En Son İzlediğiniz Belgesel?

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,683
Reaksiyon puanı
50,347
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Bazen bir sanat formu, bazen bilgiyi aktarmak için ideal bir yöntem. Bazen film formatında bazense çok bölümlü dizi formatında...

Bu başlıkta belgesel türüne dair izlediğiniz en son şeyi paylaşabilir, onunla ilgili yorumlarınızı dile getirebilirsiniz. Yorumunuz belgesel film hakkında da olabilir, bir dizi bölümü hakkında da, bir dizi geneli hakkında da. Türü yeter ki belgesel olsun...

Eğer izlediğiniz belgesel Türkiye'de yayın yapan yasal platformlardan birinde yayınlanıyorsa onu da belirtirseniz sizin gibi izlemek isteyenler açısından faydalı olabilir.

Not: Eğer belgeselin forum içerisinde kendine özel başlığı varsa yorumunuzu öncelikle orada yapmanız daha doğru olacaktır.

1603725817485.png
 

Mediterranean with Simon Reeve (2018)

Simon Reeve'i ilk kez BluTV'deki Rusya belgesel dizisiyle tanımıştım. Onu beğendikten sonra bu 4 bölümlük belgesel diziyi de BluTV'deki listeme eklemiştim ve ondan da çok beğendim...

Simon Reeve öncelikle sempatik ve izlemesi keyif veren biri. Sıradan bir gezi programı gibi değil. Turistik yerlerden ziyade asla gidemeyeceğimiz yerlerdeki hayatlara konuk olup ilgi çekici insanlarla röportajlar yapıp onların sıkıntılarını dile getiriyor...

Akdeniz'i konu alan bu belgesel dizisi için de çok fazla malzeme bulmuş. Her şeyden önce Akdeniz'in ne kadar farklı ülkeleri bir araya getiren payda olduğunu hatırlattı. Gerçekten Akdeniz'in bir kısmı lüks içindeki tatil yerleriyken bir başka kısmı savaşla ya da çok başka dertlerle boğuşuyor. Hepsinden azar azar görmek güzeldi, pek çok açıdan ufku genişleticiydi. Konuyu ele alma şekliyle de son derece sürükleyiciydi.

1 saatlik 4 bölümden oluşuyor. BluTV'de mutlaka önerdiğim belgesellerden.

9/10
 
Son düzenleme:
  • Beğendim
Reactions: Gerekli24

Ingrid Bergman: In Her Own Words (2015)

Son dönemde hem BluTV hem de Mubi'de karşıma çıkan bir belgeseldi. Yakın zamanda Autumn Sonata'da Ingrid Bergman'ı izlemişken belgeselini de izlemek istedim.

Ingrid Bergman sinema tarihinin en güzel ve en ünlü kadınlarından bir tanesi şüphesiz. Özellikle Notorious'ta kendisine hayran kalmıştım. Bu belgesel film de onun yaşamını ele alıyor tahmin edileceği üzere. Oyunculuğa gerçekten aşık bir insanmış ve çoğu zaman her şeyden önce tutmuş. Fakat sonra yaşadığı yasak aşk Hollywood'daki kariyerine büyük bir darbe vurmuş...

Filmin en ilgi çekici bulduğum yanı Autumn Sonata'da canlandırdığı karakterle benzerlikler taşımasıydı. Kendi çocuklarına gerçekten çok fazla değer vermemiş ve oyunculuğu onların dahi önünde tutmuş. Autumn Sonata'nın düşüncelerini pekiştirdiğini söyleyebilirim o yönüyle.

Seyir zevki açısından çok da iyi bulmadım. Çok yavaş ilerleyen, zorlayıcı bir temposu vardı. Günümüzün İsveçli yıldızı olan Alicia Vikander'ın sesi bile bu açıdan kurtarmaya yetmedi.

7/10
 
  • Beğendim
Reactions: Gerekli24

Resistance Fighters (2019)

BluTV'de rastladığım bir başka kaliteli belgesel oldu.

Antibiyotiğin olumsuz yönleri olduğunu biliyordum ve kullanmaktan kaçınıyordum ancak antibiyotik direncinin bu kadar kritik bir küresel konu olduğundan bihaberdim. Ufuk açıcı oldu pek çok yönüyle.

