeylerden birisidir...

Nedenlerini sıralarken önce bölümde yaşanan gelişmeleri ve bu gelişmelerin neden bu kadar etkili olduğunu söylemek lazım. Önceki bölümde Eren'in bir şeyler bildiğinden şüpheleniyordum, sonraki anıya geçelim hadi Zeke diyordu. İşte bunu yapman anlamsız dur diyordu. Ve bölüm başlar başlamaz Grisha'nın anılarından devam ettik. Zeke Grisha'nın Eren'i tamamen özgür yetiştirdiğini ve onun beynini hiç bir zaman yıkamadığını anladı. Ve Eren devam etti. Ben doğduğumdan beri hep böyleydim... Biri benim özgürlüğümü çalmaya kalkarsa ben onun özgürlüğünü çalmak için tereddüt etmem... Babam hiç bir zaman beni böyle yapmadı... Ben seninle asla aynı değilim. Bende duygusal yaralarını paylaşabileceğin bir kardeş bulamayacaksın... Burada gördüğüm tek şey kendini inkar eden ve babasının Eldia'yı kurtarma isteğini reddeden birisi. Ölmüş babası tarafından tuzağa düşürülmüş acınacak bir adam... Zeke'nin bunlara verdiği cevap da hala çok bilmişçesineydi. Durum buysa o babam beni doğru yola sürükleyen ve ironik olacak ki dünyaya kurtaran adam olan kişiydi gibisinden cümleler kurdu...

Ve Zeke tekrar aynı şeyden bahsetti. Seni terk etmeyeceğim, elimde Kurucu Titan gücü var ama ben seni kurtarmak istiyorum. Neden bu çıkmazı bitirmek istemiyorsun, amacın ney dedi Eren'e. Ve Grisha'nın anılarına devam ediyoruz... Basement'ı görüyoruz. Duvarların yıkılmasını görüyoruz. Ve malum anıya geliyoruz... Grisha'nın tüm kraliyet ailesini yok ettiği o ana tekrar geliyoruz... 3. sezonda gördüğümüz sahneler var burada. Ancak elbette Isayama denen ruh hastası önceden gösterdiği flashbacklerin içerisine başka sahneler de saklamakta usta bunu biliyoruz. Ve bu anının aslında görünenden çooook farklı olduğu yüzümüze tokat gibi çarpılıyor... Gelmiş geçmiş en büyük twistlerden birini yaşıyoruz... Grisha Freida'yı ikna etmeye çalışıyor. Atalarının suçlarını neden benim çocuklarım çeksin diyor. Onların atalarının yaptığı günahlardan haberi yok diyor. Aslında bir nevi bu nefret zincirinin Eldia tarafını aktarıyor. Ancak duvarın kralının derdi başka. Buraya kaçarak insanların anılarını da silerek duvarların dışındaki insanlıktan onları soyutlamış ve ceza çekmelerine razı bir halde. Kendisi zaten bundan memnun. Biz yok olmalıyız, güçsüzüz, Kurucu yine güçsüz insanların eline geçmemeli diyor. Ancak Grisha devam ediyor. Her titanın kendine has özellikleri var diyor. Benim sahip olduğum Attack Titan da buna dahil...

Ve tamı tamına 121 bölüm sonra Attack Titan'ın gerçek özelliğinin ne olduğunu öğreniyoruz. Şok edici bir şekilde... Attack Titan'ı gelecekteki sahiplerinin anılarını görebilir. Yani gelecekte yaşanacak şeyleri tam olarak olmasa bile en azından kendi titanı açısından önceden öğrenmiş olur... Misal Grisha Attack Titan'a sahip olduğunda gelecekte bu titana sahip olan Eren'in anılarını görmüş oluyor. Daha önceden de Eren Kruger'ın Grisha'ya söylediği bir cümle vardı. Mikasa ve Armin'i kurtarmak istiyorsan görevini gerçekleştirmek zorundasın diyordu. Bunlar kimin anıları diye soruyordu. Bunlar elbette Eren'in anılarıydı... Eren bu anıları geçmişteki Attack Titan sahiplerinin görmesi için onlara gönderiyordu. Ancak burada kritik bir mevzu var. Eren burada anılar içerisinde aktarım yapmış oluyor. Geçmişi tam olarak değiştirmiyor ancak anıları göndererek geçmişin istediği şekilde yaşanmasını sağlıyor. Burada tam olarak bir zaman yolculuğundan söz edemeyiz. Burada Eren Founder'ı eline geçirmeseydi bu anıları babasına gönderemezdi ve babası da görevini gerçekleştiremeyip başarısız olurdu. Yani aslında en başta babasının burada tüm aileyi katletmesinin sebebi zaten Eren'di. Biz bunları yeni yaşanıyormuş gibi görüyoruz ama daha önce bunlar zaten yaşandı geçmişte. Sadece ekranda yeni gözüktü diyebiliriz. Grisha savaşmama yemininden ve kraliyet kanı dışındaki birinin Kurucu Titan'ı kullanamayacağını bilmesine rağmen kraliyet soyuna FUTURE EREN sayesinde son veriyor... FUTURE EREN ayrıca Rodd Reiss'in de oradan sağ kalmasını sağlayan kişiymiş. 3. sezonda bu bölümleri izlerken neden tek sağ kalan babası diyordum... Bunun sebebinin de Eren olduğunu görmüş oluyoruz... Bunun da sebebi elbette Rodd Reiss'teki serum sayesinde kendi titanının sertleşme yeteneğini öğrenmesi... Bu sayede gelecekte Shigansina tekrardan ele geçirilebildi. Hatta bölüm başında Eren'in babasını yine yönlendirdiğini ve Basement anahtarından çocuk Eren'e söz ettiğini görüyoruz. Grisha orada Eren'e baktığında aslında onun dediklerini yapıyordu zaten...

