Tür: Aksiyon, Fantastik Yönetmen: Anna Boden, Ryan Fleck
Oyuncular:
Brie Larson
Samuel L. Jackson
Jude Law
Filmin Özeti:
Film, Carol Danvers'ın Captain Marvel'a dönüşümünden değil, Carol Danvers'ın Captain Marvel olarak dünyaya düşüşünden ilerliyor. Süper güçlere sahip, güzel bir kadın olarak dünyaya düşen Carol Danvers, gezegeni keşfettikçe kimi görüntüler hatırlamaya başlar. Geçmişte gezegenimizde yaşadığını ve burada bir hayatı olduğunu hatırlamaya başlayan genç kadının güvenebileceği tek kişi ise SHIELD çalışanı Nick Fury'dir. Geçmişini keşfettikçe kendine dair bilmediği yeni detayları keşfeden süper kahraman, bir yandan da şekil değiştiren düşmanları Skrull ırkı ile onu ölümden kurtararak kendileri gibi güçlü yapan erdemli Kree ırkı arasındaki savaşta önemli bir rol oynamaktadır. İki ırkın Dünya gezegeni üzerindeki savaşında bir taraf seçmek zorunda kalan Carol, bir süper kahraman olmanın gerçek anlamını keşfedecektir.
Brie Larson faktörüyle merakla beklediğim bir filmdi. Doctor Strange'den bu yana ilk kez bir Marvel filmini sinemada izledim. Tabii biraz da Infinity War etkisi.
Hazır izindeyken ilk gün ilk seansta izledim ve Cuma 11.00'da salonda 200 küsür kişi vardı şok oldum. İyi ki bileti bir gün önceden almışım.
Filme gelecek olursak fena değildi. Bütün olarak senaryo çoğu Marvel filminde olduğu gibi zayıftı ama oldukça keyifli anları vardı. Kedi süperdi.
Açıkçası bu senenin en çok merak ettiğim filmleri arasındaydı Captain Marvel, çünkü Marvel evreninin belki de en güçlü karakteri. Kendisini çizgi-romanlardan da bildiğim için çok merak ediyordum filmi, bunda tabii Infinity War’ın after-credit sahnesinin de payı büyük.
Brie Larson ilk açıklandığı günden beri, fanlar tarafından oldukça tepki gördü ancak ben tepki gösteren tarafta değildim. Sonuçta bu kadın Oscar ödüllü bir oyuncu, herhangi bir isim değil yani. Zaten tepkilerin çoğu fiziğinden ötürü ama bence çoğunu hak etmiyor eleştirilerin.
Filme gelirsek, Marvel’ın solo filmleri genellikle Avengers filmlerinden bir tık düşük oluyor. Bu film de öyleydi. Özellikle senaryosu açısından önemli sıkıntıları vardı.
Filmin en büyük sıkıntısı bizi içine çekemiyor oluşu. Captain Marvel geçmişini bilmeyen bir karakter, dolayısı ile bol bol flashback sahneleri izliyoruz ama bu sahneler çok kopuk kopuk. Bu da senaryo ve kurguyla alakalı bana kalırsa. İkisinde de önemli sorunlar var.
Böyle olunca da -özellikle filmin ilk yarısında- filmin içine tam olarak giremiyorsunuz. Biraz daha derli toplu bir senaryo ve kurgu olsa bambaşka bir seviyeye çıkabilirdi film.
Captain Marvel’ın geçmişine gittiğimiz her sahne pat diye kesiliyor, flashbackleri sıralı ve bir arada izlesek çok daha iyi olurdu bence.
Filmin iyi yanları da var tabii. 90’lar havası güzeldi, Captain Marvel’ın ne kadar güçlü olduğunu Endgame öncesi anlamamız ve görmemiz güzeldi, film bol bol güldürüyordu, espriler yerinde ve keyifliydi, ayrıca kedi de oldukça tatlıydı.
