2.Bölüm “Ben Deli Değilim!”
Bir Mr.At Yapımı
İnanç Tuzukuru Hastanesinin toplantı salonunda hastane yönetimi ve özel olarak Özgür Bastıbacak kadını dinlemiş sıra Emre’ye gelmiştir.
Gökmen: Anlat bakalım, niye kadını o hale getirdin?
Emre: Sanki kötü hale çevirmişim gibi konuşmayınız efendim. Kadın çirkindi güzelleştirdik.
Gökmen: Güzelleştirdin demek? Gerisini anlat bakalım.
Emre: Kadını hürremime benzettim. Hürremim.
Gökmen: Hangisine?
Emre: Tabii ki Meryemim değil o Allah’ın lütfü, kadın yaşlı diye Vahide’ye benzettim. Ne güzelleşti işte.
Gökmen: Anlıyorum Emre.
Özgür: (İç Ses) Benim olacaksın Emre binicem üstüne vurcam kırbacı vurcam kırbacı.
Gökmen: Ama maalesef seni Özgür’e emanet edicez. Seni iyi bulmadık psikolojik olarak. Özgür de işe yaramazsa yogaya başlatırız.
Emre: Ben deli değilim!!
Gökmen: Özgür sen açıkla istersen.
Özgür: Emre sen tabii ki deli değilsin ama Muhteşem Yüzyıldan sonra psikolojik olarak iyi değilsin, biz de bunu konuşa konuşa halledicez.
Birden içeri Özgür’ün hastalarından Ali Ozan Kendinibilmez girer.
Ali Ozan: Cevher ve adamları hastaneye bomba koydu ama merak etmeyin aylini aradım muzo yolda.
Özgür: Ali hadi dışarı çık sen bak sihirli kuru fasulye yedicem sana hadi bakıyım.
Ali Ozan: Sihirli ayran da içer miyiz?
Özgür: İçeriz tabii sen çık.
Ali Ozan çıkar.
Gökmen: Neyse. Evet, anlaştığımıza göre toplantı bitmiştir.
Emre yüzü düşük dışarı çıkar.
Öykü: Noldu Emre Bey, iyi misiniz?
Arkadan Özgür çıkagelir.
Özgür: İyi değil, ama düzelicek. İlk randevun saat 5’te bekliyorum.
Özgür gider, Öykü kıkırdamaya başlar.
Emre: Gülme Öykü, yürü Öykü.
Emre: (İç Ses) Kesin o dedi, böyle yapalım diye. Bi unutamadı şu kız meselesini…
Tuğçe kapıyı kilitlemiş ne olduğunu anlamaya çalışıyordur.
Bülent: Selim içeride olduğunu biliyorum, aç şu kapıyı.
Selim: Şimdi faka bastım işte, kaçacak bir yerde yok.Aha bi dk. Camdan yan odaya geçebilirim.
Camdan yan odaya yani Çiğdemin odaya geçer.
Çiğdem: Ayy, noluyor napıyorsun?
Selim: Azcık şuraya saklanabilir miyim, güzel bayan?
Çiğdem: Ne saklanması ayol?
Çiğdem oklavasını çıkartır, Selimi odadan dışarı kovar.Koridorda oklavayla dövmeye başlar.
Selim: Tamam vurma.
Bülent Selimi yerde görünce oda çantasıyla vurmaya başlar.Selim bir hışımla yerden kalkar.
Selim: Aa yeter artık! Bülent bıktım artık senden! Sevmiyorum seni işte anla artık.
Bülent: Çocuğumuz da mı yalan?
Selim: Ne çocuğu? Delirmişsin sen. Al en iyi sana Özgür’ün kartını vereyim çünkü ruhsal sorunların var senin. Sana gelince Doktor hanım çok güzel vuruyorsun.
Selim oradan ayrılır.
Çiğdem: Merhaba Bülent bey konuşmak ister misiniz?
Bülent: Bey mi? Bu tür esprilerden nefret ederim. Düelloya hazır ol.
Düello pozisyonu alırlar. Bülent de oklavasını çıkarmıştır. Düello başlamıştır.
Çiğdem: Ayol ama ben beyi yanlışlıkla dedim. Ağız alışkanlığı, yapmasan mı böyle?
Bülent birden duraksar, oklavasını alıp gider.
Bülent: Geri dönecem Selim!!
2 Saat Sonra
Çiğdem ve bazı hemşireler konferans toplantısında altın günü yapmaktadırlar.
Çiğdem: Ayy ne güzel oldu konferans salonunda gün yapmak, vallah bütün stresi alıyor kızlar.
Fatma Hemşire: Aynen öyle Çiğdem Hanım.
Çiğdem: Ayol kaldırın şu hanımı artık, Çiğdem deyin bana.
Sevda Hemşire: Ayy canıma minnet yemin billaha.