Bölüm devam ediyor... Bu kadar olay yaşandı ama daha bitmedi elbette... Grisha pişmanlık içerisinde oradan çıkıyor ve Zeke'yi görüyor. Anılar içerisinde nasıl geçmişteki bir anıda Grisha'ya görünebiliyorlar sorusu gerçekten garip bir soru ama PATHS vasıtasıyla oluyor bu durum. Ve tüm Eldialılar zaten birbirine bu PATHS yoluyla bağlı olduğu için buna serinin kendi mantığı içerisinde mantıklı diyebiliriz. Anı aktarımını da bu şekilde Founder gücü ve Attack Titan gücü sayesinde mantıklı görebiliyoruz. Eren ikisine birden sahip olduğu için bunları gerçekleştirebildi. Yoksa sadece Attack Titan ile babasına anıları aktaramazdı...

Zeke ile Grisha konuşuyor ve Grisha ondan özür dileyip onu sevdiğini söylüyor... Muazzam ötesi sahneler... Eren'in babasına gösterdiği anıların belli sınırda olduğunu öğreniyoruz. Sanırım gelecekte ona bir felaket senaryosu da göstermiş olacak ki Grisha epey korkuyla bahsediyor o görüntüden bü yüzden Eren'in dediği şekilde ilerleyecek diyor. Sonra Eren ve Zeke pathse dönüyor. Zeke şok oluyor tabi bunca şeyi Eren'in yaptığını öğrenince... Eren aslında her şeyden haberdar ancak tüm olaylar Eren ve Zeke kontağa geçip Pathste bu güç ellerine geçtiği için yaşanmış oluyor... Geçmiş aslında daha önceden şekillendi ama gelecekte bu olay gerçekleştiği için şekillendi gibi... Ve Eren Historia'nın elini öptüğünde kendi gelecek anılarını görmüş... Bu bambaşka bir olay. Aslında 4 yıldır kendi yaşayacağı her şeyi bilerek yaşamış. Ve tüm bunları bilerek yaptığı her şeyi yapmış... Ve tüm bu kurguyu da ona göre dizayn etmiş. Aslında tüm yaşananlar Eren'in kurguladığı bir master plan gibi şekillenmiş... Ancak burada Eren Paths'te nasıl davranacağını bilmiyordu ve Zeke bunu biliyor... Founder onun elinde olduğu için Ötenazi planını devreye sokup Ymir'e emri veriyor... EREN F... JAEGER'in kararlılığını ve parmakları kopma pahasına zincirlerinden kurtulduğunu ve Ymir'in peşinden koştuğunu görüyoruz... Onu durdurabilecek mi bilmiyoruz... Ve bu DESTANLAR DESTANI bölümün sonuna geliyoruz...

