Bilmem kaçıncı izleyişim bilmiyorum. Eski filmlerden tekrar izleyeceğim bir liste yaptım, bu filmle açılışı yaptım. Cem Yılmaz, Berat Efe zaten muhteşem. Yüksel Aksu imzası da kaliteyle kendini belli ediyor. Müzikleri, manzarası her şeyiyle süper film. İzlemeyen çok şey kaybeder, muhakkak izleyin derim.
Uzun zamandır Youtube'da görüyordum, yorumları da olumlu olunca listemde izlemek istedim. Amasya'da geçen bir hikaye, görseller süper. Film klasik bir hikaye, vakit geçirmek için izlenebilir. Halil Ergün ne kadar yaşlanmış ve kilo almış. 😱 Yaprak Dökümü'nden sonra hiç izlemedim galiba kendisini, şaşırdım. Oyuncular da iyiydi, yan karakterlerin oyunculuğu biraz sırıtıyordu sanki? Senaryo da klasikti. Müzikleri güzeldi, filme adını veren müziği de baya dinledik.
TRT1'in filmiymiş galiba, vakit geçirmek için izleyebilirsiniz.
Böyle bir filmin konusu niye açılmamış bilmiyorum ama yılın en efsane işlerinden olduğu açık. Sinemada hiçbir filmi hiç böyle tıklım tıklım dolu görmemiştim, böyle kaliteli filmlere rağbet olması olumlu bir şey. Şimdiden sinemada izlediğim en iyi filmler listesine ikinci sıradan girdi diyebilirim.
Agatha Christie farkıyla zaten kurgu, hikaye harika. Fakat filmin bütünü çok iyi, yönetmenliği yani işçiliği de harika. Genelde uyarlamalar hayal kırıklığı yaratır ama bu böyle olmamış, tabi kitabı okumamış olmamın da etkisi var filmden ekstra keyif almama ama genel yorum da bunu gösteriyor. Oyunculukların hepsi karakterlere çok iyi uyum göstermiş. Trende geçen filmleri hep sevmişimdir, bu filmin de kendine has tren havası unutulmazlar arasına girmesine yol açmış cinayet temalı filmlerde.
Sonlara doğru hepsinin alakası olduğunu sezsem bile yine de böyle topluca planlanmış bir cinayet olduğunu beklemiyordum. Film boyunca acaba o mu şu mu bu mu diye kafa patlatırken hepsinin işin içinde olması ve bunu flashbackle gösterdikleri sahne enfesti. Tabi tüneldeki Son Akşam Yemeği göndermesini gözümüze gözümüze sokmaları da bir başka tat bıraktı filmden.
Böyle bir filmin konusu niye açılmamış bilmiyorum ama yılın en efsane işlerinden olduğu açık. Sinemada hiçbir filmi hiç böyle tıklım tıklım dolu görmemiştim, böyle kaliteli filmlere rağbet olması olumlu bir şey. Şimdiden sinemada izlediğim en iyi filmler listesine ikinci sıradan girdi diyebilirim.
Agatha Christie farkıyla zaten kurgu, hikaye harika. Fakat filmin bütünü çok iyi, yönetmenliği yani işçiliği de harika. Genelde uyarlamalar hayal kırıklığı yaratır ama bu böyle olmamış, tabi kitabı okumamış olmamın da etkisi var filmden ekstra keyif almama ama genel yorum da bunu gösteriyor. Oyunculukların hepsi karakterlere çok iyi uyum göstermiş. Trende geçen filmleri hep sevmişimdir, bu filmin de kendine has tren havası unutulmazlar arasına girmesine yol açmış cinayet temalı filmlerde.
Sonlara doğru hepsinin alakası olduğunu sezsem bile yine de böyle topluca planlanmış bir cinayet olduğunu beklemiyordum. Film boyunca acaba o mu şu mu bu mu diye kafa patlatırken hepsinin işin içinde olması ve bunu flashbackle gösterdikleri sahne enfesti. Tabi tüneldeki Son Akşam Yemeği göndermesini gözümüze gözümüze sokmaları da bir başka tat bıraktı filmden.
Kitaba sadık kaldıkları için önemli olan sinemaya aktarmalarındaki gösterimdi ve bence olabildiğim iyi uyarlamışlar o kısmı. Zaten film yani hikaye İspanyol filmleri gibi ters köşeden ters köşeye yatırmayı vaat etmiyor, bir trajediden yola çıkarak soğuk bir intikam öyküsünü anlatıyor. Bu bakımdan bence hiç de fena bir intikam örgüsü değildi.
