- Katılım
- 27 Haziran 2013
- Mesajlar
- 5,782
- Reaksiyon puanı
- 4,717
- Puanı
- 461
- Konum
- İstanbul Kasabası
- Web Sitesi
- gecmisinmizikacisi.blogspot.com.tr
...
Çiğdem gülün yanındaki notu fark eder.Notu okur.
Çiğdem: “Bu gül yanında solur gider ama o gülüşün hep aklımda kalır.” Aaa kim bu acaba? Yoksa sapık mı var hastane de? Ayy, korktum. Ama sapık olsa taciz ederdi demek ki güzelliğime biri tutulmuş.Tabii bu doğal güzelliğe kim aşık olmaz ki ayoll?
Enver içeri girer.
Enver: Beni mi çağırdınız?
Çiğdem: Yok canım, ben çıkıyorum. Görüşürüz.
Gülü koklayarak odadan çıkar.
Kalp doktoru Selim Sekenin ve Tuğçenin telefonları örtmeye başlar.Hemen acile inerler. Gelen 27 yaşlarında bir erkektir. Kalbine yakın bir mesafede demir çubuk saplanmıştır göğsüne.Selim birtakım incelemeler yapar.
Selim: Hemen ameliyata almalıyız, yakınlarına haber verin.
Tuğçe donup kalmıştır çünkü yatakta yatan nişanlısı Berk’tir.
Tuğçe: Ama ama nasıl?
Selim: Tanıyor musun?
Tuğçe: O benim nişanlım!
Selim: seni ameliyathanem de istemiyorum, savaş hazırlan.
Savaş: Peki hocam.
Tuğçe: Hayır, hayır ben yapabilirim.
Selim: Sana inanmıyorum.
Selim ve Savaş ameliyathaneye inerler.
Demir çubuk Berkin vücudundan çıkarılmıştır.Ancak kalbine büyük bir zarar vermiştir o demir çubuk.O an kalbi duran Berk’i elekroşok cihazıyla hayata döndürmeye çalışır Selim, ama pek bi işe yaramaz.Ameliyatı izleyen Tuğçe fenalaşıp bayılır.
Melike yatak odasında kocasını bekliyordur.Çünkü kocası Arif daha eve gelmemiştir.Birden kapı sesini duyar hemen uyuyor numarasına yatar.Arif yatak odasına sessizce girip yavaşça ceket ve kravatı yatağın üstüne atıp banyoya geçer.Kocası banyoya geçer geçmez hemen yataktan kalkıp ceketini koklamaya başlar.Kadın parfümü kokuyordur.Bi de sarı saç teli bulunca Arif odaya girince yaygarayı koparır.
Melike:Nerdeydin sen? Bu saç teli kimin? Ya ceketine siren şu koku? Kesin gömleğinde de ruj izi vardı.Onu sildin de mi banyoda? Siz erkekler hep aynısınız!
Arif: Melike benden önce kaç erkek hayatındaydı ki bu kadar bilgilisin?
Melike: Vardı işte bi 150 kişi, he 300ü de peşimden koşuyordur.
Arif: 150 pabucum var, 300ü de almamı bekliyor der gibi o ne öyle?
Melike: Sen beni mi oyalıyon? Zaman mı kazanıyon sen? Bu iş penaltılara kadar uzar bak Haydar.
Arif:Haydar mı? Bu kaçıncı sevgilindi de unatamamışsın?
Melike: 30’uncu, 1 yıllık sevgilim 1 yıllıkta nişanlımdı.Böyle sapsarı saçları deniz kadar güzel gözleri vardı.
Arif: Yuh, belli unutamamışsın.Ben ceketimi alıp anamın evine gidiyorum.
Melike: O benim lafım Kazımcım, replik çalmayalım.
Arif: Kazım mı? Ama yiter ya ben gidiyorum, yiter bizdim.
Melike: Adam gibi dur şurada ve açıkla kimin kokusu,saçı ve iziydi?
Arif: İz yok kan vardı. Barda Haydar’ı gördüm adam seni ağzında sakız ediyordu. “Nediyon lan sen” diye bağırdım adam birden kaçmaya başladı. Attım sandalyeyi kafasına yere düştü keriz sonra çaktım iki üç tane o arada kan sıçradı üzerime. Zor aldılar elimden.Orada sarı saçı ve kız gibi kokusu üstüme sinmiş. Hemen seni aldatıyorum sandın di mi? Ben senin hiç aldatır mıyım güzelim?
