Dünya'nın Şekliyle İlgili Kafanızı Karıştıracak Enteresan Bilgiler

Ayrıca aya bir kez gidilmedi. Onlarca kez Amerika ve Rusya tarafından insansız, Apollo 11'den 17'ye olmak üzere 6 kez insanlı gidildi. https://en.0wikipedia.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTW9vbl9sYW5kaW5n
Birkaç resime bakarak bence çok da konuşulamaz. Komplo teorisyenleri hep belli başlı birkaç video ve resme bakarak konuşuyor hep. Ama yüzlerce fotoğraf, ve saatlerce video var halbuki.

Bunların, 6sınında muhtemelen videolarını da izleyebilirsin. Saatlerce video bulmak mümkün.
https://www.youtube.com/results?search_query=moon+landing+footage

Ayrıca yatutarsa'nın attığı linkte aklına yatmayan kısımları söylersen mühendis gözüyle bakarak tartışabiliriz :A



Veya videodaki bir cümleyi sorabilirsin dakikasını belirterek veya herhangi bir soru sorabilirsin. Gerçekten her cümleyi söyleyebilirsin, elimden geldiğince ya da araştırıp öğrenerek bilimsel kaynaklarla ve formüllerle cevap vermeye çalışırım.
Kendimi bu işe adadım :D
Haklısın ama bunun film gibi çekilmediği ne malum? :X Çünkü Nasa'nın yaptığı çalışmalardaki fake çalışmaları gördükten sonra Ay'a gitmesi ne kadar gerçekçi gelebilir? Konuda var istersen bir göz at Nasa ile ilgili videoya.

Ben fizikselden ziyade mantıksal düşünüyorum. ABD günümüzde çok güçlü bir devlet ekonomik anlamda masraf diye Ay'a bir uzay gemisi yollamaması ne kadar mantıklı. Bu işle şu ana dek en fazla uğraşan Nasa ve gündeme hep bu tarz açıklamalarla geliyor. Halbuki günümüzdeki teknolojik ve ekonomik şartların daha iyi olduğu ortada. Ayrıca Mars için de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama çok ilginç geldi. :X

Bu arada Mars'la ilgili olan videoyu da izlersen demek istediğimi anlayacaksın.
http://www.hurriyet.com.tr/nasa-insanlari-marsa-goturecek-paraya-sahip-degil-40520162
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Haklısın ama bunun film gibi çekilmediği ne malum? :X Çünkü Nasa'nın yaptığı çalışmalardaki fake çalışmaları gördükten sonra Ay'a gitmesi ne kadar gerçekçi gelebilir? Konuda var istersen bir göz at Nasa ile ilgili videoya.

Ben fizikselden ziyade mantıksal düşünüyorum. ABD günümüzde çok güçlü bir devlet ekonomik anlamda masraf diye Ay'a bir uzay gemisi yollamaması ne kadar mantıklı. Bu işle şu ana dek en fazla uğraşan Nasa ve gündeme hep bu tarz açıklamalarla geliyor. Halbuki günümüzdeki teknolojik ve ekonomik şartların daha iyi olduğu ortada. Ayrıca Mars için de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama çok ilginç geldi. :X

Bu arada Mars'la ilgili olan videoyu da izlersen demek istediğimi anlayacaksın.
http://www.hurriyet.com.tr/nasa-insanlari-marsa-goturecek-paraya-sahip-degil-40520162
Dediğim gibi tartışmaya açığım. Ama fiziksel olarak tartışılmayan bir olay mantıklı değildir bana göre. Mantıksal açıdan düşünüyorsak bunu fizik ile açıklayabilmemiz gerekir. O yüzden mantıksal bakacaksak kanıtlarıyla bakmamız lazım. Aksi takdirde komplo teorilerine komplo teorileri ile karşılık vermiş oluruz.

Yarın bakarım ama. Şimdi forumda muhtemelen hiç yayınlamayacağım dizimin 6 bölümünü yazıyorum :F
 
Bu konu hakkında teknik konuşacak bilgim ya da ilgim yok, sadece işin mantıksal kısmını yenmeye çalışıyorum ve her defasında yuvarlak oluşu daha ağır basıyor. Bakın çok ciddi söylüyorum, dünyanın simülasyon olma ihtimali daima söz konusu olmaya değer ve çürütülemeyecek bir ihtimaldir. VR teknolojinin geldiği noktayı görüyoruz, bundan birkaç on sene sonra bunun beyinlerimize bağlanıp yüzde yüz gerçekçi sanal gerçeklik deneyimleri yaşayacağımız açık. Peki ya çok çok önceden teknoloji zaten çok ileriye gitmişse, yani milyonlarca yıl önce teknoloji bugünden bile daha ilerideyse ve o teknolojiye sahip uygarlık, bir sanal gerçeklik dünyası inşa etmişse? Aslında bu kadar Uçmaya gerek yok, belki de hiçbirimiz insan değiliz ve dünya hiçbir zaman olmadı, uzayın derinliklerinde bir yerde yaşayan birer uzaylı yaratıklarız ve beden biçimimiz çok farklı ve hepimiz bu sanal gerçeklik dünyasına bağlı şekilde yaşıyoruz buna da dünya hayatı diyoruz, öldüğümüz vakit sadece oyun bitmiş olacak, uzaylı hafızamız geri gelecek... Ya da tıpkı Matrix'deki ya da Dark City'deki gibi, gerçekten insanız ama yaşadığımız gerçeklik gerçek değil, hepsi bilincimize oynanmış bir oyun. Bu bağlamda belki de uzay diye bildiğimiz şey bile bambaşka, farklı bir şey....

Bu uzar gider böyle. Ancak kanıtlamak ya da çürütmek mümkün olmadığı için ne kadar düşünsek de bu düşünmenin zaman kaybı olduğu kuşkusuzdur, bu yüzden ben de bu sanal-reel gerçeklik mevzusunu bırakmıştım, eğer sanalsa da gerçekse de nasılsa öldükten sonra ya öğreneceğiz ya öğrenenemeyeceğiz.

Bunu dünyanın düz oluşu muhabbetine söz konusu etmemin sebebi, böyle komplo teorilerinin bilgi birikimi arttıkça daima var olacağını söylemek içindi. Mesela m.s 1250 yılında olsaydık, evren bizim için koca bir sırdı. Dünyanın düz olduğunu düşünüyorduk ve Uzay hakkında hiçbir bilgimiz yoktu, isteyen ayın arka tarafından insanların ya da cinlerin yaşadığına bütün bir ömrü boyunca inanabilirdi. Ama çağlar boyunca bilim geliştikçe, sorulara cevap bulundukça evren hakkında hâlâ hiçbir bilgimiz olmasa bile belli başlı çoğu şeyi öğrendikçe, inananların merakın verdiği o gizemli heyecanı söndü. Hal böyle olunca da yeni yeni komplo teorileri ortaya atma ihtiyacı güddüler. Yarın bir bakmışız Yerçekimini bile sorgulayacak gruplar açılmış internette, güya bilimsel bilimsel yazmışlar üstelik. Her şey mümkün.

Ancak düz dünya komplo teorisinin, simülasyon dünyası komplo teorisinden farkı, gözlem yoluyla kanıtlama ya da çürütme imkanımızın olması. Diyelim ki öğrettikleri her şey yalan, ufuk çizgisi filan hepsi yalan. Peki uzaya çıkıp da dünyanın yuvarlak olduğunu gözlerimizle gördüğümüzü varsayalım, bu sefer nasıl karşı çıkacağız?