Bu bölümle ilgili ilk yayınlandığında herkes aşırı fazla beyin fırtınası yürüttü. Zamanda yolculuk yapmış olmadı mı diye inanılmaz teoriler döndü. Ama SNK'da olay tam olarak zamanda yolculuk gibi gitmedi diyebiliriz. SNK'nın bir döngü üzerine kurulduğu ve Bootstrap Paradox denilen paradokstan yola çıkarak gidildiği söyleniyor. Tüm olaylar birbiriyle bağlantılı ve bu döngü şeklinde ilerliyor. Yani yukarıda da söylediğim gibi Eren geçmişi değiştirmiyor ama anıları aktararak geçmişin olması gerektiği şekilde yaşanmasını sağlıyor. Tabi bunu da gelecekte tam bu anda kazandığı güç sayesinde yapıyor. Yani geçmişte o olay yaşandığında çocuk Eren bu güce sahip değildi elbette. FUTURE EREN'in geçmişe anı aktarımıyla etkisi sayesinde geçmiş ve şimdiki zamandaki olaylar bu döngü içerisinde yaşanması gerektiği şekilde yaşanıyor. Zaman yolculuğu olsa ve paralel evrene girilse işler çok da bu şekilde ilerlemezdi. Isayama bunu kıyılarda gezerek ama çok muazzam bir şekilde bağlayarak işliyor. Hikayeyi bambaşka bir noktaya taşıyor... Bu bölümün değeri bu yüzden çok büyük. EREN JAEGER'in nasıl bir karakter olduğunu tam olarak bu bölümde çok daha iyi anlayabiliyoruz...

@Dosi okurken kolay gelsin...

14/10
 
Reactions: bazinga and Dosi
Shingeki no Kyojin - Chapter 122

Manyakça bir bölüm daha. Founder Ymir'in trajik mi trajik backstory'si... Vaaay be. Neler neler gördük bu bölümde... Bölüm bir anda Freida ve Historia'nın Ymir hakkında konuştuklarını görmemizle başladı ve devamında Ymir'in başından geçenleri gördük. Dev gücünü nasıl aldığını gördük. Buna sebep olanın ise bir 'Domuz'un serbest bırakılmasıymış... Gerçekten çok ironik.. Isayama acayip bir manyaksın. Ymir en küçük ve en güçsüz köle olarak herkes tarafından işaret ediliyor ve cezalandırılıyor. 3 tane ok yiyor ve işkence görüyor bir nevi. Kendi yapmadığı bir suç tarafından köleliğe mecbur bırakılıyor. Ve epey büyük bir ağaca kaçıyor. Ağacın içinde de tanımlanamayan garip bir cisim var. O cisim Ymir'in omuriliğine yerleşince Ymir bir anda devasa bir deve dönüşüyor ve ilk dev Kurucu dev oluyor...

Marley Arc'ında iki çeşit Ymir anlatılmıştı Willy Tybur tarafından. İkisinin de doğru olduğunu görüyoruz... Ymir köprüler, evler, yollar yapıyor ve medeniyetin oluşmasına yardım ediyor ancak dev gücüyle Marley'lileri de öldürdüğünü görüyoruz. Eldia kralı 1. Fritz'in Ymir'i dev olduktan sonra da kontrol ettiğini ve Marley'li milyonlarca insanı öldürdüğünü görüyoruz. 2000 yıl öncesinden bahsediyoruz bu bölümde... Bölümün adı To You, 2000 Years Ago... Ayrıca SNK 1. bölümün adı ise To You, 2000 Years From Now... Isayama'nın nasıl bir kurgu manyağı olduğunu anlayabiliyoruz. 1. bölümden 2000 yıllık bir döngü ve trajedi kurgulamış ruh hastası herif... Ve bunu tam 121 bölüm sonra gözler önüne seriyor. Ymir'in geçmiş hikayesini aktarıyor ve her şeyi birbirine bağlıyor. Ymir ise çaresizce Fritz'in istediklerini yapıyor, ona bile çocuk yapıyor... Ve sonrasında ise bir gün kendini öldürüp feda ediyor. Ancak Ymir öldükten sonra da dev gücü yüzünden yok olmuyor ve PATHS dünyasında sonsuz köleliğe maruz kalıyor... Kraliyet ailesi için dev yapmaya ve duvar devlerini yapmaya başlıyor. Duvardaki tüm devleri nasıl yaptığını da görüyoruz Ymir'in... Çocuklarının nasıl onun bedenini yediğini görüyoruz. Maria, Rose, Sheena... Bu muazzam kurgu muazzam şekilde bağlanıyor birbirine. Orada koşan 8 dev görüyoruz... Bir tane eksik, sizce hangi dev o. Tabi ki ATTACK TITAN... Çünkü Attack Titan her zaman kralın kendi öz benliğine karşı hareket eden ve özgürlüğü arayan bir Titan'dı... Ve büyük ihtimal sahipleri de nesillerden nesile bu karakteristiğe sahip insanlar oldular. Eren Jaeger ise son sahibi ve her şeyi noktalayacak adam...

