En Son İzlediğiniz Film? 🎞

Goodbye Berlin (2016)

Önemli meselelere dair sert filmler yapan Fatih Akın'ın şu ana kadar izlediğim en tarzı dışındaki filmi olmuş. Fatih Akın'dan iyi bir "kendini iyi hisset" filmi çıkacağı hiç aklıma gelmezdi. Fakat türünün en iyileri arasında anılacak kadar iyi bir iş çıkarmış...

Film, Almanya'da çok ünlü bir romandan uyarlamaymış. Fatih Akın'ın çoğu filminde olduğu gibi toplumun dışlanan kesimlerinden karakterleri ele almış. Fakat bunlardan çok güzel bir dostluk hikayesi üretmiş. Çok güzel duygular uyandıran bir iş çıkarmış. Beklediğimden çok daha fazla sevdim. Evet, filmin mesajı çok basit ve defalarca işlenen şeyler işlenmiş ama dediğim gibi türünün en iyilerinde olacak kadar iyi şekilde yaptığı için bunlar çok dert değil. Şu an BluTV'de, denk geldiğinizde izlemenizi öneririm...

7.5/10

------------


Sen Benim Her Şeyimsin (2016)

BluTV'ye eklenip iki sevdiğim oyuncu Tolga Çevik ve Melis Birkan'ın varlığını görünce hemen listeme ekledim. Filmin başka bir filmin uyarlaması olduğunu tamamen unutmuşum, filmin açılış jeneriğinde görünce hatırladım. Aslında ilk önce orijinalini izlemek daha iyi olurdu, bir ara izleyip izlememek arasında kalmıştım orijinalini de öyle kalmıştı. Yine de başlamışken tamamladım...

Klişe gibi gözükse de kendi içinde farklılaşmış güzel bir senaryosu var filmin. Tolga Çevik'in performansını beğendim. Küçük kız da sevimliydi. Onların ikisi arasında baba-kız enerjisi bana fazlasıyla geçti ve etkiledi. Filmin verdiği mesaj çok iyiydi. Kan bağının bazen o kadar da önemli olmadığına dair en güzel örneklerden bir tanesi olmuş.

Filmde fazla basit kaçmış ya da yer yer fazla "cringe" sahneler yok değildi ama yine de fazlasıyla underrated buldum filmi. Özellikle ajitasyona bayılan Türk halkı bu filmi nasıl es geçmiş de bu film hiç değer görmemiş anlamadım. Üstelik yönetmen de Kaybedenler Kulübü, Devrim Arabaları gibi yerli sinemada önemli filmlere imza atmış bir yönetmen...

Başta da dediğim gibi keşke orijinalini önce izleseydim ve ona göre de bir kıyaslama yapabilseydim. Senaryo orijinal olsa 0.5-1 puan daha yüksek olabilirdi, bu haliyle:

6.5/10

------------



Museo (2018)

Meksika'daki gerçek bir müze soygunu hikayesinden esinlenmiş bir film. BluTV'den kalkmak üzereyken bir şans vereyim dedim.

Konu özgün olsa da işlenişi biraz sıkıntılı buldum. Karakterleri iyi tanıtamayıp motivasyonlarına ikna edemiyor. Onları umursamıyoruz ve film içerisindeki enteresan enstantanelere tutunmaya çalışıyoruz.

5/10

Klasik Amerikan propagandası filmi. Savaş sahneleri haricinde vasat bir film. Boşta kalınırsa veya Chris Hemsworth seviyorsanız izlenilebilecek bir film.

6/10

Mark Walhberg, Jason Statham, Charlize Theron ve Edward Norton'u bir araya getiren film biraz daha iyi olmalıydı. İyi mi kötü tam emin değilim ama her şeye rağmen beni hem güldürdü hem de aksiyona doyurdu.

Filmdeki soygun planı güzeldi. Aksiyon sahneleri ve özellikle mini cooper olayı zekiceydi. Soygun filmlerini sevenler için ideal bir film.