Mantığımın almadığı esas hususa geliyorum, dünyanın her alanında birbirlerine rakip olan ve birbirlerini sürükli yenmek isteyen, sürekli galip gelmek isteyen, zamanında birbirini yok edecek kadar ciddileşen Amerika ile Rusya rekabetinde, nasıl olur da Rusya, Amerikanın bu yuvarlak dünya foyasını ortaya çıkarmaz? Eğer dünya düz olsaydı şüphesiz ilk başta Rusya, Amerikanın bu güvenini yerle bir edecek olayı gururla kanıtlar ve tüm dünyaya açıklardı..

Rusya'yı geçtim, Almanya, Kuzen Kore, İran, Hindistan, Japonya, hepsini geçtim Çin yahu Çin. Dünya yuvarlak olacak ve hiçbirinden çatlak ses çıkmayacak, bu nasıl mümkün olabilir ki? Tüm dünyanın tek ses olması, dünyanın düz oluşundan bile daha imkansız geliyor bana. Diyelim ki evet öyle, Amerika ve Rusya arasında bir rekabet yok aslında hepsi dünyanın düz olduğunu saklamak için oynanmış bir oyundu, tüm dünya devletleri bunu biliyor.. Peki tamam ama sahiden, dünyanın düz olmasını saklamak için niçin böyle eşi benzeri görülmemiş bir oyun oynasınlar ki, ellerine ne geçecek, ne faydası dokunacak onlara? Dünyanın simülasyon olması işleri değiştirirdi mesela, simülasyon olduğunun kanıtlaması anarşiye kadar yol açardı, üstelik en başta simülasyonu programlayanlar buna engel olurdu. Peki dünyanın düz olması? Simülasyon da değil madem, yarın diyelim ki kanıtlandı dünya düzmüş. Bunun insanları çok daha şüpheci etmesi dışında kime ne faydası olacak engeli olacak, bu adamlar dünyanın düz değil de yuvarlak olduğunu göstermek istiyor, ellerine ne geçiyor?
 
Dediğim gibi tartışmaya açığım. Ama fiziksel olarak tartışılmayan bir olay mantıklı değildir bana göre. Mantıksal açıdan düşünüyorsak bunu fizik ile açıklayabilmemiz gerekir. O yüzden mantıksal bakacaksak kanıtlarıyla bakmamız lazım. Aksi takdirde komplo teorilerine komplo teorileri ile karşılık vermiş oluruz.

Yarın bakarım ama. Şimdi forumda muhtemelen hiç yayınlamayacağım dizimin 6 bölümünü yazıyorum :F

Bak kesinlikle şu dediğine katılıyorum. Bilimsel olan her şey mantıklıdır ama mantıklı olan her şeyin bilimsel olması gerekmez. Bilim dediğimiz şey de biz daha yokken birileri tarafından ortaya konan şeyler. Benim için bilim her şeyin ötesinde. Fizik'de bir bilim ancak uzay ile ilgili olan kısmını ele aldığımızda mantığa uygun gelmeyen ve çelişen şeyler bulunmakta. Eğer Obama Van Allen kuşağını ileride geçilebileceğini umut ettiğini söylemişse Ay'a nasıl çıkılabilmiş olabilir. Keza Mars'a nasıl gitmiş olabilir? Düz dünya olduğunu savunan kişiler Dünya'nın geoit olabileceğini kanıtlayabilecek bir teknolojik birikime sahip olmadığımızı ve insanların Dünya hakkında çeşitli şeyler düşünmesini engellemek için Nasa gibi bazı uzayla ilgili araştırma ve inceleme yapan şirketlerin ortaya attığını savunuyorlar. Evet çok saçma ama Nasa gibi uzayla ilgili araştırma yapan şirketler neden yapmadıkları şeyleri yapıyormuş gibi gösteriyorlar o halde diyorum... Dediğim gibi bana mantıklı gelmeyen aslında bilimsel olan veriler değil bilimsel bir şey yaptığını ileri sürüp ortaya insanlarla dalga geçen şeyler koymaları.

Neyse izledikten sonra konuşalım bu videoları. O zaman ki düşüncelerini merak ediyorum esas. :X
 
Bu konu hakkında teknik konuşacak bilgim ya da ilgim yok, sadece işin mantıksal kısmını yenmeye çalışıyorum ve her defasında yuvarlak oluşu daha ağır basıyor. Bakın çok ciddi söylüyorum, dünyanın simülasyon olma ihtimali daima söz konusu olmaya değer ve çürütülemeyecek bir ihtimaldir. VR teknolojinin geldiği noktayı görüyoruz, bundan birkaç on sene sonra bunun beyinlerimize bağlanıp yüzde yüz gerçekçi sanal gerçeklik deneyimleri yaşayacağımız açık. Peki ya çok çok önceden teknoloji zaten çok ileriye gitmişse, yani milyonlarca yıl önce teknoloji bugünden bile daha ilerideyse ve o teknolojiye sahip uygarlık, bir sanal gerçeklik dünyası inşa etmişse? Aslında bu kadar Uçmaya gerek yok, belki de hiçbirimiz insan değiliz ve dünya hiçbir zaman olmadı, uzayın derinliklerinde bir yerde yaşayan birer uzaylı yaratıklarız ve beden biçimimiz çok farklı ve hepimiz bu sanal gerçeklik dünyasına bağlı şekilde yaşıyoruz buna da dünya hayatı diyoruz, öldüğümüz vakit sadece oyun bitmiş olacak, uzaylı hafızamız geri gelecek... Ya da tıpkı Matrix'deki ya da Dark City'deki gibi, gerçekten insanız ama yaşadığımız gerçeklik gerçek değil, hepsi bilincimize oynanmış bir oyun. Bu bağlamda belki de uzay diye bildiğimiz şey bile bambaşka, farklı bir şey....

Bu uzar gider böyle. Ancak kanıtlamak ya da çürütmek mümkün olmadığı için ne kadar düşünsek de bu düşünmenin zaman kaybı olduğu kuşkusuzdur, bu yüzden ben de bu sanal-reel gerçeklik mevzusunu bırakmıştım, eğer sanalsa da gerçekse de nasılsa öldükten sonra ya öğreneceğiz ya öğrenenemeyeceğiz.

Bunu dünyanın düz oluşu muhabbetine söz konusu etmemin sebebi, böyle komplo teorilerinin bilgi birikimi arttıkça daima var olacağını söylemek içindi. Mesela m.s 1250 yılında olsaydık, evren bizim için koca bir sırdı. Dünyanın düz olduğunu düşünüyorduk ve Uzay hakkında hiçbir bilgimiz yoktu, isteyen ayın arka tarafından insanların ya da cinlerin yaşadığına bütün bir ömrü boyunca inanabilirdi. Ama çağlar boyunca bilim geliştikçe, sorulara cevap bulundukça evren hakkında hâlâ hiçbir bilgimiz olmasa bile belli başlı çoğu şeyi öğrendikçe, inananların merakın verdiği o gizemli heyecanı söndü. Hal böyle olunca da yeni yeni komplo teorileri ortaya atma ihtiyacı güddüler. Yarın bir bakmışız Yerçekimini bile sorgulayacak gruplar açılmış internette, güya bilimsel bilimsel yazmışlar üstelik. Her şey mümkün.

Ancak düz dünya komplo teorisinin, simülasyon dünyası komplo teorisinden farkı, gözlem yoluyla kanıtlama ya da çürütme imkanımızın olması. Diyelim ki öğrettikleri her şey yalan, ufuk çizgisi filan hepsi yalan. Peki uzaya çıkıp da dünyanın yuvarlak olduğunu gözlerimizle gördüğümüzü varsayalım, bu sefer nasıl karşı çıkacağız?