En son antibiyotiğin 1980'lerde bulunmuş olmasına ve tüm antibiyotikleri tüketmek üzere olduğumuz gerçeğine epey şaşırdım. İnsanlığın sonunu yine insanlığın aç gözlülüğü getirecek gibi gözüküyor. Eğer bu konuya önem verilmezse uzak olmayan bir gelecekte geçmişte olduğu gibi sürekli salgın hastalıklar görüp şu günlerde olduğu gibi insanlık olarak çaresiz kalacağız mikroplar, virüsler, bakteriler karşısında. :(

İzlemenizi öneririm. Biraz sıkıcı gibi başlasa da konu çok geçmeden içine çekiyor ve büyük bir ilgiyle izliyorsunuz...

8/10
 

The Kingmaker (2019)

Öncelikle konuyu BluTV reklam başlığına çevirdiğim için özür dilerim ancak gerçekten kaliteli bir belgesel seçkileri var. Şu an izlediğim hemen hemen her şeyi sevdim. Ayrıca Netflix ve Amazon'un belgesellerinin çoğunun iç yapım olması ve asla kaldırılmayacaklarını bilmem de onları ertelememde etken. :D

Belgesel, Filipinler'in efsane başkanı Ferdinand Marcos'un ünlü eşi Imelda Marcos'u mercek altına alıyor. Ferdinand Marcos aslında bildiği bir diktatörmüş. Pek çok karanlık işe imza atıp aile serveti oluşturmuş. Bunu yaparken de ülkenin adını uluslararası arenada duyurmuş, halka da bazı hizmetleri olmuş. Daha sonra Amerika'nın da desteğiyle baştan indirilmiş. Ailece ülkeden sürgün edilmişler. Şimdilerde ise oğlu Bongbong Marcos yeniden ailesinin desteğiyle ülkenin başkan yardımcılığının peşinde koşuyormuş ve ciddi bir oy potansiyeline sahipmiş...

Öncelikle belgeseli çok beğendiğimi söylemeliyim. Çünkü olayları hem Imelda Marcos'un ağzından anlatıyor hem de karşı tarafın düşüncelerine yer verip gerçekleri aktarıyor. Bunu da çok sürükleyici bir şekilde yapıyor. Diktatörler hiçbir zaman kendilerini diktatör gibi görmezler. Imelda Marcos da Filipinler için büyük iş yaptıklarını ve ailece kahraman olduklarını düşünüyor ve buna kendini inandırmış. Fakat gerçekleri görmek zor değil, güç sarhoşluğuna kapılmış bir aile...

İşin üzücü yanı ise Filipinler halkı bu diktatörlerinin devrilmesinin ardından gerçekten daha da kötüye gitmiş. Ülke fakirliğin içine gömülmüş ve çaresizlikten yeniden bu aileye muhtaç kalmışlar... Şimdiki başkanları Rodrigo Duterte de içine düştükleri bu halin açık bir göstergesi. Ona belgeselde az değinmişler. İleride ona ait bir film veya belgesel de izlemeyi isterim çok ilginç bir şahsiyete benziyor. Ferdinand Marcos'tan eksiği yok fazlası var gibi. :)

8/10
 

Williams (2017)


Netflix'ten kaldırılmak üzere olduğunu görünce listeme ekledim. İzleyip izlememe konusunda kararsızdım, bir Formula 1 takımıyla ilgili belgesel ne kadar ilginç olabilir diye tereddüt içindeydim. İyi ki izlemişim. Frank Williams gerçekten hikayesi izlemeye değer biriymiş...

Frank Williams hastalık derecesinde bir araba tutkunuymuş ve çok kötü bir şoförmüş. Sayısız kazaya karışmış ve en büyük kazasını da bir binek araçla yapıp sakat kalmış. Fakat muhteşem bir eşe sahip olmasının da avantajıyla çok zor koşullarda kurduğu Williams takımını zirveye taşımayı başarmış... Tabii çok trajik şeyler de yaşamış, Senna'nın ölümü gibi. :( Formula 1'in zamanında ne kadar ölümcül bir spor olduğuna her fırsatta şaşırıyorum...