7/10

Hazır BluTV ücretsizken kendime üç film seçip izledim. Kısaca yorumlarım:

Köksüz (2013)
tt2768444
İstanbullu Gelin'in çok övülen senaristi Deniz Akçay Katıksız'ın ilk ve şimdilik tek filmi. Babalarının ölümünden sonra paramparça olmaya yüz tutan bir ailenin hayatından belli bir kesiti sade ve etkileyici şekilde anlatmış. Çok sıradan sahnelerden büyük duygular çıkarmayı başarmış. Bazı kısımları geliştirilebilirmiş ama gerçekçi diyalogları (kendi babası da gençken vefat etmiş) ve harika performanslar (başta Ahu Türkpençe ve Lale Başar olmak üzere) sayesinde ortaya takdire değer bir iş çıkmış. 7.5/10

Sibel (2018)
tt8696440
Çok ilgi çekici bir karakter ve konu üzerine güzel tespitleri olsa da senaryonun yetersiz kaldığı noktalar var. Sibel hariç diğer karakterlere pek boyut katılamamış gibiydi. Yine de köy gibi insanların birbirine çok yakın olduğu bir habitattaki dışlanmış karakterlere kamerasını çevirmesi ve köhne ahlak anlayışlarını eleştirmesi güzeldi. Karadeniz'in eşsiz doğası, kuş diline yer vermesi ve Damla Sönmez'in harika oyunculuğu sayesinde kolayca izlenen bir yapım. 7/10


Albüm (2016)
tt4909984
Konusu ilgi çekici diye şans vermek istedim ama beklediğimi pek bulamadım. Güzel tespitleri ve eleştirileri olsa da bu konunun hakkını tam olarak verememiş sanki. Murat Kılıç ve Şebnem Bozoklu iyi oynasa da Müfit Kayacan yine kısacık ekran süresiyle rol çalmış diyebilirim. Yönetmenin ilk filmi olduğunu düşünürsek dünya kurma açısından iyi iş çıkarmış ama bir yere varmayan uzun sahneler filmin etkisini bayağı azaltıyor. 6/10

This Must Be the Place (2011)

Sorrentino'yu bir türlü sevemesem de Sean Penn'in sıra dışı performansını merak ettim ve Frances McDormand'ın varlığının da yardımıyla Mubi'ye gelmişken izledim.

Sıra dışı bir rockstarın ününü kaybettikten yıllar sonra, babasının hiç bilmediği kökenlerini araştırmasını ele alıyor film. Yahudi soykırımı konusuna farklı bir yorum getiriyor ama çok başarılı diyemem. Sönmüş bir eksantrik rockstar hikayesi olarak daha ilgi çekiciydi. Sean Penn de abartılı bir rolü iyi oynamış. Görüntü yönetimi güzel, ana karakter çok ilgi çekici ama konusu pek çarpıcı değil...

Az daha unutuyordum. Şarkı seçimleri muazzamdı, filmin en iyi yanıydı belki de.

5.5/10

Film aksiyon bakımından idare eder. Fazla da sıkmıyor ama sonu çok saçma bitti ya. Gördüğüm en saçma sebeplerden biri sunuldu.

6/10

Kevin Hart'ı seviyorsanız izleyebileceğiniz çerezlik bir komedi. Baştan sona hiç sıkmadan akıcı bir şekilde gidiyor. Öyle aman aman anlamayacağınız espiri türü de yok. Herkesin anlayabileceği bir komedisi var. Seyirciye vermek istediği mesajlar da güzeldi.

7/10

phoebebuffay' Alıntı:

The Godfather Coda : The Death of Michael Corleone
Ee part 3'ün aynısı bu? Coppola köklü değişiklikler olucakmış gibi konuşuyordu. Uzun süre üzerinde çalışmtım, tam istediğim gibi oldu. Başı ve sonu farklı olucak diyordu ama farklı bile değil. Direkt ilk sahneyi ve son sahneyi kesmişler. Önceki filmde olmayan toplasan 2-3 dakikalık kısım vardır. Bir de 13 dk süresi kısalmış, ilk ve son sahne dışında hangi sahneleri kestiklerini fark edemedim. Bunlar dışında önceki filmin aynısı. Sazan avı yedik

Genişletmek için tıkla ...

Bu ne ara yayınlandı ya, hiç fark etmemişim inanılmaz.

Yalnız dediğin gibi başı ve sonu tamamen farklı olacak, kurgu değişecek açıklamaları vardı Coppola'nın. Aynı filmi izletmeyeceği iddiasını net bir şekilde veriyordu, demek ki öyle değilmiş. Yine de izleriz tabii.