Mantığımın almadığı esas hususa geliyorum, dünyanın her alanında birbirlerine rakip olan ve birbirlerini sürükli yenmek isteyen, sürekli galip gelmek isteyen, zamanında birbirini yok edecek kadar ciddileşen Amerika ile Rusya rekabetinde, nasıl olur da Rusya, Amerikanın bu yuvarlak dünya foyasını ortaya çıkarmaz? Eğer dünya düz olsaydı şüphesiz ilk başta Rusya, Amerikanın bu güvenini yerle bir edecek olayı gururla kanıtlar ve tüm dünyaya açıklardı..

Rusya'yı geçtim, Almanya, Kuzen Kore, İran, Hindistan, Japonya, hepsini geçtim Çin yahu Çin. Dünya yuvarlak olacak ve hiçbirinden çatlak ses çıkmayacak, bu nasıl mümkün olabilir ki? Tüm dünyanın tek ses olması, dünyanın düz oluşundan bile daha imkansız geliyor bana. Diyelim ki evet öyle, Amerika ve Rusya arasında bir rekabet yok aslında hepsi dünyanın düz olduğunu saklamak için oynanmış bir oyundu, tüm dünya devletleri bunu biliyor.. Peki tamam ama sahiden, dünyanın düz olmasını saklamak için niçin böyle eşi benzeri görülmemiş bir oyun oynasınlar ki, ellerine ne geçecek, ne faydası dokunacak onlara? Dünyanın simülasyon olması işleri değiştirirdi mesela, simülasyon olduğunun kanıtlaması anarşiye kadar yol açardı, üstelik en başta simülasyonu programlayanlar buna engel olurdu. Peki dünyanın düz olması? Simülasyon da değil madem, yarın diyelim ki kanıtlandı dünya düzmüş. Bunun insanları çok daha şüpheci etmesi dışında kime ne faydası olacak engeli olacak, bu adamlar dünyanın düz değil de yuvarlak olduğunu göstermek istiyor, ellerine ne geçiyor?
Yorumun için teşekkür ederim. :X

Aslında o kadar çok derin düşünürsek bu işin içinden çıkamayız. Bir de bana mesela o tarz şeyler de çok akıl karı gelmiyor. Sonuçta bunun hayalini kurarak o şekilde olabileceğini düşünüyorsun yani farklı boyutlarda, farklı bir şekilde düşünen varlık olabileceğini. Gerçi neden olmasın, belki fark etmemizi bekliyor da olabilirler eğer geçmişte yaşayan birileri o kadar büyük bir teknoloji kurup bizi bu dünyaya hapsetmişse? Yani belki bu bir adımdır. Aslında bu Dünya'da var olan bazı kişiler de bizleri böyle yönetiyor olabilirler... Yine de şu an akıl karı gelmiyor bana bu. Dark City'i bilmiyorum ama Matrix'in mantığı güzel olsa da orda bilinç söz konusu. Yani insanın bilinç altına indiğinin farkında. Neyse bu konuyu çok uzatmayalım zira işin içinden çıkamayız dediğim gibi. :F

Yerçekimi'ni zaten şu an sorguluyorlar ve yoğunluktan bahsediyorlar. Yerçekimine değil yoğunluğa bağlıyorlar. Aslında yer çekimi ve yoğunluk birbirine çok yakın kavramlar ama farklı şeyler olduğunu düşünüyorlar düz dünya görüşçüleri. Ben o konuda halen çok farklı düşünmüyorum ama düz dünya olduğunu savunan kişiler yoğun olan maddenin yerde kalacağını savunuyorlar. Mesela hava gibi, hava da bir çok madde gaz halinde. Ama yoğunluğu hafif olan gazla şu an atmosferin yukarısına doğru dağılmış durumdalar. Mesela helyum gibi.

Konudaki videoların ne kadarını izledin bilmiyorum ama Nasa, Mars ve Ay ile ilgili olan videolara göz gezdirdiysen mesela uzay araştırma şirketlerinin düzmece yaptıklarını ortaya çıkarmış adamlar. Bu yurt dışında da çok konuşulmuş mesela. Hatta Obama bazı açıklamalarda bulunmuş bilim dünyası ileriye doğru gittikçe aksini iddia edenler olacaktır. Ciddiye almıyoruz tarzı bir açıklama...

Şimdi bu uzay şirketleri çok ciddi paralar alıyor. Yapılacak olan araştırmaları öne sürerek ciddi anlamda büyük paralar dönüyor. Ve uzayla ilgili yapılacak veya ortaya koyacakları her haber gündemi değiştirmek veya belirleyebilmek için en etkili yol olarak gözleniyor. Mesela Mars'taki yaşam haberi. Günlerce, aylarca konuşuldu. Hatta Nasa koloni göndereceğini söylediği halde geçtiğimiz günlerde bunun için yeterli nakit yok dedi...

Aslında belki çok fazla gözümüzle büyütüyoruz bazı şeyleri. Bundan kaynaklanıyor olabilir. Aslında gerçekten ciddi konular bunlar. 12 ülke bir araya gelip Antarktika için bir anlaşma yapabiliyor kimsenin girmemesi için savunma mekanizması inşa etmişler. Peki ama neden? Hiçbir açıklama yok?

Dünya'nın düz olması daha kabul edilebilir bir şeyken dediğin gibi geçmişte bu ülkeler neden yuvarlak olduğunu kabul etsin ancak etmişler ve mantıklı olarak dünyanın küresel ve geoit olması daha kabul edilebilir geliyor. Ama dediğim gibi bu uzay şirketleri her şeyden önce çok fazla paralar alıyor bulunduğu ülkelerin halklarından. O ülkelerde dış sömürü kaynakları zaten belli. İç sömürü kaynakları da bu şekilde sağlanıyordur? Belki bu konularla ilgili aralarında bir anlaşma sağlamış olabilirler... Eğer Van Allen kuşağını geçemeyecek bir teknolojik birikimden yoksun bir Dünya varsa ortada en iyi yöntem gittiğini söyleyerek ve insanları buna inandıracak yeterli malzemeyi, görüntüyü ve bilimsel dökümanı hazırlayarak film çekmek ve bundan milyarlarca para almaktır... Ki düz dünya görüşü içerisinde olan kişiler bunun olduğunu belirtiyorlar...
 
Yorumun için teşekkür ederim. :X

Aslında o kadar çok derin düşünürsek bu işin içinden çıkamayız. Bir de bana mesela o tarz şeyler de çok akıl karı gelmiyor. Sonuçta bunun hayalini kurarak o şekilde olabileceğini düşünüyorsun yani farklı boyutlarda, farklı bir şekilde düşünen varlık olabileceğini. Gerçi neden olmasın, belki fark etmemizi bekliyor da olabilirler eğer geçmişte yaşayan birileri o kadar büyük bir teknoloji kurup bizi bu dünyaya hapsetmişse? Yani belki bu bir adımdır. Aslında bu Dünya'da var olan bazı kişiler de bizleri böyle yönetiyor olabilirler... Yine de şu an akıl karı gelmiyor bana bu. Dark City'i bilmiyorum ama Matrix'in mantığı güzel olsa da orda bilinç söz konusu. Yani insanın bilinç altına indiğinin farkında. Neyse bu konuyu çok uzatmayalım zira işin içinden çıkamayız dediğim gibi. :F

Yerçekimi'ni zaten şu an sorguluyorlar ve yoğunluktan bahsediyorlar. Yerçekimine değil yoğunluğa bağlıyorlar. Aslında yer çekimi ve yoğunluk birbirine çok yakın kavramlar ama farklı şeyler olduğunu düşünüyorlar düz dünya görüşçüleri. Ben o konuda halen çok farklı düşünmüyorum ama düz dünya olduğunu savunan kişiler yoğun olan maddenin yerde kalacağını savunuyorlar. Mesela hava gibi, hava da bir çok madde gaz halinde. Ama yoğunluğu hafif olan gazla şu an atmosferin yukarısına doğru dağılmış durumdalar. Mesela helyum gibi.

Konudaki videoların ne kadarını izledin bilmiyorum ama Nasa, Mars ve Ay ile ilgili olan videolara göz gezdirdiysen mesela uzay araştırma şirketlerinin düzmece yaptıklarını ortaya çıkarmış adamlar. Bu yurt dışında da çok konuşulmuş mesela. Hatta Obama bazı açıklamalarda bulunmuş bilim dünyası ileriye doğru gittikçe aksini iddia edenler olacaktır. Ciddiye almıyoruz tarzı bir açıklama...

Şimdi bu uzay şirketleri çok ciddi paralar alıyor. Yapılacak olan araştırmaları öne sürerek ciddi anlamda büyük paralar dönüyor. Ve uzayla ilgili yapılacak veya ortaya koyacakları her haber gündemi değiştirmek veya belirleyebilmek için en etkili yol olarak gözleniyor. Mesela Mars'taki yaşam haberi. Günlerce, aylarca konuşuldu. Hatta Nasa koloni göndereceğini söylediği halde geçtiğimiz günlerde bunun için yeterli nakit yok dedi...

Aslında belki çok fazla gözümüzle büyütüyoruz bazı şeyleri. Bundan kaynaklanıyor olabilir. Aslında gerçekten ciddi konular bunlar. 12 ülke bir araya gelip Antarktika için bir anlaşma yapabiliyor kimsenin girmemesi için savunma mekanizması inşa etmişler. Peki ama neden? Hiçbir açıklama yok?

Dünya'nın düz olması daha kabul edilebilir bir şeyken dediğin gibi geçmişte bu ülkeler neden yuvarlak olduğunu kabul etsin ancak etmişler ve mantıklı olarak dünyanın küresel ve geoit olması daha kabul edilebilir geliyor. Ama dediğim gibi bu uzay şirketleri her şeyden önce çok fazla paralar alıyor bulunduğu ülkelerin halklarından. O ülkelerde dış sömürü kaynakları zaten belli. İç sömürü kaynakları da bu şekilde sağlanıyordur? Belki bu konularla ilgili aralarında bir anlaşma sağlamış olabilirler... Eğer Van Allen kuşağını geçemeyecek bir teknolojik birikimden yoksun bir Dünya varsa ortada en iyi yöntem gittiğini söyleyerek ve insanları buna inandıracak yeterli malzemeyi, görüntüyü ve bilimsel dökümanı hazırlayarak film çekmek ve bundan milyarlarca para almaktır... Ki düz dünya görüşü içerisinde olan kişiler bunun olduğunu belirtiyorlar...

Videoların hepsini izleyemedim, ben de hızlıca göz attım ama ne bileyim, İlluminati diye bir örgütün faal olma ihtimali bile daha yüksek geliyor, birazcık fantastik gerçeklik sezdim. İnsanlar materyalist dünyanın basitliğinden sıkıldıkları için yapıyorlarsa peki bu düz dünya teorisi uğraşını?..

Ama dünyanın düz çıkması sadece uzay kurumlarını etkilemez, dünyanın şu an her yerine buram buram yayılmış ve hepimizin esiri olduğumuz Materyalizm denen dünya görüşünü yerle bir eder. Dünya düz çıkarsa insanlar ailelerinden bile şüphelenir Acaba bunlar da bir kurgu mu diye?.. Yani düz dünyacılara göre dünya tam bir Truman Show? O filmi izlemediysen ilk fırsatta izle bence, spoiler vermeyeyim şimdi ama çok güzel ve ilginç bir kurgusu var. Dark City'yi de düz dünya konusuyla ilgili olarak direkt önerebilirim, filmin düz dünyayla alakası yok ama dünyanın düz çıkması ile filmde geçenler yakın şeyler.

Peki ya düz dünya teorisi Hristiyan misyoner kuruluşların gizliden yönettikleri algı operasyonuysa? Dünyanın düz çıkması ancak kilisenin işine gelirdi, hatta eski gücünü bile geri alabilirdi bu yolla..

Güneş sisteminde dünyaya ve öteki galaksilere eşit uzaklıkta bulunan ve hiçbir teleskop yahut duyu işlevleriyle fark edilmesi mümkün olmayan bir uçan çaydanlık söz konusu olabilir, Uçan çaydanlığın olmadığını asla kanıtlayamam ama bu olduğu hakkında tezler ileri sürmeme ya da vakit harcamama da sebep vermez. Dünyanın düz olma ihtimali de öyle, buna hevesli birçok insan olabilir ama bana göre bu zaman kaybıdır, gizli servisleri de geçtim, milyonlarca fizik profesörü var, kafayı uzaya takmış adamlar var. Bunların hepsi mi uyutulmuş? Peki dünyanın yuvarlak olma ihtimali mi yoksa bütün uzay servislerinin bizi kandırma ihtimali mi, üstelik tek elde tutulur bir "Neden?" cevabı yok, para akışı yüzünden bu işe kalkışmaları da mantıklı gelmiyor zaten dünyanın düz olduğunu göstermeye harcadıkları parayı hesaba katarsak...

Geçen ay Barış Özcan'ın şu videosunu izlemiştim, bence kesinlikle olayı çok iyi özetliyor. Özellikle 7.30 dan sonrasına dikkat:

 
Dünya'nın düz olduğunu savunmuyorum zaten. Keza küresel ve geoit olduğunu düşünüyorum ve bana mantıklı gelen de bu. Ama Nasa ve diğer şirketler, uzay ile ilgili yapılan araştırmalar ve çalışmalara olan güvenimi maalesef yitirdim...

Amacım savunmak değil kesinlikle ama ABD gibi büyük bir devlet masraflı diye şu an Ay'a bir uzay gemisi yollamaması sence mantıklı mı Emre?

Attığın linkteki bağlantıyı okudum ama oturmayan şeyler mevcut maalesef açıklamalarda...
Bence mantıklı çünkü çok mantıklı iki sebep var: Daha önce defalarca gidildi, gerekli araştırmalar yapıldı bir daha bir daha gitmenin alemi yok ve bu seyahatler çok pahalı. NASA'nın aldığı ödenek her sene göze batıyor özellikle Trump'ın tutumu belli zaten şimdi daha da zora girecek işler. Sadece NASA da değil diğer kurumların da bütçeleri kısıtlı ve hiçbir sebep yokken Ay'a gidemezler tekrar.
 
Bak kesinlikle şu dediğine katılıyorum. Bilimsel olan her şey mantıklıdır ama mantıklı olan her şeyin bilimsel olması gerekmez. Bilim dediğimiz şey de biz daha yokken birileri tarafından ortaya konan şeyler. Benim için bilim her şeyin ötesinde. Fizik'de bir bilim ancak uzay ile ilgili olan kısmını ele aldığımızda mantığa uygun gelmeyen ve çelişen şeyler bulunmakta. Eğer Obama Van Allen kuşağını ileride geçilebileceğini umut ettiğini söylemişse Ay'a nasıl çıkılabilmiş olabilir. Keza Mars'a nasıl gitmiş olabilir? Düz dünya olduğunu savunan kişiler Dünya'nın geoit olabileceğini kanıtlayabilecek bir teknolojik birikime sahip olmadığımızı ve insanların Dünya hakkında çeşitli şeyler düşünmesini engellemek için Nasa gibi bazı uzayla ilgili araştırma ve inceleme yapan şirketlerin ortaya attığını savunuyorlar. Evet çok saçma ama Nasa gibi uzayla ilgili araştırma yapan şirketler neden yapmadıkları şeyleri yapıyormuş gibi gösteriyorlar o halde diyorum... Dediğim gibi bana mantıklı gelmeyen aslında bilimsel olan veriler değil bilimsel bir şey yaptığını ileri sürüp ortaya insanlarla dalga geçen şeyler koymaları.

Neyse izledikten sonra konuşalım bu videoları. O zaman ki düşüncelerini merak ediyorum esas. :X
Senin attığın videolara henüz bakmadım, ama ay ile ilgili birkaç video izledim. O yüzden şimdi aydan bahsedeceğim.
Biraz araştırma yaptım. Araştırmamı da İngilizce yapmaya özen gösterdim, ki daha kaliteli kaynaklara ulaşma imkanım olsun. Oldu da.
Gerçekten çok ikna edici videolar olsa da hepsinin tek ortak özelliği var, hiçbir bilimsel veri, formül, kanun ya da matematiksel bir hesap sunmuyor. O yüzden bunları bilen insanların yorumları önemli sadece birkaç olgu ile ilgili konuşan insanlardansa.

Obama'nın bahsettiği şirken Nasa değil sanırım, ama bahsettiği konu aslında şu mühendisin bahsettiği konu (Tıkla - Türkçe değil maalesef) Yani Nasa kendi kabul ettiği Van Allen kemerlerinin aşılamayacağını başlıklı konu. Video içeriğinde,
Video Orion projesine ait. Videodaki mühendis projeden bahsederklen, uzaydaki radyasyondan Orion'u korumak için geliştirilen kalkanla ilgili yapılan/yapılacak testlerden bahsediyor. Burada yapılan ilk yorum ise, "E 1969'da geçmiştik, o zamanki kalkanlar neden kullanılmıyor? Yoksa yalan mıydı?"

Öncelikle Van Allen kemerleri dünyanın her yerinde aynı kalınlıkta değil. Adı o yüzden kemer zaten ve ekvator etrafında en kalın iken yukarılara doğru incelen bir kemer. Van Allen kemeri denen şey, elektrikle yüklü parçacıklar aslında. Hatta ekvatora göre yukarı ve aşağı 28 dereceden sonraki kısma kemerin ince bölümü deniyor. Ve Apollo 30 dereceden daha yukarı bir açıdan geçmiş.
http://www.popsci.com/blog-network/vintage-space/apollo-rocketed-through-van-allen-belts

O kalkan insanı koruymaya yeterli, şimdi de yeterli. İnsan konusuna gelirsek, radyasyonun epey bir birimi var. Yani gram, metre gibi birer birim olan sievert, microsievert, Gray, rads, rem, becquerel vb. Uzayda yolculuk yapan bir astronotun uzay yolculuğu sırasında 0.16 and 1.14 rads arasında radyasyona maruz kalacağı söyleniyor.
1.14 rads 11.4 mili-sievert yani 11400 micro-sievert.
Başka kaynaklara göre 80000'e kadar çıkıyor.

Aynı zamanda dünyadaki her birey de radyasyona maruz kalmaktadır. Güneş vb. Sıradan bir insan, bir yılda 2000 micro-sievert miktarında radyasyona maruz kalır. Bu çok cuzi bir rakam. ABD Radyasyon çalışanları yılda maksimum 50bin micro-sievert maruz kalma limitiyle çalışıyormuş. Yani, uzaydaki değerler yüksek değerler değil. Ve asla ölümcül düzeyde değil, 1 milyon micro-sievert'ten sonra ölümcül oluyordu sanırım hatırladığım kadarıyla)
(Hatta yan bilgi olarak şunu vereyim, sıradan bir sigara kullanıcısı yılda 160bin micro-sievert radyasyona maruz kalıyor (astorontların bile iki katı kadar) Ki bu da öldürmüyor onları)
Nasa'nın 1973 yılında yayınlanan vbir dokümanında şöyle bir tablo var.
https://www.hq.nasa.gov/alsj/tnD7080RadProtect.pdf
InnOPhRsSxaD0chrR6E9Mg.jpeg

En fazla 1.14 görülmüş. Yani 11400 micro-sievert

"E 1969'da geçmiştik, o zamanki kalkanlar neden kullanılmıyor? Yoksa yalan mıydı?" sorusuna gelirsek, edindiğim bilgilere göre Apollo zamanında kullanılan bilgisayarların kol saatinden daha gelişmiş yanı yoktu. Daha doğrusu, daha yüksek kapasiteli değillerdi. İşletim sistemi, sürücü çalıştırmak, tarayıcıyı açık tutmak gibi görevleri yok. Tek yaptığı şey toplama/çıkarma/çarpma/bölme. Bunları günümzdeki gibi saliseler içinde yapmasına gerek de yok, zaten öyle bir teknoloji de yok o zamanlar. O zaman kullanılan bilgisayarın yapacağı birkaç belli başlı iş var zaten. Telsiz, roketlerin zamanlaması, birkaç matematiksel hesab vb. Zaten aya gidilip yapılan işlemler manyetik alan ölçmek, numune toplamak vb. gibi faaliyetler. Bunlar çok ilkel kalıyor bunun yanında, ve çok daha gelişmiş sensörlerin olduğu bu çağda gidilse iyi olur. Ama bir sorun var ki, 1960'lı yıllarda kullanılmayan sensörler, mikroişlemciler, transistörler vb. şimdi kullanılırsa o zamankinden çok daha büyük bir koruma/kalkan sistemi gerekir. 1969'da giden Apollo 11'in içinde, sadece 1 ve 0'ları ileten, yani elektriği bir iletip bir iletmeyen 5-6 cm kalınlıkltaki kablolardan ziyade, günümüzde mikrometre ve nanometrelerle ölçülen işlemciler vb. uzaydaki radyasyona karşı çok daha savunmasız oluyor ve bu yola girince bu engelleri aşmak gerekiyor. 1969'daki teknoloji ile yapılmış olsa da şimdiki teknolojinin milyonlarca kat daha fazla veri işleyebilecek cihazların gitmesi için uzaya daha iyi kalkanlar lazım.

Yani diyeceğim o ki, ister "uzayda bayrak mı dalgalanır?" (evet dalgalanır. F=ma. Eğer bayrağı taşıyan kişi bayrağın sapından tutup kuvvet uygularsa (yani taşırsa) bayrak sallanır, bu gayet doğal), ister "kamerayı kim çekiyordu?" tarzı akla mantığa uygun gelen sorular sorulmuş olsun, o sorulara cevap verebilecek profesörler, doktorsını bu konular üzerine yapmış kişilerin yorumu, Youtube'a video yükleyen insanların yorumundan milyon kat daha değerli. Küçük araştırma ile gerçekten mantıklı ve kanıtlı bilgilere ulaşmak mümkün. O sebeple ben hayatımda hiçbir zaman komplo teorilerine inanmam. Kanıtı sunmazsa, hiçbir iddiaya inanmam.
Bu siyasette de böyle. :)

Diğer videoları da izlerim, onları da araştırırım. Bundan erinmem. Ama benim değinmek istediğim nokta bir şey kanıtlanamamışsa, sadece ortada iddia varsa ona inanmak için yeterli argüman yok demektir. Bu argümanlar da iddiaları kanıtlamaya yetmiyor, bu da demek oluyor ki NASA veya diğer şirketlerin işi bilimsel olarak yalanlanmamıştır.

Bazen "çok büyük çaplı yalan" olgusuna inanmaktansa, "yalan"ın yalan olduğuna inanmak daha mantıklı. Bu durumda olduğu gibi bence.
 
Bence mantıklı çünkü çok mantıklı iki sebep var: Daha önce defalarca gidildi, gerekli araştırmalar yapıldı bir daha bir daha gitmenin alemi yok ve bu seyahatler çok pahalı. NASA'nın aldığı ödenek her sene göze batıyor özellikle Trump'ın tutumu belli zaten şimdi daha da zora girecek işler. Sadece NASA da değil diğer kurumların da bütçeleri kısıtlı ve hiçbir sebep yokken Ay'a gidemezler tekrar.
Nasa ile ilgili ortaya çıkan fake görüntüler için ne diyorsun? Konuda da var hatta bunlar. Diyelim ki Nasa Ay'a gerçekten gitti, diğer uzay araştırma şirketleri de gitti. Dünya'nın küresel olduğu konusunda hemfikir oldular. Peki Nasa neden uydu çekimi diye yaptığı canlı yayınları aslında bant yayın yaparak bir stüdyoda gerçekleştiriyor? Veya Mars'a gidildiğini söyleyerek neden Kanada'daki görüntüleri yayınlıyorlar?


 
Nasa ile ilgili ortaya çıkan fake görüntüler için ne diyorsun? Konuda da var hatta bunlar. Diyelim ki Nasa Ay'a gerçekten gitti, diğer uzay araştırma şirketleri de gitti. Dünya'nın küresel olduğu konusunda hemfikir oldular. Peki Nasa neden uydu çekimi diye yaptığı canlı yayınları aslında bant yayın yaparak bir stüdyoda gerçekleştiriyor? Veya Mars'a gidildiğini söyleyerek neden Kanada'daki görüntüleri yayınlıyorlar?


Stüdyo iddialarıyla ilgili pek bilgim yok onları başka bir zaman izleyeceğim ama inşallah ISS'in hiç olmadığını iddia etmiyorlardır? :D Çünkü defalarca gözümle gördüm geçişini.
 
Videoların hepsini izleyemedim, ben de hızlıca göz attım ama ne bileyim, İlluminati diye bir örgütün faal olma ihtimali bile daha yüksek geliyor, birazcık fantastik gerçeklik sezdim. İnsanlar materyalist dünyanın basitliğinden sıkıldıkları için yapıyorlarsa peki bu düz dünya teorisi uğraşını?..

Ama dünyanın düz çıkması sadece uzay kurumlarını etkilemez, dünyanın şu an her yerine buram buram yayılmış ve hepimizin esiri olduğumuz Materyalizm denen dünya görüşünü yerle bir eder. Dünya düz çıkarsa insanlar ailelerinden bile şüphelenir Acaba bunlar da bir kurgu mu diye?.. Yani düz dünyacılara göre dünya tam bir Truman Show? O filmi izlemediysen ilk fırsatta izle bence, spoiler vermeyeyim şimdi ama çok güzel ve ilginç bir kurgusu var. Dark City'yi de düz dünya konusuyla ilgili olarak direkt önerebilirim, filmin düz dünyayla alakası yok ama dünyanın düz çıkması ile filmde geçenler yakın şeyler.

Peki ya düz dünya teorisi Hristiyan misyoner kuruluşların gizliden yönettikleri algı operasyonuysa? Dünyanın düz çıkması ancak kilisenin işine gelirdi, hatta eski gücünü bile geri alabilirdi bu yolla..

Güneş sisteminde dünyaya ve öteki galaksilere eşit uzaklıkta bulunan ve hiçbir teleskop yahut duyu işlevleriyle fark edilmesi mümkün olmayan bir uçan çaydanlık söz konusu olabilir, Uçan çaydanlığın olmadığını asla kanıtlayamam ama bu olduğu hakkında tezler ileri sürmeme ya da vakit harcamama da sebep vermez. Dünyanın düz olma ihtimali de öyle, buna hevesli birçok insan olabilir ama bana göre bu zaman kaybıdır, gizli servisleri de geçtim, milyonlarca fizik profesörü var, kafayı uzaya takmış adamlar var. Bunların hepsi mi uyutulmuş? Peki dünyanın yuvarlak olma ihtimali mi yoksa bütün uzay servislerinin bizi kandırma ihtimali mi, üstelik tek elde tutulur bir "Neden?" cevabı yok, para akışı yüzünden bu işe kalkışmaları da mantıklı gelmiyor zaten dünyanın düz olduğunu göstermeye harcadıkları parayı hesaba katarsak...

Geçen ay Barış Özcan'ın şu videosunu izlemiştim, bence kesinlikle olayı çok iyi özetliyor. Özellikle 7.30 dan sonrasına dikkat:

Zaten düz dünya görüşçüleri Dünya'nın küresel olmasını öne sürenlerin masonlar olduğunu iddia ediyorlar. Bunun da nedeni olarak amblemlerinde vektör işareti olması bütün uzay araştırma şirketlerinin birbiriyle ilişkili olduğunu gösteriyor diyorlar. Bir de Birleşmiş Milletler'in logosu düz dünya logosu, o da çok enteresan.

birlesmis_milletler_logo.png


Filmler aklımda olacak. İlk fırsatta izlemek istiyorum. Fakat Dünya'da bir iş peşindeysen diğer ülkelerden bağımsız hareket etmek gerçekten zor. Bu adamlarda uzay ile ilgili araştırma konusunda birlikte hareket ediyor olabilir. Neden etmesin ki? İşin perde arkasındaki kısımlarından haberimiz yok. Nasa'nın öne sürdüğü ve ortaya koyduğu, neye göre hesaplar yapıp bulduğu son derece bilimsel olarak gösterilen verilere baktığımızda gerçekten çoğu insanlar olarak hemen kabullenme sürecine giriyoruz. Aslında sorgulamak gerekiyor. Ben şimdi düz dünya görüşçülerini savunmak gibi bir duruma düştüm ama amacım savunmak değil. Gerçekten iki tarafında mantıklı mantıksız pek çok şeyini ortaya koymak mümkün. Ben zaten bugün bilimsel veriler ortaya koyan bir şirketin neden film gibi çektiği görüntüleri gerçek görüntüler olarak yayınladığını anlayamıyorum...

Barış Özcan'ın bu videosunu izlemiştim youtube'da ama gerçekten o da Nasa'nın keza diğer uzay şirketlerinin bilimsel olarak öne sürdüklerinden ve siyasi stratejilerinden dolayı mantıklı olanın seninle de konuşmuştuk küresel dünya olduğunu söylüyor. Neden böyle bir yalan söylesinler demeye getiriyor? Fakat birçok sebebi var az önce de söylediğim gibi bu araştırma şirketleri için gerçekten çok büyük paralar dönüyor. Ayrıca gündem değiştirmek ve insanların dikkatini bir yere çekmek, bu Dünya'yı yetersiz görmek gibi pek çok fikir gelişiyor insanın algısında...

