İkisi de etkileyici bir film olabilir ve daha yükseklere de çıkabilirdi aslında her ikisi de, sorun olmazdı.
İkisi de etkileyici bir film olabilir ve daha yükseklere de çıkabilirdi aslında her ikisi de, sorun olmazdı.İlk puan 8.2 olarak planlamıştım ama beni etkileyen bir başka film çıkınca 8 puan iyidir dedim. Onu da gün içinde yorumlarım
İlk puan 8.2 olarak planlamıştım ama beni etkileyen bir başka film çıkınca 8 puan iyidir dedim. Onu da gün içinde yorumlarım
@bazinga ile aynı puanı vermiş.
9 puan vermiştin sanki filme, düşürdün sanırım.Taş gibi bir film olmuş. Bu sene ödüllere damga vuran mı bilemem ama gönüllere taht kuracağı kesin. Özellikle Power Dog ve Belfast işkencelerinden sonra ilaç gibi geldi bu film… İzledikten sonra iyi ki izlemişim dedirtecek sıcak ve samimi filmlerden.
Açıkçası ses, müzik gibi sadece teknik dallarda değil En İyi Film dalında da aday olmasını ve mümkünse kazanmasını çok isterdim.
Anne, baba ve ağabeyin gerçek hayatta da deaf olmalarını filmi izledikten sonra öğrendim ancak şaşırmadım çünkü bu kadar gerçekçi ve etkileyici bir filmde böyle güzel oyunculuklar ancak doğal halleriyle mümkün olabilirdi… Benim en çok şaşırdığım şey, başroldeki 18 yaşındaki kız ve geleceğin yıldızı Emilia Jones’un sesi oldu. Filmde o seslerin dublaj olduğunu, bu kadar güzel sese sahip bir oyuncu olamayacağını düşünmüştüm hele o taşlarda. Meğerse kendi sesiymiş.
Rol için hem müzik eğitimi hem işaret dili eğitimi almış olması ve bunun üstünden başarıyla geçmiş olması muhteşem bir şey. En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar Adaylığı almazsa yüzyılın haksızlıklarından olur çok net… Umarım sadece adatylıkla kalmaz, ödülü de kazanır. Locke Key dizisini seven @The_Erinch ve mesleği gereği bu filme daha bir sempati duyacağı kesin olan tarz olarak da hitap eden @Dosi mutlaka tavsiye edilir bu film, yılın ender güzel işlerinden…
Filmde içimizi ısıtan şey o güçlü aile bağıydı ve bunu çok yalın bir şekilde aktarmışlar.
Baba karakterinin gözünden ve kulağından dünyayı gördüğümüz sahne üstteki yorumlarda da hakkı verildiği üzere kelimenin tam anlamıyla efsane.. Üstüne bir de o mülakat sahnesinde kızın hem şarkı söyleyip hem işaret diliyle çevirmesi sahnesi de eklenince tüyler diken diken…
Filmde olumsuz diyebileceğim, göze çarpan net bir unsur bile yok… Bu kadar iyi empati kurduran filmler çok nadir gelir, o yüzden hakkını teslim etmek gerek. Keşke Apple+ filmi olmasaydı, vizyona girseydi de ödüllerde sırf dijital sinema filmi diye dışlanmayacak olsaydı… Gerçi The Power of The Dog’ın en iddialı film olduğu ortamda böyle bir bahane üretmeleri de komik olur.
8.2
Evet üzerinden zaman geçtikçe puanlarda değişiklik daha doğru geliyor bana, filmi izler izlemez sıcağı sıcağına farklı duygularda olabiliyoruz çünkü9 puan vermiştin sanki filme, düşürdün sanırım.
Ayıptır kardeşim, "@Tolstoyevski yüksek puan verdi." dedirtmemek için düşürdün puanı.Evet üzerinden zaman geçtikçe puanlarda değişiklik daha doğru geliyor bana, filmi izler izlemez sıcağı sıcağına farklı duygularda olabiliyoruz çünkü
Hayır Don’t Look Up beni daha bi tavladı ve ondan daha yüksek vermek istemedim, bir nevi @bazinga ‘nın durumuna düştüm onu yadırgarkenAyıptır kardeşim, "@Tolstoyevski yüksek puan verdi." dedirtmemek için düşürdün puanı.O duyguları yeniden izle, yeniden girer, belki yeniden yüksek puan verirsin şimdi, orası da var.
İki filmi kıyaslayıp puan vermek bana çok saçma geliyor.Hayır Don’t Look Up beni daha bi tavladı ve ondan daha yüksek vermek istemedim, bir nevi @bazinga ‘nın durumuna düştüm onu yadırgarken
Dünyada tek film olsaydı sonuçta onu puanlamak anlamsız olurdu çünkü 10 üzerinden ama neye göre 10 üzerinden diyebilirdik. Senaryosu iyiyse diğer filmlere göre iyi olduğu içindir ya da tam tersi. Bu yüzden daima ben filmleri birbirinden bağımsız değerlendirmeden bütün içinde kıyaslamaya çalışıyorumİki filmi kıyaslayıp puan vermek bana çok saçma geliyor.Mesela ikisi de 9 puan olur ama birisi bir tık önde olabilir aynı puan olmasına rağmen ya da zaten tür bakımından farklılar.CODA direkt dram, diğeri Bilim Kurgu ve Komedi iç içe genel olarak. Yani bir kere kulvarları farklı. Tür bakımından değerlendirmek daha mantıklı geliyor bana ama tabii kişiden kişiye göre değişiyor değerlendirme.