Pelin Hemşire: Aç sana ordan oynak bir şey Hatice, dökelim göbecikleri.
Çiğdem: Kızlar bir yerde okudum kıvırmak zayıflatıyormuş.
Hatice Hemşire: Aa Çiğdem senin zayıflamaya mı ihtiyacın var? Taş gibisin vallahi. Ama ben su içsem yarıyor.
Çiğdem: Ayol neyse dökelim kurtları.
Hepsi birden oynamaya başlar.
Konferans salonunun oradan yürüyen Gökmen bu sesleri duyunca salona dalar.
Gökmen: Konferans değil düğün salonu. Bu ne hal Çiğdem Hanım?
Çiğdem: Ya Gökmenciğim kızlarla stres atıyorduk ne var bunda?
Gökmen: Siz hala ne duruyorsunuz? Müziği kapatıp çıkın salondan!
Hemşireler kaçar gibi çıkar. Gökmen Çiğdem’in yanına gider.
Gökmen: İçki mi içtin sen?
Çiğdem: Yoo, meyve suyu kafa yaptı.
Meyve suyunun tadına bakar.
Gökmen: Hmm, anlıyorum meyve suyu. Çiğdem bu böyle olmaz.Altın günlerini evinizde yapmalısınız.
Çiğdem: Gece kimseye kimseye gelmez ama.
Gökmen: Peki, ama kendine çekidüzen vermelisin.
Çiğdemin alarmı ötmeye başlarken birden Çiğdem bayılır. Gökmen onu kucaklayıp odasına götürür.
Gökmen: Şimdi senin yerine hastaya Ayşen Hanım bakar artık.
Gökmen odadan çıkarken Cerrahi Asistanı Enver’i görür.
Gökmen: Enver, Çiğdem rahatsız biraz gelen hastaya ve Çiğdemin hastalarına Ayşen Hanım bakacak.
Enver: Anlaşıldı Gökmen Bey.
Emre, Özgür’ün odasına lap diye girer.
Özgür: Lütfen kapıyı vurup tekrar girer misin Emre?
Emre: Oldu paşam, başka arzun?
Özgür: Bir de omuzlarıma masaj yapsan çok makbule geçer.
Emre: Nefretinin sebebinin Ayça olduğunu biliyorum Özgür.
2.Bölümün Sonu
Senaryo ve yapımcı:Mr.At
Not : Bu dizi Mr.At aittir , benden yayınlamamı isteyince bende kırmadım onu
Bir Mr.At Yapımı
İnanç Tuzukuru Hastanesinin toplantı salonunda hastane yönetimi ve özel olarak Özgür Bastıbacak kadını dinlemiş sıra Emre’ye gelmiştir.
Gökmen: Anlat bakalım, niye kadını o hale getirdin?
Emre: Sanki kötü hale çevirmişim gibi konuşmayınız efendim. Kadın çirkindi güzelleştirdik.
Gökmen: Güzelleştirdin demek? Gerisini anlat bakalım.
Emre: Kadını hürremime benzettim. Hürremim.
Gökmen: Hangisine?
Emre: Tabii ki Meryemim değil o Allah’ın lütfü, kadın yaşlı diye Vahide’ye benzettim. Ne güzelleşti işte.
Gökmen: Anlıyorum Emre.
Özgür: (İç Ses) Benim olacaksın Emre binicem üstüne vurcam kırbacı vurcam kırbacı.
Gökmen: Ama maalesef seni Özgür’e emanet edicez. Seni iyi bulmadık psikolojik olarak. Özgür de işe yaramazsa yogaya başlatırız.
Emre: Ben deli değilim!!
Gökmen: Özgür sen açıkla istersen.
Özgür: Emre sen tabii ki deli değilsin ama Muhteşem Yüzyıldan sonra psikolojik olarak iyi değilsin, biz de bunu konuşa konuşa halledicez.
Birden içeri Özgür’ün hastalarından Ali Ozan Kendinibilmez girer.
Ali Ozan: Cevher ve adamları hastaneye bomba koydu ama merak etmeyin aylini aradım muzo yolda.
Özgür: Ali hadi dışarı çık sen bak sihirli kuru fasulye yedicem sana hadi bakıyım.
Ali Ozan: Sihirli ayran da içer miyiz?
Özgür: İçeriz tabii sen çık.
Ali Ozan çıkar.
Gökmen: Neyse. Evet, anlaştığımıza göre toplantı bitmiştir.
Emre yüzü düşük dışarı çıkar.
Öykü: Noldu Emre Bey, iyi misiniz?
Arkadan Özgür çıkagelir.
Özgür: İyi değil, ama düzelicek. İlk randevun saat 5’te bekliyorum.
Özgür gider, Öykü kıkırdamaya başlar.
Emre: Gülme Öykü, yürü Öykü.
