Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
En İyi Yönetmen
En İyi Uyarlama Senaryo
En İyi Kurgu
En İyi Görüntü Yönetmenliği
Filmin Özeti
Rocket ve Küçük Ze, Tanrıkent'te yaşayan iki gençtir. Suç dünyasında kendine bir yer edinebilecek zihniyete ve fiziksel güçe sahip olmayan Rocket, çocukluğundan beri bir fotoğrafçı olma hayalleri kurmaktadır, ancak fotoğraf makinesi alacak parası yoktur. Küçük Ze ise Rocket'ın tam tersine çocukluğundan beri suça yatkın bir görünüş sergilemektedir; acımasız, akıllı ve hırslıdır. Küçük bir genelev soygunu sırasında öldürmenin de 'tadını' alan Ze'nin iştahı gün geçtikçe daha da artar.
70'lerde tüm mahallenin uyuşturucu ticaretinin kontrolünü ele geçirir. 80'lerin başında Tanrıkent'te her zamankinden daha büyük bir kaos hüküm sürmeye başlar. Yeni bir suç nesli yetişmiş, eskilerin yerini almak için çalışmaya başlamışlardır. Çete savaşlarında pek çok genç hayatını kaybetmektedir. Artık bir fotoğraf makinesi olan Rocket'ın hayatı bu noktada Ze'yle kesişecektir. Rocket, fotoğraf makinesini bu bitmez tükenmez katiamları belgelemek için kullanacaktır.
tanrıkent beklediğimden çok daha güzel çıktı
konusu bir harika hızlı tempolu anlatacak çok şeyi olan bir film çıkmış ortaya
kadro çok zengin zenginliği oyuncuların şöhretinden değil oyuncu çeşitliliğinden karakter bolluğundan kaynaklanıyor , baştan sona akıcı ve tempolu bir film izledim , brezilyanın rio şehrinin kartpostallara yansımayan yoksul varoşlarındaki hayatı gerçekçi ve muhteşem yansıtıyor ..
filmin aksayan yönleri ise bazı sahnelerde fazla abartılı yerlerin oluşu
mesela zee denilen çocuğun genelev baskınında bir karış boyuyla beş on kişiyi tek başına soğukkanlı bir şekilde öldürmüş olması,hem abartıydı hemde sanki çocuk şartların getirdiği bir psikolojide değildi de, doğuştan bir kötülük taşıyordu öldürürken,, oysaki asıl filmin anlatmak istediği şeye ters bir durum ?
anne baba kontrolünden tamamen çıkmış, çetelerin hakim olduğu sokaklarda yatıp kalkan, sokak kültürüyle karakterleri şekillenen, suç batağına saplanmaları için uygun bir ortamda yetişen çocukların durumunu izleyicilere yansıtmakta çok başarılı olmuş
sokakları suçlulardan arındırması gereken polislerin ise asıl bu karğaşanın kaosun , çatışmanın sorumlusu olduğunu görüyoruz,
kemirgenler adı verilen ufak çocuklardan oluşan grup final sahnesinde zee yi öldürerek filme damgayı vurmuş oldu ve zee nin ölümün aslında hiçbirşeyi değiştirmediğini onun yerine geçecek yeni yeni zee lerin ortaya çıkmış olduğunu görmüş olduk..
ufak tefek kusurları eksik veya abartılan kısımları haricinde film çok iyiydi
puanım = 8.5
Beklediğimden daha etkileyici, daha sürükleyici ve her yönden daha iyi bir film çıktı.
Filmde tempo hiç düşmüyor hep bi haraketlilik var. Böyle uzun süreli filmlerde mutlaka sıkılırım ama bu filmde öyle birşey olmadı aksine çok çabuk bitti.
Konusuda zaten ilgimi çekmişti. Küçük yaştan itibaren gangsterlerin hayatlarının anlatılması filan iyiydi.
Lil Ze nin ilk başta diğerlerini kandırıp, genelevi kendi soyması çok iyiydi. Küçüklükten belliymiş nasıl olacağı Sonu kötü oldu ama haketti bence. Biraz arkadaşı Benny gibi olsaydı bu kadar düşman edinmezdi kendine.
Az da olsa eksikliğine rağmen bence çok kaliteli bir filmdi. Konunun gerçekten yaşanmış olması filmi daha da güzel yapıyor, mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Rio'nun arka sokaklarını, uyuşturucu ticaretini, çeteleri çok iyi anlatmışlar.