Vay be 10 yıl olmuş neredeyse, zamanında sinemada izlemiştim. Herkes ağlamıştı, benim gözlerim dolmuştu. Ülkemizde yapılan güzel filmlerden biri, tüylerinizi diken diken eden filmlerden...
Böyle bir filmin varlığından haberdar değildim, kitabı okuduktan sonra öğrendim ve izlemek istedim. Filmden beklediğim tek şey okuduğum hikayeleri görselleştirmesiydi ama o da ne? İki saatlik bir felaket çıktı karşıma.
Kitapta gayet ilginç birçok robot hikayesi varken film pat diye NS-5 hikayesinden başladı. Neyse dedim, demek bunu anlatmaya değer görmüşler. Zaten kitaptaki Nestor hikayesi ile bunun başlangıcının hiç alakası yoktu ama ona da neyse dedim, Dünya'da kalmak istemişler. Filmi izlerken sürekli kitapla karşılaştırdım çünkü tek izleme sebebim kitaptı. Haliyle bayağı sinir oldum ben bu filme. USR var, Calvin var, NS-5 var ama sadece isimleri var, kitapla alakaları kalmamış. Oldukça özgün ve sürükleyici olan bir hikayeyi alıp "robotlar dünyayı ele geçirmeye çalışıyor"a çevirmişler, aferin. Asimov'cuğum iyi ki görmemiş bu filmi.
Başlangıçta fena değil izlenimi veriyordu ama gittikçe bambaşka bir hal aldı. Evet kötü bir film ve oyunculuklar da vasat düzeyde ama sıkıcı değil. Bilim kurgu gibi başlayıp gerilim ve drama doğru evriliyor ama anlık gerilimler.
Böyle bir filmin varlığından haberdar değildim, kitabı okuduktan sonra öğrendim ve izlemek istedim. Filmden beklediğim tek şey okuduğum hikayeleri görselleştirmesiydi ama o da ne? İki saatlik bir felaket çıktı karşıma.
Kitapta gayet ilginç birçok robot hikayesi varken film pat diye NS-5 hikayesinden başladı. Neyse dedim, demek bunu anlatmaya değer görmüşler. Zaten kitaptaki Nestor hikayesi ile bunun başlangıcının hiç alakası yoktu ama ona da neyse dedim, Dünya'da kalmak istemişler. Filmi izlerken sürekli kitapla karşılaştırdım çünkü tek izleme sebebim kitaptı. Haliyle bayağı sinir oldum ben bu filme. USR var, Calvin var, NS-5 var ama sadece isimleri var, kitapla alakaları kalmamış. Oldukça özgün ve sürükleyici olan bir hikayeyi alıp "robotlar dünyayı ele geçirmeye çalışıyor"a çevirmişler, aferin. Asimov'cuğum iyi ki görmemiş bu filmi.
2 yıl önce forum etkinliği kapsamında izlemiştim, dikkatimi çekmişti. Değişik bir film çünkü. Haa evet ülkemizi hafiften hafiften kötülemeye de çalışmışlar. Onun dışında #DirenGezi ile gönderme de yapmışlar.
Film, beş kıza geri kafalı ailede yapılanlar anlatılıyor. Çekimleri harika, görseller harika, film dikkat çekici, müzikler fena değil.
İkinci kez izledim, bu şansı verdiysem size de öneriyorum demektir.
Birçok kez televizyonda gördüğümüz filmlerden biri, efsane derler ya. Ben hiç baştan sona izlemedim, öyle küçük kısımlarını izlemiştim. Bir buçuk saat süresiyle izlenebilecek eğlenceli filmlerden. Kemal Sunal, Şener Şen, Adile Naşit... Ne güzel kadro be, 30-40 yıl önce böyle samimi filmler çektiğimiz için çok seviniyorum.
Tellioğulları ve Seferoğulları çok şımarık ailelersiniz vesselam.
Birçok kez televizyonda gördüğümüz filmlerden biri, efsane derler ya. Ben hiç baştan sona izlemedim, öyle küçük kısımlarını izlemiştim. Bir buçuk saat süresiyle izlenebilecek eğlenceli filmlerden. Kemal Sunal, Şener Şen, Adile Naşit... Ne güzel kadro be, 30-40 yıl önce böyle samimi filmler çektiğimiz için çok seviniyorum.
Tellioğulları ve Seferoğulları çok şımarık ailelersiniz vesselam.