Silik bir bölümdü diyebilirim. İlk sezondaki soygun kadar heyecanlanmadım. Yine polisler fazla aptalca gösterildi, yine soyguncular üstün zekalı. Allah aşkına oraya giren Tokyo ve Denver dahil 2-3 kişi maskesizdi. Hiçbir insan kulu da mı tanımaz aralarından birini?
Aralarına yeni katılan kişilere de ısınamadım henüz. 2 bölümü bitirdik hala soygun tam anlamıyla yeni yeni gerçekleşiyor.
Normal şartlarda o soygundan sonra ekibin dağılmasıyla dizinin bittiği o kadar belli ki. Geri döndürmek için birinin hata yapması gerekiyordu. O da tabi ki ekibin en genci en toyu Rio'ya düştü. Profesör de hepimiz hatalar yaptık, Rio'yu kurtarmamız diyerek bağladı olayı. İlk bölüm yalnızca ekibin tekrar toplanmasıyla geçti zaten.
Ekip demişken tabi Berlin var bir de. Tamam en sevilen karakter Berlin net bir şekilde ama nasıl bir açıklama getirecekler yaşamasına cidden çok merak ediyorum. İlk bölüm öyle bir zahmette bulunmamışlar, zaten sahnesi de kısaydı ama sonraki bölümlerde illa ki bir şekilde açıklamaya çalışacaklardır, bakalım ne çıkacak.
Edit: 2. paragraf hatalı, çeviri kurbanı olmuşuz
2. bölümün yorumunda yazmıştım, buraya da not düşeyim. Berlin'in olduğu sahne büyük günden 5 gün önce diye çevrilmiş ama 5 yıl önceymiş doğrusu. Yani Berlin sadece flashback sahnelerinde var.
O 5 gün öncesi diye gösterilen sahne zaten ilk sezondaki soygundan önce olan sahneler. İkinci bölümde de devam etti bu sahneler aynı şekilde şu anki planla eş zamanlı olarak gösterildi. Zamanında hem darphane için hem de Merkez Bankası için soygun planı yapılmış. Profesör o zaman Merkez Bankası imkansız, darphaneyi soyabiliriz diyor. Şimdi de o imkansız dediği planı uyguluyorlar.
Çok muhteşem ve epik bir bölümdü. Muhteşem ve epik bir hayal kırıklığı.
Hele o son sahnesi yok mu kafayı yedim klişe zehirlenmesinden. Elini yumruk yapıp devrimci edasıyla havaya kaldırmalar filan. Bekledim ki Rio orada vurulsun, ölsün ama hiçbir şey olmadı. Gerçekten büyük hayal kırıklığı ve her şey çok hollywoodvari ilerliyor. İlk iki sezonki karizması kalmadı dizinin, resmen diziden soğutan bir sezon oldu. Gerçi ikinci bir vurgun yapmak için çektiler sezonu, hem dizide hem gerçekte gerçekten de yaptılar.
O 5 gün öncesi diye gösterilen sahne zaten ilk sezondaki soygundan önce olan sahneler. İkinci bölümde de devam etti bu sahneler aynı şekilde şu anki planla eş zamanlı olarak gösterildi. Zamanında hem darphane için hem de Merkez Bankası için soygun planı yapılmış. Profesör o zaman Merkez Bankası imkansız, darphaneyi soyabiliriz diyor. Şimdi de o imkansız dediği planı uyguluyorlar.
Berlin'in olması güzel bir ayrıntı ama ben yine de Merkez Bankası soygununda da olmasını isterdim.
Her ne kadar onlarca kurşun yemiş olsa bile.. Senarist önce 2. sezonda final yapacaklarını düşündüğü için Berlin karakterini öldürdü bence, sonra ekip karardan vazgeçince böyle bir yola başvurdular. Diğer adamı da fena bulmasam da Berlin'i aratmıyor diyemem.