Aslında olay tam tersi olmuştur Arif dayak yemiş, burnu kanamıştı.
Melike: Kıskanç erkeğim benim.
Sarılırlar.Melike bir yerden kırbaç çıkarır.
Arif: O ne kız? Ne biçim fantezilerin var senin?
Melike: Sus ve yatağa uzan.Uyuyacağız sadece.
Çiğdem internetten dizisini izlerken dizideki çocuk gömleğini çıkartır. Çiğdem çocuğun kaslarına hayran kalır.
Çiğdem: Ayy kaslara bak, Allah ne güzel şeyler yaratıyor öyle. Gelse çiğdem benimle evlen dese beni ne doktorlar ne mühendisler istedi ama hep ben seni bekledim derim yeminle.
Çiğdemin telefona çalar.Ama çiğdem dalmıştır.En sonunda duyar.Arayan Emredir.
Çiğdem: Ne var emre? Güzelc hayal kuramayacak mıyım?
Emre: Çiğdem fazla parlak izleme yoksa üzülürsün.Diyorum sana bulalım sana bir türk kaslı birini.
Çiğdem: Ya oğlum onda adonis falan olmuyor.
Emre: Hayda.
Çiğdem: ya seni beni gece gece rahatsız edeceğine meryemin gittiği bölümü 100.kez izlesene.
Emre: Noldu, kıskandın mı 99 kez izledim diye? Seni kıskanç, pasaklı şey.
Çiğdem:Ne kıskancam be!
Emre: ayol duyduğuma göre sana gül bırakmışlar, neyini beğendilerse?
Çiğdem: ayy oğlum ben de doğal güzellik var bilmiyor musun?
Emre: Ufakta at da civcivler yesin.
Çiğdem: Ya oğlum benle uğraşma git izle dizini.
Emre: Tamam, tamam.
Telefonlar kapanır.Çiğdem diziyi izlemeye ve hayal kurmaya devam eder.
Özgür çalışma odasında Emrenin dosyasına bakıyordur.
Özgür: Tayımı öldürmeyecektin Emre. Senin kariyerini bitirecem.Ha ha ha!
4.Bölümün Sonu
Çiğdem gülün yanındaki notu fark eder.Notu okur.
Çiğdem: “Bu gül yanında solur gider ama o gülüşün hep aklımda kalır.” Aaa kim bu acaba? Yoksa sapık mı var hastane de? Ayy, korktum. Ama sapık olsa taciz ederdi demek ki güzelliğime biri tutulmuş.Tabii bu doğal güzelliğe kim aşık olmaz ki ayoll?
Enver içeri girer.
Enver: Beni mi çağırdınız?
Çiğdem: Yok canım, ben çıkıyorum. Görüşürüz.
Gülü koklayarak odadan çıkar.
Kalp doktoru Selim Sekenin ve Tuğçenin telefonları örtmeye başlar.Hemen acile inerler. Gelen 27 yaşlarında bir erkektir. Kalbine yakın bir mesafede demir çubuk saplanmıştır göğsüne.Selim birtakım incelemeler yapar.
Selim: Hemen ameliyata almalıyız, yakınlarına haber verin.
Tuğçe donup kalmıştır çünkü yatakta yatan nişanlısı Berk’tir.
Tuğçe: Ama ama nasıl?
Selim: Tanıyor musun?
Tuğçe: O benim nişanlım!
Selim: seni ameliyathanem de istemiyorum, savaş hazırlan.
Savaş: Peki hocam.
Tuğçe: Hayır, hayır ben yapabilirim.
Selim: Sana inanmıyorum.
Selim ve Savaş ameliyathaneye inerler.
Demir çubuk Berkin vücudundan çıkarılmıştır.Ancak kalbine büyük bir zarar vermiştir o demir çubuk.O an kalbi duran Berk’i elekroşok cihazıyla hayata döndürmeye çalışır Selim, ama pek bi işe yaramaz.Ameliyatı izleyen Tuğçe fenalaşıp bayılır.
