Yılın en beğendiğim filmi kesinlikle. Kafamıza kafamıza siyahi temalı film atılan şu son yıllarda bir inci tanesi gibi sıyrılıyor aradan. 12 Years A Slave kalitesinde bana göre. Tarz olarak çok farklılar ama etki olarak farklılar diyemem. Bu konunun yol temasına yedirilmesi ve vereceği mesajları aralara başarılı bir şekilde serpiştirmesi filmi değerli kılıyor. Tabi bunu güzel bir mizahla ve hoş ikili diyaloglarla süslüyor film. Gözümüze gözümüze sokularak bak siyahileri ezdiler, şöyle yaptılar böyle yaptılar denmiyor. Benim ilgimi çeken nokta bu oldu kesinlikle. Aldığı orjinal senaryo Oscar'ını sonuna kadar hak ediyor.
Viggo Mortensen önce Captain Fantastic sonra bu filmle tekrar ben varım dedi. Adam iyi oyuncu gerçekten. Adaylığı hak etmiş, ödülü alsa niye aldı demem ama güçlü en iyi erkek kategorisinde arkada kalmış. Mahershala Ali de Moonlight'ın yegane tatlarından biriydi, burada ise Doc gibi bir karakteri hissettirdi bize. O sanatçı kibrini, yaşadığı saçmalıklar karşısındaki tavrını sonuna kadar geçirdi seyirciye. Aldığı Oscar hakkıdır.
Bu filmi 2016 yılında bir çok kişi ve tabi ki Akademi tarafından es geçilen Loving'e benzettim. O da siyahi temalı bir filmdi ama filmin o kadar naif ve hoş bir tadı vardı ki benzerlerinden büyük bir titizlikle sivriliyordu. Green Book da aynı şekil bir tat bırakıyor filmden keyif bir tatla, yüzünüzde bir tebessümle ayrılıyorsunuz.
9/10