Formula 1 ile haşır neşir olduğum dönemlerde koyu bir Ferrari'ci olsam da Juan Pablo Montoya ve Ralf Schumacher nedeniyle en sevdiğim ikinci takımdı Williams. Bundan sonra da ikinci takımım olacak sanırım. Yalnız son yıllarda Bottas'ı yetiştirdikten sonra batmışlar. Frank amca da zaten iyice yaşlanmış. Yerine bakan kızı da bırakıyormuş sanırım. :(

Özellikle Formula 1 sevenlere Netflix'ten 1-2 güne kalkmadan izlemelerini tavsiye ederim...

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: mesmeso

The Price of Everything (2018)

Bir tane Netflix belgeseli araya sıkıştırdığıma göre BluTV'den devam edebilirim. :A

İlginç bir belgeseldi. Sanat ve para arasındaki ilişkiye odaklanan bir filmdi. "Sanat eseri pahalı olmalıdır, yoksa korunamaz." düşüncesi çok doğru olsa da bir tabloya harcanan milyonlar karşısında insan gerçekten hayret ediyor...

Hep deriz ya "bu tabloya nasıl milyon dolarlar veriyorlar" vs. Aslında bu iş de bir çeşit yatırım aracına dönüşmüş. Bir süre önce 895 bin dolara alınmış bir tablonun güncel değerinin 65 milyon dolar olduğunu söylüyordu adamın biri. Başka hiçbir sektörde bu kadar kazanılmaz herhalde. :)

Olaya hem sanatçıların hem simsarların bakış açısından değinilmiş. Bir sanat müzesine gidip fotoğraf inceleme isteği doğurmadı değil. Sanat sever bünyelere tavsiye edilir. :)

7/10
 

Attacking the Devil (2014)

Zamanında Avrupa'da milyonlarca kişinin hayatını karartan bir ilaca dair önemli bir belgeseldi. Günümüzdeki ilaç onay mekanizmalarının da çoğu o dönemlerde ortaya çıkmaya başlamış.

Pek çok insanda çok tuhaf sakatlıklara yol açan bu ilacı ülkemize sokmayan Süreyya Tahsin Aygün'e selamlar olsun. Böyle değerli insanlara değerlerini daha çok vermeliyiz.

Belgesele dönecek olursak anlatım dili olarak sıkıcı buldum. Bence bu olayı çok daha etkili bir şekilde anlatabilirlermiş. Dilerseniz Netflix'te izleyebilirsiniz.

6/10
 

My Octopus Teacher (2020)

Son derece ilgi çekici bir su altı belgeseliydi. Ahtapotlar başta olmak üzere su altı hayvanlarının hayatına yakından bakmak ilgi çekiciydi. Gerçekten çok ilginç canlılar ahtapotlar. Doğada yakından tanımadığımız daha ne tür canlılar var ve bunların hepsinin bir şekilde insanlarla bağ kurabilmeleri inanılmaz... Hain köpek balıklarının yer aldıkları sahneler en baba aksiyon filminden daha heyecanlıydı. :A

Olayı yaşayıp anlatan abimizi de sevdim sevmesine ama iç bayan anlatım tarzı insanı tüketiyor. Bu nedenle iki parçaya bölerek izledim. Yatmadan önce izlenmesi tavsiye olunur, uyku getirme konusunda çok başarılı çünkü. :A

8/10
 

Valparaiso (1963)

Mubi'nin belgesel seçkisiyle genelde anlaşamıyoruz. Ben izlediğim belgeselin bir şeyler katıp bir şeyler öğretmesini istiyorum. Mubi ise olaya fazla sanatsal yaklaşıp iyi çekilmiş ama fazla şey anlatmayan gerçek şeyler sunuyor. İstisnaları da var tabii de bu kısa film de saydığım örneğe uygun yapımlardan biri oldu.

Şili'nin en önemli şehirlerinden birine yıllar önce çekilmiş 20 dakikalık bir bakış sunuyor bu kısa belgesel. Şehir hakkında filmi izlemeden önce hiçbir fikrim yoktu, izledikten sonra da neredeyse hiçbir fikrim yok. Sadece hoş doğal yaşam görüntüleri kaldı geride...