Zaten filmin en temel amacı Endgame öncesi bizi karaktere ısındırmak ve karakteri bize tanıtmaktı, bunu da başardığı için tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir film diyebiliriz Captain Marvel için.
Infinity War’da Thanos’un ne kadar güçlü olduğunu görmüştük. Fury ise onu durdurabilmek için Captain Marvel’ı çağırmıştı. Neden çağırdığını çok iyi anlıyoruz. Uçabilmesi, çok iyi dövüşebilmesi, kontrol edebildiği gücü... Her anlamda Marvel evreninin en güçlü karakteri aramıza katılmış oldu.
Hem Brie Larson’ın, hem Samuel L. Jackson’ın oyunculukları başarılıydı. Özellikle Samuel L. Jackson’ı sonunda başrol olarak görmek sevindirdi. Bu arada bu iki oyuncu dışında da kediyi es geçmemek lazım.
Bol bol güldürdü, filmin yıldızlarından.
Samuel L. Jackson’ın gençliği ve kedinin CGI eseri olması bu teknolojinin ne kadar geliştiğini gösteriyor, teknik anlamda yine harika bir iş vardı yani karşımızda.
Filmin müziklerine de ayrı bir parantez açmak istiyorum, müzikler ve şarkı seçimleri baya başarılıydı. Bu müziklerin yaratıcısının ise bir Türk olduğunu bilmek, jenerikte adını görmek gurur vericiydi, Pınar Toprak’ı ayrıca tebrik etmek gerek bu yüzden.
Ayrıca iki after-credit sahnesi var, özellikle ilki baya iyi ve tam olarak beklediğimiz sahne. İzlemeden salonu terk etmemek gerek.
Kısacası senaryosu ve kurgusu ile sıkıntılı, teknik yönüyle, 90’lar havasıyla, esprileriyle ve filmin gizli yıldızı olan kediyle başarılı bir film var karşımızda.
Brie Larson faktörüyle merakla beklediğim bir filmdi. Doctor Strange'den bu yana ilk kez bir Marvel filmini sinemada izledim. Tabii biraz da Infinity War etkisi.
Hazır izindeyken ilk gün ilk seansta izledim ve Cuma 11.00'da salonda 200 küsür kişi vardı şok oldum. İyi ki bileti bir gün önceden almışım.
Filme gelecek olursak fena değildi. Bütün olarak senaryo çoğu Marvel filminde olduğu gibi zayıftı ama oldukça keyifli anları vardı. Kedi süperdi.
Keyifli zaman geçirmelik klasik Marvel karakter solo filmi olmuş. Gerçekten güldüm bir çok yerde. Ama senaryo olarak oldukça sınırlı bir senaryoydu. Çapı çeperi belli olan bir film. Biraz klişe olan sahneleri de vardı. Hani biz bu hikayeyi gördük kardeşim farklı şeyler gösterin artık dedirten cinsten.
Sürekli ayağa kalk olayı bahsettiğim şey. Hani neredeyse tüm Marvel filmlerinde var bu durum. Artık biraz farklı şeyler düşünün be kardeşim. Karakterin gücünün kaynağı da sıkıntılı biraz. Hani böyle bir güç nasıl o patlama sonucunda bu kadında yer alıyor. Bunu kontrol altına alması da o klişe sahneyle olduğu için final kısmı biraz yavan kalıyor. Karakter gerçekten inanılmaz güçlü ama işte altı bir tık boş yani. Avengers'a bağlanma açısından ilk End Credit sahnesi iyiydi.
Çılgın Flirkel'imiz Goose filmin kesinlikle gizli kahramanı. Her sahnesi başka komikti. Tehlike sınıfı sahnesi hele sağlam güldürdü.
Böyle çok güldüğüm bir çok sahne sayabilirim. Final kısmında Ronan'ın korkusu ise ayrı güldürdü.
Büyük gömülecek bir film değil. Keyifli vakit geçirdim. Vasat veya bir tık üstü denilebilir. Onu bunu bırakalım da Endgame is coming...