Ymir'in trajedisini gören Eren ona inanılmaz anlamlı sözler söylüyor... Bana gücünü ver, ve bu dünyaya son vereyim diyor. Eren'in kafasındaki plan tüm dünyayı yok etmek... Ama nasıl tüm dünyayı onu detaylandırmak lazım... Sonrasında Ymir'e 'Sen ne tanrı ne de kölesin, sen insansın diyor... Seçme hakkına sahipsin, kimseye hizmet etmek zorunda değilsin, özgürsün... İster burada sonsuza kadar kal, ister tüm bu trajediye son ver, seçim senin... Beni buraya getiren sen değil miydin, 2000 yıldır birisi için bekliyor olmalısın... Bu epik üstü epik sözlerden sonra Ymir'in karanlık olan gözleri açılıyor... Zeke ne derse desin Ymir onu dinlemiyor ve Eren'e gücünü bahşediyor... Ve bir anda Eren'in kafasının uçtuğu ana dönüyoruz... Rumbling aktif oluyor ve duvar titanları serbest kalıyor... Destanlar destanı muazzam çizimler eşliğinde ve korkutucu bir görüntü eşliğinde Eren'in kafasının kemiklerle birleştiğini ve deve dönüştüğünü görüyoruz... Ne manyak bir bölümdü be... Marley arcının başından beri bahsedilen Rumbling'in aktif olduğunu ve bu şekilde olduğunu görmek gerçekten inanılmaz bir şey. Adam göstere göstere bunu yaptı ama öyle bir kurgu ile yaptı ki gerçekten muazzam...

12/10
 
140 karakterden fazla yazmak yasaklanmalı... Bu nedir, oku oku bitmiyor adam manganın tamamını direkt yazıya dökmüş... @bazinga
 
Reactions: bazinga and MEnes
Bu ne

Ben sonra sakin kafa ile okurum
 
Reactions: MEnes
Shingeki no Kyojin - Chapter 123...

Biz neler okuyoruz böyle... Bunlar nasıl manyakça bölümler... Ruh hastası Hajime Isayama...

Rumbling aktif edildi edilmesine ama bir anda bir flashback... Hem de böyle bir bölümde... Hem de böyle bir şekilde... Isayama'nın olayları ve boşlukları doldurma şekli o kadar mükemmel ki her seferinde hayran kalıyorum. Chapter 90 sonrası bölümlerde adaya döndükten sonra dış dünyaya bir gezi yapılacağından bahsedilmişti bir flashbackte. 107 veya 108. bölümde. İşte Kiyomi'nin yaptıkları bir sonuç vermedi bizim son çare olacak Marley'e gidip barışçıl bir yol bulmak için bir şeyler yapmamız lazım demişlerdi. Hange ve ekibi bu geziyi gerçekleştirmiş...

Bölümün ilk kısmındaki araba sahnesi çok iyiydi... Hello car... Levi'nin havuç alıp arabayı besleyecekler demesi, Onyonkapon'un gerçekten havuç alıyorlar demesi... Epey komik ve masumca sahneler vardı. Dondurma yeme sahneleri Eren'in oradaki tavırları... Eren'in bu süre zarfında tüm yaşayacaklarını biliyor olmasının ve bunların ona verdiği yükün derinliğini bu çizimlerde ve yüz ifadelerinde görüyoruz gerçekten... Isayama o derinliği mükemmel yansıtıyor. Bölüm ilerliyor ve bir çocuk Levi'nin para cüzdanını çalıyor. Sonrasında ise halkın çocuğa karşı takındığı tavır gerçekten fazlasıyla acımasızca... Eldialılar için kan testi uygulamasından ve bunların tespitinden falan bahsediyorlar. Kiyomi'yle de konuşuyorlar ve dünyanın Eldialılara bakış açısının ne denli umutusuz vaka olduğunu görüyorlar. Ama denemekten zarar gelmez diyip bir konferansa gideceklerini ve bu konferansın son çare olduğunu söylüyorlar. Ve bu konferans öncesi ekibin bir arada son eğlenceli gecesini geçirdiğini görüyoruz... Ondan önce Eren ile Mikasa'nın bir sohbeti var. Eren o manzaraya bakarken ağlıyor ve sonra gözlerini siliyor. Sonrasında Mikasa ile arasında geçen konuşma çok acayip. Mikasa'ya ben senin için ne ifade ediyorum diyor, o da ailesin diyor... Ekip içkiye düşüyor, eğleniyor, gülüyor, Sasha kusuyor... 3'lü birlikte son gecesini geçiriyor ve konferansta dış dünyanın onlara nasıl baktığını gördükten sonra Eren ile yolları temelli ayrılıyor... Eren bunları gördükten sonra Zeke'nin planına gidiyor ve sonrası tarih...

