Call Me by Your Name: Yılın en merak ettiğim filmiydi. İzleyenlerin çoğu da beğenince merakım ve beklentim tavan yapmıştı. Neyse ki beklentimi karşılayan bir film oldu.
Timoti'nin oyunculuğu çok iyi. Adaylık gelecektir bence Oscar'da. Armie Hammer'ı ise beğenemedim. Sanki sadece kaşı, gözü, boyu, posu için alınmış gibi. O olmasaydı film daha iyi olurdu bence.
Görüntüler harikaydı. Bunda İtalya'nın güzelliklerinin büyük etkisi olsa da yönetmen ve görüntü yönetmeni de kullanmayı iyi bilmiş malzemeyi.
Senaryo ise olabildiğine gerçek ve dürüst olmuş. Berbat edilmesi çok büyük olasılık olan şeftali sahnesini bile çok iyi kotarmışlar.
Bir yere çok takılmıştım filmi izlerken ancak sonra düşününce tamam dedim.
Şimdilik 2017'nin en iyisi benim için: 8.5/10 -tan 8-
A Short Film about Love: Kieslowski'nin üç rengi dışında izlediğim ilk filmi. Öykü gibi filmdi. Sevdim mi sevemedim mi emin değilim. Sanki ne çok övülecek ne de yerilecek bir film olmuş. Dekalog'tanmış bu film. Uzun zamandır erteliyordum onu da artık başlarım yavaştan. Kieslowski kendine özgü birisi ve bunu çook farklı bir şekilde yapmıyor. Sade ve karakterlerin öne çıkıyor oluşunu seviyorum. 6/10
Nuovo cinema paradiso: Yıllar önce başlamıştım da devam etmemiştim. Baştan izledim. Sinema sevgisinin anlatıldığı, belki de yönetmenin kendinden çok şey kattığı bir film. Öyle çok bayılamadım ama kötü de değildi. Özellikle son sahnesini izlerken Toto gibi oluyorsunuz. 7/10
Timoti'nin oyunculuğu çok iyi. Adaylık gelecektir bence Oscar'da. Armie Hammer'ı ise beğenemedim. Sanki sadece kaşı, gözü, boyu, posu için alınmış gibi. O olmasaydı film daha iyi olurdu bence.
Görüntüler harikaydı. Bunda İtalya'nın güzelliklerinin büyük etkisi olsa da yönetmen ve görüntü yönetmeni de kullanmayı iyi bilmiş malzemeyi.
Senaryo ise olabildiğine gerçek ve dürüst olmuş. Berbat edilmesi çok büyük olasılık olan şeftali sahnesini bile çok iyi kotarmışlar.
Don sahnesi, mastürbasyon sahnesi de diğer gerçek sahnelerdi.
Elio'nun, Oliver'a açıldığı sahne. Zaten öyle saman altından olmalıydı ancak benim anlamadığım Elio'nun o cesareti nereden bulduğuydu. Daha sonradan anlamış olması ya da anlatmak istemesi mantıksız gelmedi.
Şimdilik 2017'nin en iyisi benim için: 8.5/10 -tan 8-
A Short Film about Love: Kieslowski'nin üç rengi dışında izlediğim ilk filmi. Öykü gibi filmdi. Sevdim mi sevemedim mi emin değilim. Sanki ne çok övülecek ne de yerilecek bir film olmuş. Dekalog'tanmış bu film. Uzun zamandır erteliyordum onu da artık başlarım yavaştan. Kieslowski kendine özgü birisi ve bunu çook farklı bir şekilde yapmıyor. Sade ve karakterlerin öne çıkıyor oluşunu seviyorum. 6/10
Nuovo cinema paradiso: Yıllar önce başlamıştım da devam etmemiştim. Baştan izledim. Sinema sevgisinin anlatıldığı, belki de yönetmenin kendinden çok şey kattığı bir film. Öyle çok bayılamadım ama kötü de değildi. Özellikle son sahnesini izlerken Toto gibi oluyorsunuz. 7/10