İki saat yorumumu aradım da çok az yazmışım. "Geçişleri çok iyiydi ama olayları karışık anlatmışlar biraz." deyip 6.5/10 vermişim 23 Haziran 2013 tarihinde.
Tekrar izlemek istemiyorum filmi. IMDb'deki yeri de çok abartı. Zamanında beklentimin fazla olması, öncesinde çok daha iyi filmler izlemiş olmam bu puanı vermemde etkili olmuştur ama tekrar izlesem de puanımın 8'in üstüne çıkacğını sanmam.
berkann ödülleri'nde iddialı olduğu adaylıklar: En İyi Kurgu -sizler yazdıkça eklerim belki. -
Filmin yıldızı Fernando Meirelles ile Kátia Lund'tu. Belki filmde gözükmediler ama kamera arkasında kendilerini hissettirdiler. Diğer kamera arkasındakilerini de sayabiliriz. Filmde üst düzey performans sergileyen birisi yoktu. Ancak filmi öne çıkaran yönetmen vardı. Konu, senaryoya işleyiş gibi birçok başarılı unsurları da vardı. Çok hızlı ilerleyen ve temposunu kaybetmeyen, hız sıkmayan bir görüntü ile ilerlendi. Ölüm konusunu biraz hafife almış gibiydiler, tek sıkıntı orada.
Her şeyi anlarım da;
Afişteki gibi Rocket ile Angélica, nereden nereye geldi ama afişteki gibi kalamamalarına anlayamam. Nereden nereye gitti.
Olaylar;
Bir anda gelişti. Lil Zé ortalığı kana buladı, hatta küçükken. Öldürüşü hafife almakta uygun değil tabi ki. Küçük yaşta başlayan gangsterlikler, nerelere kadar uzandı. Sonu iyi bitti. Aralarında Benny iyiydi ama o da öldü. Bir de Ned iyiydi, o da vuruldu.
Filmin başlayışı ile geri dönüşüyle buluşması biraz ters köşeydi. Orada olumsuz bir şey olacağını düşünmüştüm. Kurgusal anlamda çok iyiydi. Her şey düzenliydi. Kafada "acaba nasıl bitecek" diye bir soru oluştu ve o soru, iyi bir cevap buldu.
Aralarında Angélica'yı canlandıran Alice Braga'yı günümüzde öne çıkıyor. Filmde güzelliğiyle de öne çıkmıştı. Şimdilerde de başka başka filmlerde kendisini gösteriyor. Sanırım aralarında en fazla öne çıkan isim. Bu filmde rol almasının etkisi de büyük. Bu filmden sonra birçok filmde yer aldı ve öyle gidiyor.
Aslında oyunculardan çok, kamera arkasını tebrik etmek lazım. Filmi bu kadar iyi kılanlar bu isimler. Ödül ve adaylıklar da bu yönde. Film zamanında çok fazla konuşulduğunu da hatırlatayım. Çarpıcı bir konusu da vardı, işleyişi de hesaba katarsak, haliyle çok konuşulur.
İnsan öldürmek tavuk kesmek kadar kolay. Para harcar gibi adam harcanıyor. Orada işler böyle yürüyormuş. Tanrıkent, gettolarda silah ve uyuşturucu içinde büyüyen çocukların hırsız, uyuşturucu satıcısı, katil olacakları bir dünyaya nasıl sürüklendiklerini anlatıyor.
Film asla sıkmadan hızlı bir tempoyla geçiyor. Oyuncuların her biri hiçbir şekilde oyunculuk deneyimi olmayan amatör insanlardan oluşuyor yani zorlu hayat şartlarında yaşayan insanlardan bir bakıma kendilerini oynamışlardır. Ama muhteşem bir performans göstermişlerdir.. Oyuncuların bence amatör olması filmi daha çok gerçekçi kılıyor.
Ensesinde ölümün nefesiyle o sokaklardan çıkan ünlü bir fotoğrafçının hikayesi. kötü adam ze'nin, 6 yaşında var yok olan o küçük çoçuğa elinden mi ayağından mı vuruyim diye sorması, çocuğun içimi parçalayan ağlaması, sonra diğer çoçuğun, ze'nin zorlamasıyla kendi yaşlarında bir çoçuk tarafından öldürülmesi ve ayağından vurulmuş ama ölümden kurtulmuş küçük çoçuğun topallayarak, ağlayarak gitmesi.