Stüdyo iddialarıyla ilgili pek bilgim yok onları başka bir zaman izleyeceğim ama inşallah ISS'in hiç olmadığını iddia etmiyorlardır? :D Çünkü defalarca gözümle gördüm geçişini.
Hiç olmadığını iddia ediyorlar ama bunun sebeplerini çok net bir şekilde ortaya koyuyorlar. :X
 
Senin attığın videolara henüz bakmadım, ama ay ile ilgili birkaç video izledim. O yüzden şimdi aydan bahsedeceğim.
Biraz araştırma yaptım. Araştırmamı da İngilizce yapmaya özen gösterdim, ki daha kaliteli kaynaklara ulaşma imkanım olsun. Oldu da.
Gerçekten çok ikna edici videolar olsa da hepsinin tek ortak özelliği var, hiçbir bilimsel veri, formül, kanun ya da matematiksel bir hesap sunmuyor. O yüzden bunları bilen insanların yorumları önemli sadece birkaç olgu ile ilgili konuşan insanlardansa.

Obama'nın bahsettiği şirken Nasa değil sanırım, ama bahsettiği konu aslında şu mühendisin bahsettiği konu (Tıkla - Türkçe değil maalesef) Yani Nasa kendi kabul ettiği Van Allen kemerlerinin aşılamayacağını başlıklı konu. Video içeriğinde,
Video Orion projesine ait. Videodaki mühendis projeden bahsederklen, uzaydaki radyasyondan Orion'u korumak için geliştirilen kalkanla ilgili yapılan/yapılacak testlerden bahsediyor. Burada yapılan ilk yorum ise, "E 1969'da geçmiştik, o zamanki kalkanlar neden kullanılmıyor? Yoksa yalan mıydı?"

Öncelikle Van Allen kemerleri dünyanın her yerinde aynı kalınlıkta değil. Adı o yüzden kemer zaten ve ekvator etrafında en kalın iken yukarılara doğru incelen bir kemer. Van Allen kemeri denen şey, elektrikle yüklü parçacıklar aslında. Hatta ekvatora göre yukarı ve aşağı 28 dereceden sonraki kısma kemerin ince bölümü deniyor. Ve Apollo 30 dereceden daha yukarı bir açıdan geçmiş.
http://www.popsci.com/blog-network/vintage-space/apollo-rocketed-through-van-allen-belts

O kalkan insanı koruymaya yeterli, şimdi de yeterli. İnsan konusuna gelirsek, radyasyonun epey bir birimi var. Yani gram, metre gibi birer birim olan sievert, microsievert, Gray, rads, rem, becquerel vb. Uzayda yolculuk yapan bir astronotun uzay yolculuğu sırasında 0.16 and 1.14 rads arasında radyasyona maruz kalacağı söyleniyor.
1.14 rads 11.4 mili-sievert yani 11400 micro-sievert.
Başka kaynaklara göre 80000'e kadar çıkıyor.

Aynı zamanda dünyadaki her birey de radyasyona maruz kalmaktadır. Güneş vb. Sıradan bir insan, bir yılda 2000 micro-sievert miktarında radyasyona maruz kalır. Bu çok cuzi bir rakam. ABD Radyasyon çalışanları yılda maksimum 50bin micro-sievert maruz kalma limitiyle çalışıyormuş. Yani, uzaydaki değerler yüksek değerler değil. Ve asla ölümcül düzeyde değil, 1 milyon micro-sievert'ten sonra ölümcül oluyordu sanırım hatırladığım kadarıyla)
(Hatta yan bilgi olarak şunu vereyim, sıradan bir sigara kullanıcısı yılda 160bin micro-sievert radyasyona maruz kalıyor (astorontların bile iki katı kadar) Ki bu da öldürmüyor onları)
Nasa'nın 1973 yılında yayınlanan vbir dokümanında şöyle bir tablo var.
https://www.hq.nasa.gov/alsj/tnD7080RadProtect.pdf
InnOPhRsSxaD0chrR6E9Mg.jpeg

En fazla 1.14 görülmüş. Yani 11400 micro-sievert

"E 1969'da geçmiştik, o zamanki kalkanlar neden kullanılmıyor? Yoksa yalan mıydı?" sorusuna gelirsek, edindiğim bilgilere göre Apollo zamanında kullanılan bilgisayarların kol saatinden daha gelişmiş yanı yoktu. Daha doğrusu, daha yüksek kapasiteli değillerdi. İşletim sistemi, sürücü çalıştırmak, tarayıcıyı açık tutmak gibi görevleri yok. Tek yaptığı şey toplama/çıkarma/çarpma/bölme. Bunları günümzdeki gibi saliseler içinde yapmasına gerek de yok, zaten öyle bir teknoloji de yok o zamanlar. O zaman kullanılan bilgisayarın yapacağı birkaç belli başlı iş var zaten. Telsiz, roketlerin zamanlaması, birkaç matematiksel hesab vb. Zaten aya gidilip yapılan işlemler manyetik alan ölçmek, numune toplamak vb. gibi faaliyetler. Bunlar çok ilkel kalıyor bunun yanında, ve çok daha gelişmiş sensörlerin olduğu bu çağda gidilse iyi olur. Ama bir sorun var ki, 1960'lı yıllarda kullanılmayan sensörler, mikroişlemciler, transistörler vb. şimdi kullanılırsa o zamankinden çok daha büyük bir koruma/kalkan sistemi gerekir. 1969'da giden Apollo 11'in içinde, sadece 1 ve 0'ları ileten, yani elektriği bir iletip bir iletmeyen 5-6 cm kalınlıkltaki kablolardan ziyade, günümüzde mikrometre ve nanometrelerle ölçülen işlemciler vb. uzaydaki radyasyona karşı çok daha savunmasız oluyor ve bu yola girince bu engelleri aşmak gerekiyor. 1969'daki teknoloji ile yapılmış olsa da şimdiki teknolojinin milyonlarca kat daha fazla veri işleyebilecek cihazların gitmesi için uzaya daha iyi kalkanlar lazım.

Yani diyeceğim o ki, ister "uzayda bayrak mı dalgalanır?" (evet dalgalanır. F=ma. Eğer bayrağı taşıyan kişi bayrağın sapından tutup kuvvet uygularsa (yani taşırsa) bayrak sallanır, bu gayet doğal), ister "kamerayı kim çekiyordu?" tarzı akla mantığa uygun gelen sorular sorulmuş olsun, o sorulara cevap verebilecek profesörler, doktorsını bu konular üzerine yapmış kişilerin yorumu, Youtube'a video yükleyen insanların yorumundan milyon kat daha değerli. Küçük araştırma ile gerçekten mantıklı ve kanıtlı bilgilere ulaşmak mümkün. O sebeple ben hayatımda hiçbir zaman komplo teorilerine inanmam. Kanıtı sunmazsa, hiçbir iddiaya inanmam.
Bu siyasette de böyle. :)

Diğer videoları da izlerim, onları da araştırırım. Bundan erinmem. Ama benim değinmek istediğim nokta bir şey kanıtlanamamışsa, sadece ortada iddia varsa ona inanmak için yeterli argüman yok demektir. Bu argümanlar da iddiaları kanıtlamaya yetmiyor, bu da demek oluyor ki NASA veya diğer şirketlerin işi bilimsel olarak yalanlanmamıştır.

