- Katılım
- 15 Şubat 2011
- Mesajlar
- 55,491
- Reaksiyon puanı
- 2,350
- Puanı
- 809
Türkiye en iyi malını kaybedecek… Mallarım iyidir… Mal satmasını iyi bilirim… Mal aşağı, mal yukarı… Bir 'mal' muhabbetidir gidiyor 'Benzemez Kimse Sana' programında. Hani derler ya 'Ayının kırk türküsü var kırkı da ahlat üstüne'… İşte o hesap. Hamamda bayıltmayı pek sevdiğimiz sevimli ayıcıklar yiyebilecek iyi ahlat bulabiliyor mu bilemeyiz ancak alınan reyting sonuçları gösteriyor ki, 'Benzemez Kimse Sana' mal muhabbetlerine meraklılar sayesinde birincilik pastasını bir güzel midesine indiriyor.
Orijinaliyle bizdekini kıyaslarsak…
Elemesi olmayan ve her hafta bir dernek ya da vakfa gelir sağlayan 'Benzemez Kimse Sana', bilindiği gibi ilk kez İspanya'da yayınlanan 'Your Face Sounds Familiar'ın yerli versiyonu… Fakat performans açısından ikisi arasında dağlar kadar fark var. Orijinalini izleyenler, bunu kesinlikle fark etmişlerdir. İzlemeyenler içinse biz söyleyelim. 'Your Face Sounds Familiar' yarışmacıları her şeyden önce başarılı makyajlarıyla dikkat çekici. Makyaj ekibi o denli profesyonel ki, yarışmacılar yerini aldıkları ünlüye azami derecede benzetilmekte. Oyunculuk koçları da aynı oranda usta. Yerine geçtikleri ünlülere fazlasıyla benzetilen katılımcılar, beden hareketleri ve sesleriyle de asıllarını aratmıyorlar. Performansa yönelen jürinin bu şova basit esprilerle katkısı olsa da asıl yük yarışmacılarda. Sonuç olarak 'Your Face Sounds Familiar'da sergilenen, yarışmacıların teknik destekli yetenekleriyle ortaya konulan, eğlenceli görsel bir şölen.
'Benzemez Kimse Sana'ya gelince… Orijinalindeki başarılı makyaj desteği ne yazık ki burada aynı oranda mevcut değil. Yüzleriyle pek benzetilemeyen yarışmacıların canlandırdıkları ünlülerin hareketlerini ve seslerini de tam olarak verdikleri söylenemez. Makyaj ve canlandırma bakımından sınıfta kalan 'Benzemez Kimse Sana'da tek güçlü yan 'bel altı konuşmalar'! Espriyi argoyla bütünleştirip izleyici yakalamak, çaba gerektiren diğerlerine kolayı nasılsa…
Seyfi Dursunoğlu malları pazarlamasa durum nice olur?
Eldeki olanakların bilinciyle oluşturulan 'Benzemez Kimse Sana' medyada sıkça adından bahsettiriyor, reyting topluyorsa bu başarının ardındaki yegâne isim jüri başkanı Seyfi Dursunoğlu'dur. Performans eksikliklerini, cinsel çağrışımlı sataşmalarla giderme görevini layıkıyla yerine getiren Seyfi Bey'in 'dil' gücü ve tarzı herkesin malumu. Huysuz Virjin tipiyle karşımıza çıkamasa da eski duruşundan bir şey kaybetmiş değil. Yarışmacıların eşantiyon durumuna düştüğü programın her bölümde, başlı başına bir huysuz şov sergilemekte. Hande Ataizi'ni de şovunun baş aksesuarı yapmakta. 'Niye yardımcı olayım yani' diyerek mal kalitesi tartışmasına katılmayan Erol Evgin'in fonksiyonuysa 'yaş' konusundaki atışmalar ve Seyfi Bey'in tabiriyle 'prostat' reklamına yakışmakla sınırlı. Jüride dengeyi sağlamak için bu da gerekli doğrusu. Yoksa ipin ucu tamamen kaçabilir.