İyi bir film... Oldukça başarılı ve sürükleyici. Mutlaka seyredilmeli. 8/10
tanrıkent beklediğimden çok daha güzel çıktı
konusu bir harika hızlı tempolu anlatacak çok şeyi olan bir film çıkmış ortaya
kadro çok zengin zenginliği oyuncuların şöhretinden değil oyuncu çeşitliliğinden karakter bolluğundan kaynaklanıyor , baştan sona akıcı ve tempolu bir film izledim , brezilyanın rio şehrinin kartpostallara yansımayan yoksul varoşlarındaki hayatı gerçekçi ve muhteşem yansıtıyor ..
filmin aksayan yönleri ise bazı sahnelerde fazla abartılı yerlerin oluşu
mesela zee denilen çocuğun genelev baskınında bir karış boyuyla beş on kişiyi tek başına soğukkanlı bir şekilde öldürmüş olması,hem abartıydı hemde sanki çocuk şartların getirdiği bir psikolojide değildi de, doğuştan bir kötülük taşıyordu öldürürken,, oysaki asıl filmin anlatmak istediği şeye ters bir durum ?
anne baba kontrolünden tamamen çıkmış, çetelerin hakim olduğu sokaklarda yatıp kalkan, sokak kültürüyle karakterleri şekillenen, suç batağına saplanmaları için uygun bir ortamda yetişen çocukların durumunu izleyicilere yansıtmakta çok başarılı olmuş
sokakları suçlulardan arındırması gereken polislerin ise asıl bu karğaşanın kaosun , çatışmanın sorumlusu olduğunu görüyoruz,
kemirgenler adı verilen ufak çocuklardan oluşan grup final sahnesinde zee yi öldürerek filme damgayı vurmuş oldu ve zee nin ölümün aslında hiçbirşeyi değiştirmediğini onun yerine geçecek yeni yeni zee lerin ortaya çıkmış olduğunu görmüş olduk..
ufak tefek kusurları eksik veya abartılan kısımları haricinde film çok iyiydi
puanım = 8.5
Brezilya petrol çıkarmaya başlayınca zenginleşmeye başladı, gayri safi yurtiçi hasıla 11 bin dolar civarinda ama bizde olduğu gibi adaletsizlikler mevcut. Yani zengini çok zengin fakiri çok fakir hala Rio'nun arka sokaklarında gecekondularda (onlarda getto) açlıktan ölen insanlar var.
Brezilya petrol çıkarmaya başlayınca zenginleşmeye başladı, gayri safi yurtiçi hasıla 11 bin dolar civarinda ama bizde olduğu gibi adaletsizlikler mevcut. Yani zengini çok zengin fakiri çok fakir hala Rio'nun arka sokaklarında gecekondularda (onlarda getto) açlıktan ölen insanlar var.
Filmi yıllar önce izlemiştim ve pek fazla beğenmemiştim. Bu kez etkinlikle bir daha izleyim hem de artan sinema kültürümle filmi belki daha çok severim diye düşünmüştüm fakat ne yazık ki olmadı. İyi film ama Top 250'de 21. sırada oluşunu açıklayacak mantıklı bir sebep bulamıyorum. 2000'li yılların en çok abartılan filmlerinden biri olsa gerek...
Film aslında mükemmel başlıyor. Tavuklu sahne gerçekten büyük bir tebriği hakediyor, hatırlamak harikaydı. İlk dakikadan itibaren film sürekli bir karakter tanıtma çabası içinde olmaya başlıyor. Tam karakterleri benimseyip alışmaya başlıyorsun hop yeni karakterler devreye giriyor yeniden bir alışma süreci...
İlk başları bence gayet iyiydi fakat gittikçe tempo düştü ve yeni karakterler eskileri aratmaya başladı. Olaylar da ilk baştaki heyecanını kaybetmeye başladı. Filmin süresi aslında çok da uzun değil fakat 3 saatlik bir filmmiş hissiyatı yaratıyor. Bazı kısımları akıcı ama filmin genelini akıcı olarak nitelemem mümkün değil.
Filmin bence en büyük artısı görüntü yönetmenliği. Film boyunca harika görüntüler yakalamış yönetmen. Yönetmenler, oyunculuklar, işin teknik kısmı falan gerçekten başarılı ama senaryo pek olmamış olacak ki bütün olarak çok da harika bir iş çıkmamış.