Emre: (İç Ses) Kesin o dedi, böyle yapalım diye. Bi unutamadı şu kız meselesini…
Tuğçe kapıyı kilitlemiş ne olduğunu anlamaya çalışıyordur.
Bülent: Selim içeride olduğunu biliyorum, aç şu kapıyı.
Selim: Şimdi faka bastım işte, kaçacak bir yerde yok.Aha bi dk. Camdan yan odaya geçebilirim.
Camdan yan odaya yani Çiğdemin odaya geçer.
Çiğdem: Ayy, noluyor napıyorsun?
Selim: Azcık şuraya saklanabilir miyim, güzel bayan?
Çiğdem: Ne saklanması ayol?
Çiğdem oklavasını çıkartır, Selimi odadan dışarı kovar.Koridorda oklavayla dövmeye başlar.
Selim: Tamam vurma.
Bülent Selimi yerde görünce oda çantasıyla vurmaya başlar.Selim bir hışımla yerden kalkar.
Selim: Aa yeter artık! Bülent bıktım artık senden! Sevmiyorum seni işte anla artık.
Bülent: Çocuğumuz da mı yalan?
Selim: Ne çocuğu? Delirmişsin sen. Al en iyi sana Özgür’ün kartını vereyim çünkü ruhsal sorunların var senin. Sana gelince Doktor hanım çok güzel vuruyorsun.
Selim oradan ayrılır.
Çiğdem: Merhaba Bülent bey konuşmak ister misiniz?
Bülent: Bey mi? Bu tür esprilerden nefret ederim. Düelloya hazır ol.
Düello pozisyonu alırlar. Bülent de oklavasını çıkarmıştır. Düello başlamıştır.
Çiğdem: Ayol ama ben beyi yanlışlıkla dedim. Ağız alışkanlığı, yapmasan mı böyle?
Bülent birden duraksar, oklavasını alıp gider.
Bülent: Geri dönecem Selim!!
2 Saat Sonra
Çiğdem ve bazı hemşireler konferans toplantısında altın günü yapmaktadırlar.
Çiğdem: Ayy ne güzel oldu konferans salonunda gün yapmak, vallah bütün stresi alıyor kızlar.
Fatma Hemşire: Aynen öyle Çiğdem Hanım.
Çiğdem: Ayol kaldırın şu hanımı artık, Çiğdem deyin bana.
Sevda Hemşire: Ayy canıma minnet yemin billaha.
Pelin Hemşire: Aç sana ordan oynak bir şey Hatice, dökelim göbecikleri.
Çiğdem: Kızlar bir yerde okudum kıvırmak zayıflatıyormuş.
Hatice Hemşire: Aa Çiğdem senin zayıflamaya mı ihtiyacın var? Taş gibisin vallahi. Ama ben su içsem yarıyor.
Çiğdem: Ayol neyse dökelim kurtları.
Hepsi birden oynamaya başlar.
Konferans salonunun oradan yürüyen Gökmen bu sesleri duyunca salona dalar.
Gökmen: Konferans değil düğün salonu. Bu ne hal Çiğdem Hanım?
Çiğdem: Ya Gökmenciğim kızlarla stres atıyorduk ne var bunda?
Gökmen: Siz hala ne duruyorsunuz? Müziği kapatıp çıkın salondan!
Hemşireler kaçar gibi çıkar. Gökmen Çiğdem’in yanına gider.
Gökmen: İçki mi içtin sen?
Çiğdem: Yoo, meyve suyu kafa yaptı.
Meyve suyunun tadına bakar.
Gökmen: Hmm, anlıyorum meyve suyu. Çiğdem bu böyle olmaz.Altın günlerini evinizde yapmalısınız.
Çiğdem: Gece kimseye kimseye gelmez ama.
Gökmen: Peki, ama kendine çekidüzen vermelisin.
Çiğdemin alarmı ötmeye başlarken birden Çiğdem bayılır. Gökmen onu kucaklayıp odasına götürür.
Gökmen: Şimdi senin yerine hastaya Ayşen Hanım bakar artık.
Gökmen odadan çıkarken Cerrahi Asistanı Enver’i görür.
Gökmen: Enver, Çiğdem rahatsız biraz gelen hastaya ve Çiğdemin hastalarına Ayşen Hanım bakacak.
Enver: Anlaşıldı Gökmen Bey.
Emre, Özgür’ün odasına lap diye girer.
Özgür: Lütfen kapıyı vurup tekrar girer misin Emre?
Emre: Oldu paşam, başka arzun?
Özgür: Bir de omuzlarıma masaj yapsan çok makbule geçer.
Emre: Nefretinin sebebinin Ayça olduğunu biliyorum Özgür.
2.Bölümün Sonu
Senaryo ve yapımcı:Mr.At
Not : Bu dizi Mr.At aittir , benden yayınlamamı isteyince bende kırmadım onu
Son düzenleme: