Mecnun'un önceki bölümde Leyla tarafından tekrar terk edilmemesini anlamlandıramaması üzerinden üzüm sofrası kurularak başlayan ve Muhteşem Üçlü'nün harika goygoyuna sahne olan giriş sahnesi aşırı keyifliydi... Zaten bu üçlü yan yana gelsin 10 dakika konuşsun 1 saniye sıkılmam, çünkü diyaloglar o kadar kaliteli ve keyifli ve sıkmıyor ki, çok acayip bir kimyaları var diyebiliriz... Leyla beni niye terk etti diye sorgulayan şapşal arkadaşlarını darlayan, bayan Mecnun... 1 haftadır bir aradalar ve Mecnun onları asla salmıyor, tabi İsmail ve Yavuz'un işte bu yeni bir şey değil tepkileri de belki de Leyla'nın sürekli Mecnun'dan ayrılmasına gönderme kim bilir... Bu Burak çok tehlikeli ve her şeyin farkında bir adam... Berk'in gelişi, İskender Baba'nın geldikten sonra Yavuz'un eski sezonlara gönderme yaparak çok ses çıkardık değil mi kov bizi diyişi... Sabahında Dede'nin gelip en başa dönüyoruz demesi ve Mecnun'un dolabından çıkan o değişik pembe kıyafet... Dede'nin tepkileri ve sonra elbette Mecnun'un kendi başına atılmaya karar verdiği değişik macera...
Önceki bölümden şirketin Vedatek olduğunu görünce Vedat'ın bir planları olduğunu hissetmek zor değildi ama bu bölümün teması ve gidişatı gerçekten çok acayipti.. İsmail ve Mecnun'un iş görüşmesi muazzamdı... Her diyalog aşırı komikti. İsmail Abi'nin giderken yaptığı hareketler, Mecnun'un tepkileri, bu çocuğun elinden tutun kısmı... Baştan sona müthiş sahneydi. İşi alan Leyla'nın ilk toplasında Benjamin'in katılmasıyla işler çok ilginç noktalara gidiyor. Teknolojik aletleri tüm evlere sokup onları gizlice izleyecekler ve Yeni Dünya'yı ele geçirecekler... Tabi ki bunun için teknolojiden uzak bir yüze ve bir yancıya ihtiyaçları var... İsmail ve Mecnun'un tanımlandığı ve işe alındığı sahnede koptum... Su içmeye çalışırken verdikleri mücadele... Fikir The Truman Show'dan hallice ama çok orjinal bir fikirdi. Bölümün başından sonuna kadar süren konsept teknik olarak da çok iyi çekilmiş ve bölümde bu sefer müzikler ve kurgu da epey başarılıydı. Baştan sona aşırı sürükleyici bir bölümdü...
İsmail Abi'nin genleri geri döndü... Kısa ama çok iyi olan matbaa sahnesi baya başarılıydı... İbrahim Müteferrika... Telefon'u bulduğu sahnedeki diyaloğa benzer bir diyalog, 'Daha yeni buldum Matbaa'yı ne ara kitap yazdın' güldürdü... Benjamin'in yanındaki Müdür'ün gerçekten İbrahim Müteferrika'nın torunu değildir diye sorması ve Benjamin'in buna tepkisi ilginç ve komikti... Bu durum genelde Erdal tarafından sorgulanır ama ilk defa başka karakterler de bunu yaptı... Şunu da demeden geçemeyeceğim, Serkan Keskin İsmail Abi'yi bu sezon gerçekten aşırı aşırı iyi oynuyor. Hep çok başarılıydı ama şu 3 bölümdür bambaşka oynuyor adam. Sanki aradan 8 yıl geçmemiş, sanki karakterden sonra 124124 tane karakter oynamamış gibi... İlk sezon ekibin hepsinde bazen dikkat çeken sahneler oluyordu ara verdiklerini gösteren ama yavaş yavaş ısındılar ve şuan hepsi aşırı formunu bulmuş gözüküyor... Devamı da böyle olsun...
Yavuz'un macerası da ilginç şekilde devam ediyor. Nezahat bu sefer de Vedatek'in belgelerini istedi Yavuz'dan... Amacı ney nereye varacak bu mesele merak ediyorum. Yavuz'un geçmişle ilgili soruları ise çok iyiydi... Belli ki Eylül'le ilgili bazı sahnelere ciddi manada girilecek artık... Önceki sezonda da vurucu sahneler gördük ama o girizgah gibiydi. Daha ileriye gideceğini gösterdi bu kısım. Yavuz'un her şeyi öğrendiği kısımdaki vicdanı ile yüzleşmesi de iyiydi... Vicdanı'nın ilk sezondaki Pilav satan Yavuz görüntüsüyle gelmesi ise keyifliydi... Her şeyi öğrenen Yavuz uyarısını yapıyor, Dünya'yı ele geçirecekler diyor ancak Mecnun ve İsmail'in tepkisi çok iyi... Adamlar bize iş verdi iş... Dünyayı ele geçirecek adam bize iş verir mi... Yavuz paket oldu ve paket olduktan sonra Benjamin onunla konuşmaya geldi... Önceki sezonlarda da çok iyi geyikleri olan bu ikiliye yine müthiş bir sahne çekmişler... Tükürerek diyaloğa başlayan Yavuz'un bu hareketine çok takılan Benjamin... Tükürmek ne abi ya... Özür dileyecek konuma gelen Yavuz... Çok iyi sahneydi baştan sona...