Bu filmi bu kadar sevip 21. sıraya koyanlarla tahmin ediyorum ki The Wire kitlesi büyük oranda aynı kitledir. Bana The Wire'ı hatırlattı film. Fakat The Wire dizi oluşu nedeniyle karakterlere bağlayabiliyor ilk bölümlerde olmasa da. Bu filmde ise karakterlere bağlanabilmek bir hayli zordu.
Tek söyleyebileceğim keşke içgüdülerime güvenip izlemeseydim sadece gereksiz bir film olmuş. Yorumlara kanıt katlanırım dedim izledim ama film saçma sapan birşeydi. Imdb'de oylayan kişiler bunun gerçek hikaye olmasına mı kandılar. Gerçek hikayede bir gerçekcilik vardırda yapamamışlar hani.
Olay oluyor, polis bir anda oradan bıradan çıkıyor, imkansız şekilde. Adamın canı sıkılıyor onu bunu vuruyor sonra polis geliyor onu bunu vuruyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Filmin verdiği duygusal birşey yok, verilmek istenen ders yok, gerçek hikaye olsa bile anlatılamamış. Amaç neydi anlaşılmıyor vs vs. Boşu boşuna geçen bir 2 saat. Tek olumlu yanı ise görüntünün çok başarılı olması yoksa kapatır giderdim, filmin içinde gibi hissettirdi, açılar vs vs çok iyiydi. Her kimse onun başka filmleri incelerim.
Filmin posteri ana karakterimiz ile kız, kız bu arada gerçekten nasıl düşmüş oraya bilmiyorum baya güzel. Durum şu ki postere koyacak başka bişi bulamamışlar, kızla o elemanın olayı 10 dakika felan sürdü, yapmayın böyle şeyler.
IMDb Puanı: 8.7
Sinemalar.com: 8.8
Puanlar karşısında şaşkınlık içerisindeyim, şuan ki vereceğim puanın altında puanlama yapmadığımıda belirterek. Boşuna geçen bir 2 saat.. Görüntüyü çeken elemanı tebrik eder ve..
Enfes film. Şahsımca en iyi gangster filmidir. Bu tür filmleri bulmak oldukça zor. Kesinlikle sıradışı!
Filmin afişine ilk baktığımda bu kadar güzel bir olacağını pek sanmazdım ama yanılmışım.
Carnavarlarıyla ünlü Brezilya'nın Rio kentinin o kadar da tozpembe olmadığını yapılabilecek en iyi şekilde göstermiş filmdir.
Aynı zamanda tamamen gerçek olaylardan alındığını bildirmekte fayda var.
Baştan sona kadar sıkmıyor ve keşke biraz daha uzasaymış dedirtiyor, 3 küsür saatine rağmen.
Gerilim, sürükleyicilik, gerçekçilik ve mükemmel kurguya sahip. Müzikler enfes.
İnsan hayatına tavuktan daha çok değer verilmeyen bir kentin vahşet hikayesi. Kan dondurucu derecede vahşi ama hayatın kendisi kadar gerçekçi.
Gerçekten böyle hayatların olduğunu bilmek acı verici. Anaokulu çağındaki çocukların plastik tabanca ile değil de gerçek tabancalar ile dolaşması... En az Afrika'da ölen çocuklar kadar iç burkan bir detay.
Filmi, detaylarını, her şeyi bir kenara bırakalım. Orada doğup, o çocukların yaşadığı hayatı da yaşayabilirdik ve daha küçücük yaşımızda kim vurduya da gidebilirdik...
Ne diyelim fazla söze gerek yok, her insanın en az bir kere izlemesi gereken başyapıt filmlerden biri. İmdb'deki puanını sonuna kadar hakediyor.
Filmi ismine güvenerek izledim. Fragmana falan hiç bakmadan izledim ama Bende filmi sevemeyenlerdenim. Özellikle bunu filmin içine daha çok girdikçe karar verdim.
Filmin çıkış noktası ve genel hikayesi güzeldi ama ilerleyişi ve ara kısımlar çokta sevimli değildi tabi bu gerçek hikayeymiş onuda göz önünde bulunduruyorum yani işleyişin sıkıntıya girişinde.
Film aslında çokda sıkmadı ama karışık, karma karışıktı ve bu nedenle pek bir şey ifade edemedi. Çok etkilemedi beni. Ne izlediğimi bile unuttum ama filmin tek unutulmaz karakteri Benny'dir her halde. Ölümü baya üzdü.
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.
Sonu kötü oldu ama haketti bence. Biraz arkadaşı Benny gibi olsaydı bu kadar düşman edinmezdi kendine.