Bazen "çok büyük çaplı yalan" olgusuna inanmaktansa, "yalan"ın yalan olduğuna inanmak daha mantıklı. Bu durumda olduğu gibi bence.
Konuya bu noktalardan bakmak da gerçekten önemli. Ancak şöyle bir durum var, bu adamlar bilimsel olarak veri elde edebilecek kadar büyük ve önemli projeler yapamıyorlar. Çünkü böyle konularda destek almıyorlar, alamıyorlar. Ama buna rağmen birçok şey öne sürebiliyorlar. Ve öne sürdükleri açıklamalarda insanları tatmin edemediği için aslında bu konu bu kadar ilgi çekiyor şu an. Dünya'da pek çok insanın ciddi anlamda güvensizliği oluşmuş durumdalar. Videoları izlersen ne demek istediğimi anlayacaksın. Sadece Ay'a karşı değil, hem Ay ile ilgili söylediğin şey de gerçekten mantıklı mı? Yani teknolojik anlamda geçmişte bir kalkan üretebiliyor Nasa ve diğerleri, şimdi üretemiyorlar mı? Gereksiz mi Ay'a çıkmak zaten çıktılar değil mi? Yahu gözünü Mars'a diken bir uzay araştırma bilimcisi sözde Ay'a çıkmayı gereksiz ve çok masraflı görüyor. Mars'a koloni göndermekten bahsediyorsun. Ama bugün Mars'a da koloni göndermek için nakitimiz yok diyorlar. :X Çok komik bu tür açıklamalar bence...
 
Konuya bu noktalardan bakmak da gerçekten önemli. Ancak şöyle bir durum var, bu adamlar bilimsel olarak veri elde edebilecek kadar büyük ve önemli projeler yapamıyorlar. Çünkü böyle konularda destek almıyorlar, alamıyorlar. Ama buna rağmen birçok şey öne sürebiliyorlar. Ve öne sürdükleri açıklamalarda insanları tatmin edemediği için aslında bu konu bu kadar ilgi çekiyor şu an. Dünya'da pek çok insanın ciddi anlamda güvensizliği oluşmuş durumdalar. Videoları izlersen ne demek istediğimi anlayacaksın. Sadece Ay'a karşı değil, hem Ay ile ilgili söylediğin şey de gerçekten mantıklı mı? Yani teknolojik anlamda geçmişte bir kalkan üretebiliyor Nasa ve diğerleri, şimdi üretemiyorlar mı? Gereksiz mi Ay'a çıkmak zaten çıktılar değil mi? Yahu gözünü Mars'a diken bir uzay araştırma bilimcisi sözde Ay'a çıkmayı gereksiz ve çok masraflı görüyor. Mars'a koloni göndermekten bahsediyorsun. Ama bugün Mars'a da koloni göndermek için nakitimiz yok diyorlar. :X Çok komik bu tür açıklamalar bence...
Benim dediğim kısımda matıksız bir yer yok
Nitekim onlar benim cümlelerim değil. Elektrik-Elektronik Mühendisi birilerinin cümleleri. 5-6 cm kalınlıktaki kablonun yanında birkaç mikrometre, milimetre büyüklükteki cihazların dayanıklılığı karşılaştırılamaz derecede zayıf. Bunların korunması için geliştirlien kalkan da çok daha dayanıklı olmalı. Dayanıklılık da fiyatla doğru orantılı değil ayrıca, insan ister istemez doğru orantılı düşünüyor. Dayanıklılığı sadece iki katına çıkarmak 20 kat teknoloji 200 kat fazla masraf demektir. Yani geçmişte üretilen kalkan o koca koca kablo ve dana gibi bilgisayarları korumaya yeter ama şimdi kullanılan mikrobilgisayarları korumaya yetmez. O yüzden, 40 yıldır O Low Earth Orbit denen kısmın üstüne geçmediler, zaten ihtiyaç da hissetmediler. Ay tamamdı, diğerlerine bakmaya geldi sıra. Bilgisayarlar gelişti ve daha da dayanıksızlaştı. Bu teknolojinin gelişim sürecinde kaçınılmaz bir sonuç. Ama dediğin gibi Ay çoktan amaç olmaktan çıktı. O iş bitti bile. Oraya gitmeye gereksiz masraf olarak bakılıyor Mars'a gitmek varken, bu saçma değil. Saydığım sebepler uydurma değil, Makine Mühendisliği ookuyorum. Kıytırık iki çelik arasında dayanıklılık olarak %10 fark olsa bile arada 2 kat fiyat farkı oluşuyor. Bunlar uydurma sözler değil. O yüzden o zaman oluyordu şimdi neden olmuyor önermesi yanlış bir önerme. 1969'da kullanılar mekikle çıkılır, ama çıkmanın faydası yok, zaten 6 kez çıkıldı. Aynı miktarda veri elde edilecek çünkü. Şimdiki teknolojiyle abartmıyorum binlerce kat daha fazla veri elde etmek mümkün. O yüzden Aya gitmek fazla masraflı hale geliyor ve hedef başka yöne çevriliyor, Mars'a.

Nasa'nın bütyçesinin olmaması neden saçma? NASA'nın tek işi uzaya gitmek değil. NASA uzayla ilgili her şeyi inceleyen bir kurum, uzaya geziler düzenleyen bir kurum değil.
https://www.nasa.gov/content/earth-missions-list

Güvensizlik oluşmuş olmaları üzerinde neyi kanıtlıyor? Bugün Ak Parti ile CHP üzerinde de büyük güvensizlik var. Hatta Atatürk üstünde de güvensizlik var bazı kesimlerce. 150 yıl önce Osmanlı'nın üzerinde büyük güvensizlik vardı, 250 yıl önce de Fransız Devriminden önce meclise çok büyük güvensizlik vardı vs. vs. Ama bunlar onların haksız ya da haklı olduğu ile ilgili yargılama yapmamıza olanak tanıyacak kadar kuvvetli değil.

Komplo teorileri hep teklikelidir, çünkü her zaman mantıklıdır. Bugün dünyada binlerce farklı görüş varsa büyük çoğunluğu doğrudur.

Bence Tolstoyevski'nin paylaştığı Barış Özcan videosu gayet yerinde bir video.
 
Ay'a gidilmediğini ben de düşünüyorum, ama benim sebebim basit. 60 yıl geçti hala aynı fotoğraflardayız. Bu mantıklı değil. Videoda şahıs tamamen olayı ele almış, açıklamış. Bir kısmının mutlaka cevabı vardır bence o ayrı. Bütün yalanlamaların doğru olduğunu düşünmüyorum. Özellikle hız konusu çok mantıklı geldi ve bunun açıklaması vardır muhtemelen. Nasıl olduğunu merak ettim. Sadece bir soru aklıma takılıyor. Bu teori doğruysa pratikte atmosferin dışına hiç bir uzay aracının hiç bir yere çıkamaması gerekir? Sadece dönüp durur. Bu pek iç acıcı bir teori değil ayrıca. Benim ve milyarlarca insanın gelecek olağanüstü Uzayla ilgili başarı beklentilerinin mümkünsüz olduğu gerçeğine inanmamız gerekecek. Yani neredeyse yerle bir olacak. Bu da umut söndürücü.
En son olarak genel videolar ile ilgili tartışmalar yaşanmış o youtube kanalında. Hatta videolar bile silinmiş. Demek ki aksini iddia eden güçlü bir kesim de var. Onlarla ilgili de videolar aramak güzel olur. Ay'a gidildiğini ispatlayan düşünceler neler merak ettim. Onları da araştırmak gerekir. Özellikle ilk videodaki sorularına varsa eğer sağlam cevaplar gerekir. Zaman buldukça devam edecegim. Bu aralar da boşum zaten.
Paylaşım için de teşekkürler Esra. 😉 @dizi kolik