6/10
 

Expedition with Steve Backshall (2019)

BluTV'de rastlayıp bir süredir devam ettiğim 10 bölümlük güzel bir belgesel dizisiydi.

Belgeselin mottosu bugüne dek dünyada hiç kimsenin ayak basmadığı yerlere ayak basıp yeni keşiflerde bulunabilmek. Günümüzde hala dünyada keşfedilmemiş yerler olması gerçekten çok ilginç. Fakat öyle yerlere gidiyorlar ki hala keşfedilmediğine inanıyorsunuz. Çünkü inanılmaz bir azim, cesaret ve konuda uzmanlık gerektiriyor...

Belgeselin sunucusu Steve Backshall'i ilk kez izleyip çok sevdim. Adam her konuda acemiye yatıyor ama maşallah beceremediği ekstrem aktivite yok. :D Özellikle hayvanlarla ilgili bilgisine ise ekstra hayran kaldım. Herhangi bir aşırı nadir görülen hayvanı görünce hemen başlıyor özelliklerini saymaya ve asla hiçbir hayvan korkmuyor onları çok iyi tanıdığı için...

Buzullardan, yağmur ormanlarına, çöl dağlarından yer altı mağaralarına çok güzel bir yolculuktu. Tavsiye ederim.

8/10
 

The Cult of the Family (2019)

Üç bölümlük bir BluTV belgeseliydi, çarpıcı bir konu olsa da izlemesi zordu.

Avustralya'da kendini Hz. İsa'nın reenkarnasyonu olarak tanıtan bir kadının kurduğu tarikatı ele alıyor belgesel. Olaylar bir dizide ya da filmde olsa "o kadar da olamaz artık çok abartmışlar" diyeceğimiz şeyler gerçekten olmuş. Bu dünyadaki insanlıkların korkunçluk seviyelerini hayal bile etmek zor.

Belgeselin ilk bölümü açık ara en iyisiydi. Fakat zaten ağır ve iç karartıcı bir konu olmasının yanında olayların ilginçliğinin giderek azalmaya başlaması izlemeyi zorlaştırdı. 3 saatlik bir dizi yerine 80 dakikalık bir film formatında olsa çok daha sürükleyici olabilirmiş...

6/10
 

David Attenborough: A Life on Our Planet (2020)

93 yaşındaki dünyanın en ünlü belgeselcisinden dünyaya güzel bir uyarı mesajı olmuş. Kısa sayılabilecek sürede çok fazla sayıda çok önemli konuya oldukça etkili şekilde değinilmiş. Görsel olarak da muazzamdı. Herkesin izlemesi, herkese izletilmesi, okullarda ders olarak okutulması gereken bir belgesel...

Dünyayla ilgili gelmekte olan karanlık gelecek anlatılmış ve çözüm önerileri de sunulmuş. Fakat ben bu çözüm önerilerinin uygulanabileceğini çok düşünmüyorum. Gerçekten dinozorlar gibi neslimizin tükenmesi, dünyayı yaşanabilir olmaktan çıkaracağımız günler çok yakın gibi gözüküyor. Dünyada yaşayan son nesillerden olmamız çok muhtemel...

Dünyanın sonunu getirecek olan insanın aç gözlülüğü. Tamam giderek bilinçlenmeye başlıyoruz bazı şeylerde ama nüfusumuz giderek artıyor ve sürekli fakirlik artıyor. Zengin şirketler daha da zenginleşmeye çalıştıkça, bununla birlikte eğitimsiz ve fakir halk umursanmadıkça yoksul nüfus artmaya devam edecek. Dünya üzerindeki problemler de... Ne yazık ki bireysel olarak yapabileceklerimiz çok kısıtlı. Biz de bir üçüncü dünya ülkesi vatandaşı olarak günümüzü kurtarma derdindeyiz. En azından büyük ve zengin devletler bu konuları umursamalı ki dünyanın geleceği çok geç olmadan kurtulabilsin...

Çernobil olayı da hayretlere düşürdü, çok etkileyici olmuş oranın bugünkü haline değinilmesi.

İzlediğim en iyi belgeseldi sanırım. Bir Netflix belgeseli, izlemediyseniz mutlaka izleyin derim.