Diğerlerind nazaran daha iyi diyebileceğim bir bölümdü. Daha farklı olsa da ilk bölümün benzerini izledik. Önceki soygun şekillerinin görsel şovu daha kuvvetli olsa da en azından asker tanklarıyla içeriye öylece giriş yapmaları değişik bir stratejiydi.
İçeride Tokyo ve Nairobi'nin sahnelerini beğensem de oradaki başkan ve korumalarının ikisini özellikle Tokyo'yu nasıl tanımadıklarına hayret ettim. Üstelik Profesör'ün açık açık soyguna geliyoruz demesine rağmen. Böyle şeyler benim diziye olan inancımı azaltıyor işte.
Berlin 2'nin gözü çıksın demiştimde adamın gerçekten gözü çıktı.
Şu dazlak koruma da ilerde büyük bir sorun çıkaracak gibi görünüyor. Ben olsam korumaların hepsini teker teker dışarıya atardım.
Stamattina mi sono alzato,
o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,
Stamattina mi sono alzato
E ho trovato l'invasor.
O partigiano portami via
o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,
O partigiano portami via
Che mi sento di morir.
E se io muoio da partigiano
o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,
E se io muoio da partigiano
Tu mi devi seppellir.
Bölümün başları yine traş gibiydi Tokyo’nun sarhoş halleri filan, ama öyle bir son 15-20 dakika yaptılar ki tüyler diken diken oldu. Resmen tüm sezonun rezilliğini daha doğrusu tekrarcılığını affettirdiler. Öyle bir sezon finali oldu ki bu sezonun mecburen tekrar moduna geçtiğini çünkü asıl amacın son sahneyle birlikte 3.sezona yani çetenin halk nezdinde de terörist olarak görülmeye başlanmasına yol açmayı amaçlamışlar ve gerçekten de sezonun genelinin kendini tekrar eden moduna rağmen son kısmı epik yapmışlar.
Önce Rachel’in ölümüyle şok olduk, sonra bozıka sahnesiyle tüyler diken diken; ve hamile polisin profesörü tuzağa düşürdüğünü öğrenmemizle vurucu darbe... İşte sezon genelinde eksikliğini hissettiğimiz o zeka dolu anti-karakter, işte bu sefer hakkını verdi layıkıyla..
Tabi bölümün gazıyla puanı biraz yükselterek veriyorum ama yine de yakın bir bölüm oldu, en azından sezon geneli verilen düşük puanları dengeledi.
Stamattina mi sono alzato,
o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,
Stamattina mi sono alzato
E ho trovato l'invasor.
O partigiano portami via
o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,
O partigiano portami via
Che mi sento di morir.
E se io muoio da partigiano
o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,
E se io muoio da partigiano
Tu mi devi seppellir.
Bölümün başları yine traş gibiydi Tokyo’nun sarhoş halleri filan, ama öyle bir son 15-20 dakika yaptılar ki tüyler diken diken oldu. Resmen tüm sezonun rezilliğini daha doğrusu tekrarcılığını affettirdiler. Öyle bir sezon finali oldu ki bu sezonun mecburen tekrar moduna geçtiğini çünkü asıl amacın son sahneyle birlikte 3.sezona yani çetenin halk nezdinde de terörist olarak görülmeye başlanmasına yol açmayı amaçlamışlar ve gerçekten de sezonun genelinin kendini tekrar eden moduna rağmen son kısmı epik yapmışlar.
Önce Rachel’in ölümüyle şok olduk, sonra bozıka sahnesiyle tüyler diken diken; ve hamile polisin profesörü tuzağa düşürdüğünü öğrenmemizle vurucu darbe... İşte sezon genelinde eksikliğini hissettiğimiz o zeka dolu anti-karakter, işte bu sefer hakkını verdi layıkıyla..
Tabi bölümün gazıyla puanı biraz yükselterek veriyorum ama yine de yakın bir bölüm oldu, en azından sezon geneli verilen düşük puanları dengeledi.