Hani 10 ya da 9 puan verirsin ama kıyaslama anlamında aynı puan verdiklerin olabilir, onun da kendi içinde sıralaması oluyor aslında. Kıyasa girip düşürmek bana yanlış geliyor da, senin bakış açın farklı tabii, olur böyle şeyler.Dünyada tek film olsaydı sonuçta onu puanlamak anlamsız olurdu çünkü 10 üzerinden ama neye göre 10 üzerinden diyebilirdik. Senaryosu iyiyse diğer filmlere göre iyi olduğu içindir ya da tam tersi. Bu yüzden daima ben filmleri birbirinden bağımsız değerlendirmeden bütün içinde kıyaslamaya çalışıyorum
Don't Look Up'ı yükseltseydin o zaman. Win-win olmuş olurdu.Hayır Don’t Look Up beni daha bi tavladı ve ondan daha yüksek vermek istemedim, bir nevi @bazinga ‘nın durumuna düştüm onu yadırgarken
Bu sene tavan puanım 8.5 ile Don’t Look Up oldu ve daha üstüne çıkabilen film çıkar mı pek umutlu değilim.Don't Look Up'ı yükseltseydin o zaman. Win-win olmuş olurdu.
Puanlar konusundaki cimriliğin gözlerden kaçmıyor zaten.Bu sene tavan puanım 8.5 ile Don’t Look Up oldu ve daha üstüne çıkabilen film çıkar mı pek umutlu değilim.Artık daha gerçekçi ve IMDB mantığına uygun puanlamalar yaptığım için eskisi gibi bol kese dönemim giderek azalmış olacak
Matrix 4’e bile o puanı vermişsem diğer filmler benden korksun…
Yok onu lafın gelişi diyorum tabii, ama efsanevi filmler ve geçtiğimiz senelerdeki çok daha iyi filmler dururken onlarla aynı puanlar vermek de bana bazen ters kaçıyor ama herkesin puanlama mantığı farklı tabii o yüzden renk zevk deyip kaçalımPuanlar konusundaki cimriliğin gözlerden kaçmıyor zaten.IMDb mantığı diye düşünmek çok doğru değil bence. Biz kurum değil kişiyiz sonuçta bir topluluğun puanının 10 çıkması imkansız (Breaking Bad'in aşmış bölümleri falan değilse) ama bir kişinin puanının 10 olması çok normal.
İzleryazar olarak sen bir kurumsun artık, kendini hiç kişiye dönüştürme.Puanlar konusundaki cimriliğin gözlerden kaçmıyor zaten.IMDb mantığı diye düşünmek çok doğru değil bence. Biz kurum değil kişiyiz sonuçta bir topluluğun puanının 10 çıkması imkansız (Breaking Bad'in aşmış bölümleri falan değilse) ama bir kişinin puanının 10 olması çok normal.
Puanım 9'du ama sonradan düşününce 9 puan, diğer 9 puan verdiklerim için biraz abartılı geldi ve puanımı 8'e düşürdüm ama forumdaki diğer filmlerden bir farkı olsun diye 8.5 yapıyorum.CODA ya da uzun ismiyle Child of Deaf Adults, Türkçe ismiyle de Sağır Yetişkinlerin Çocuğu. Filmin ismindeki uzun hali, filmdeki baş karakteri anlatır nitelikte. Filmde Ruby Rossi, işitme engelli ebeveynleri ve işitme engelli abisiyle yaşayan genç bir kızdır. Bu karakterimizin Frank, Jackie ve Leo'dan en büyük farkı, işitme engelli olmaması. Rossi ailesi olarak aile balıkçılık ile geçimini sağlamaktadır ve lise son sınıf öğrencisi olan Ruby, ailesine çevirmenlik yapmaktadır. Şarkı söylemeye karşı yeteneği olan Ruby bir gün koroya katılma kararı alır, koroya katılır ve müzik öğretmeni Bernardo Villalobos, onun yeteneğini fark eder. Artık onun için iki seçenek vardır; ya ailesine yardım edecektir ya da şarkı söylemeye devam edecektir.
Filmin iyi bir konusunun olmasıyla birlikte, aynı zamanda işitme engellilerle empati kurdurma yönünden önemli bir yanı var. Rossi ailesi hem renkli olmasıyla güldürüyor, hem de onlara karşı yapılan davranışlar yönünden üzüyor. Filmin müzikal yönünde Ruby'nin ilham vermesi yönü devreye giriyor; kendini keşfetmeye başlayan Ruby, özgüven kazanmaya başlıyor. Ruby'nin bir de ailesine karşı bağılılığı var ki, sanırım film adına bu bağlılık detayı da önemli. Filmin hem empati kurduran, hem ilham veren, hem de renkli sevgi bağıyla dikkat çeken bir tarafı var. Hayal kırıklığına uğrayacağımı düşünmediğim bir filmdi, aksine beklentilerimin de üstünde çıktı.
8.5/10
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?