10/10
 

Bobby Robson: More Than a Manager (2018)

Netflix listemdeydi kalkmak üzere olduğunu görünce hemen izledim.

Açıkçası isim olarak aşinalığım bulunsa da Bobby Robson hakkında neredeyse hiç bilgi sahibi değildim. Büyük adammış gerçekten...

Futbolla ilgilenmeye ilk başladığım yıllarda Newcastle'ı Manchester United, Arsenal ve Liverpool ile birlikte İngiltere'nin en büyük 4-5 takımından biri olarak görürdüm. Meğer bunu tamamen ona borçluymuşuz...

Mourinho'lu, Guardiola'lı, Ronaldo'lu efsane Barcelona sezonuna göz atmak da çok iyiydi. O sezon hem Ronaldo gibi büyük efsanenin doğuşu sağlanmış, hem de günümüzün büyük teknik direktörlerinden ikisinin doğuşu için önemli şeyler olmuş... Saydığım üç ismin de belgesele katkısı çok iyiydi. Özellikle Jose Mourinho'nun arkasından söyledikleri çok etkileyiciydi...

Futbolla ilgilenen herkesin acilen, kalkmadan izlemesini tavsiye ederim...

8/10
 
Belgesel sayılır :A

@bazinga kendisi için konu açmış diyecektim ama araya bu mesaj karışmış :A
Bir iki mesajda bizden olsun bari.
TRT ekranlarında yayınlanan güzel hikayeler var. Onlara denk geldikçe, nadiren arada bakıyorum. Seviyorum hayat hikayelerini.

Bu da onlardan biri

 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

The Story of Diana (2017)

Prenses Diana'nın aşırı ününü ve çok sevildiğini biliyordum ama kendisi hakkındaki bilgim neredeyse hiç yoktu. Bu iki bölümlük belgesel bu konuda çok faydalı oldu.

Sadece basit, güzel bir ünlü değil gerçekten değerli bir insanmış. Keşke herkes ününü böyle iyi şekilde kullanmak için çaba gösterse. Fakat bu kadar iyi bir insanın çoğunlukla mutsuz bir hayat yaşaması, paparazi terörüne kurban gitmesi ve erkenden ölmesi çok üzücü. :( Oğullarıyla ilgili çıkan haberleri görmezden geliyordum ama artık ilgiyle takip edeceğim...

Prenses Diana hakkında bilgisi olmayanlara kesinlikle tavsiye ederim, Netflix'te izleyebilirsiniz. Çok da sürükleyici bir belgeseldi...

9/10
 
  • Beğendim
Reactions: dreamy and xdragxx

Diana: In Her Own Words (2017)

Netflix'ten kalkmadan kaçırmayayım diye iki Diana belgeselini üst üste izlemiş oldum. Biraz tekrar gibi oldu, keşke farklı zamanlarda izleme şansım olsaymış. :)

Bu belgesel de güzeldi ama diğerini çok yakın zamanda izleyince etkisi düştü, fazla yeni bir şey katmadı. Diğer belgesel içerik olarak daha doyurucuydu.

8/10
 
Conan Without Borders

IMDb sayfası olmadığı için paylaşamadım. Aslında pek belgesel denemez Conan'ın komedi şovu içindeki özel bölümler ama öğretici niteliği olduğu için ucundan belgesel türünü de yakalıyor bence.

Çok eğlenceliydi çoğu bölümde bol bol güldüm. Aslında daha fazla bölüm de varmış ama Netflix getirememiş. :( Netflix'teki 6 bölümü izledim sadece ve onlar da bu ay kalkıyormuş... Yalnız İtalya bölümü aşırı büyük hayal kırıklığıydı. Hem İtalya'yı kullanamamış hem de komik değildi... En öğretici ise Haiti oldu çünkü ülke hakkında hiç fikir sahibi değildim. Bu arada Trump sağlam gömülüyor her bölüm. :)

Steven Yeun'lu Kore kısımları harikaydı. En sevdiğim kısım iki Kore arasındaki bölgedeki kısımdı. :)

Bölümler arası beğeni sıralamam:

Kore > Küba > Haiti > İsrail >> Meksika >>> İtalya

8/10