'Zengin koca nasıl bulunur' sorusuyla Ebru Gündeş fanlarının şimşeklerini üstlerine çeken Dursunoğlu-Ataizi ikilisinin, RTÜK'e şikâyet pahasına, programın başarısını korumak için, bel altı konuşmalardan ve imalı esprilerden vazgeçmeleri imkânsız. Olsa olsa EGFC tepkisi sonrası, stüdyo dışındakilerden ziyade el altındakiler malzeme edilir. Bu kısıtlama da mecburen son bölümdeki gibi 'mal' muhabbetini iyice yoğunlaştırır. Peki, sergilenenler hoş mudur? Alan memnun satan memnun olduktan sonra…
Seyfi Bey'i tavırlarından dolayı yargılamadan önce bir de madalyonun diğer yüzünü görmek lazım. HAÇİKO için orada bulunan Ömür Gedik'e ismi üstünden takılmakla yetinen Seyfi Bey'in, 'Mal satmasını iyi bilirim. Sonunda adım p……k'e çıkacak herhalde' diyerek eski şöhret ritmini yakalamak isteyen Asena'nın kıyafetini çıkartması… 'Kıyafete çok para harcanmış ama bu vücuda değmez' sözleriyle Gülben Ergen'in selülitlerine Kendi aracılığıyla üstü kapalı gönderme yapması tamamen 'Benzemez Kimse Sana'yı pazarlama kaygısından kaynaklanan senaryolar. Dolayısıyla jüri başkanını hedef tahtasına koyup kullandığı dilden ötürü şikâyetler yağdırmak anlamsız. Seyfi Bey, ağırbaşlı bir edayla değerlendirme yapıp akıllı uslu konuşsaydı, Hande Ataizi kendisine atılan pasları karşılamasaydı, Erol Evgin Michael Jackson taklidine soyunmasaydı yarışmacıların bu performanslarıyla 'Benzemez Kimse Sana'nın izlenme oranı ne olurdu? İşte asıl sorgulanması gereken bu. Seyfi Bey, programın kurtarıcısı! Konuşmaları ve tarzı hoşa gidiyor ki insanları ekran başına toplayabiliyor. Programın tek başarısı da O… Ötesi fasa fiso.
Her şakanın yarısı ciddidir derler…
İstemem yan cebime koy misali hem tepki çeken hem de izlenen Seyfi Bey, nam-ı diğer Huysuz Virjin yılların birikimine sahip bir sanatçı. Bu doğrultuda espriyle karışık iğnelemeyi gayet iyi biliyor. Geçen senelere rağmen formundan bir şey kaybetmeyen şov yıldızının mal pazarlarken yaptığı tespitler hayli ilginç. Hani her şakanın yarısı ciddidir derler ya işte Seyfi Bey'in taktiği de o hesap. Kahkahalar arasında sokuşturuyor, pek çoklarının aklından geçenleri ve kendi söylemek istediklerini. Helal olsun doğrusu.
Türkiye'nin en güzel kadınları olarak Kibariye ile Akrep Nalan'ı işaret edip yeni bir bakış açısı getiren Seyfi Bey'in Asena'yla Ataizi'ni pazarlarken alıcı gruplarını bölgelere ayırması bana göre programdaki en manidar sözlerdi. Asena'ya Elazığ, Gaziantep ve bütün Güneydoğu'nun talip olacağını söyleyen Seyfi Bey Ataizi'ni de Trakyalıların isteyeceğini belirtmekte. Kendisi de Sivas'la idare edecekmiş. Bu dağılımın Sivas ayağından biz pek bir şey anlamadık ama yarı şaka yarı ciddi taşları gediğine koyan üstadın vardır elbet bir bildiği!
Orijinaliyle bizdekini kıyaslarsak…
Elemesi olmayan ve her hafta bir dernek ya da vakfa gelir sağlayan 'Benzemez Kimse Sana', bilindiği gibi ilk kez İspanya'da yayınlanan 'Your Face Sounds Familiar'ın yerli versiyonu… Fakat performans açısından ikisi arasında dağlar kadar fark var. Orijinalini izleyenler, bunu kesinlikle fark etmişlerdir. İzlemeyenler içinse biz söyleyelim. 'Your Face Sounds Familiar' yarışmacıları her şeyden önce başarılı makyajlarıyla dikkat çekici. Makyaj ekibi o denli profesyonel ki, yarışmacılar yerini aldıkları ünlüye azami derecede benzetilmekte. Oyunculuk koçları da aynı oranda usta. Yerine geçtikleri ünlülere fazlasıyla benzetilen katılımcılar, beden hareketleri ve sesleriyle de asıllarını aratmıyorlar. Performansa yönelen jürinin bu şova basit esprilerle katkısı olsa da asıl yük yarışmacılarda. Sonuç olarak 'Your Face Sounds Familiar'da sergilenen, yarışmacıların teknik destekli yetenekleriyle ortaya konulan, eğlenceli görsel bir şölen.
'Benzemez Kimse Sana'ya gelince… Orijinalindeki başarılı makyaj desteği ne yazık ki burada aynı oranda mevcut değil. Yüzleriyle pek benzetilemeyen yarışmacıların canlandırdıkları ünlülerin hareketlerini ve seslerini de tam olarak verdikleri söylenemez. Makyaj ve canlandırma bakımından sınıfta kalan 'Benzemez Kimse Sana'da tek güçlü yan 'bel altı konuşmalar'! Espriyi argoyla bütünleştirip izleyici yakalamak, çaba gerektiren diğerlerine kolayı nasılsa…
Seyfi Dursunoğlu malları pazarlamasa durum nice olur?
