Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, kanalların ve reklam verenlerin ürün yerleştirme uygulamasına ilgisinin arttığını belirterek, ''Ürün yerleştirme Türk yayıncılık sistemine yeni gelen bir mecra. Sadece Türkiye değil dünya için de yeni bir sistem. Türkiye'de de buna ilişkin uygulama konusunda bir tecrübe olmadığından bazı kuruluşlar bunu ya yanlış anladıklarından ya da istismar anlamına gelecek davranışlardan dolayı farklı uygulayabiliyorlar'' dedi.
Prof. Dr. Dursun, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ürün yerleştirme uygulamasının yeni RTÜK Yasası ile hayata geçtiğini hatırlattı.
Sadece eğlence, spor, dizi ve sinema filmlerinde ürün yerleştirme yoluyla reklam yapılabildiğine işaret eden Dursun, ''Onun dışındaki programlarda ürün yerleştirme olamaz dedik. Ürün yerleştirme ile ilgili bazı kısıtlar da söz konusu'' diye konuştu.
Bazı televizyon kuruluşlarında uygulamaya ilişkin ihlaller yaşandığını belirten Dursun, şu bilgileri verdi:
''Uygulamaya göre 1 saatlik programda en fazla 4 ürün yerleştirmesi yapılabiliyor. Bazı televizyon kuruluşlarında bu sayı 5-6'ya çıkıyor. Bu bir ihlal oluşturuyor. Ürün yerleştirilen program öncesinde uygulamanın olduğuna yönelik bir alt yazının geçmesi ve anonsun olması gerekiyor. İzleyici programda ürün yerleştirmenin uygulandığının farkında olmalı. Abartı olmamalı, doğallıktan uzaklaşılmamalı. Konuyla ilgili bazı ölçütlerimiz var. Reklamı yasak ürünlerin yerleştirmesi de yapılamıyor.
Bir de şöyle bir ilke var, ürün yerleştirme uygulanan programlarda ürün yerleştirmeye konu olan öznenin, ilgili ürünün aynı zamanda bant reklamının yapılmaması gerekiyor. Hem ürün yerleştirme, hem bant reklamının yapılmaması gerekiyor.''
Uygulama konusundaki kriterlere uyulma yönünde bir eğilim olduğunu dile getiren Dursun, ''Bunlara ne kadar uyulup uyulmadığı ayrı bir çalışma gerektirir. Uygulamada tecrübe noksanlığı konusunda bazı hatalar olabilir. Bunları tespit ettiğimizde ilgili kuruluşun yanlıştan dönmesini sağlamaya çalışıyoruz'' dedi.
-''Önce ABD'de sonra Avrupa'da yayıldı''-
Ürün yerleştirmenin önce ABD'de daha sonra Avrupa'da yayıldığını kaydeden Dursun, ''AB ülkelerinde de henüz tam yerleşmiş, mevzuatı ve sistematiği oluşmuş bir uygulama değil. Dolayısıyla biz orada çok geç kalmış sayılmayız'' diye konuştu.
Türkiye'de kanalların ve reklam verenlerin ürün yerleştirme uygulamasına ilgisinin arttığını dile getiren Dursun, ''Ürün yerleştirme Türk yayıncılık sistemine yeni gelen bir mecra. Sadece Türkiye değil dünya için de yeni bir sistem. Türkiye'de de buna ilişkin uygulama konusunda bir tecrübe olmadığından bazı kuruluşlar bunu ya yanlış anladıklarından ya da istismar anlamına gelecek davranışlardan dolayı farklı uygulayabiliyorlar'' dedi.
Reklam sürelerine de değinen Dursun, uluslararası arenada belirlenen süreleri yeni yasaya taşıdıklarını söyledi. Buna göre 1 saatlik programda 12 dakikanın reklama ayrılabileceğini bildiren Dursun, şunları söyledi:
''Bu 12 dakikayı yayıncı istediği gibi kullanabilir. Kimisi bunu 4'e, kimisi 6'ya kimisi bir kuşak sisteminde kullanabilir. Burada bir serbestlik var. Sürelerin ihlali elbette bazen söz konusu olabiliyor. 12 dakika bazen 15, 18 dakika kullanılabiliyor. Bize buna ilişkin ihlal raporları geldiğinde, ilgili kuruluşa müeyyide sistemimiz çerçevesinde belli müeyyideler uyguluyoruz. Genel itibarıyla ulusal büyük televizyonlarda bu sürelere uyulduğu şeklinde bir bilgim var. Ama süreler konusunda geniş ve rahat hareket eden bazı kuruluşlar var. Arkadaşlarımız bu durumu tespit ettiklerinde biz onlara gerekli müeyyidelere uyguluyoruz.''