Bölümdeki baştan sonra Narrative kısmını anlatanın ise Mikasa olduğunu görüyoruz. Herkes Eren değişti mi sorusunu soruyor demişti bölüm başında. Sonrasında ise belki de biz fark etmek istememiştik ancak Eren hiç değişmemişti, en başından beri aynıydı cevabını veriyor kendi kendine. Evet Eren en başından beri aynıydı ve tüm bu yaşanacaklar baştan beri böyle olması gerekiyordu... Duvarların yıkılışı ve Eren'in devasa bir deve dönüşümü... Sadece kemikten oluşan devasa bir dev... Tüm kontrolü ele alan Founding Titan'ın son görüntüsü bu sanırım... Ne korkutucu bir görüntü öyle... Armin Eren'in önce onların yanında olduğunu sanıyor ancak küçük çapta bir Rumbling olmadığını anlıyor sonrasında. Eren tüm duvarları yıkıyor. Ve sonrasında tüm Eldialıları Paths'e çekip onlara gerçek planından söz ediyor.. Broadcast yapıyor adeta... Öyle sözler söylüyor ki aman aman nereye geldik diyorsunuz...

"Hear me, all Subjects of Ymir.

My name is Eren Yeager. I now speak to all the Subjects of Ymir, by way of the Founding Titan's power.

Every wall on the island of Paradis has been unhardened. All the Titans buried within them have begun to walk.

My goal...is to protect the people of Paradis, who bore, and raised me.

But the world desires the extinction of the people of Paradis. Over countless years, their hatred has grown beyond this island. They surely will not stop until they have killed every last one of our people. I reject their desire.

The Titans of the Walls will trample and rumble all the lands beyond this island. Until the lives there... are eliminated from this world!"


Bu akıl almaz sözler ışığında EREN F... JAEGER'in son görüntüsünü görüyoruz... Yüzünün aldığı son şekli... Acayip bir şey bu, çok acayip...

13/10
 
Son düzenleme:
Bunun bir tık uzunu manganın ilgili bölümünden daha uzun oluyor, hala yazabilirdim diyor bir de.
Kardeşim manganın içeriğinin derinliği bu kadar efsane ise ben ne yapayım... Puanları görenler diyecek ki bu ne saçmalıyor 10 puan maksimum ise 13 niye veriyor falan... Gerçekten şu bölümleri puanlamak çok zor be adaşım... 10 versen diğer 10 verilen puanlarla aynı seviyede olacak. Ama o seviyeden çok çok daha yukarda oldukları için ne yapacağımı şaşırıyorum ve böyle puanlar veriyorum...
 
Reactions: Sherlock
Sen de haklısın adaşım, ISAYAMA isimli ruh hastası öyle bölümler yazmıştı ki çok normal bu yorumları yapman bir şey diyemiyorum bir yandan da.
Doğru doğru, mesela @Tolstoyevski bu puanları görüp hala nasıl mangaya başlamıyor anlayamıyorum... Başlasa o da 13.1, 12.7 gibi puanlar verecek aslında...
 
Gerçekten nasıl durabiliyor aklım almıyor...
Benim bu puanlarımı görüp gaza gelmeyip okumamak inanılmaz bir sabır göstergesi gerçekten...
@Tolstoyevski
 
Gerçekten nasıl durabiliyor aklım almıyor...
Benim bu puanlarımı görüp gaza gelmeyip okumamak inanılmaz bir sabır göstergesi gerçekten...
@Tolstoyevski


Manga demişken Steins Gate'in son 4 bölümünü izlemeye kıyamadım daha, daha o var ve Aralık çok yoğun geçecek ilk 3 hafta, animesi bile çıksa zor gibi.


Ben spoiler takıntısından dolayı güncel bölümleri izlemeden okumam mümkün değil gibi, animeyi izlerken o heyecan kaçacak mesela. Tabi buradan arada ufak tefek spoiler yemedim değil, neymiş diye kutucuğu açıp üvey kardeş, Zeke diye bir karakter filan ama animede zamanı gelince öğreniriz artık.


Bu arada 10'un üstünde puanların patenti bana aitti forumda, böyle 14'ler 15'ler havada uçuşunca bizim 12'lere, Godfather'lara ayıp oluyor...
 
Reactions: Sherlock and MEnes