Eldeki olanakların bilinciyle oluşturulan 'Benzemez Kimse Sana' medyada sıkça adından bahsettiriyor, reyting topluyorsa bu başarının ardındaki yegâne isim jüri başkanı Seyfi Dursunoğlu'dur. Performans eksikliklerini, cinsel çağrışımlı sataşmalarla giderme görevini layıkıyla yerine getiren Seyfi Bey'in 'dil' gücü ve tarzı herkesin malumu. Huysuz Virjin tipiyle karşımıza çıkamasa da eski duruşundan bir şey kaybetmiş değil. Yarışmacıların eşantiyon durumuna düştüğü programın her bölümde, başlı başına bir huysuz şov sergilemekte. Hande Ataizi'ni de şovunun baş aksesuarı yapmakta. 'Niye yardımcı olayım yani' diyerek mal kalitesi tartışmasına katılmayan Erol Evgin'in fonksiyonuysa 'yaş' konusundaki atışmalar ve Seyfi Bey'in tabiriyle 'prostat' reklamına yakışmakla sınırlı. Jüride dengeyi sağlamak için bu da gerekli doğrusu. Yoksa ipin ucu tamamen kaçabilir.
'Zengin koca nasıl bulunur' sorusuyla Ebru Gündeş fanlarının şimşeklerini üstlerine çeken Dursunoğlu-Ataizi ikilisinin, RTÜK'e şikâyet pahasına, programın başarısını korumak için, bel altı konuşmalardan ve imalı esprilerden vazgeçmeleri imkânsız. Olsa olsa EGFC tepkisi sonrası, stüdyo dışındakilerden ziyade el altındakiler malzeme edilir. Bu kısıtlama da mecburen son bölümdeki gibi 'mal' muhabbetini iyice yoğunlaştırır. Peki, sergilenenler hoş mudur? Alan memnun satan memnun olduktan sonra…
Seyfi Bey'i tavırlarından dolayı yargılamadan önce bir de madalyonun diğer yüzünü görmek lazım. HAÇİKO için orada bulunan Ömür Gedik'e ismi üstünden takılmakla yetinen Seyfi Bey'in, 'Mal satmasını iyi bilirim. Sonunda adım p……k'e çıkacak herhalde' diyerek eski şöhret ritmini yakalamak isteyen Asena'nın kıyafetini çıkartması… 'Kıyafete çok para harcanmış ama bu vücuda değmez' sözleriyle Gülben Ergen'in selülitlerine Kendi aracılığıyla üstü kapalı gönderme yapması tamamen 'Benzemez Kimse Sana'yı pazarlama kaygısından kaynaklanan senaryolar. Dolayısıyla jüri başkanını hedef tahtasına koyup kullandığı dilden ötürü şikâyetler yağdırmak anlamsız. Seyfi Bey, ağırbaşlı bir edayla değerlendirme yapıp akıllı uslu konuşsaydı, Hande Ataizi kendisine atılan pasları karşılamasaydı, Erol Evgin Michael Jackson taklidine soyunmasaydı yarışmacıların bu performanslarıyla 'Benzemez Kimse Sana'nın izlenme oranı ne olurdu? İşte asıl sorgulanması gereken bu. Seyfi Bey, programın kurtarıcısı! Konuşmaları ve tarzı hoşa gidiyor ki insanları ekran başına toplayabiliyor. Programın tek başarısı da O… Ötesi fasa fiso.
Her şakanın yarısı ciddidir derler…
İstemem yan cebime koy misali hem tepki çeken hem de izlenen Seyfi Bey, nam-ı diğer Huysuz Virjin yılların birikimine sahip bir sanatçı. Bu doğrultuda espriyle karışık iğnelemeyi gayet iyi biliyor. Geçen senelere rağmen formundan bir şey kaybetmeyen şov yıldızının mal pazarlarken yaptığı tespitler hayli ilginç. Hani her şakanın yarısı ciddidir derler ya işte Seyfi Bey'in taktiği de o hesap. Kahkahalar arasında sokuşturuyor, pek çoklarının aklından geçenleri ve kendi söylemek istediklerini. Helal olsun doğrusu.
Türkiye'nin en güzel kadınları olarak Kibariye ile Akrep Nalan'ı işaret edip yeni bir bakış açısı getiren Seyfi Bey'in Asena'yla Ataizi'ni pazarlarken alıcı gruplarını bölgelere ayırması bana göre programdaki en manidar sözlerdi. Asena'ya Elazığ, Gaziantep ve bütün Güneydoğu'nun talip olacağını söyleyen Seyfi Bey Ataizi'ni de Trakyalıların isteyeceğini belirtmekte. Kendisi de Sivas'la idare edecekmiş. Bu dağılımın Sivas ayağından biz pek bir şey anlamadık ama yarı şaka yarı ciddi taşları gediğine koyan üstadın vardır elbet bir bildiği!