Yine de büyük beklentiye girmeyin, öyle beklentiye girerek izlenen dizi bölümleri ya da filmler beklenen etkiyi vermeyeceği için hayal kırıklığı ile sonuçlanır.
Bir de tabi sezonu taze bitirmiş olmanın verdiği gaza gelmişlik var, yoksa sezonu tek tek ele alsak baya kan dökülür gömerken.
Ama en azından, spoiler olmadan şunu diyebilirim ki izlemeye değmeyecek bir son bölüm, dolasıyla bir sezon olmadı. Yine aynı şekilde, taze taze bitirmek gerekiyor sezonu yoksa oradan buradan spoiler tehlikesi daima vardır malum...
Bu arada söylemeyi unuttum, bu Tokyo da, Tokya’dan beter Rio da ne adi ne aptal ne saçma sapan karakterlerdir böyle? Zaten senaryoyu devam ettirmek için tüm bu curcunayı Rio’nun aptallığı yüzünden olan olaya bağladılar, yetmiyormuş gibi onu kurtarmalarına rağmen havalar havalar! Ulan seni kurtarmak için adamlar gelmişlerini geçmişlerini tehlikeye attı, belki çocuk orada yetim kalacak ama neymiş? Beyimiz değişmiş ve güçlenmiş hücrede! O yüzden illa o an o saat Tokyo’dan ayrılması gerekiyormuş, operasyonun bitmesini beklemek de yok.. Bir de küvette Tokyo’yo geri çevirmesi var ki insan ayrıca deliye dönüyor. İzlemedim ama bu diziden sonra oynadığı şu liseli dizisinde zengin züppe karakteri canlandırıyordu heralde, baya baya onun etkisinde kalmış.
Tokyo’ya ise zaten artık söylenecek çok söz yok, o bütün hakaretleri ve küfürler ilk iki sezon tüketti. Dizi tarihinde böylesine her seferinde “ulan acaba fena bir karakter değil mi” diye gözüküp ardında yedi sülalesinin kulağını çınlatan bir karakter yok, olmadı. Gerçekçi mi değil mi bilmiyorum ama illaki vardır gerçek hayatta da böyle arıza kadınlar. O yüzden o saçma sapan sarhoş olma sahnesini de es geçiyorum.
Nairobi olayı çok güzel kurgulanmış ancak ölme ihtimali yok, zira ölseydi sezon finalinde ölürdü. Hiçbir dizide baş karakterlerden birinin sezon başındaki bölümde öldüğü olmaz, görülmemiştir. Kaldı ki ölecek olsaydı bu bölümde ölmüş olması daha etkileyici olurdu.
Bir de son sahnede füzeyi attıktan sonra Tokyo’nun yerlere kapanıp ağlaması... Hayır Denver olsa tamam diyeceğim de her bölümde polisleri dahi öldüme arzusunda olduğunu kendi iç sesiyle belli eden karakterin o halleri gerçekçi gelmedi. Ama sahte öldürme sahnesi muazzam bir ters köşeydi, tam bir psikolojik savaş.
Ekip içinde ki ilişkileri izledik. Yeni gelen adamdan baya tiksiniyorum. Helsinki öküzü de bi anda kıymetimiz oldu.ss
Kraliçe geldi. Hamile kadın bu işi baya zorlayacak. Hoşuma gitti. Lizbon'un ağzından girip burnundan çıktı.
Bu dizide de belli karakterler hep amacına ulaşıyor ve amacına ulaşırken aşırı zeki oluyorlar ve karşı tarafta aşırı aptal oluyor bi sonra ki sahne de kendisi aşırı aptal gibi davranıyor. Saçma.
Moskow'a bi sahne yazınız oda berbat b*k muhabbetiydi. Son sahnede ki aşıklar sahnesi de duygusuzdu. Nairobi'ye adam mı yok. Bırak şunları yahu