Bölümün en can alıcı kısmı ise ikilinin müdür olmasına rağmen evde kaldıkları kısımda gerçekleşti. Mecnun'un baştan sona aşırı vurucu ve ilgi çekici olan konuşması herkesi derinden etkiledi ve gözleri doldurdu... Hep saçma sapan şeyler yapıyorum... (Sema ile evlendin kısmı...) Sanki çook yıllar önce ölmüş birinin hayatını yaşıyorum. Yani aslında 2011'de öldüm ve sanki boşlukta yaşıyorum... Ne yapsam olmuyor... 10 Ekim 2011 önceki bölümde söylendi ancak Leyla 28 Eylül'de öldü... Bir teoride Mecnun belki de bu durumu kaldıramayıp 10 Ekim'de İsmail abi ile olan sahnesinde o uçurumdan atladı diyordu. Ya da başka türlü de işlenebilir ama sanki Mecnun'un normal bir durumda değil gibi. Paralel evrenlerin yer aldığı bu dünyada bu konudan çok acayip şeyler çıkabilir. Mecnun asıl evreninde ölmüş veya sakat kalmış olabilir. Ben de Özledim'deki finale bu şekilde bağlanabilir. (ben o finali sevmiyorum tabi, kitaptaki çok daha iyi...) Tabi buradan kitaptaki finale de bağlanabilir. Mecnun yine o tarihte sıkışıp kalmıştır. O tarihten sonraki yaşadıkları döngülerden birini izliyoruzdur. O yüzden Mecnun ne yapsa olmuyor moduna gelmiştir. Çölde sıkışan ve hep kendini çölde bulan Mecnun... Finalinde dumur olacağımız bu hikayenin aşırı ilgi çekici şekilde o noktaya gideceğini şimdiden gösteriyor Burak Aksak...
Aynı sahnenin devamında Leyla'ya karşı yaşadığı hisleri de anlatan Mecnun Leyla'yı da çok mutlu ediyor elbette çünkü herkes onları izliyor... Leyla hemen Mecnun'a giderken paket oluyor, Yavuz'un öncesinde Bahar'a oradaki kaliteli sahneden sonra İskender Baba'ya gitmeleri ve sonrasında hepsinin yine paket olup ele geçirilmeleri. İskender Baba'nın eli kaldırdıktan sonra paket olması ve elin Yavuz'a inmesi.. Mecnun'un kendi şirketinde kaybolması, 'Nerenin burasındayım, hiç bir yerin ortasındayım' sahnesini aklıma getirdi... Mecnun her kaybolduğunda bu hissi veriyor, komik... Ekibin bir ara gelmesi, çifte kumruların birbirleriyle olan diyalogları sahne çok iyi giderken Benjamin'den huylanan müdür onları kurtarıyor ve ortalık karışıyor.
Final sahnesi epey iyiydi. Şirketin sahibi olan Vedat'ın planlarının ne olduğunu gördüğümüz sahne... Ancak bunun öncesinde Mecnun'un ben bu herifin patron olduğunu bilseydim bu şirkete işe girer miydim kısmı... Bunu bir türlü idrak edememesi ve 3 4 kez söylemesi kahkaha attırdı... Benjamin'in de sürekli Yeni Dünya demesi ancak bizimkilerin bir türlü konuşmaları dinlememesi... Bizimkilerin tüm monitörlere ve bilgisayarlara dalmaları acayip iyiydi, kahkahalar attım. Sonrasında olay aydınlanınca evlere sızma ve her şeyi ele geçirme kısmına getirilen yoruma verilen tepkiler... Aaaaaaa... Vedat'ın da sakince tavırları çok komik. İşte naif bir karakter. Milyarlık yatırımları elinde patlıyor tüm aletler bozuluyor ve bunları bizimkiler yapıyor o da sakin tepkilerle işte abi şöyle yaptınız böyle yaptınız zaten diyor... Ancak Vedat karakteri biraz gizemli işleniyor. Karabasan müziği çalıyor bölümlerde ama ortalıkta yok. Bu bölüm de Arda'dan bölümüne benzer bir bölümdü zaten. Bir bağlantı çıkabilir aralarında.
Tüm bunlar aşırı keyifli bir sahneyle noktalanırken ona dönmeye karar veren ancak Mecnun'la olamayacağını tekrar anlayan Leyla ona yine ilgi çekici şeyler söylüyor. Senin sevgin zehirli, çevrene zarar veriyor. Bu 3. sezon sonunda da işlenen bir diyalogtu. Mecnun bunu Leyla'ya söylemişti orada ama. Benim sevgim iltihaplı gibi bir sözdü. Mecnun'un terk edilmeye doyamaması ise ayrı bir durum ama bakalım buradan nerelere varacağız... Burak hem geçen sezon hem bu sezon finale dair bol bol 'foreshadowing' atıyor gibi. Finali görünce büyük ihtimal belirli sahnelere dönüp o bağlantıları kurup kafayı yiyeceğiz...
Sonraki bölümün fragmanı Master Chef'teki abinin gelmesi ve yemek üzerinden dönecek ilginç komik sahneler göreceğiz gibi. Komedi odaklı bol bol kahkaha atacağımız bir bölüm olacaktır. Bu kadar büyük bir bölüm olmasını beklemiyorum ama yine de keyif verecektir.