Zengin ve soylu Develioğlu ailesinin yaşadıkları konakta kara bulutlar dolaşmaktadır. Bu köklü ailenin soyunun devam etmesi, Cihan Develioğlu’nun doğacak olan erkek çocuğuna bağlıdır ancak Cihan, eşinden dolayı çocuk sahibi olamamıştır. Ailesine, geleneklerine özellikle de tüm mal varlığının yegane mirasçısı olarak gördüğü doğacak torunlarına çok önem veren Mukadder Develioğlu, oğlu Cihan Develioğlu’nun erkek çocuk sahibi olabilmesi için acımasız bir oyun oynar. Cihan’ın eşi Beyza’ya tehlikeli bir teklifle giden anne Mukadder Develioğlu, oğlundan boşanmasını ister. Tek amacı erkek torun sahibi olmak olan Mukadder Develioğlu, oğlunun çocuk sahibi olduktan sonra tekrar Beyza ile evleneceğinin sözünü verir.
Hikayenin diğer tarafında ise yokluk içinde yaşamını sürdürmeye çalışan, hayatının baharında bir genç kız vardır. Bu genç kızın ismi Hançer’dir. Adını keskin bakışlarından alan Hançer, hayatını altüst edecek bir teklifle karşı karşıya kalır. Hançer’in fakir olması ve sorun çıkarmayacak bir aileye sahip olmasını fırsat bilen Mukadder Develioğlu, ona oğlu ile evlenerek erkek çocuk dünyaya getirmesi teklifinde bulunur. Hayatının aşkını bulup, mutlu bir evlilik yapma hayalleri kuran Hançer, önce bu teklifi reddetse de abisinin ölümcül bir hastalığının olduğunu öğrenince teklifi kabul etmek zorunda kalır. Geri dönülmez bir yola giren Cihan ve Hançer için artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Büyük bir oyunun içine çekilen, karanlık bir labirentte kaybolmuş bu iki genç, planlanan oyunların aksine aşkın büyüsüne mi kapılacak?
