AFK Emir'in Yolu dizisinde saçmalık üstüne saçmalık!

hayret bi şey

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,893
Reaksiyon puanı
8,680
Puanı
860
Konum
Antalya
634827868217273041.jpg


Anibal GÜLEROĞLU


Emir'in Yolu saçmalıklarla dolu…

Konu itibariyle ekran ömrünü tamamlayan dizileri uzatmaya kalkınca, gereksiz karakterler ve tatminsiz bir konu çıkıyor. Büyük çoğunluğun maç izlediği gecede, Kanal D 'Arka Sokaklar'ın tekrarını verme kurnazlığına giderken, yeni sezonunu 'Emir'in Yolu'yla başlatan 'Adını Feriha Koydum' da aynı yolun yolcusu.

Çağatay Ulusoy'un aşama kaydettiği dizi reyting sıralamasında üçüncü olsa bile bu başarı, yapımda her şeyin bal-kaymak olduğuna işaret değil. Fanların merakından ve önceki dönemin ilgisinden nasiplenen 'Emir'in Yolu'nda eleştirilecek o kadar çok şey var ki…

Ama bunları sıralamadan önce, Feriha'yı vuranın Halil olduğu haberine değinip bu konuda 'Biz zaten sezon finalinde yazmıştık' diyelim. Bunu belirtmemizin sebebi, övünmek değil kaliteli bir dizinin uzatmaları oynamak adına ne kadar basite indirgendiğini göstermek.

Ölmeyi beceremeyen Emir'den, izleyiciye Süpermen işkence

Hayatının aşkını kaybettikten sonra ancak filmlerde görülen(bu da dizi zaten diyeceklerdir) bir berduşlukla kendini yollara vuran Emir, ölmek için çırpınıyor.

İlk etapta yangına dalıp çocuk kurtardıktan sonra gerisingeri alevlerin arasına dönerek kapıda heykel gibi dikilip yanmayı bekliyor. Ne dikiliyorsun kardeşim atlasana alevlere… Bu noktada antrparantez, itfaiyeciler tarafından çıkartılan Emir'in bir kere bile öksürmemesine dikkat çekelim. Tam bir yönetmenlik komedisi! Böyle güçlü ciğeri olanın ölmesi de güç olur tabi.

Gece yanmayı beceremeyen Emir'in 'Nasıl ölünür?' listesinin gündüz menüsünde, turistlerden para söğüşleyen mahalle serserileri var. Bir yumrukla adamı havalandıran Emir'in bıçağı yiyip kara toprağa kavuşmasına ramak kalmış. Bu kez de, karşısındakiler cılız bir kadın sesinin 'Polis' demesinden ürkecek kadar korkak çıkıyor şansına!

Aylar boyunca Feriha'nın hayaliyle beslenip temel ihtiyaçları aklına dahi getirmediği halde saç-sakal tıraşını ihmal etmeyen, kendini küvetteki sıcak suyun rehavetine bırakmayı hiç aksatmayan Emir'in vücut yapısından bir şey kaybetmemesine ne demeli?

Her gün canavar gibi inşaata koşarak çimentoları taşımasıysa, Emir'den Süpermen yaratıldığının resmidir. Bu arada Emir'in amelelerin ekmeğiyle oynadığını da belirtelim. Kalfanın yerinde olsam onca kişi yerine bedavaya çalışan Emir'i alırdım. Her neyse…

Yorgunluktan da ölmeyen Emir, kesin kararlı. O mahalle senin, bu bina benim dolaşıp koca dayağından şikâyetçi olamayan(burada, kadınlar hakkını arasın mesajı sıkıştırılarak sosyal sorumluluk da sergilenmiş) kadını dayaktan kurtarıyor. Gel gör ki, bu adam da ülkemizde bolca mevcut olan, gücü sadece kadınlara yeten namert erkeklerden.

Son bir çabayla, silahlı çatışmanın ortasında tın tın yürüyor Emir. Çatışmanın dandikliğinden mi, yoksa görünmez meleğinin koruyuculuğundan mı bilinmez, tek bir sıyrık dahi almıyor.

Unisex 'Can'lar bile Emir'in ölmek istediğini anlıyor da, hikmetinden sual olunmayan canlar Fatih'i Azrail bu isteği görmezden geliyor. Kim bilir belki, bu sahnelerle iyice komikleştirilen Emir'in ekran başındakileri işkenceyle telef etmesini planlamıştır da ondan öldürmüyordur. Neticede, yapımcı istemediği sürece öldürmeyen senaryo öldürmüyor işte.

Somurtuk karakterlerle uzatma süründürür

Velhasıl yeni sezonun ilk bölümünde Feriha'ya kavuşmak uğruna Azrail'e açık davetiye çıkartan Emir cümle belaya bulaşıyor ama nafile. 'Ölmek isteyen anında bunu becerir, bunca çabayla izleyiciyi bezdirmeye ne gerek var' diye düşünmek de öyle…

Gerçi bu gereksiz saçmalıklarda suç Emir'de değil. O da emir kulu sonuçta. Senaryo ne diyorsa, baş koyuyor o yola. Ekran başındakiler 'Feriha gitti, dizi ne hale geldi' diyerek kafaları vursalar ne gam… Düşmüşler bir kere Emir'le birlikte bu kapana!

'O eski halimden eser yok şimdi' nağmelerini hatırlatan dizinin işkencecileri sadece Emir'i kullanmakla kalmamışlar. Lastiğin bile bir noktadan sonra kopacağını düşünemeyenler, üç adet somurtuk karakter akıl edip diziyi sündürme yolunu tercih etmişler.

Üniversite bahanesiyle Hatay'dan peydahlanan Sütkızı Zülâl ne kadar Feriha gibi bakmaya, onun yerini almaya çalışsa da boşa çaba. Olmamış, olamamış. Kurt masalı üstüne ahkâm kestiren rol, ödünç elbise gibi Beril Kayar'ın üstünden kayıp gidiyor. Tutmaya Emir'in kaslı kollarının bile gücü yetmez.

Mehmet, boynuzlanmanın acısından kendini sınır ötesine atınca onun yerini almak için Onay Kaya'nın canlandırdığı Ömer çıkagelmiş. Hoş gelmiş, diyeceğiz ancak o ne bakışlar öyle. Misafire, babasını kesmiş gibi baktırıp kapıdan fırlatmak yönetmenlikse eğer diyecek bir sözümüz olamaz. Ne var ki, oyunculuğunun baharında yanlış yönlendirilmek de Kaya'ya bir artı sağlamaz.

Ve üç suratsızların sonuncusu; Yavuz'a baba yadigârı, İstanbul'da başka polis kalmamış gibi her yere yetişen Zeynem Çamcı'nın canlandırdığı Can Hatun… Herhalde bu karakter için de hayli revaçta olan 'Arka Sokaklar'daki kadın polislerden ilham alınmış. Böylece bir taşla birçok kuşun vurulmaya çalışıldığı, aşk-dram-polisiye-aksiyon tekmili bir arada 'Emir'in Yolu' orijinalle hiç uyuşmayan yamalarla döşenmiş. Uymasa da uydu diyenler için mesele yok.

Sonuçta; izleyici ister, Çağatay Ulusoy hatırına yeni karakterlerin suratsızlığını sineye çekip 'Emir'in Yolu'na gül döker… İster, 'Ölse de kurtulsak' diyerek dizinin bu hale gelmesine yol açan süründürücülere selam eder. Bizim isteğimiz ise 'Allah aşkına biraz ciddiyet' noktasında biter!
 
Bence güzeldi.. Emir'in davranislari ne kadar bazen saçma olsada..