Melike yatak odasında kocasını bekliyordur.Çünkü kocası Arif daha eve gelmemiştir.Birden kapı sesini duyar hemen uyuyor numarasına yatar.Arif yatak odasına sessizce girip yavaşça ceket ve kravatı yatağın üstüne atıp banyoya geçer.Kocası banyoya geçer geçmez hemen yataktan kalkıp ceketini koklamaya başlar.Kadın parfümü kokuyordur.Bi de sarı saç teli bulunca Arif odaya girince yaygarayı koparır.
Melike:Nerdeydin sen? Bu saç teli kimin? Ya ceketine siren şu koku? Kesin gömleğinde de ruj izi vardı.Onu sildin de mi banyoda? Siz erkekler hep aynısınız!
Arif: Melike benden önce kaç erkek hayatındaydı ki bu kadar bilgilisin?
Melike: Vardı işte bi 150 kişi, he 300ü de peşimden koşuyordur.
Arif: 150 pabucum var, 300ü de almamı bekliyor der gibi o ne öyle?
Melike: Sen beni mi oyalıyon? Zaman mı kazanıyon sen? Bu iş penaltılara kadar uzar bak Haydar.
Arif:Haydar mı? Bu kaçıncı sevgilindi de unatamamışsın?
Melike: 30’uncu, 1 yıllık sevgilim 1 yıllıkta nişanlımdı.Böyle sapsarı saçları deniz kadar güzel gözleri vardı.
Arif: Yuh, belli unutamamışsın.Ben ceketimi alıp anamın evine gidiyorum.
Melike: O benim lafım Kazımcım, replik çalmayalım.
Arif: Kazım mı? Ama yiter ya ben gidiyorum, yiter bizdim.
Melike: Adam gibi dur şurada ve açıkla kimin kokusu,saçı ve iziydi?
Arif: İz yok kan vardı. Barda Haydar’ı gördüm adam seni ağzında sakız ediyordu. “Nediyon lan sen” diye bağırdım adam birden kaçmaya başladı. Attım sandalyeyi kafasına yere düştü keriz sonra çaktım iki üç tane o arada kan sıçradı üzerime. Zor aldılar elimden.Orada sarı saçı ve kız gibi kokusu üstüme sinmiş. Hemen seni aldatıyorum sandın di mi? Ben senin hiç aldatır mıyım güzelim?
Aslında olay tam tersi olmuştur Arif dayak yemiş, burnu kanamıştı.
Melike: Kıskanç erkeğim benim.
Sarılırlar.Melike bir yerden kırbaç çıkarır.
Arif: O ne kız? Ne biçim fantezilerin var senin?
Melike: Sus ve yatağa uzan.Uyuyacağız sadece.
Çiğdem internetten dizisini izlerken dizideki çocuk gömleğini çıkartır. Çiğdem çocuğun kaslarına hayran kalır.
Çiğdem: Ayy kaslara bak, Allah ne güzel şeyler yaratıyor öyle. Gelse çiğdem benimle evlen dese beni ne doktorlar ne mühendisler istedi ama hep ben seni bekledim derim yeminle.
Çiğdemin telefona çalar.Ama çiğdem dalmıştır.En sonunda duyar.Arayan Emredir.
Çiğdem: Ne var emre? Güzelc hayal kuramayacak mıyım?
Emre: Çiğdem fazla parlak izleme yoksa üzülürsün.Diyorum sana bulalım sana bir türk kaslı birini.
Çiğdem: Ya oğlum onda adonis falan olmuyor.
Emre: Hayda.
Çiğdem: ya seni beni gece gece rahatsız edeceğine meryemin gittiği bölümü 100.kez izlesene.
Emre: Noldu, kıskandın mı 99 kez izledim diye? Seni kıskanç, pasaklı şey.
Çiğdem:Ne kıskancam be!
Emre: ayol duyduğuma göre sana gül bırakmışlar, neyini beğendilerse?
Çiğdem: ayy oğlum ben de doğal güzellik var bilmiyor musun?
Emre: Ufakta at da civcivler yesin.
Çiğdem: Ya oğlum benle uğraşma git izle dizini.
Emre: Tamam, tamam.
Telefonlar kapanır.Çiğdem diziyi izlemeye ve hayal kurmaya devam eder.
Özgür çalışma odasında Emrenin dosyasına bakıyordur.
Özgür: Tayımı öldürmeyecektin Emre. Senin kariyerini bitirecem.Ha ha ha!
4.Bölümün Sonu