Prof. Dr. Dursun, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ürün yerleştirme uygulamasının yeni RTÜK Yasası ile hayata geçtiğini hatırlattı.
Sadece eğlence, spor, dizi ve sinema filmlerinde ürün yerleştirme yoluyla reklam yapılabildiğine işaret eden Dursun, ''Onun dışındaki programlarda ürün yerleştirme olamaz dedik. Ürün yerleştirme ile ilgili bazı kısıtlar da söz konusu'' diye konuştu.
Bazı televizyon kuruluşlarında uygulamaya ilişkin ihlaller yaşandığını belirten Dursun, şu bilgileri verdi:
''Uygulamaya göre 1 saatlik programda en fazla 4 ürün yerleştirmesi yapılabiliyor. Bazı televizyon kuruluşlarında bu sayı 5-6'ya çıkıyor. Bu bir ihlal oluşturuyor. Ürün yerleştirilen program öncesinde uygulamanın olduğuna yönelik bir alt yazının geçmesi ve anonsun olması gerekiyor. İzleyici programda ürün yerleştirmenin uygulandığının farkında olmalı. Abartı olmamalı, doğallıktan uzaklaşılmamalı. Konuyla ilgili bazı ölçütlerimiz var. Reklamı yasak ürünlerin yerleştirmesi de yapılamıyor.
Bir de şöyle bir ilke var, ürün yerleştirme uygulanan programlarda ürün yerleştirmeye konu olan öznenin, ilgili ürünün aynı zamanda bant reklamının yapılmaması gerekiyor. Hem ürün yerleştirme, hem bant reklamının yapılmaması gerekiyor.''
Uygulama konusundaki kriterlere uyulma yönünde bir eğilim olduğunu dile getiren Dursun, ''Bunlara ne kadar uyulup uyulmadığı ayrı bir çalışma gerektirir. Uygulamada tecrübe noksanlığı konusunda bazı hatalar olabilir. Bunları tespit ettiğimizde ilgili kuruluşun yanlıştan dönmesini sağlamaya çalışıyoruz'' dedi.
-''Önce ABD'de sonra Avrupa'da yayıldı''-
Ürün yerleştirmenin önce ABD'de daha sonra Avrupa'da yayıldığını kaydeden Dursun, ''AB ülkelerinde de henüz tam yerleşmiş, mevzuatı ve sistematiği oluşmuş bir uygulama değil. Dolayısıyla biz orada çok geç kalmış sayılmayız'' diye konuştu.
Türkiye'de kanalların ve reklam verenlerin ürün yerleştirme uygulamasına ilgisinin arttığını dile getiren Dursun, ''Ürün yerleştirme Türk yayıncılık sistemine yeni gelen bir mecra. Sadece Türkiye değil dünya için de yeni bir sistem. Türkiye'de de buna ilişkin uygulama konusunda bir tecrübe olmadığından bazı kuruluşlar bunu ya yanlış anladıklarından ya da istismar anlamına gelecek davranışlardan dolayı farklı uygulayabiliyorlar'' dedi.
Reklam sürelerine de değinen Dursun, uluslararası arenada belirlenen süreleri yeni yasaya taşıdıklarını söyledi. Buna göre 1 saatlik programda 12 dakikanın reklama ayrılabileceğini bildiren Dursun, şunları söyledi:
''Bu 12 dakikayı yayıncı istediği gibi kullanabilir. Kimisi bunu 4'e, kimisi 6'ya kimisi bir kuşak sisteminde kullanabilir. Burada bir serbestlik var. Sürelerin ihlali elbette bazen söz konusu olabiliyor. 12 dakika bazen 15, 18 dakika kullanılabiliyor. Bize buna ilişkin ihlal raporları geldiğinde, ilgili kuruluşa müeyyide sistemimiz çerçevesinde belli müeyyideler uyguluyoruz. Genel itibarıyla ulusal büyük televizyonlarda bu sürelere uyulduğu şeklinde bir bilgim var. Ama süreler konusunda geniş ve rahat hareket eden bazı kuruluşlar var. Arkadaşlarımız bu durumu tespit ettiklerinde biz onlara gerekli müeyyidelere uyguluyoruz.''